Fırında kabak mücver tarifi

Sağlıklı bir fırın yemeği

Sağlıklı bir fırın yemeği
Mevsiminde, kabak ile yapılabilecek sağlıklı, lezzetli ve kolay fırın yemeği…
 
Servis:
25*40 cm lik fırın tepsisinde 
 
Hazırlama süresi:
20 dakika
 
Pişirme süresi:
30-35 dakika
 
Malzemeler:
1 kg sakız kabağı
1 havuç
Yarım demet dereotu
Yarım demet fesleğen
Yarım demet maydanoz
8-9 sap taze soğan
4 yumurta
100 gr beyaz peynir, ufalanmış
2 yemek kaşığı tam buğday unu
1 er çay kaşığı karabiber, pul biber, tuz
Yarım çay bardağı zeytinyağı
 
Üzerine:
1 paket rendelenmiş mozarella peyniri, 150 gr
2-3 yemek kaşığı çam fıstığı
 
Yapılışı:
Kabakları ve havucu yıkayıp kuruladıktan sonra rendeleyin (kabağın bir tanesini kenarları için ayırın). 

 
Yeşillikleri de yıkayıp kurutarak incecik doğrayın.

 
Tüm malzemeleri geniş bir kap içinde karıştırıp fırın kağıdı serilmiş tepsiye alarak üzerini düzeltin. Ayırdığınız kabağı dilimleyip yarım ay gibi ikiye bölerek kenarlara yerleştirin.

 
Üzerine rendelenmiş mozarella ve çam fıstıklarını serperek 10 dakika önceden 180 derecede ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar 30-35 dakika pişirin.

 
Afiyetle sevgiyle kalın… 

Somonbalığıyla doldurulmuş istiridye makarna

Nelere ihtiyacımız var: 500 gr. arborio pirinci 200 ml. kırmızı şarap 30 adet haşlanmış ve ayıklanmış kestane Kuru soğan 3 adet arpacıksoğanı Parmesan peyniri Tereyağı Sebze suyu Beyaz sek şarap Sızma zeytinyağı Tuz Karabiber Nasıl yapıyoruz? Safranla renklendirilmiş kaynayan tuzlu suda makarnayı al dente haşlayın.

Nelere ihtiyacımız var: 500 gr. arborio pirinci 200 ml. kırmızı şarap 30 adet haşlanmış ve ayıklanmış kestane Kuru soğan 3 adet arpacıksoğanı Parmesan peyniri Tereyağı Sebze suyu Beyaz sek şarap Sızma zeytinyağı Tuz Karabiber Nasıl yapıyoruz? Safranla renklendirilmiş kaynayan tuzlu suda makarnayı al dente haşlayın.
Nelere ihtiyacımız var:
500 gr. arborio pirinci
200 ml. kırmızı şarap
30 adet haşlanmış ve ayıklanmış kestane
Kuru soğan
3 adet arpacıksoğanı
Parmesan peyniri
Tereyağı
Sebze suyu
Beyaz sek şarap
Sızma zeytinyağı
Tuz
Karabiber
 
Nasıl yapıyoruz?
Safranla renklendirilmiş kaynayan tuzlu suda makarnayı al dente haşlayın. Patateslerin kabuğunu soyup küp kesin. Patatesi brokoliyle birlikte kaynayan tuzlu suda haşlayın. Ispanağı yıkadıktan sonra süzün. Ispanağı doğranmış arpacıksoğanı, tuz ve zeytinyağıyla soteleyin. İç dolgu için ayrı bir tavada zeytinyağını ısıtın. Doğranmış arpacıksoğanını 1-2 dk. çevirin. Küp kesilmiş patates ve küçük parçalara ayırdığınız brokoliyi ekleyip soteleyin. Küp kesilmiş somonbalığını da aktarıp tuz ve karabiberle tatlandırın ve 2 dk. soteleyin. Beşamel için tencereyi orta ateşte ısıtıp tereyağı ve unu aktarın. Süt, çiğ krema, tuz ve karabiberi ekleyip 5 dk. pişirin. Dibinin tutmaması için karıştırın. Al dente haşladığınız makarnanın içini iç dolguyla doldurun. Isıya dayanıklı fırın kabına pişirdiğiniz ıspanağı yayıp içi doldurulmuş makarnayı üzerine yerleştirin. Beşameli aktarıp bir çorba kaşığı rendelenmiş parmesan peyniri serpin. Üzeri pembeleşinceye kadar fırında birkaç dk. pişirin.
 
 
 

Uranüs boğa burcunda!

Bengü Karagül, boğa burcunda ilerleyen Uranüs’ün etkilerini yazdı.

Bengü Karagül, boğa burcunda ilerleyen Uranüs’ün etkilerini yazdı.
Uranüs özgürlükleri, insanın bireyselleşme arzusundan doğan farklılıklarını anlatır. Koçtaki transitini bitirip Boğa burcuna ilerledi. Geleneksel sistemleri sorgulayacağımız bir dönem başlıyor. Uranüs Koç burcunda meraklı, anda yaşayan, esinlenen, hayal kuran vasıflarımızı yüceltirken, farkındalığa ve büyüme ve gelişme ihtiyacına vurgu yaptı. Şimdi ortaya çıkan bu ihtiyaçlar doğrultusunda yenidünya düzeni oluşuyor. Pratik kullanımı olan buluşlar gelişiyor. İnsanın maddeye olan tutkusu yerini geleneksel yöntemlerden özgürleşmeye bırakıyor. Arzuların tatmini için manevi değerleri zorunlu olarak öne çıkaran bir sürece girdik. Finansal kazançların dayandığı sistemler dönüşürken hırslı ve rekabete dayalı yaklaşımlar nedeniyle bozulan insanı değerler ve yozlaşma dönüşmek üzere iyice açığa çıkıyor. Sn Ergün Arıkdal’ın ifade ettiği gibi bir yerde dejenerasyon varsa rejenerasyon başlamıştır, ifadesi gözle görülür biçimde tezahür edecek.
 
