Op. Dr. Bilgehan Aydın kollajen takviyesi için kelle paçayı önerdi

Op. Dr. Bilgehan Aydın kollajen takviyesi için kelle paçayı önerdi

Op. Dr. Bilgehan Aydın kollajen takviyesini piyasadan kolayca temin edilebilecek yapay ürünler yerine doğal gıdalar vasıtasıyla yapmayı tavsiye ediyor.

Kollajenlerin insan vücudu için çok önemli bir bileşen olduğuna dikkati çeken Dr. Bilgehan Aydın, bu yapıyı bir inşaat harcının daha sağlam ve dayanıklı olmasını sağlayan demir çubuklara benzetiyor. Sert ve yumuşak dokuların kırılmadan ve dağılmadan bir arada kalmasını sağlayan kollajenlerin bir kısmının bilindiğini, bir kısmınınsa sırrına halen vâkıf olunamadığını söylüyor.

Kollajenlerin gerilme direnci ve yenilenme süresi

Dr. Bilgehan Aydın yaptığı ameliyatlardan sonra, üzerinde işlem yapılan dokuların eski haline ne zaman döneceği sorusuyla çok sık karşılaştığını söyleyerek, “Buna cevap vermeden önce kollajenlerin gerilme direnci dediğimiz şeyi anlamamız gerek. Bunu karşılıklı olarak iki taraftan çekilen bir ipin kopmaya karşı gösterdiği mukavemet gücüne benzetebiliriz. İpin kopma anında bu direnç sıfıra düşer ve zamanla kendini yenilemeye başlar. Yenilenme parabolik bir eğri şeklinde gerçekleşir ve süresi üç hafta ila altı aydır. Gerilim kuvveti ilk üç hafta boyunca yüzde 50 civarındadır. Bir daha asla yüzde 100 seviyesine çıkamayacak olmakla birlikte, en yüksek seviyesi olan yüzde 98’e çıkması da altı ay sürer. Kolumuz kırıldığında alçının, tendonumuz koptuğunda atelin üç hafta kalmasının, burun ameliyatından sonra yeniden gözlük takabilmek için yine üç hafta beklememiz gerekmesinin sebebi işte bu yenilenme süresidir.”

   

Takviye hangi yolla yapılmalı?

Aydın bu takviyeyi yapay kollajen ürünleri yerine doğal gıdaları tüketerek yapmanın daha doğru olduğunu da dile getirdi. Bunu açıklamak için kollajenlerin çalışma prensibini de anlamak gerektiğini ifade eden Aydın, kollajenleri proteine dönüştüren bağların yapay yollarla takviye edilmesi durumunda bizleri bekleyen tehlikelerin altını çizdi. Aydın, “Bu bağlar insan vücudunu taklit etmeye başladığı anda kalıcı hasarlara neden olabilir. Şöyle bir örnek vereyim: Saçlarımızın kıvırcık ya da düz olmasını sağlayan şey bu bağların yapısıdır. Kuaförlerde yapılan kalıcı perma veya fön işlemlerinde saça önce bu bağı kopartacak, daha sonra da yeni bağlar oluşturup sabitleyecek formaldehit benzeri maddeler sürülüyor. Brezilya fönü adı da verilen bu yeni formun ömrü de, dikkatinizi çekerim, üç hafta ila altı ay.”

Yapay kollajen takviyesi kullananları ne gibi tehlikeler bekliyor?

Aydın ayrıca yapay kollajen ile ilgili olarak şu şekilde uyarılarda bulundu; “Biz bu yeni bağ oluşturma sürecinde vücudumuzun kullandığı kollajenleri dışarıdan yapay olarak takviye ediyoruz ama bu maddenin vücudumuz içerisindeki akıbetinin ne olduğunu hâlâ tam olarak bilmiyoruz. Bildiğimiz şeyler bu yapay takviyenin vücudumuz tarafından yabancı madde olarak algılanması sonucunda romatizmal veya alerjik hastalıklar gibi otoimmün sorunların veya skleroderma gibi deri hastalıklarının görülme sıklığının arttığı. Özellikle yeni doğan çocukların çoğunun alerjik olmasının sebebi yapay şekerlerle birlikte yapay kollajenler.”

