İstiklal böyle görünecek! Tarih belli oldu…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi’nde peyzaj çalışması yapılacak.

Belediyeden yapılan açıklamaya göre, İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın söz verdiği tarihte inşaat çalışmaları tamamlanan İstiklal Caddesi’nde çevre düzenlemelerine geçiliyor. Tarihi cadde, yerleştirilecek saksılarla daha yeşil bir görünüme sahip olacak.

İBB Park Bahçeler Daire Başkanlığı tarafından İstiklal Caddesi’nin özgün ve tarihi dokusundan esinlenerek hazırlanan proje kapsamında, bin 350 metrelik tarihi caddeye 24 adet saksı ağaç yerleştirilecek.

Bu kapsamda, İstiklal Caddesi’nin Taksim Meydanı’na bağlandığı noktaya  da 8 saksı ağaç konulacak. Dört farklı türde ağacın yerleştirileceği saksılar,  tarihi caddeyi yeşillendirirken, modern ve özgün tasarımlarıyla Beyoğlu’nun estetiğine de katkı sağlayacak.

AĞAÇLAR 1 MART’TA İSTİKLAL CADDESİ’NDE

Taksim Meydanı, Ağa Cami Önü, Galatasaray Meydanı, Odakule ve Tünel  Meydanı’nı kapsayan çalışma kapsamında, 20 metre arayla saksılar yerleştirilecek.  Ağaç türleri, ilex ve defne gibi her daim yeşil kalacak türlerden seçildi.

1 Mart’ta yerleştirme işlemlerinin başlanacağı projede, saksılardan 4  adedi İstiklal Caddesi ziyaretçilerinin oturabileceği şekilde tasarlandı.

Bu arada, İBB Park Bahçeler Daire Başkanlığınca, İstiklal Caddesi boyunca yerleştirilecek saksıların yerlerini belirlenirken, esnafın görüşlerini alındı. Dükkan önlerini kapatmayacak saksılar, esnafın mağduriyetine neden olmayacak.

Oturma yerleri ahşap olacak saksıların tasarımında, İstiklal Caddesi’nin dokusundan ve cadde üzerindeki tarihi yapılardan ilham alındı. İBB Park Bahçeler Daire Başkanlığı, İstiklal Caddesi’ne mevsimlere göre meyve ağacı saksıları da yerleştirecek.

Emine Erdoğan: Çocuk işlenmeyi bekleyen cevherdir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Çocuk tacizine tevessül eden her mahluk, en lanetli kelimelerle lanetlenmeli, en ağır hukuki cezaları almalıdır. Böylesine aşağılık bir mevzuyu konuşmak, ülkemiz, dünyamız adına utancın en büyüğüdür. Bugün gerek dünyada, gerekse ülkemizde bu sorunları temelinden çözecek etkin politikalar üretmeliyiz. Bu konu tüm toplumun ortak çabasıyla çözülebilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde Çalışma ve Sosyal Güvenli Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş birliğiyle Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu imzalandı. İmza töreninde konuşan Emine Erdoğan, 2018 yılının Türkiye’de ’Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı’ ilan edildiğini belirterek, “Allah’ın bize emanet olarak verdiği çocuklar bir iş gücü değildir, beşeri sermaye hiç değildir. Çocuk işlenmeyi bekleyen bir cevherdir, tertemiz bembeyaz bir sayfadır. Çocuğun yeri ne sokak, ne tarla, ne fabrikadır, çocuğun yeri okuldur. Çocuğun eline ne boya sandığı ne kağıt mendil ne tartı yakışır. Çocuğun eline en çok kalem, defter, kitap yakışır. Küçücük yaşta tarlada, sokakta çalışmak zorunda kalan çocuklar tüm toplumu ilgilendiren bir ayıptır” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarla ilgili sorunları eğitimle çözebileceğimizi düşünüyorum” diyen Erdoğan, “2003 yılında bu nedenle ‘Haydi Kızlar Okula’ dedik. Çünkü erken yaşta evliliğin, çocuk işçiliğinin panzehiri okuldur, eğitimdir. Çok şükür ki güzel sonuçlar elde ettik. Binlerce kızımız eğitim aldı, meslek sahibi oldu. Çocuk mücevherini nasıl işlersek ona göre bir mücevher çıkar ortaya” şeklinde konuştu.