Uranüs boğada sistemlerin değişimi için ihtiyaç duyulan gücü sağlarken yıkım ve yapım birbirinden doğacak. İnsanın günlük hayatını kolaylaştıran buluşlar gelişecek. Finansal konularda sadeleşme yaşanırken bireysel yetenekler doğrultusunda çalışma öne çıkıyor. Kendi zevklerimize göre üretim imkânları, satış ağları artacak. Kişinin özüne ve kabiliyetlerine güvenerek yapacağı yaratım manevi tatmin ve şükür bilincini açığa çıkaracağı için sadeleşme kendiliğinden gelişecektir.
 
Yedi yıl sürecek bu yolculukta büyük yıkımlar öngören klasik yorumların aksine yıkım ve yapımın iç içe olacağı günlere gebeyiz. Konfor alanlarımızı kaybetme korkusuyla ne kadar hırslı hareket edersek o derece kayıp yaşarız. Sürekli isyan halinde olma ve yerine bir şey koymama durumunda ise kendi kendimizi baltalarız. Sadece itiraz içinde olmanın fayda sağlamadığını anlamak için uzun süre tersi istikamette yüzmek yersiz olur. 
 
Satürn ve Plüton’un ardından Uranüs’te Toprak elementine ilerledi. Evren özlediğimiz güven duygusunu neyin sağlayacağını göstermeye çalışıyor. Üretimin sağladığı bedensel hazlar açığa çıkıyor. Maddi değerlere aşırı düşkünlük sonunda yıkım getirecektir. Öz disiplin, üretim, uzun vadeli stratejiler ve sadelik önem kazanıyor. Bu sene Plüton, Satürn ve Güney Ay Düğümü oğlak burcunda kavuşumda ilerliyor. Eskimiş, geçerliliğini yitirmiş, işe yaramayan sistemler dönüşüyor. Yaşamdaki anlam arayışları artarken zorunlu sadeleşmeler açığa çıkıyor. Yaşamlarımızda kontrol ve güç konularıyla yüzleşip, sağlıklı biçimde yönetmek için tutumlar geliştireceğiz. Uranüs’ün Boğaya geçişiyle uzun süredir devam eden yorucu işler, stresli koşullar ve baskı artarken alternatif yaratma arzusu pekişecektir. Bu süreçte değişime ayak uydurmak önemli. Değişime direnirsek, baskının yarattığı alana hapsolur, korku, endişe ve yılgınlık, zihinsel yorgunluk yaşarız. Süreçle akarsak tutkuyla bağlı olduğumuz bizi sınırlayan tutumlarımızın farkına varabiliriz.
 
Uranüs 2010 yılında koç burcuna ilerleyip evrensel enerjinin yenileyeciliğini dünyaya getirdi. Ardından Boğa burcuna ilerleyip maddi formları yenilemeye başladı. Uranüs koç burcunda iken kişi evrensel fikirlere çok açıktır ancak bu fikirlerin işe yarar biçimde somutlaşması önemlidir.  Uranüs boğaya ilerledi yenilenmiş fikirler, yaşamdaki gerçek değerler açığa çıkmaya başlıyor. Tüketime dayalı eski ideallerin yerini üretim almaya başlıyor. Bu sürece destek veren Neptün, balık burcunda içe dönüş, manevi haz arayışlarını artıracak. Eskimiş, değerini yitirmiş maddi ve manevi değerlerle yüzleşiyoruz. Bu transitle gelir kaynaklarını, maddi yeterlilikleri, maddeye verdiğimiz değeri ve üretim biçimimizi gözden geçireceğimiz bir dönem başladı.
 
 

Zarif ve iddialı aşıkların zamanı…

Zenith, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde en özel saatleriyle karşınızda. Ultra ince Zenith Heritage serisi şıklığından ödün vermeyen kadınlar için, Zenith El Primero ise özgür ruhlu ve iddialı erkekler için çok özel bir hediye seçeneği.

Zenith, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde en özel saatleriyle karşınızda. Ultra ince Zenith Heritage serisi şıklığından ödün vermeyen kadınlar için, Zenith El Primero ise özgür ruhlu ve iddialı erkekler için çok özel bir hediye seçeneği.
Aşkınıza ince bir dokunuş
Zenith’in yepyeni ultra ince Zenith Heritage serisi, Sevgililer Günü’nde sevgilinize hediye edeceğiniz en değerli hediye. Estetik güzelliği her parçasında hissettiren Zenith Heritage, feminen ve romantik çizgileriyle bir şiir gibi sevgilinizin kalbine dokunacak.
Teknik performans ve estetik güzelliğin ince bir birleşimini sunan Zenith Heritage, feminen çizgileriyle romantik şiirlerin hassasiyetini bileğinize taşıyor. Geceler için ölçülü bir zarafet, gündüzleri içinse sofistike bir şıklık yayan değerli mücevherlerle Zenith Heritage bileğinizde daha da güzelleşiyor. Sedefli mine fon üzerinde parıldayan kadran, çerçevesindeki pırlantalarla birlikte adeta görsel bir şölen sunuyor.
Zenith erkeği şık ve iddialı
Zenith El Primero, kronograf ibresi ile saniyenin onda birini okumayı kolaylaştırarak dünyanın ilk salise ölçebilen otomatik kronograf saati olma unvanını taşıyor. Çok kısa süreleri ölçme yeteneğine sahip ilk entegre kronograf olan El Primero, mutlak ve sınırsız özgürlüğü yansıtıyor.
Lüks yaşamın sırrı Zenith, her modeliyle fark yaratmaya devam ediyor 36.000 alternans ile çalışan bu eşsiz makine, son teknoloji ve tasarımıyla kolunuzda taşıdığınız değerli bir sanat eserini andırıyor. Güvenilir, doğru ve sofistike El Primero makine, İsviçre saatlerinin en büyük başarıları arasında sayılıyor.  Sırrı, dengeli çarkında saklı. İleri tasarımı, zamanı mekanik yolla en yüksek keskinlikte ölçüyor.  Geleneksel saatler saniyede en fazla sekiz kez atarken, El Primero aynı sürede 10 kez atıyor.