Akşamları kelle paça, sabahları yumurta akı takviyeli içecekler

Aydın son olarak da bu noktada her ne kadar kimi zaman tıptaki fayda-zarar dengesini ihmal ederek yaptığı açıklamalara katılmasa da, en doğal kollajen kaynağının kelle paça olduğu konusunda Canan Karatay ile hemfikir. Aşırıya kaçmamak kaydıyla, akşamları sarımsaklı, pul biberli kelle paça çorbasının, sabahları ise yumurta akı, şekersiz pekmez ve portakal suyunu karıştırarak hazırlanacak soğuk içeceklerin en iyi ve doğal kollajen takviyesi olduğunu dile getirdi.

FETÖ’nün futbol yapılanmasında istenen cezalar belli oldu

FETÖ’nün futbol yapılanmasında istenen cezalar belli oldu

FETÖ’nün futbol yapılanmasına ilişkin davada mütalaasını açıklayan savcı, eski futbolcular Zafer Biryol ve Ersin Güreler’in örgüt üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Savcılık mütalaasında, ifadelerinde itiraflarda bulunan Bekir İrtegün, Uğur Boral ve Ömer Çatkıç hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını talep etti.

FETÖ’nün futbol yapılanması kapsamında eski futbolcular Bekir İrtegün, Zafer Biryol, Ömer Çatkıç, Uğur Boral, Ersin Güreler ve antrenör İsmail Şengül’ün ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan yargılanmalarına devam edildi. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık Ömer Çatkıç ile sanık avukatları katıldı. Duruşmada söz alan cumhuriyet savcısı celse arasında taraflara tebliğ edilen esasa ilişkin mütalaasını tekrarladığını kaydetti.

15 yıla kadar hapis istemi

Mütalaada eski futbolcular Zafer Biryol ve Ersin Güreler’in Bylock kullanıcısı olmaları, örgüt lideri Fetullah Gülen’in talimatları doğrultusunda Bank Asya’ya para yatırmaları ve yargılama aşamasındaki tutumlarının dikkate alınarak örgüt üyeliği suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

3 futbolcuya etkin pişmanlık indirimi

Savcılık mütalaasında ifadelerinde itiraflarda bulunarak örgüt hakkında açıklamalarda bulunan sanıklardan Bekir İrtegün, Uğur Boral ve Ömer Çatkıç hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını talep etti. Savcılık örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanan bu iç ismin 5 yıldan 11 yıl 2 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Savcılık mütalaasında sanık İsmail Şengül’ün ise beraatine karar verilmesini istedi.

“Her şeyi anlattım”

Savcının esasa ilişkin mütalaasını açıklamasının ardından söz alan tutuksuz sanık Ömer Çatkıç, “Ne yaşandıysa her şeyi anlattım. Beraatimi talep ediyorum” dedi. Duruşmada söz alan sanık avukatları, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunma yapmak için ek süre talep etti. Mahkeme heyet, adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmederek, sanıklar ve avukatlarının esasa ilişkin mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için ek süre vererek duruşmayı erteledi.

Mehmet Yusuf Melikoğlu – İrem Demir
 

Toplam ciro yüzde 12,6 arttı

Toplam ciro yüzde 12,6 arttı

Ciro endeksi, Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,6 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılı Temmuz ayı Ciro Endeksleri verisini açıkladı. Buna göre, sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında takvim etkilerinden arındırılmış ciro endeksi, 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,6 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış toplam ciro endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 2,8 arttı.

Sanayi sektöründe ciro yüzde 12,5 arttı
Takvim etkilerinden arındırılmış sanayi ciro endeksi, 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,5 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi ciro endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 3,1 arttı.

İnşaat sektöründe ciro yüzde 6,8 azaldı
Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi, 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,8 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 9,2 arttı.

Ticaret sektöründe ciro yüzde 12,2 arttı
Takvim etkilerinden arındırılmış ticaret ciro endeksi, 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,2 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ticaret ciro endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 1,4 arttı.

Hizmet sektöründe ciro yüzde 23 arttı
Takvim etkilerinden arındırılmış hizmet ciro endeksi, 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış hizmet ciro endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 3,6 arttı.

Dünya bulamıyor biz yem yapıyoruz

Dünya bulamıyor biz yem yapıyoruz

Dünyayı saran lezzetiyle Avrupa’da kilosu 150 dolardan alıcı bulan karidesler, Türkiye’deki bolluğu nedeniyle balık yemi olarak kullanılıyor.