Emine Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in “Çocuk” şiirinden bir bölüm de okudu.

“Çocuk tacizine tevessül eden her mahluk, en lanetli kelimelerle lanetlenmeli, en ağır hukuki cezaları almalıdır”
Çocuk istismarı konusuna da değinen Erdoğan, “Çocuk istismarı insanlığın yüz karası, toplumların en büyük ayıbıdır, dehşetli felaketlerin davetçisi bir konudur. Çocuk tacizine tevessül eden her mahluk, en lanetli kelimelerle lanetlenmeli, en ağır hukuki cezaları almalıdır. Böylesine aşağılık bir mevzuyu konuşmak, ülkemiz, dünyamız adına utancın en büyüğüdür. Nazım Hikmet ne kadar öz biçimde ifade etmiş, ‘Çınarı yıkmak için baltayı köküne vururlar’ diye. ‘Onlar umudun temeli, onlar köküdür memleketin, dallara yürüyen su bu kökte saklıdır.’ Çocuklarını koruyamayan, tacizin konusu haline getiren toplumlar insanları yaşatacak damarları tıkar, kurutur. İnsanlık onurunu yerle yeksan eder. Bugün gerek dünyada, gerekse ülkemizde bu sorunları temelinden çözecek etkin politikalar üretmeliyiz. Hükümetimiz bu konuda kararlı bir adım atarak bir komisyon kurdu ve inşallah aktif çalışmalara başladı. Fakat şunu unutmayalım; bu konu tüm toplumun ortak çabasıyla çözülebilir. Çocukların istismarını kurumsal haline getiren tüm sebepler iyi tespit edilmeli, çözüme hepimiz ortak olmalıyız. Çözüme faydası olmayanlar sorunun tarafı olurlar. Bu mesele aklı ve vicdanı olan her ferdin meselesidir. Çocukların güvende olmadığı bir toplum asla güvende değildir. Güvenin çatısı ise aile ve okuldur” açıklamasında bulundu.

“Bakanlıklarımızın bu ortak işbirliği, ülkemizdeki çocuk işçilik oranını yüzde 2’nin altına düşürmek amaçlıdır”
Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Tüm sorunlarımızdan sivrisinekleri öldürmekten çok bataklığı kurutmak için çabalamalıyız. Mevsimlik tarım işçiliği, mültecilik gibi çocukları eğitimden mahrum bırakan sorunları temelinden çözmek durumundayız. Suriye savaşının tetiklediği insani kriz ne yazık ki çocuk işçiliği oranını daha da arttırmıştır. Önce bataklığı kurutmalı, eğitim imkanları ve kalitesini daha da artırmalıyız. Mevsimlik tarım işlerinde çocukların çalışmasının çözümü, aileleri bilinçlendirmek ve eğitime ulaşım imkanını artırmaktır. İnşallah bakanlıklarımızın bu ortak işbirliği, ülkemizdeki çocuk işçilik oranını yüzde 2’nin altına düşürmek amaçlıdır. 1994 yılındaki yüzde 15’lik oranı, 2000’li yıllarda yüzde 5’lere düşüren bir siyasi irade inanıyorum ki bunu da başaracak, hatta sıfırlayacaktır.”

“Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık” diyen Erdoğan, “Bu bilinçle çocuklarımızı ilgilendiren tüm sorunları çözmek boynumuzun borcudur. 2018 yılının çocuk işçiliği ile mücadele yılı ilan edilmesi noktasında gösterdikleri duyarlılık nedeniyle başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız olmak üzere tüm bakanlıklarımıza teşekkür ediyorum. Seferberlik sonucunun parlaklığı, geleceğimizin de parlaklığıdır” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından TZOB, TİSK, TESK, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, TOBB, ILO Türkiye, Kalkınma, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor, İçişleri, Aile Sosyal Politikalar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarının katılımıyla Emine Erdoğan’ın himayesinde Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu imzalandı.