Ev yapımı akne karşıtı sprey

Akneye karşı savaşabilmeniz için ev yapımı bir tonik önerisi hazırladık.

Akneye karşı savaşabilmeniz için ev yapımı bir tonik önerisi hazırladık.
Akneye meyilli bir cilde sahip olanlar, bu cilt sorunuyla mücadele etmenin ne kadar zor olduğunu bilirler. Akne ile savaşmak demek gece gündüz cildinize bakım yapmak zorunda olduğunuz ve cildinizi her daim temiz tumanız gerektiği anlamına gelir. Cilt bakım ürünlerine bağımlı yaşamak ise hem cebe hem de bünyeye zarar verebilir. Bu nedenle akneye karşı savaşabilmeniz için ev yapımı bir tonik önerisi hazırladık.
 
Bu tonik için ihtiyacınız olan şeyler:
Sprey şişesi (Küçük bir sprey şişesi işinizi görecektir)
Çay ağacı yağı,
Jojoba yağı,
Lavanta yağı
Gül suyu

 
Çay ağacı yağı antibakteriyel ve antifungal yapısıyla aknelerden kalan yaralarınızı tedavi edecek ve cildinizin sebumunu düzenleyecektir. Jojoba yağı ciltteki tahrişi engelleyecek anti-inflamatuar özelliklere sahipken lavanta yağı cildi besler ve mikrop öldürücü özelliği ile cildinizi besler. Gül suyu ise cildinizi hem nemlendirir hem de besler.
 
Nasıl hazırlanır?
Sprey şişesinin içine 60 ml kadar gül suyunu dökün. Daha sonra çay ağacı yağı, jojoba yağı ve lavanta yağından 5’er damla damlatın. Her kullanımdan önce iyice çalkalayın ve yüzünüzün her yerine gelecek şekilde püskürtün. Bir süre cildinizin emmesini bekleyin. Gece rutininize ekleyerek siz uyurken yağların kendi işlerini yapmasını sağlayabilirsiniz.
 

 
 

Kale lahana nedir?

Kıvırcık lahana olarak da bilinen Kale, bu kış mutfağınızdan eksik etmemeniz gerekenler arasında…

Kıvırcık lahana olarak da bilinen Kale, bu kış mutfağınızdan eksik etmemeniz gerekenler arasında…
Kale lahana ya da kıvırcık lahana olarak bilinen Brassica oleracea, özellikle kış aylarında ihtiyaç duyduğumuz birçok vitamini ve minerali içeriyor. Türk mutfağında karalahana ya da beyaz lahana kadar iyi bilinmese de, kıvırcık lahana en popüler sebzelerimizden biri olmaya aday.
 
Turpgiller ailesine ait bir bitki olan kıvırcık lahana, lahana ve brokoli türlerinin yakın akrabası. Görünüm olarak karalahanaya oldukça benziyor ancak kenarlarının marul gibi kıvırcık olması ile karalahanadan ayrılıyor.
 
Yetiştirilmesi de oldukça kolay bir bitki olduğu için, özellikle bahçe veya balkon sebzeciliği yapıyorsanız, kıvırcık lahana tam size göre.
 

 
Kıvırcık lahananın faydaları
Yoğun miktarda A vitamini içerir. Bu özelliğiyle hücre hasarını engellemeye yardımcı olur, yaşlanma etkilerini azaltır.

 
Düzenli olarak kıvırcık lahana tüketmek, içeriğindeki A vitamini sayesinde göz sağlığını da korumaya yardımcı olur.

 
C vitamini içeriği de oldukça yüksektir. Bu sayede ciddi bir antioksidan etki göstererek vücudu zararlı toksinlerden arındırır, bağışıklık sistemini güçlendirir.

 
Omega-3 yağ asitleri içerir. Bu özelliğiyle kalp-damar hastalıklarına karşı korurken, özellikle hamilelik döneminde ihtiyaç duyulan minerallerin alınmasını sağlar.

 
Karbonhidrat oranı düşük, lif oranı ise yüksektir. Bu özelliğiyle kan şekeri dengesini korur ve uzun süre tokluk hissi verir.

 
İçeriğindeki lifler sindirim sisteminin çalışmasını kolaylaştırır, bağırsak hareketlerini düzenler.

 
Yüksek miktarda kalsiyum içerir. Özellikle kemik hastalıklarına karşı korunmak, tırnakları ve dişleri güçlendirmek için düzenli olarak tüketilebilir.

 
Bakır, potasyum, demir, manganez ve fosfor mineralleri bakımından zengindir.

 
İçeriğindeki glukozinolatlar sayesinde çeşitli kanser türlerine karşı koruma sağlar.

 
Kıvırcık lahana Kale nasıl tüketilir?
Kale, pişirilerek tüketilebildiği gibi çiğ olarak da salatalarda ve smoothielerde kullanılabilir.

 
Pişirirken çok fazla pişirmemeye, buharda en fazla 8-10 dakika kadar haşlamaya özen gösterilmelidir. Yapılan araştırmalar, Brassica ailesinden olan sebzeleri uzun süreler pişirmenin sebzelerin içeriğindeki glukozinolat maddesinin azalmasına yol açtığını ortaya çıkarmıştır.

 
Buharda haşlayarak ya da sebze yemeklerine en son katılarak normal lahana gibi tüketilebilir.

 

Bırakın çocuğunuz risk alsın

Aşırı koruyucu ebeveyn tutumları çocukların gelişimini olumsuz mu etkiliyor?

