Daha fazla çay içmek için 7 sebep

Çayın sağlığınıza, cildinize ve vücudunuza sağlayacağı yararları…

Kendi kendinize soruyor olabilirsiniz: “Neden daha fazla çay içeyim ki? Sağlığıma herhangi bir faydası var mı?” Yanıt aslında şöyle: Evet, var! İşte size çayın sağlığınıza, cildinize ve vücudunuza sağlayacağı birçok yarardan birkaç tanesi:


1. Daha hızlı bir metabolizma

Kamelya sinensis bitkisinden elde edilen gerçek çay, yapısında hem kafein hem de EGCG maddelerinden bulundurur. Bu iki bileşen metabolizma hızını artırarak daha fazla kalori yakılmasını sağlar.


2. Daha iyi sindirim

Tüm çay türleri – özellikle de mayalanmış bir çay türü olan Pu-erh çayı – sindirime, besinsel yağların parçalanmalarına, bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine ve şişkinliğin azalmasına yardımcı olur.


3. Daha genç görünümlü bir cilt

Çay, içerdiği kateşin ve polifenol maddeleri ile cildin elastikiyetini korumasına ve nemli kalmasına yardımcı olarak daha sağlıklı ve genç bir görünüm sağlar.

 


4. Daha temiz bir cilt

Çayın yapısında bulunan aktif bileşenler üzerinde yapılan çalışmalar, çayın antimikrobik özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Bu özellikler, gözeneklerin bakterilerle tıkanmalarını önleyerek akne oluşumunu azaltıyor.


5. Daha parlak ve sağlıklı bir cilt

Çay yapısında serbest radikal tutucu olarak görev yapan antioksidanlar içerir. Bu maddeler cildin parlak ve genç görünümünü korumasına yardımcı olur.


6. Kan şekerinin daha iyi düzenlenmesi

Çay, stres hormonu olan kortizol seviyesini düşürerek kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Kan şekerinin daha iyi kontrol edilmesi ve daha az kortizol, yaşlanmanın yavaşlatılmasında en önemli faktörlerdendir.


7. Kilo kontrolü

Metabolizma ile ilgili yararlarının yanı sıra, birçok insan çayın iştahlarını frenlediğini ve atıştırmaları azalttığını, dolayısıyla kilo kontrolünü daha kolay bir hale getirdiğini düşünür. Damak zevkinize uygun bir çay bulmanın vakti geldi geçiyor!


Kolonoskopiye ayıracağınız 15 dakika hayatınızı kurtarabilir

Kolon kanserinin belirtileri sıklıkla başka hastalıklarla karıştırıldığı için, hastalar doktora gitme gereği duymuyor ve kendilerini tehlikeye atıyor.

Kanser, öldürücülüğü ve yaygınlığıyla ‘çağın hastalığı’ olarak nitelendiriliyor. Buna karşın her kanser türünün aynı olmadığı, bazı kanserlerin erken teşhis edilmesi halinde önlenebildiği belirtiliyor. Kolon kanseri de önlenebilen kanser türlerinden biri olarak görülüyor. “Teşhisi kolay olan bu hastalıkta kolonoskopi yapılarak kanser öncüsü olarak kabul edilen ve ‘polip’ adı verilen lezyonları kanserleşmeden görmek ve çıkarmak mümkün” diyen İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Aykan, ileri evre pankreas ve akciğer kanserlerinin yüz güldürücü olmayan kanserler arasında yer aldığını ancak kolon kanserinin aynı sınıfa sokulamayacağını söylüyor.


Gelişmiş ülkelerde artış var

Dünya’da her yıl 1 milyondan fazla sayıda kişi kolon kanserine yakalanıyor. AB ülkelerinde ve ABD’de hastalığın görülme oranlarının artış gösterdiği belirtiliyor. Bu oran 100 binde 40 ya da 60 civarında seyrediyor. İnce bağırsaklardan sonraki 1.5 metrelik bağırsak bölümüne ‘kolon’, son bölümde kalan 15 cm’lik kısmaysa ‘rektum’ adı veriliyor. Kolon, ince bağırsaklarda sindirim bittikten sonra atıkların içindeki sıvıyı emerek dışarı atılmasını sağlayan organ olarak görev yapıyor ve vücudu toksik maddelerden temizleyerek B12 vitaminin sentezini gerçekleştiriyor. Prof. Dr.Aykan, kolon kanserine hem kolonda hem de rektumda rastlandığına dikkat çekiyor. Türkiye’de yapılan bir çalışmada yüzde 60 kolon, yüzde 40 oranındaysa rektum kanseri görüldüğünü belirten Aykan, “Bunların tümüne birden, ‘kolorektal kanserler’ adı verilmektedir” diyor.