Doktor ormanlık alanda darp edilmiş halde bulundu

Edinilen bilgiye göre sabah saatlerinde Kozlu ilçesine bağlı Örencik Köyü yakınlarındaki ormanlık alanda yerde darp edilmiş olarak yatan erkek şahsı gören kaporta ustası Mehmet Ertuğrul, durumu jandarma ve 112 sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri ilk müdahelenin ardından yaralıyı Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne kaldırılarak tedaviye başladı.

Jandarma ekipleri çevrede yaptıkları inceleme sonucunda şahsın üstünde kimlik çıkmayınca kişinin kolundaki dövmeden yola çıkarak şahsın Doğa fotoğrafçılığı ile tanınan ve Aile Sağlığı Merkezi Hekimi olarak görev yapan Dr. Hasan Koca, olduğu bilgisine ulaştı. Kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından darp edilip ormanlık alana bırakıldığı öğrenilen Koca’nın sabah saatlerine kadar soğukla mücadele ettiği ortaya çıktı.

Zonguldak İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ertuğrul Güner, olayın ardında Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezine gelerek tedavi altına alınan Dr. Hasan Koca’nın sağlık durumu hakkında bilgi aldı.

Yoldan geçerken Dr. Hasan Koca’yı bulup jandarmayı ve sağlık ekiplerini arayan Mehmet Ertuğrul; “Sabah saat 8 civarında çarşıya gelirken yolda yaralı birini gördük. Kardeşim arabandan inip baktı. Hemen jandarmayı ve sağlık ekiplerini haber verdik. Şahsın durumu kötüydü. Hiç hareket etmiyordu” dedi.

Jandarma ve polis ekipleri Koca’yı darp edip ormanlık alana atan kişi ya da kişileri yakalamak için çalışmasını geniş çaplı sürdürüyor. Hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenilen doktorun kaldırıldığı hastanedeki tedavisi ise sürüyor.

ÖDÜLLÜ DOKTOR

Acılık Aile Sağlığı Merkezi’nde görevli Dr. Hasan Koca, kentte çektiği fotoğraflarla ulusal ve uluslararası yarışmalarda aldığı başarılarla tanınıyor. 

SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA

Sağlık Bakanlığınca, Zonguldak Merkez Aile Sağlığı  Merkezinde görevli bir hekimin kimliği belirsiz kişilerce darp sonucu ağır  yaralandığı bildirildi. 

Bakanlıktan yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Zonguldak Merkez Aile Sağlığı Merkezinde görevli bir hekimimiz,  kimliği belirsiz kişilerce darbedilerek ağır yaralanmıştır. Bülent Ecevit Eğitim  ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak yoğun bakıma alınan hekimimizin hayati  tehlikesi devam etmektedir.

Olayla ilgili emniyet güçlerimizin başlatmış olduğu soruşturma  sürmektedir. Saldırıyı kınıyor,  hekimimize acil şifalar diliyor, ailesi ve  yakınlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”
 

Vali yardımcısının eşine kafa atıp burnunu kırdı

Olay bugün Muratpaşa ilçesi Dumlupınar Bulvarı üzerinde bulunan Özel İdare lojmanları girişinde meydana geldi. İddiaya göre, güvenlik görevlisi A.Ş., lojmanların yanındaki Antalya İl Jandarma Komutanlığında işi olduğu gerekçesiyle otomobilini Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk’ün otomobilinin önüne bıraktı. Bu sırada misafirleri Elman İbrahim ile otomobillerinin yanına gelen vali yardımcısının eşi Cumhur Baştürk, A.Ş.’den aracını çekmesini istedi. Baştürk’ün ikazına rağmen jandarmaya gideceğini belirten A.Ş., ikazların devam etmesi üzerine sinirlenerek Baştürk’e saldırıp kafa attı. Daha önce burnundan ameliyat olduğu öğrenilen Baştürk, kanlar içerisinde yere yığılırken kavgayı ayırmaya çalışan Baştürk’ün misafiri Elman İbrahim’in sol kaşı açıldı.

Kavganın ardından ihbar üzerine olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Yerde yatan Baştürk ve misafiri, çağrılan ambulansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü. Tedaviye alınan Baştürk’ün kırılan burnunun alçıya alındığı belirtilirken, misafirinin ise kaşına 12 dikiş atıldığı öğrenildi.