Aşırı koruyucu ebeveyn tutumları çocukların gelişimini olumsuz mu etkiliyor?
“Gözünü çıkaracaksın, dikkat et!” gibi söylemler birçoğumuzun aile mottosu haline geldi. International Journal of Environmental Research and Public Health’daki açık havada oyun oynamanın önemi hakkındaki araştırmayı görmek biraz utanç verici. Araştırmaya göre çocukların ‘riskli oyunlar’ oynamaları gerekiyor (tırmanmak, yüksek bir yerden atlamak, çocuğun kaybolabileceği denetimsiz oyunlar, bisikletle bayırdan aşağı inmek, bıçaklarla oynamak ya da suyun veya bir yamacın yakınlarında oynamak gibi). Bu şekilde oyun oynamalarına izin verilen çocukların risk tespitinde tepki hızları artıyor, özgüvenleri yükseliyor ve gençlik yıllarında seks ve uyuşturucu ile ilişkili risk alma ihtimalleri düşüyor.
 
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, 70li yıllarda 7-11 yaş arası çocukların %86’sı okula yetişkin refakati olmaksızın giderken, bu oran 2010 yılında %25’e düştü.

Kanada’da yapılan bir çalışma ise 10-12 yaşlarda çocuğu olan ebeveynlerin %81’inin ‘yabancı tehlikesi’nden korktuklarını gösteriyor; fakat araştırmacılar, tamamen yabancı biri tarafından kaçırılma olasılığının 14 milyonda bir olduğunu vurguluyorlar. Oyun alanlarında ciddi yaralanmalar ise (sıkışan başlar ya da ip bulunan parklarda boğulmalar gibi) büyük ölçüde eleniyor. Yeni Zelanda’da 31.000 çocukla yapılan 2 büyük araştırma ise çocukların son 2.5 yıldır oyun alanlarında baş ya da omurga yaralanmaları yaşamadıklarını gösteriyor. Kemik kırılmaları yaşanıyor (çoğunlukla üst kolda); ancak nadiren – Ottawa’dan bir araştırmaya göre her 10.000 saatlik oyunda ortalama 1.5 yaralanma görülüyor. O halde çocuğunuzun denetim olmaksızın oynamasına izin verecek misiniz?
 
Çözüm
Ebeveynler, doğal olarak çocuklarını riske atmayı istemezler. “Elbette ki çocuğunuzu arabada tek başına bırakmayın – ölüme davetiye çıkarırsınız.” diyor araştırmacılardan Mark Tremblay. İnanılmaz derecede nadir görülen olaylara odaklandığımızdan bahsediyor. “Ebeveynlerin bu konu hakkındaki görüşleri dengeli olmalı. Çocuklarının evde bir yabancı ile tanışma olasılıkları 500 kat daha fazla – internet siber zorbalık yapanlarla dolu. Çocuklar biraz incinip sonra yeniden ayağa kalkmadan direnç kazanamazlar.    
 
Mevcut kanıtlara göre, çocuklar oyun esnasında risklere tepki vermede özdenetim yapabiliyorlar. Hareketsiz bir yaşam tarzı, omuzlarını çıkartmalarına engel olabilir; fakat hayatlarının ileriki yıllarında obeziteye ve kronik hastalıklara sebep olur.

Tremblay, dışarıda denetim olmaksızın oyun oynamanın daha iyi bir özdenetim ve psikolojik sağlık getireceğine tutkuyla inanıyor. Fazlasıyla korunan çocuklar için özel bir terim bile var: Risk Eksikliği Hastalığı. Tremblay, çocukların başlarda 20 dakika boyunca kendi kendilerine oynamalarına izin vererek ebeveynlerin kendilerini bu duruma alıştırmalarını tavsiye ediyor (elbette ki karşıdan karşıya geçmeyi bildiklerinden emin olunca). Bu şekilde hareket etmemek, sağlık açısından daha tehlikeli olabilir. 

Tek bantlı ayakkabılar

Her daim kurtarıcı olan tek bantlı ayakkabıları şık bir davette abiyenin altına veya günlük yaşantınızda jeanlerin altına giyebilirsiniz.

Tek bantlı ayakkabı


Tek bantlı ayakkabı


Tek bantlı ayakkabı


Tek bantlı ayakkabı


Alicia Vikander


Beyonce´


Blake Lively


Cara Delevingne


Chrissy Teigen


Diane Kruger


Gigi Hadid


Jennifer Aniston


Jennifer Lawrence


Jennifer Lopez


Kendall Jenner


Olivia Palermo


Palyaço korkusu nedir?

Palyaçolar birçok kişi için sevimli, eğlenceli karakterlerken birçokları için de kelimenin tam anlamıyla kabus demek!

Palyaçolar birçok kişi için sevimli, eğlenceli karakterlerken birçokları için de kelimenin tam anlamıyla kabus demek!
Palyaço fobisi (koulrofobi) nedir?
 
Florida Atlantic Üniversitesi‘nden psikolog Elan Barenholtz Ph.D. bu durumu şöyle açıklıyor:
“İnsanlar bir kişinin yüzünü gizleyen, maske gibi, herhangi bir şeyi rahatsız edici bulurlar. Çünkü bu o kişinin kimliğini ve duygusal durumunu anlayabilme yolunuzu da maskeler. Bizler birinin güvenilir olup olmadığını, kızgın mı yoksa mutlu mu olduğunu, tanıdığımız bir kişi olup olmadığını anlamak için yüze bakarız. Ağır bir yüz makyajı, hele ki yüze sahte bir gülümseme de çizilmiş ise bu bilgilerin çoğunu anlaşılmaz hale getirir.”
 
Antik Yunan kültüründe palyaço kelimesi, eğlence figürü olarak yer almamasına rağmen, Yunanca’da tahta bacak anlamına gelen “Koulro” kelimesinden gelir. Doktor Barenholtz’un anlattığı gibi maskeleme nedeniyle gizlenmiş mimikler birçok insana ürperti verebiliyor… Bu bir anlamda güvensizlik demek. Yüzünü, mimiğini göremediğiniz birinden beklenilebilecek tek şey; kötülüktür!
 
İlk ve en ünlü palyaço kimdir?
Ağlayan palyaço alegorisini tamamlayan ve bilinen en ünlü tarihi palyaço Joseph Grimaldi… Trajedilerle dolu hayatına, ünlü bir palyaço olmasının yanında; gaddar bir babayla geçen çocukluk, doğumda kaybedilmiş bir eş ve 31 yaşında alkol koması nedeniyle ölen bir oğul eklenmiş. Kendisinin söylediği sözlerden biri:Bütün gün zalim olurum ki gece olduğunda gülebilesiniz.”
 