ABDULLAH COŞKUN
İSTANBUL

Türkiye’nin hemen hemen her sahilinde bolca avlanan karidesler, Avrupa mutfağının en pahalı besin maddeleri arasında yer alıyor. Konserveleri dahi bulunan karidesler, lüks otellerin soflarını süslüyor. Kilosu 150 doları bulduğu için sıradan bir Avrupalının normal bir yiyecek gibi tüketemediği karides, Türkiye’de ise genellikle balık yemi olarak kullanılıyor. Türkiye’de karideslerin birçok çeşidi bulunduğu gibi en pahalı olanı ise dünyada çok az denizde bulunan Jumbo Karidesler oluyor. Jumbo karidesin Türkiye’deki kilo fiyatı ise 35 TL ile 60 TL arasında değişiyor. Yemlik karideslerin kilosu ise 10 TLye satışa sunuluyor. Bazı Türk kullanıcılar karidesleri internet ortamında Avrupa ülkelerine satışa sunuyor. Şoklanmış halde bulunan karidesler, Avrupa’daki alıcılara 150 dolar karşılığında kargoyla gönderiliyor.
Kebabı ve kızartması yapılan jumbo karides, haşlandıktan sonra salata malzemesi olarak da kullanılıyor.

İhlas Koleji öğrencileri Avrupa’nın sorunlarına çözüm önerileri sundu

İhlas Koleji öğrencileri Avrupa’nın sorunlarına çözüm önerileri sundu

İhlas Koleji, bu yıl 23.’sü Samsun’da düzenlenen Avrupa Gençlik Parlamentosu 23. Ulusal Seçim Konferansında (23.National Selection Conference of EYP Turkey) beş öğrencisiyle temsil edildi.

Özel Marmara Evleri İhlas Anadolu ve Fen Lisesi öğrencileri Tayfur Uçar, Furkan İmir, Beraa Nazyph Gülhan, Ahmet Emre Çekkaya ve Feyzi Kerem Okur, organizasyonda delege olarak yer aldı.

Dört gün süren konferansa ülke genelinde 20 okuldan 5 kişilik guruplar halinde 100 öğrenci delege olarak katılırken Avrupa Birliği (AB) Türkiye Siyasi Müşaviri Julian Vassallo ‘da konferansın açılış töreninde onur konuğu olarak yer aldı.

Organizasyondan sonra konuşan Özel Marmara Evleri İhlas Anadolu ve Fen Lisesi Yabancı Diller Zümre Başkanı ve EYP kulübü danışman öğretmeni Ayşe Ölmez, organizasyonun temasının “Yenilik ve Toplum ” olduğunu söyledi.

Öğrenciler güncel sorunlar üzerine çözüm önerilerinde bulundular

“Komitelere bölünen öğrenciler dört gün boyunca belirlenen başlıklar altında güncel sorunları tespit ederek olası çözümler hakkında kendi önerilerini ortaya koydular ve kararlar hazırladılar” diyen Ölmez, toplantı sonunda sonuçların genel kurula sunularak tartışıldığını söyledi. Ölmez son olarak, “Katıldıkları bu konferansta öğrencilerimizin inovasyonun küreselleşmiş dünyamızdaki etkileri hakkındaki bilgilerini arttırırken İngilizce kelime hazinelerini de geliştirdiklerine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Özel Marmara Evleri İhlas Anadolu ve Fen Lisesi Okul Müdürü Hakkı Okur, Avrupa Gençlik Parlamentosunda İhlas Kolejini temsil eden öğrencileri ve danışman öğretmenleri Ayşe Ölmez’i tebrik etti. Konferansın konuşma dilinin İngilizce olduğuna dikkat çeken Okur, İhlas Kolejinin vermiş olduğu yabancı dil eğitiminin başarısına vurgu yaptı. ” Öğrencilerimiz okullarımızda edindikleri İngilizce bilgisi ile EYP oturumlarında sorumluluk aldılar, yeni fikirler edindiler, konularla ilgili ayrıntıları tartıştılar ve sonunda bakış açılarını genişletme fırsatını elde ettiler” dedi.