Olaydan sonra kaçan şahıs asayiş şube ekipleri tarafından kısa sürede yakalandı. Sorgusu devam eden A.Ş.’nin işlemlerinin tamamlanmasının ardından yarın adliyeye sevk edileceği öğrenildi.

41 emniyet eski mensubu FETÖ’den tutuklandı

Çankırı’da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) emniyet yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 44 eski emniyet mensubundan 41’ine hapis cezası verildi.

Çankırı Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, “silahlı terör örgütüne üye olma” iddiasıyla yargılanan 37’si tutuklu 44 sanık ile avukatları katıldı. Sanıklar, son savunmalarında beraatlerini talep etti. Mahkeme heyeti, 3 sanığı 4 yıl 2 ay, 1 sanığı 5 yıl, 7 sanığı 6 yıl 3 ay, 28 sanığı 7 yıl 6 ay, 2 sanığı da 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Heyet, 3 sanığın beraatine hükmetti. Öte yandan dava kapsamında haklarında yakalama kararı bulunan 3 sanığın dosyalarının ayrılmasına karar verildi.

AİHM’den Adnan Oktar’a ret!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Adnan Oktar’ın Ekşi Sözlük üzerinde kişisel haklarına saldırı içeren yazılar yayımlandığı iddialarıyla ilgili dava hakkında Türkiye aleyhinde yaptığı başvuruyu geri çevirdi.

AİHM, kamuoyunda “Adnan Hoca” olarak bilinen Oktar’ın başvurusunu değerlendirdi.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, başvuru, Türk yargısının kararı ve Oktar’ın iddialarının incelenmesinden sonra oy birliğiyle kabul edilemez bulundu.

Ret kararında, kullanıcıların internet ortamında fikir ve görüşlerini açıklarken geleneksel basından daha hızlı ve daha az kontrollü olabildiği, basın organlarının hakaret ve kişisel haklara saldırı içeren içerikleri engellemek amacıyla etkili önlemler almalarına rağmen, saniyelerle sınırlı süre zarfında bazı düşünce ve görüşlerin okuyucuyla paylaşılabildiğine vurgu yapıldı.

Oktar’ın iddia ettiği saldırı ve hakaret içeren yazılar hakkında mahkemece erişime geçici engelleme kararı verildiği, daha sonra ise bu içeriklerin varlığının başvuran tarafından ispatlanamadığı kaydedildi.

Adnan Oktar, 2005’te Ekşi Sözlük aleyhinde Türkiye’de başlattığı hukuki sürecin aleyhine sonuçlanmasını gerekçe göstererek, Türk yargısının özel hayatına saygı çerçevesinde haklarını koruyamadığı, geçici kapatma kararı veren mahkemenin kararının daha sonra değiştirildiği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yargılamada ayrımcılık yasağını düzenleyen 14. maddesinin ihlal edildiği ve Ekşi Sözlük lehine karar verdiği iddiasıyla AİHM’e başvurmuştu.

‘Kahrolsun Amerikan emperyalizmi’ sloganı atarak, dil kursu çalışanlarını rehin aldı

Adapazarı Çark Caddesi’ndeki bir pasaja “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” diye bağırarak giren bir kişi, pasajın ikinci katında bulunan yabancı dil kursuna girdi. Üzerindeki tabancayı çıkararak dil kursu çalışanlarını rehin alan saldırgan, slogan atmaya devam etti. İhbarla olay yerine Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı çok sayıda ekip ve 112 Acil ekibi geldi. Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler de bölgeye sevk edildi.

Polis ekipleri dil kursunun kapısını kırarak içeri girdiği sırada, saldırgan havaya 5-6 el ateş etti. Polis ekipleri saldırganı, üzerine atlayarak etkisiz hale getirdi, rehineler kurtarıldı.

Gözaltına alınan saldırganın uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia edildi. Adı henüz öğrenilemeyen saldırgan emniyete götürüldü.