 

 
Joseph Grimaldi
 
 
“The Killer Clown” Katil Palyaço John Wayne Gacy
 
Palyaço fobisini mantıklı bir açıklamaya sığdırmak istiyorsanız size sebep verebiliriz!
 
Tarihe adını kanlı harflerle yazdıran John Wayne Gacy…  Sosyal sorumluluk projesi kapsamında hastanede kalan çocukları eğlendirmek için palyaço kılığına giren John Wayne Gacy’nin zayıf karakterli, yalancı biri olduğu biliniyordu.
 
Boşanmasının ardından evine davet ettiği erkek çocuklarına tecavüz edip öldürdü. Kendi evinin altında çürümüş 27 ceset bulundu. İşlediği cinayet sayısı 33 olup cezaevine gönderildikten sonra duvarlara palyaço figürleri çizdi… Yargılanmasının ardından ölüme mahkum edildi.
 
Son sözleri ise: “Benim üzerime 11 ciltli, 31 ciltsiz kitap, 2 senaryo, 1 film, 1 muhtemel Broadway oyunu, 5 şarkı ve 5000’den fazla makale var. Bunun hakkında ne diyebilirim?” dedi ve devam etti: “Bu çöplüklerin hiçbirine karşı sempatim yok.”
 
 
 John Wayne Gacy
 
 
 
 
 

Kolesterol nedir?

‘Kolesterol nasıl düşer? Kolesterol neden olur? Kolesterolün belirtileri nelerdir?’ sorularının yanıtı haberimizde!

‘Kolesterol nasıl düşer? Kolesterol neden olur? Kolesterolün belirtileri nelerdir?’ sorularının yanıtı haberimizde!
Kolesterol vücut için sinsi bir tehlikedir çünkü damar sertliğini yaratan en önemli nedenlerden biridir. Bu da, kalp ve beyin damarlarında tahribata sebep olur. Kolesterol aynı zamanda yaşam için vazgeçilmez bir yapı taşıdır ve vücut için gereklidir. Kolesterol eksikliği; vücuttaki hormonların yapımı için gerekli olduğundan eksikliğinde pek çok fonksiyon bozukluğu oluşur. Eksikliği, çocuklarda gelişim bozukluğuna neden olur. Doğru olan, sağlıklı bir yaşam için kolesterol seviyesinin kabul edilebilir sınırlarda tutulmasıdır.
 
Hastaların yanıt aradığı en önemli soru, kolesterol seviyesinin normal sınırlarda tutulması için ilaç kullanımın gerekli olup olmadığıdır. Çünkü ilaç kullanımındaki en önemli yanlış, kolesterolü normal sınırlarda olanların da ‘ilaç tedavisi kapsamına’ alınmasıdır. Çünkü kolesterol ilaçlarının uzun süreli kullanımı şayet gerekli değilse, kişiye fayda yerine zarar vermektedir.
 
Uzm. Dr. Deniz Şener kolesterol hakkında merak edilen soruları yanıtladı.

Kolesterolün vücut için bir yararı var mıdır?
Kolesterol vücut için gerekli bir yapı taşıdır. Toplum içinde yaygın genel kanaatin aksine kolesterol tamamen zararlı bir şey değildir. Aslında vücutta karaciğer tarafından birçok hücre ve hücre içi yapının bileşiminde yer alan, sindiriminize yardımcı olan, hormonların yapısında ve diğer vücut fonksiyonlarında önemli rol oynayan kolesterol üretilmektedir. Kolesterol olmazsa sinir sistemi fonksiyonu yerine getiremez, sindirim sistemi bozulur, cinsel fonksiyon bozukluğu görülür. Bunun için kolesterolsüz yaşam mümkün değildir. Çocukluk çağındaki beslenme de kolesterolden zengin olmalıdır. Çünkü çocukluk çağında kolesterol eksik olursa gelişme bozukluğu ve zeka geriliği ortaya çıkar. Ancak sağlıklı bir yaşam için kolesterol düzeyini belli bir seviyede tutmak çok önemlidir.
 
Kolesterol neden kontrol altında tutulmalıdır? Yüksek kolesterol vücutta ne gibi olumsuz etkiler yapar?
Kolesterol damar sertliği yaratan nedenlerden biridir. Ancak yüksek kolesterol varlığında mutlak damar sertliği olacak demek değildir. Kolesterol yüksekliği diğer risk faktörleri varlığında, (genetik, sigara, diyabet, hipertansiyon vs.) daha önemli oranlarda damar sertliğine yol açabilmektedir. Uzun yıllar yapılan çalışmalar, kolesterolün düşürülmesinin damar sertliğinin kontrol altına alınmasında önemli bir fayda sağladığını göstermiştir. Damar sertliğinin en belli başlı etkisi, kalp ve beyin damarlarında oluşan hasar ve sonuçlarıdır.
 
Kolesterol değerlerinin normal kabul edilebilir olanları nedir? Kolesterol kaç olmalıdır?
Kolesterol değerlerinin kabul edilebilir ölçülerde olması kişinin özelliğine göre değişmektedir. Kişiye, kendisi için normal olan seviyelerin söylenmesi gerekir. Kalp hastalığı kanıtlanmış kişilerde, kötü huylu kolesterol (LDL) değeri 100’ün altında olmalıdır. Kalp hastalığı olmayan ancak yüksek risk faktörleri olan kişilerde de LDL değerinin 100 olması hedeflenir. Ancak kalp hastalığı olmadığı gibi risk faktörleri de bulunmayan kişilerde LDL değerini 130’un altına indirmek gerekli değildir. Kolesterolün; total kolesterol, iyi huylu kolesterol (HDL), LDL ve alt grupları vardır. Bunların seviyeleri ve birbirlerine oranı hastalık gelişmesinde belirleyicidir. En önemli damar sertliği nedeni, HDL’nin düşük olması LDL’nin yüksek olmasıdır. Pek çok parametre içinden en sık söz edilen parametre, LDL seviyesidir. Her kişinin kendine özgü olarak kolesterol seviyeleri değerlendirilmelidir. Kişinin total kolesterolü yüksek ancak HDL’si de yüksekse, LDL yüksekliği için tedavi gerekmeyebilir.
 