Yeltekin: “Avrupa’nın sorunlarını tartışacak düzeyde yabancı dile hakim öğrenciler yetiştiriyoruz”

İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü Bedri Yeltekin, bu yıl düzenlenen EYP Konferanslarında İhlas Koleji öğrencilerinin göstermiş olduğu performanstan memnun olduğunu dile getirdi. Okullarında kurulan kulüplerle öğrencilerin konferanslara hazırlandığını ifade eden Yeltekin, “ Öğrencilerimiz kurduğumuz kulüplerde Avrupa’nın sorunlarını yakından takip ederek fikir sahibi oluyorlar. Ayrıca üzerinde hassasiyetle durduğumuz yabancı dil eğitimimiz ile EYP konferanslarında Avrupa’nın sorunlarına dair çözüm önerilerini de akıcı bir dille anlatıyorlar” dedi.

Okul eşyalarındaki görünmez tehlike

Okul eşyalarındaki görünmez tehlike

VM Medical Park Bursa Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Nilüfer Avcı, üretilen okul kırtasiye ürünlerinin birçoğunda azo renklendiriciler ve azo boyar maddeler ile fitalatlar kullanılmakta olduğunu söyledi.

Kalem kutular, kalemlikler, makaslar, maket bıçakları, kalemtıraşlar, zımbalar, dosya grupları, pastel ve suluboyalar, renkli silgi ve renkli kalemler, kaplama kağıtları ve diğer kırtasiye ürünlerinin alerjik ve kanserojen etkiye sahip olduğunu belirten Avcı, “Bu riskli maddeler, kıyafet ve kırtasiye malzemelerinde bulunması gereken sınır değerlerin üzerinde olur. Ter ve tükürük yolu ile vücuda taşınırlar. Vücuda taşınan bu maddeler yavaş yavaş vücutta birikir ve vücuttaki yararlı minerallerle yer değiştirir. Bu durum insanlarda bazı kanser çeşitlerinin gelişmesine sebep olur” dedi.

Fitalatın kanserojen maddelerin başında geldiğine işaret eden Avcı, “Sert plastik maddeleri yumuşatmak için kullanılmaktadır. Gümrük Bakanlığı kırtasiye ürünlerinde fitalat kontrolünü numune alarak akredite test kuruluşlarında yaptırmakta ve yüzde 0.1 oranının üzerinde çıktığı takdirde toplatma, ilan ve idari para cezası uygulatmaktadır. Bunun için tüketici uzmanlarının açıkladığı gibi çok renkli ve kalitesiz ürünler kesinlikle tercih edilmemelidir. Fiyat değil kalite önemlidir. Çocukların kullanacağı mataralar, şişeler ve beslenme çantaları plastik olmamalıdır. Kokulu ve çok renkli boyalı ürünlerden kaçınılmalıdır. Özellikle çocukların iç çamaşırları mutlaka yün, renksiz pamuk veya keten olmasına özen gösterilmelidir. Kırtasiye malzemesi ve gereçleri satın alırken tercih edilecek ürünlerin üzerinde TSE ve CE işaretlerinden en az birinin veya Avrupa Birliği tarafından güvenlik göstergesi olarak kabul edilmiş ‘EN 71-1, EN 71-2, EN 71-3 ve EN 71-9′ normlarına uygun olmasına dikkat edilmelidir” diye konuştu.