Türkiye’de erkeklerde daha çok

Dünyada kolon kanserine kadınlarda, rektum kanserine erkeklerde daha sık rastlanıyor. Türkiye’deyse erkeklerkolon kanserine kadınlara oranla daha çok yakalanıyor. Gelişmiş ülkelerde kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen kanser türü kolon kanseri. 18 yaşından itibaren yapılan kayıtlarda,40 yaş altı kişilerde kolon kanserine yakalanma oranının yüzde 10 civarında olduğu belirtiliyor. Bu hastalıkerkeklerde prostat ve akciğer kanserinden sonra 3’üncü sırada yer alıyor. Türkiye’de akciğer, prostat ve mesane kanserinden sonra 4’üncü sırada yer alan kolon kanseri, kadınlarda 2’nci sırada bulunuyor.

Sigarayı bırakın!

Prof. Dr. Aykan, kolon kanserinde önemli risk faktörlerinden biri olan sigara konusunda, toplumsal olarakönemli adımlar atılmasına karşın henüz istenilen noktaya gelinemediğini söylüyor. Çözülmesi gereken sorunlar arasında obezite de ciddi bir risk faktörü olarak yer alıyor. Erişkinlerde şüpheli bir durum halinde her yaş gurubunda kolonoskopi yapılabiliyor. Aykan, “Uygulamanın tarama amaçlı olması halinde ise 50 yaştan itibaren öneriliyor. Ailesinde kolon kanseri olan hastaların, doktorlarının da yönlendirmesiyle çok erken yaşta tarama testlerine girmesi gerekiyor. Yaklaşık 15-30 dakika süren bir işlem olan kolonoskopiyle, ABD’de her yıl ortalama 35 bin kişinin yaşamı kurtarılıyor” diye konuşuyor.


Kolon kanserinin belirtileri


Dışkıdan kırmızı kan gelmesi. (Hemoroitle karıştırılma oranı yüksektir.)

Dışkılama alışkanlığında değişme olması. (Kabızlık ya da ishal durumu)

Şiddetli olmamakla birlikte karın ağrısı çekmek.

Sık tuvalete gitme ihtiyacına rağmen rahatlayamama durumu.

Kansızlığa bağlı yorgunluk.

Dışkının incelmesi. (Bu durum, kesinlikle kanser var anlamına gelmez.)

Kolontürk çalışması


İstanbul Üniversitesi ile Bilim Üniversitesi’nin koordinatörlüğünde, 2007-2008 yılları arasında 21 merkezde kayıtlar yapılarak oluşturulan Kolontürk Çalışması’nda 968 hasta incelendi. Çalışma, kolon kanseri belirtileri gösteren hastaların doktora 4-5 ay geç başvurmalarının ileri evrede vakaları artırdığını gözler önüne serdi. Tedavi ve cerrahi uygulamalar açısındansa Batı ülkeleriyle aramızda herhangi bir fark bulunmuyor.


En büyükl risk beslenme


Kolon kanserinde genetik faktörlerin etkisinin yüzde 10-15 oranında olduğu belirtiliyor. Yüzde 85’lik kısmıysa çevresel faktörler oluşturuyor. Hastalıkta beslenme alışkanlıkları en etkili ve en büyük risk faktörü olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. Faruk Aykan, “Vücut kitle endeksinin normalin çok üstünde olmasına yol açan aşırı karbonhidrat tüketimi, yağdan zengin besinler, kırmızı ve yağlı ete fazla yüklenilmesi başta gelen risk faktörleri arasında değerlendiriliyor” diyor. Diyabeti olan bir kişide kolon kanseri görülme riskinin, sağlıklı kişilere göre 1.5-2 kat daha fazla olduğu belirtiliyor. Hareketsizlik ve sebze-meyvelerin az tüketilmesiyse diğer faktörler arasında bulunuyor. “Fast-food beslenmenin sonuçlarını günümüzde obezite ve kolon kanseri olarak görüyoruz” diyen Prof. Dr. Aykan, bir diğer önemli hususun da etin pişirilme şekli olduğunu söylüyor. Kömürleşmiş ya da katranlaşmış et tüketimine dikkat edilmesi gerekiyor. Batı ülkelerinde az pişmiş kanlı etin fazla tüketilmesinin de sakıncalı olduğuna dikkat çeken Aykan, hayvan kanındaki hemoglobinin içindeki demirin kanser oluşumuna katkısını gözler önüne seren yayınlar olduğunu dile getiriyor.