Kolesterolün ilaçla tedavisi gerekli midir?
Yeterli diyete ve egzersize rağmen kan yağlarında hedeflenen değerlere çoğu zaman ulaşılamamaktadır. Bu durumda doktor hastaya ilaç ile tedavi önerebilir. Ancak burada yanlış olan, kolesterolün normal kabul edilebilir sınırlarda olan kişilerin de ilaç kullanmasıdır. Çünkü kalp krizi geçiren her hastanın kolesterolü yüksek değildir. Kolesterolleri son derece normal olan ancak başka nedenlerden dolayı kalp krizi geçiren kişilerin kolesterol düşürücü ‘statin grubu ilaçları’ kullanmaları gerekmemektedir.
 
Hangi hastalara kolesterol ilaçları başlanabilir?
Kolesterol yüksekliği kötü beslenme sonucu olabileceği gibi genetik özelliklerle de ortaya çıkabilir. Kolesterolü düşürmenin ideal yolu diyet, kilo verme ve egzersiz olmalıdır. Ancak bütün bu şartlar yerine getirilse bile genetik özellikler nedeniyle yüksek kolesterolü olan kişilerde, yani vücutta fazla kolesterol yapımı olan kişilerde kolesterol yapımını durdurucu ilaçlar ile kolesterolün düşürülmesi gerekir.
 
Kolesterol ilaçlarının yan etkileri çok yüksek midir?
Gerekmediği halde ve gerektiğinden yüksek dozlarda kullanılan ilaçlar olumsuz etkiler yaratabilir. Kolesterol yüksekliği tedavisi mutlaka yaşam şartlarındaki değişiklikle birlikte olmalıdır. Bu olmadan uygulanacak tedavi iyi bir çözüm değildir. Diyet, kolesterolden fakir beslenme, kilo verme, egzersiz mutlaka gereklidir.
 
Kolesterol ilaçlarının kısa ve uzun vadede yan etkileri nasıl ortaya çıkar?
Kolesterol ilaçlarından kaynaklanan karaciğer fonksiyonlarında bozulma, kas zedelenmesi gibi ilacın terk edilmesini gerektirecek yan etkiler görülebilir. İlacın kesilmesi ile düzelir, kalıcı hasar yaratmaz. Eğer kişinin ilaca hassasiyeti varsa yan etki oluşur, doz ve süreye bağımlı değildir. Kolesterolün çok düşürülmesi halinde majör depresyon görülebilir, unutkanlık artabilir, damar sistemindeki ilaç koruyuculuğu ortadan kalkar, bazı hormonların yapımında azalma olur ve ona ait belirtiler görülür. Kas ve eklem ağrıları, safra kesesi taşı oluşumu, mide bağırsak sisteminde tahrişe ait belirtiler gibi şikayetlere rastlanır.
 
Kolesterol hangi seviyelere kadar düşürülmelidir?
Kolesterol hastaları için en önemli sorunlardan biri de, kolesterolün hangi seviyeye kadar düşürülmesi gerektiğidir. Çünkü kolesterol ilaçlarının HDL’yi yükseltici, LDL’yi düşürücü etkisi bilinmektedir. HDL’yi de düşürmeye başlaması veya LDL’nin çok fazla düşmesi, ilacın getirdiği faydayı ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca kolesterolün vücudun temel yapı taşlarından biri olduğu, beyin gibi, seks hormonları gibi pek çok önemli görevi yerine getirdiği düşünülürse, olması gerekenden fazla düşürülmesi fayda yerine zarar verecektir. Laboratuvar testleri ile yakın takip edilerek, konusunda uzman bir hekim tarafından tedavi denetlenmelidir. LDL değerinin düzeyi olması gereken kolesterol düzeyinde belirleyici olarak kullanılmalıdır. İdeal olarak hedeflenen LDL’nin 100’ün altına düşmesi son yıllarda 80 hatta 70’e kadar indirilmesi tavsiye edilmektedir. Kolesterol seviyelerinin belirlenmesi hastaya kişiye özgü olmalıdır.
 

 
Kolesterol yüksekliği nedir?
 
Okan Üniversitesi Hastanesi Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Irmak Sayın Alan, kolesterol ile ilgili önemli bilgiler verdi.
 
Vücudumuzun sağlıklı hücrelerin oluşumuna devam edebilmesi için, kolesterole ihtiyacı vardır, ancak fazla miktarda kolesterol sağlığımız üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu durum farklı şekillerde oluşur ve genellikle önlenebilir ya da tedavi edilebilir. Lipid (yağ) miktarının fazla olduğu bir kan, genellikle ‘hiperlipidemi’ olarak adlandırılır. Kandaki kolesterol miktarlarının aşırı miktarı olarak tanımlanır.
 