Abdullah Çibir
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘Türkiye İttifakı’ açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘Türkiye İttifakı’ açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bazıları hemen söyleme amacımızın ne olduğu gayet açık olan Türkiye ittifakı ifademizi Cumhur İttifakı’nın alternatifi göstererek fitne çıkartma peyine düştü. Halbuki Cumhur İttifakı milletimizin tamamını aynı idealler etrafında buluşturma çabamızın lokomotifidir” dedi.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen TOBB 75. Genel Kurulunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ittifakı söyleminin Cumhur İttifakı’na alternatif olduğu yönünde fitne çıkartılmaya çalışıldığını söyledi. “Türkiye ittifakı” diyerek 82 milyon vatandaşın ortak payda altında bir araya gelmesi idealini hayata geçirmeye çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, “Son zamanlarda bir şey moda oldu ‘kucaklaşma zamanı.’ Şimdi TOBB bu çatının altında kucaklaşmıyorsa bunun hesabını her halde ben verecek değilim. Biz hiçbir zaman kucaklaşmadan kaçmadık, onun için Türkiye ittifakı dedik, onun için Cumhur İttifakı dedik. Bazıları hemen söyleme amacımızın ne olduğu gayet açık olan Türkiye ittifakı ifademizi Cumhur İttifakı’nın alternatifi göstererek fitne çıkartma peşine düştü. Halbuki Cumhur İttifakı milletimizin tamamını aynı idealler etrafında buluşturma çabamızın lokomotifidir. Biz Cumhur İttifakı’nı 15 Temmuz gecesi kurşunların, bombaların altında kurduk. O zaman bu ittifaktan kaçanlar 7 Ağustos’ta zorla Yenikapı’ya gelip, Yenikapı ruhunu güya kabul ettiğini söyleyenler, ondan sonra Yenikapı ruhunu reddederek ortadan kaçmışlar, terör örgütleri ele omuz omuza, kol kola seçimlere girmişlerdir. Dağdan gelen talimatlar neydi, ‘Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da seçime girmeyeceksiniz.’ Sen parti değil misin, niye girmedin seçime, kiminle ittifak halinde oldun, nasıl omuz omuza oldun? Kusura bakmayın terör örgütleri ile el ele olanlar bizimle ittifak halinde olamazlar. Benim 4 evladımın, 4 Mehmedimin Berat Gecesi’nde şehit edildiği bir olayda kusura bakmasınlar bizler buralara el bebek, gül bebek gidemeyiz. Biz nereye nasıl gidileceğini çok iyi biliriz. Hiçbir zaman tahrik unsuru olmadık, olmayacağız” diye konuştu.

Derya Yetim
 

Lösemiye yenik düşen Şebnem hocanın mesai arkadaşları üzüntüye boğuldu

Lösemiye yenik düşen Şebnem hocanın mesai arkadaşları üzüntüye boğuldu

Antalya’nın Alanya ilçesinde öğretim görevlisi olarak görev yapan ve üçüncü kez lösemiye yakalandıktan sonra İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Şebnem Köseoğlu’nun ölümü mesai arkadaşlarını üzüntüye boğdu. Büyük üzüntü yaşadıklarını dile getiren Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul, “Son konuşmamızda her şeye rağmen iyi olduğunu söylüyordu ama olmadı. İyi insanlar çok yaşamıyor derler, kaybettik” dedi.

Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim görevlisi Şebnem Köseoğlu (31), 2018 yılı Eylül ayında lösemiye yakalandı. Yaklaşık 3 aylık kemoterapinin ardından Ocak ayında hastalığı yenen Köseoğlu, 2019 yılı Mayıs ayında rutin kontrolleri sırasında hastalığının nüksettiğini öğrendi. İstanbul’daki bir hastanede tedavisi süren Köseoğlu’na 2019 yılının Kasım ayında uygun ilik bulundu. 11 Aralık’ta ise ilik nakli gerçekleştirildi ancak bu yıl 18 Nisan’da rutin kontrollerine gittiğinde tekrar hastalığının nüksettiğini öğrendi. Doğum gününden 1 gün önce hastalığının nüksettiğini öğrenen Şebnem Köseoğlu, tekrar İstanbul’daki hastanede tedaviye alındı. Burada tedavisi süren Köseoğlu, bir hafta önce durumunun ağırlaşması nedeniyle yoğun bakım ünitesine alındı. Köseoğlu, dün akşam saatlerinde doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Lösemiyle savaşan ve sosyal medyada ‘Maskeli Şebnem’ olarak bilinen Köseoğlu’nun cenazesi yarın ikindi namazının ardından memleketi Alanya’daki Hacıbaba Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Şebnem hocanın mesai arkadaşları üzüntüye boğuldu