İl EMNİYET MÜDÜRÜ AÇIKLAMA YAPTI

Sakarya Emniyet Müdürü Fatih Kaya, olayla ilgili açıklama yaptı. Kaya, açıklamasında şunları kaydetti:

“Herhangi bir yaralımız yok. Şahıs, Afrin operasyonları dolayısıyla hassaslaşmış. Amerika karşıtı bir tavır sergilemiş. Burası aslında İngilizce kursu. Çalışan 7-8 kişiyi rehin almış, bulundurma ruhsatlı 7 milimetre çapında tabancasıyla. Arkadaşlarımız anında, yeterli ve yerinde bir müdahaleyle şahsı etkisiz hale getirdiler. Sadece dersanenin camı kırık. 5-6 el ateş etmiş. Yaralamadan dolayı sabıkalı. 50’li yaşlarında, fırıncı. Şahsın psikolojik bir tedavi görüp görmediğini araştıracağız. Başka kişilerle irtibatlı olup olmadığını araştıracağız.”

 

Bekir Bozdağ’dan Hollanda’ya sert tepki

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada ” Hollanda Parlamentosu’nun iftira kararı, Türkiye için yok hükmündedir. Türk tarihinin hiçbir döneminde soykırım suçu, utancı ve ayıbı yoktur. Tarihi kayıtlar ve arşiv belgeleri, bu hakikatin şahididir. Tarih, arşiv kayıtları ve hakikat, parlamento kararlarıyla asla değiştirilemez.” ifadelerini kullandı.

Bakan Canikli: Terörün yanında kim olursa olsun bizim hedefimiz olacaktır

Milli Savunma Bakanı Nurettin  Canikli, Kayseri’de 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığında  düzenlenen  “A 400M C Seviyesi Bakım Kabiliyeti Kazanım Töreni”nde yaptığı  konuşmada, sınırlarımızdaki terör yapılanmalarının mutlaka bertaraf edileceğini  belirtti.

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk milletinin buna gücünün yeteceğini  vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:

“Buradaki sorun, dostlarımızın Türkiye’nin birlik, bütünlüğünü  hedefleyen terör örgütleriyle birlikte görüntü vermesidir. Arazide onlarla  birlikte ortaklık yapmasıdır. Esas problem budur ve bunun da sürdürülebilir  olmadığını buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Terör örgütünün kendisi  olduğu bugün çok net bir şekilde ispat edilmiş olan bir yapı ile hangi amaç için  olursa olsun siz ittifak edemezsiniz. Müttefikimiz olarak ittifak edemezsiniz,  insan haklarını, evrensel değerleri savunan bir ülke olarak bunu yapamazsınız.  Çünkü en temel insan haklarını, değerlerini bu şekilde bu yöntemle, bu yolla  ihlal ediyorsunuz anlamına gelir. O yüzden beklentimiz, bütün dünyadan ve tabi  öncelikle müttefiklerimizden, bugüne kadar terör örgütlerine verdikleri desteği  sonlandırmaları, ortaklığı bitirmeleri, bugüne kadar onlara sağladıkları her  türlü silah, mühimmatları da toplamalarıdır. Onun dışında başka hiçbir şekilde bu  meselenin çözülmesi mümkün değildir.”

Türkiye’nin ve Türk milletinin, kendi geleceği, toprak bütünlüğü için  neye mal olursa olsun, bedeli ne olursa olsun güvenliğini tehdit eden terörist  yapıların tamamını mutlaka bertaraf etmek zorunda olduğuna dikkati çeken Canikli,  başka bir ülkenin de böyle bir tehditle karşı karşıya kalması durumunda aynı şeyi  yapacağını söyledi.

Hiç kimsenin, bu milletin geleceğini büyük oranda tehdit eden  yapıların ya da onları destekleyenlerin karşısında Türkiye’nin hareketsiz  kalmasını beklememesi gerektiğinin altını çizen Nurettin Canikli, şu  değerlendirmede bulundu:

“O terörist yapıları ortadan kaldırmak zorundayız. Türkiye için bir  bağımsızlık mücadelesidir, bir var oluş mücadelesidir,  ölüm kalım mücadelesidir.  Bunu herkesin anlaması gerekir. Terör örgütleriyle iş tutanlar da aslında 80  milyon Türk milleti ve geleceğini, kaderini bu millete bağlamış yüz milyonlarca  yakın coğrafyamız başta olmak üzere diğer mazlum milletleri karşısına almış olur.  Bunun da hesabını herkesin çok iyi yapması gerekir.

Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla YPG-PYD örgütünün bir terör  örgütü olduğunu bütün dünyaya anlattık. Bunun aksini hiç kimse bugün  söyleyemiyor. Çok net delillerle, bilgi, belge, dokümanlarla bütün dünyaya bunu  ispat ettik. Şimdi artık müttefiklerimizin bu terör örgütünden kurtulma sürecine  girmesi gerekiyor. O konuda da Türkiye, üzerine ne düşüyorsa yapacaktır. Eğer  oluşan bu ortaklık nedeniyle bazı hamlelerin yapılması zor geliyorsa, sıkıntı  yaşanıyorsa biz o hamleleri kolaylaştıracak adımları atarız onu da buradan  söylüyorum.”

Türkiye’nin bir müttefikinin ya da müttefiklerinin, ülkenin  bütünlüğünü tehdit eden terör örgütüyle herhangi bir şekilde hangi isim adı  altında, hangi formatta olursa olsun bir araya gelemeyeceğine işaret eden  Canikli, “Yani hem müttefiklik hem de teröre destek. O yüzden bu çağrı sadece  müttefiklerimize değildir. Bütün dünya için geçerlidir ama özellikle  komşularımız, şu anda birlikte arazide taktik, işbirliği içerisinde olduğumuz  bütün ülkeler için de geçerlidir.” diye konuştu.

Milli Savunma Bakanı Canikli, bu tehlikenin Allah’ın izni ile bertaraf  edileceğini belirterek, şunları kaydetti:

“Şu veya bu şekilde, doğrudan veya dolaylı vekaleten ya da direkt  olarak hiçbir ülkenin hiçbir şekilde terör örgütüne destek vermemesi gerekir.  Verse dahi yine sonuç değişmeyecektir. Şu anda Suriye rejimi tarafından Afrin’e  gönderildiği iddia edilen silahlı birliğin Afrin’de o bölgede yürüttüğümüz  terörle mücadelenin sonucunu değiştirme kapasitesi hiçbir zaman yoktur ve  olmayacaktır da. Terörün yanında kim olursa olsun o da bizim hedefimiz olacaktır.  Eğer bir sorun ve sorumlu aranıyorsa böyle durumlarda ‘senin, teröristin yanında  ne işin var?’ sorusunu sormamız gerekiyor. Biz öyle yapıyoruz zaten. Yani birisi  terörle herhangi bir şekilde birlikte orada bulunursa bu, bizim terörle  mücadelemizi ortadan kaldırmaz, bizi zayıflatmaz, bizi caydırmaz, bizi  engellemez, sadece teröriste destek vermek için gelen gruplar da bizim hedefimiz  haline gelir. Teröriste destek veren teröristtir. Çok açık ve net bir şekilde  ifade ediyoruz.”

‘Çocuk istismarı’nı önlemek için kuruldu! İlk toplantı 6 saat sürdü…

Çocuk istismarının önlenmesine  yönelik tedbirleri belirlemek üzere Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ başkanlığında  kurulan komisyonun Çankaya Köşkü’ndeki ilk toplantısı 6 saat sürdü.

Toplantının ilk bölümü, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile ve Sosyal  Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kayan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli  Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Gençlik ve Spor Bakanı  Osman Aşkın Bak ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’na  vekaleten Bakan Yardımcısı Orhan Yegin’in katılımıyla yapıldı.

İkinci bölümde ise ilgili bakanlıklardan üst düzey yöneticiler, görüş  ve önerilerini bildirdi.

Toplantıda, çocuk istismarına yönelik risklerin azaltılması, adli  süreç boyunca mağdurların korunması ve rehabilitasyonu, risklere karşı çocukların  ve ailelerin bilinçlendirilmesi ile konuya ilişkin uygulanan cezaların gözden  geçirilerek caydırıcılığın güçlendirilmesi ele alındı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın  talimatı ve konunun önemi çerçevesinde ilgili bakanlıkların üst düzey  yöneticilerince çalışmalar hafta sonu da yürütülecek.

Hafta başında komisyon üyesi bakanlar yeniden bir araya gelecek. Bu  toplantıda, yapılan çalışmalar değerlendirilecek ve mevzuat değişikliği önerileri  neticelendirilerek karara bağlanacak.