Kan yağlarının yükselmesine neden olan faktörler nelerdir?
Yaş ve cinsiyet (erkekler için ?45 yaş, kadınlarda ?55 yaş, özellikle menopoz dönemi)
Sigara içilmesi
Yüksek lipoprotein varlığı (kanınızdaki yağ türü)
Genetik faktörler (aile geçmişi)
Yüksek tansiyon (?140/90 mmHg)
Düzensiz beslenme
Hareketsiz yaşam
Obezite
Doymuş yağ ve trans yağ içeriği yüksek gıdaların tüketimi
Aşırı alkol tüketimi (yüksek trigliserid düzeyleri ile ilişkili)
Tip 2 diyabet
Tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidizm)
Bazı ilaçlar: Östrojen, glukokortikoidler, doğum kontrol ilaçları
Kronik böbrek hastalığı

 
Kan yağlarının yüksekliğinin en yaygın türleri şöyledir:
Yüksek kolesterol (hiperkolesterolemi)
Yüksek trigliseritler (hipertrigliseridemi)

 
Kan yağlarının yüksekliğinin belirtileri nelerdir?
Hiperlipidemi bazı hastalarda belirgin bir belirti vermeden de ortaya çıkabilir. Çoğu kez yapılan rutin bir kan testi sırasında fark edilir. Bunun yanı sıra hastalarda aşağıda belirtilen bulgular da görülebilir.
Belirgin bir bulgu vermeden,hasta direkt olarak kalp damar hastalığı vb. bulgularla karşımıza çıkabilir
Karın ağrısı
Akut pankreatit (trigliserit yüksekliği kaynaklı)
Baş dönmesi
Denge kaybı
Baldırlarda yürürken meydana gelen ağrı
İnme
Göğüs ağrısı
Ksantomlar (dirsek, diz tendonları, vb): Dislipideminin en yaygın dermatolojik belirtisi olup yağdan zengin anormal hücrelerin cilt altında birikimi ile oluşurlar.

 
Göz bulguları:
Korneal arkus veya korneada matlaşma: Özellikle ailesel hiperkolesterolemi ve genetik mutasyonlar nedeniyle çok düşük HDL (iyi) kolestrolü olan hastalarda karşımıza çıkmaktadır
Retinanın süt beyazı görünümü: Trigliserit değerleri çok yüksek olan hastalarda görülür. Nadiren görme kaybına yol açabilir.

 
Kan yağlarının yüksekliği nasıl tedavi edilir?
Hiperlipideminin tedavisi etkilenen kişilerin yaşı, belirtileri, eşlik eden hastalıkları ve risk faktörlerine bağlıdır. Tedavide öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri benimsenmelidir. Bunlar:
Dengeli bir diyet – Kolesterolün neredeyse %15’i sıkı bir diyet ile azaltılabilir. Daha az doymuş yağ, rafine edilmiş şeker ve alkol tüketimi önemlidir. Diyetinize daha fazla meyve, sebze, yağsız protein ve tahıl eklemeniz kolesterolün düşürülmesine yardımcı olabilir.
Kilo kontrolü
Düzenli Egzersiz – (Yürüyüş, Yoga, Dans vb.) – Her gün en az 30 dakika egzersiz yapın ve mümkünse bunu bir alışkanlık haline getirin
Sigaranın bırakılması

 
Ancak eşlik eden ciddi sistemik hastalıkları (şeker hastalığı, bilinen kalp damar hastalığı öyküsü, kronik böbrek hastalığı vb.) veya risk faktörleri olan hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri ile kolesterol seviyeleri hedef değerlere çekilemez ise mutlaka bir hekim tarafından ilaç tedavisine başlanmalıdır. Bu hastalarda kullanılan ilaçlar; diyetle alınan kolesterolün emilimini engelleyen, vücudun kolesterol yapımı azaltan, üretilmiş yağların yıkımını arttıran, kandaki kolesterolün karaciğer tarafından tutulmasını arttıran ve bu mekanizmalar ile kan yağlarını düşüren ilaçlardır.
 
Her hasta kendine özgü faktörler göz önüne alınarak hiperlipidemi açısından belirli bir risk sınıfına dahil edilir. Buna göre hedef değerler belirlenerek öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri ile tedaviye başlanır. Ancak unutulmamalıdır ki, yüksek riskli hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri ile beraber kolesterol düşürücü ilaçlar da birinci basamak tedavide yerini alabilir. Yüksek riskli hastalarda bu ilaçların hekim önerisi olmaksızın kesilmesi özellikle kalp damar hastalıkları başta olmak üzere birçok olumsuz durumu tetikleyebilmektedir. Bu konuda toplum bilincinin oluşması önem arz etmektedir.
 

 
Kolesterol düzeyini düşürücü tedaviler nelerdir?
 
Anadolu Sağlık Merkezi Konsu¨ltan Hekimi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, kolesterol değerleri hakkında bilgiler verdi.
 
Yüksek kan kolesterolunun düşürülmesi, kalp ve damar hastalıklarını önlemede çok önemli görülüyor. Bu konuda gerek diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri gerekse hekimin önerileri doğrultusunda ilaç tedavisi uygulanıyor. Kolesterol düşürücü tedavilerle koroner kalp hastalığının ilerlemesi yüzde 50’ye kadar azaltılırken, kalp-damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerde yüzde 40’a varan azalma olduğu belirtiliyor. Kolesterolun düşürülmesi için diyet, egzersiz ve ilaç tedavisinin belli bir düzende ve birlikte uygulanması gerekiyor.
 
Prof. Dr. Nevrez Koylan, bu konuda kalp-damar hastalığı olanların ve olmayanların ayrı ayrı değerlendirilmelerini öneriyor ve izlenebilecek strateji hakkında şunları söylüyor:
 
Hangi değerde ne yapılmalı?
Total kolesterol düzeyi 200 mg/dl altında, LDL-kolesterol 130 mg/dl altında, HDL-kolesterol düzeyi 35 mg/dl üzerinde olanlarda (ideal düzey) ise:
 
5 senede 1 total kolesterol, HDL-kolesterol, trigliserid duzeylerinin ölçülmesi,
Sağlıklı beslenme eğitimi; ideal vücut ağırlığının korunması,
Fizik aktivitenin yüksek tutulması ve spor yapılması,
Lipid dışı risk faktörleri olması halinde bunların kontrol altına alınması gerekiyor.

 
Total kolestrol düzeyi 200-239 mg/dl, LDL- düzeyi 130- 159 mg/dli HDL- kolestrol düzeyi 35 mg/dl üzerinde ve lipid dışı risk faktörü sayısı 2’den az ise:
Diyet verilmesi,
Fizik aktivitelerinin artırılması ve hastanın kilo vermesinin sağlanması,
Diğer risk faktörlerinin kontrol altına alınması,
1 yıl sonra kişinin yeniden değerlendirilmesi gerekiyor.