Köseoğlu’nun hayatını kaybetmesi mesai arkadaşlarını üzüntüye boğdu. AHEP Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul, okuldaki görevine başladığında kendisini ilk karşılayanın Şebnem hoca olduğunu aktardı. Rektör Özkul, “Kendisinin ilkokulumuzun girişinde güler yüzünü gördüm. Kim olduğunu sordum, Şebnem hoca olduğunu, rahatsız olduğunu söylediler. Kendisini aradım birkaç kez telefonla görüştük. Ama bu mücadeleyi kazanamadı. Gerçekten yüreği insan sevgisi dolu bir kişiydi. Ben görmesem de bunu fark ettim. En son sanırım 17-18 Ağustos gibiydi bir whatsapp mesajı göndermiş bana, ‘Hocam, çok dikkat edin’ demiş. ‘Biliyorsunuz sayın belediye başkanımız, Antalya Büyükşehir Belediye başkanımız hasta. Siz onlarla sık sık görüşüyorsunuz. Çok dikkat edin’ dedi. Yani kendi o halinde bizi, okulu, kurumunu düşünen bir insandı. Ne diyelim, Allah rahmet eylesin. Yakınlarına, Alanya halkına, okul camiasına başsağlığı diliyorum. Son konuşmamızda her şeye rağmen iyi olduğunu, söylüyordu ama olmadı. İyi insanlar çok yaşamıyor derler, kaybettik” dedi.

Doğan: “Hastalığıyla dalga geçebiliyordu”

Rektörlük sekreteri Özgül Doğan, Şebnem hocanın hayat dolu bir insan olduğunu söyledi. Doğan, “Yüzündeki gülümseme, içindeki enerji insana huzur veriyordu. Hastalığıyla da dalga geçebiliyordu ve onunla bile gülebiliyordu. Maalesef hepimizi üzdü. Bizi gerçekten güldürdü ve ağlattı. Ölümü kendisine hiç yakışmadı. Mekanı cennet olsun. En son haziran ayında kısa bir süre görüştük. Neşesinden enerjisinden hiç bir şey kaybetmemişti. Çok iyi ve sağlam durduğunu görmüştük. Yine o şekilde haberini bekledik ama maalesef olmadı” diye konuştu.

“Çok üzgünüz”

Şebnem Köseoğlu ile en uzun çalışanlardan birinin kendisi olduğunu aktaran Doğan şunları söyledi:
“Onu tanıma ve çalışma fırsatını buldum. Gerçekten neşe ve hayat dolu bir insandı. Ummadığımız bir hastalığa yakalandı ve onu kaybettik. Çok üzgünüz.”

Erdal Anak
 

‘Mikrocerrahi ameliyatı sonrası hastalar aynı gün ayağa kalkıyor’

‘Mikrocerrahi ameliyatı sonrası hastalar aynı gün ayağa kalkıyor’

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Çağatay Kemerli, gelişen teknolojiyle mikro cerrahinin bel fıtığı ve boyun fıtığı ameliyatlarında en çok başvurulan yöntem olduğunu açıkladı. Op Dr. Kemerli, mikrocerrahi ile ameliyat edilen hastanın ameliyattan sonra 12 saat süreyle dinlendirildiğini ve aynı gün taburcu edildiğini söyledi.

Günümüzde modern cerrahi teknikleri sayesinde hem ameliyatların daha güvenli hale geldi ve hem de hasta konforu arttı. Özel ameliyat mikroskobu ile çapı 1 mm’den daha küçük olan sinir ve damarların büyütülerek çok ince aletler yardımıyla yapılan işlemlere mikro cerrahi adı verildiğini belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Çağatay Kemerli, mikro cerrahinin bel fıtığı ve boyun fıtığı ameliyatlarında en çok başvurulan yöntem olduğunu ifade etti.

Op. Dr. Çağatay Kemerli, bel fıtığı ve boyun fıtığı ameliyatında mikro cerrahinin avantajlarını şöyle sıraladı:
“Ameliyatta kullanılan mikroskop sayesinde dokular ayrıntılı olarak görülebilir. Bu sayede zor görülebilen çapı 1 mm’den daha küçük olan sinir ve damarlar daha rahat ameliyat edilebilir. Mikrocerrahi yönteminde daha az kesi yapıldığından dolayı daha az kas dokusu hasarı olur, yaranın iyileşmesi çabuk ve yüz güldürücü olur. Mikrocerrahi ile ameliyat yönteminde dikiş olmaz Enfeksiyon ve kan kaybı riski hemen hemen yoktur. Hasta ameliyattan sonra 12 saat süreyle dinlendirilir ve aynı gün taburcu edilir. 3 gün sonra da işlerine devam edebilir”.