Sürekli ve düzenli hareket önemli

Prof. Dr. Faruk Aykan, “Giderek daha az egzersiz yapan bir toplum haline geldiğimizi düşünüyorum” diyor. Özellikle büyük şehirlerde yeşil alanların fazla olmadığı ve egzersiz yapılacak yer bulunmadığını söyleyen Aykan, sürekli ve düzenli hareketin çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Sağlıklı beslenme tarzının çocuklukta edinilmesi gerektiğini belirten Aykan, “Çocukların Anadolu ve Akdeniz tipi beslenmeye yönlendirilmesi önemli” diyor.

burç yorumları

Hande Kazanova, bugün başımıza neler geleceğini yazıyor…

Bu sevgililer gününde Ay Yay burcunda dolaşıyor. Gezmek, dolaşmak, yabancı ortamlarda bulunmak, açık havada planlar yapmak önem kazanabilir. Özel hayatımızda rahat, özgür ve keyifli olmak isteyeceğiz.

Öğlen saatlerinde yapılan bazı planları beğenmekte ve kabullenmekte zorlanırken, öğleden sonra tepkilerimizi sinirli ve agresif bir şekilde ortaya koyabiliriz. Sevdiğinize bir teklif yapmayı düşünüyorsak akşam 17:15 e kadar yapmaya çalışın. Sonrasında Ay boşluğa düşecek.

Büyük kalçalı kadınlar daha zeki

Oxford Üniversitesi araştırmacıları, normalden daha geniş kalçaya sahip olan kadınların sadece daha zeki değil, kronik hastalıklara karşı da daha dayanıklı olduğunu ortaya koydu.

Oxford Üniversitesi araştırmacıları, normalden daha geniş kalçaya sahip olan kadınların sadece daha zeki değil, kronik hastalıklara karşı da daha dayanıklı olduğunu ortaya koydu.
ABC News’un yayınladığı habere göre, iri kalça sahibi kadınlarda kolestrol seviyesi düşük oluyor ve şeker sindirimi için hormon üretiminde daha yatkınlar. Bu yüzden de diyabet ve kalp hastalıklarına yakalanma riskleri düşüyor. Büyük kalça, Omega 3 yağlarının fazlalığını gösterir ki bu da beyin gelişimi için çok önemli bir unsurdur. Araştırmacılar, büyük kalçalı kadınların bebeklerinin küçük, daha az kıvrımlı hatlara sahip olanlara göre entelektüel açıdan üstün olduğunu da belirtiyorlar. Araştırmaya toplam 16.000 kadın dahil oldu.
 
Oxford Üniversitesi’nden araştırmayı yöneten Profesör Konstantinos Manolopoulos, kalçası büyük kadınların kolesterol ve glikoz seviyelerinin düşük olduğunu belirtiyor.
 
Büyük kalçalı kadınlar aynı zamanda kilo düzenleyici bir hormon olan leptin ve anti-enflamatuar, vasküler-koruyucu ve anti-diyabetik özellikleri olan dinopectina seviyeleri açısından da şanslılar. Üstelik kalçadaki adipoz doku, zararlı yağ parçacıklarını yakalıyor ve kardiyovasküler hastalıkları önlüyor. Daha önce Kaliforniya ve Pitssburg Üniversitelerinde yapılan benzer araştırmalar, büyük göğüs ve kalçalı ama ince belli kadınların daha uzun süre yaşayacağını da ortaya koymuştu.
 
 
 

Okyanusya’da bir ada ülkesi: Fiji

Fiji’den içinizi açacak görüntüler…


Fiji, Okyanusya’da bulunan bir ada ülkesi.