Total kolestrol düzeyi 200-239 mg/dli LDL- kolestrol düzeyi 130-159 mg/dl altında ya da 2 veya daha fazla risk faktörü varsa:
Tam bir muayene, EKG ve gerekli diğer laboratuvar incelemeleri,
Diyet,
Diyetle LDL- kolestrolünün düzeyi 130 mg/dl altına düşmüyorsa, yaşın cinsiyetin ve KKH risk faktörlerinin değerlendirilerek ilaç tedavisinin gerekip gerekmeyeceğini kararlaştırılması gerekiyor.

 
Total kolestrol düzeyi 240 mg/dl ve üzeri LDL- kolestrol düzeyi 160 mg/dl ve üzerinde, diğer risk faktörü sayısı 2’den az ise:
Tam bir muayene EKG ve diğer laboratuvar incelemeleri,
Diyet,
Kolestrol diyetle düşmüyorsa ilaç tedavisi,
Kalp krizi veya başka bir kalp-damar rahatsızlığı geçirmiş olanlarada hekim tarafından tedavi gerekiyor.

 
Ayrıca total kolestrol düzeyi (>300 mg/dl) veya LDL- kolestrol düzeyi çok yüksekse (190 mg/dl ve üzeri), diyetin başarısız kaldığı durumlarda diyetle birlikte ilaç tedavisi verilebiliyor.
 

 
Kolesterol seviyesini düşüren besinler nelerdir?
 
İnsanlar fiziksel olarak her zamankinden daha az aktif ve daha sağlıksız besleniyor. Bu yerleşik yaşam tarzı kombinasyonu yüksek kolesterol, kalp hastalıkları ve inme riskine sebep oluyor. İyi haber ise yüksek kolesterolün düzgün beslenme ve egzersiz ile önlenebilir olması. İşte sağlıklı bir kalp için beslenmenize eklemeniz gereken 10 besin:
 
1- Balık yağı
Somon gibi balıklar doymuş yağ oranı açısından düşük ve Omega-3 açısından yüksek değer taşır. Bu yağ asitleri kalp sağlığınız için oldukça faydalıdırlar. Omega-3’ler iltihabı ve alt trigliseritleri azaltmaya yardımcı olur. Yetişkinler, optimum fayda için haftada en az iki porsiyon balık tüketmelidir.
 
2- Kuruyemiş
Ceviz, badem ve keten tohumu da omega-3 yağ asitleri içerir. Her gün kuruyemiş tüketmenin pek çok sağlık faydası vardır. Sadece iltihabı azaltmaya yardımcı olmaz, aynı zamanda kilo kontrolü sağlamak ve Tip 2 diyabeti önlemek için de önemlidir. Haftada en az 5 gün 30 gr tüketmek tavsiye edilir.
 
3- Yulaf ezmesi ve lifli gıdalar
Yulaf ezmesi, fasulye ve kuru erikte bulunan çözünür lifler, kandaki emilir kolesterol miktarını azaltmaya yardımcı olur. Her gün kahvaltıda 1,5 bardak yulaf ezmesi tüketmek, beslenmenize önerilen miktarda lif tüketimi katmak için iyi bir çözümdür. 
 
4- Avokado
Avokado, MUFAlar (tekli doymamış yağ asitleri) olarak bilinen diğer bir sağlıklı yağ asidi için önemli bir kaynaktır ve LDL (kötü kolesterol) düzeyini düşürmeye yardım eder. Kalori açısından da zengin oldukları için günde yarım adet tüketilmesi yeterlidir.
 
5- Zeytinyağı
Zeytinyağının antioksidan özellikleri vardır ve MUFAlar açısından iyi bir kaynaktır. Günde iki yemek kaşığı tüketilmesi önerilir. Katı yağlara kesinlikle tercih edilmelidir.
 
6- Portakal
Portakal, kolesterolü azaltmaya yardımcı bir lif olan pektin içerir. Ayrıca içeriğindeki potasyum da tuz alımını dengeleyerek daha düşük kan basıncı sağlamaya yardımcı olur. Eğer önerilen gündelik tüketimi meyve suyu olarak karşılamak istiyorsanız, taneli olanlara yönelmelisiniz çünkü pektin meyvenin özünde bulunmaktadır. Optimum fayda elde etmek için günde bir portakal tüketmelisiniz.
 
7- Alkol
Doğru türde alkol ölçülü tüketildiğinde HDL’i (iyi kolesterol) arttırır ve bu da arterlerdeki plakların temizlenmesine yardımcı olacaktır. Bir antioksidan olan resveratrol içerdiğinden dolayı özellikle kırmızı şarap kalp sağlığı avantajları sunar. Kendinizi günde bir kadeh ile sınırlayın.
 
8- Lahana
Kale kalp sağlığına faydalı süper gıdalardandır. Kolesterolü düşürme için iyi olan antioksidanlar, lif ve omega 3 içerir. Ayrıca, arter duvarlarınızda plak oluşumunu önleyen glukorafanine içerir. Haftada birkaç kez tüketilmesi önerilir.
 
9- Nar
Antioksidanlar, oksidasyon denilen bir süreçle savaşır. Arterlerin iç plak oluşumunu başlatan LDL oksidasyonudur. Nardaki polifenol antioksidanlar benzersizdir çünkü sadece plak oluşumunu engellemez, aynı zamanda önceden oluşmuş olanların temizlenmesine de yardım eder. Günde 230 gr tüketilmesi önerilir.
 
10- Yeşil çay
Yeşil çay, kateşinler olarak adlandırılan antioksidan bakımından zengindir. Klinik çalışmalara göre, kateşinler sadece kolesterolü düşürmekte değil, aynı zamanda vücutta yağ birikimini önlemekte de etkilidir. Siyah çay da kateşinleri içerir ama yeşil çaydan çok daha fazla kafeinlidir. Sabahları siyah çay yerine ve öğle yemeklerinden sonra soda yerine yeşil çay içmeniz uzmanlarca önerilir.