Boyun fıtığında mikrocerrahi tekniği

Uygulanan konservatif tedavi (istirahat, ilaç tedavisi vs.) şikayetleri gidermediyse, boyun omurilik sinirlerindeki sinirler üzerindeki baskıyı kaldırmak ve olası nörolojik komplikasyonları (kas güçsüzlüğü, yürüyememe, idrarını ya da gaitasını tutamama, iktidarsızlık gibi) önlemek amacıyla cerrahi tedavinin düşünüldüğünü sözlerine ekleyen Op. Dr. Çağatay Kemerli, günümüz modern araştırma teknikleri (MRI CT gibi), yine günümüz modern cerrahi teknikleri (mikrocerrahi gibi) artık boyun fıtığını kader olmaktan çıkardığını, hasta konforunu üst seviyeye taşıdığını, iyileşme periyodunu da daha çok kısalttığını belirtti.

Yalnız boyun fıtıkları değil boyunda kaymalar, darlıklar çeşitli enstrumasyonlar ile sıfır hata ile onarıldığını anlatan Op. Dr. Kemerli, hastaların aynı gün ya da bir gün sonra yürüyüp taburcu olduklarını ve işlerinin ağırlığına göre 3 gün veya bir haftada normal yaşamlarına, işlerine geri döndüklerini vurguladı.

Özellikle nörolojik nefistik denilen ellerde, kollarda güçsüzlük, gece-gündüz ilaca yanıt vermeyen ağrı ve uzun yıllar veya aylar boyunca hastamızın hayat kalitesini olumsuz etkileyen fıtıkların mikrocerrahi ile ameliyat edildiğinin altını çizen Op. Dr. Çağatay Kemerli, mikrocerrahi ile ameliyat edilen hastalarda dikiş olmadığını, 4 saat sonra oturduklarını, yemek yiyebildiklerini, 6 saat sonra yürüyebildiklerini, 12 saat sonra taburcu olduklarını ve 3 gün sonrada işlerine başlayabildiklerini dile getirdi.

Bel fıtığına mikrocerrahi tekniği

Op. Dr. Çağatay Kemerli, bel fıtığının kişinin yaşam standardını düşüren ve ağrıya yol açan ciddi bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Bel fıtığının özellikle profesyonel sporcular için hem sağlık, hem kariyer açısından büyük bir sıkıntı olduğunu vurgulayan Kemerli, bel fıtığı tedavisinde mikrocerrahi tekniğinin uygulandığı hastalarda yüzde 80’den fazla başarı sağlandığını dile getirdi.

Bel fıtığı olan kişilerde genellikle bel ağrısı, bacakta ağrı veya uyuşma görüldüğünü dile getiren Op. Dr. Çağatay Kemerli, özellikle sporcuların uzun iyileşme süresinden kaçındıklarını, bu nedenle mikrocerrahi tekniğinin daha hızlı iyileşme olanağı sağladığını ve artık daha sık kullanıldığını ifade etti.

Uşak’ta trafik kazası; 2 yaralı

Uşak’ta trafik kazası; 2 yaralı

Uşak’ta otomobil ile beton mikserinin çarpıştı. Meydana gelen kazada iki kişi ağır yaralı olarak Banaz Devlet Hastanesi ve Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

Edinilen bilgilere göre kaza, Banaz ilçesine bağlı Gürlek ve Yeşilyurt köylerini bağlayan yolda meydana geldi. İddialara göre Murat Ali Çelik idaresindeki 64 BE 814 plakalı otomobiliyle seyir halindeyken karşı şeritten gelen İsmail Değirmenci kontrolündeki 64 FM 014 plakalı beton mikseri ile çarpıştı.

Olay yerindeki vatandaşların ihbarları üzerine olay yeri 112 Sağlık Ekipleri ve Jandarma ekipleri sevk edildi. Kaza yerine gelen sağlık ekipler kazada ağır yaralanan otomobil sürücüsü Murat Ali Çelik’i Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırırken otomobilde seyir halinde bulunun sürücünün kardeşleri Cemil Çelik ve Zeynep Çelik’i Banaz Devlet Hastanesine sevk etti. Ayrıca beton mikseri sürücüsü İsmail Değirmenci’nin ise kontrollerin ardından kazadan yara almadan kurtulduğu öğrenildi.

İsmail Atalay