Fiji Adaları Cumhuriyeti, Pasifik Okyanusu’nun güneyinde bulunan bir dizi adadan oluşur.


Ülkenin 106’sı ıssız olmak üzere toplam 322 adadan ve 522 adacıktan ibaret.


İki büyük ada Viti Levu ve Vanua Levu, yerleşimin %87’sini oluşturur.

Yardımsever beyaz melek!

Brezilyalı model Adriana Lima (31), ABD’nin Miami kentinde düzenlenen Brezilya Vakfı’nın yardım gecesine katıldı.

Brezilyalı model Adriana Lima (31), ABD’nin Miami kentinde düzenlenen Brezilya Vakfı’nın yardım gecesine katıldı.

Yanları şeffaf beyaz elbiseyle göz dolduran Lima, kırmızı halıda hayranlarına poz verdi. 2 çocuk annesi Lima, ülkesi yararına yapılan hiçbir etkinliği kaçırmıyor. Hayırsever Lima, yılda 7.5 milyon dolar kazancıyla en çok kazanan modeller listesinde yer alıyor.

Gerçek olamayacak kadar güzel 16 manzara

Türkiye’den ve dünyadan, gördüğünüzde inanamayacağınız harika manzaları derledik.

Antilop Kanyonu, Arizona, ABD


Kapadokya, Anadolu, Türkiye


Hell Kapı, Derweze, Türkmenistan


Ejderha kanı ağaçları, Socotra, Yemen


Dev Buda, Leshan, Çin


Giant Causeway, Antrim, Kuzey İrlanda


Büyük Prizmatik Bahar, Yellowstone Milli Parkı, ABD


Hitachi Seaside Park, Japonya


Aşk Tübeli, Ukrayna


Odle Dağları, İtalya


Kırmızı plaj, Panjin, Çin


Pirinç terasları, Bali, Endonezya


Salar de Uyuni, Bolivya


Sossusvlei, Namibia


Dalga Arizona, U.S.


Travertenler, Pamukkale, Türkiye


‘İdeal koca’yı hormonlar belirliyor

Teksas Üniversitesi psikologlarından Kristina Durante’nin araştırması, bir kadın için “bay yanlış” ve “bay doğru”nun âdet döngüsüne, yani hormonlarına göre değişebildiğini ortaya çıkardı.

İki ayrı test

Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi’nde yayınlanan araştırmada, kadınlara “uçarı, ciddi ilişkiye yatkın olmayan ve belirli bir geliri olmayan yakışıklı bir kayakçı” ile “orta seviyede yakışıklı olan, ciddi ilişkiye yatkın, belirli maaşı olan bir muhasebeci”nin profillleri gösterildi. İkisi de kurgu olan profillerden hangisinin ideal koca ve baba olabileceğine ilişkin sorular yöneltilen kadınlar, doğurganlıkları en üst ve en alt seviyedeyken iki kez teste

tabi tutuldu.

Kötü seçim

Normalde çoğu kadın için “bay yanlış” olan kayakçıya ilgi, doğurganlık yüksek seviyedeyken arttı. Doğurganlıkları düşük seviyedeyken muhasebeciyi seçenler yüksekken sporcuya yöneldi. Durante, “Kadınların hangi erkeğe güveneceklerini hormonları belirliyor. Normalde yanlış görünen erkek, bir anda doğru olabiliyor, başka deyişle kadınlar doğurganlık seviyesi artınca ‘kötü adamlara’ yöneliyor” dedi.

Diyet elma pudingi

Hafif bir lezzet, diyet bir tatlı ve sağlıklı bir atıştırmalık diyet elma pudingi…

Diyet elma puding malzemeleri:
(2 kişilik)

2 adet orta büyüklükte elma
1 adet incir
4 tane ceviz
Tarçın

Diyet elma puding yapılışı:

Elmaların içini tamamen oyuyoruz. 1 elmanın içi, 1 incir ve cevizleri rondodan geçirdikten sonra tarçın ekleyerek bu karışımı çok az pişiriyoruz. Daha sonra bu karışımı ikiye bölerek, iki elmanın içine paylaştırıyoruz ve tarçınla süsleyip buzdolabında bekletiyoruz. 2 saat sonra sunuma hazır.

Afiyet olsun!