Özel yetenekli çocuklara ‘Zeka Gücü’ desteği

Özel yetenekli çocuklara ‘Zeka Gücü’ desteği

İstanbul Ataşehir Fuat Sezgin Bilim ve Sanat Merkezi’nde açılan Zeka Gücü sınıfında özel yetenekli öğrenciler, potansiyellerini geliştirmek üzere en üst seviye teknolojik eğitime erişebilecek.

Turkcell, özel yetenekli çocukları ‘Zeka Gücü’ projesiyle geleceğin dünyasına hazırlamayı sürdürüyor. Bu kapsamda çocuklar yapay zeka, kodlama, uzay bilimleri, robotik, akıllı ev ve bulut teknolojilerine yönelik eğitim alıyor, projeler geliştiriyor. Turkcell’in yerli ve milli teknoloji üretimi vizyonuna kaynak sağlayan Zeka Gücü projesinin, 2019 yılındaki ilk adımı Ataşehir Bilim ve Sanat Merkezi’nde (BİLSEM) atıldı.

Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili: “Tüm BİLSEM’ler Zeka Gücü’yle donatılacak”
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, açıklamasında; “İstanbul Ataşehir Fuat Sezgin Bilim ve Sanat Merkezi, Türkiye’deki 43 bin öğrencinin eğitim aldığı, 139 BİLSEM’den ilk açılanlar arasında 5’nci. Bu nedenle ayrı bir anlamı var. Daha nitelikli hale getirmek için de gerekenler yapılıyor. Bugün yapacağımız Zeka Gücü sınıfı açılışıyla, teknolojik alanda da zenginleştiriyoruz. Bu sınıflarda tam BİLSEM’e göre işler yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile Turkcell arasında Zeka Gücü sınıfları projesiyle de çok kıymetli ve önemli bir işbirliği yürütülüyor. Tüm BİLSEM’ler bu sınıflarla donatılana kadar sürecek. Turkcell’e desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Biz kendilerinden memnunuz. Özel yetenekli çocuklar Allah’ın insanlığa armağanı. Bu şekilde görüp, yetiştirip, ülkemize kazandırırsak tüm insanlığa hizmet edecekler. Kazanan ülkemiz olacak, insanlık olacak”.

Ömer Barbaros Yiş: “Yerli ve milli teknoloji üretimi için çalışıyoruz”
Sınıfın açılışı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Barbaros Yiş, Turkcell’in gelirlerinin yüzde 1’ini topluma katkı projeleri için ayırdığını belirterek “Burada gördüğüm enerji beni çok mutlu etti. Heyecanım arttı, şimdi gidip daha çok çalışacağım. Daha çok iş yapalım ki bu projeler de artarak devam etsin. Projelerimizdeki önceliklerimiz; Türkiye’nin geleceğine değer katması, fırsat eşitliği sunması ve sürdürülebilir olması. Bu çalışmalarda yerli ve milli teknoloji üretimi ile Türkiye’nin yerlileşme vizyonuna destek veriyoruz. Eğitim 2023 Hedefleri’ne paralel, özellikle Anadolu’daki özel yetenekli öğrencilerin, potansiyellerini geliştiren teknolojilere erişebilmeleri sağlıyoruz. Projelerimiz ayrıca Birleşmiş Milletler Sürdürebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasında da önemli katkılar sunuyor” dedi.

2020 hedefi 50 bin öğrenci
Yeni nesil üretim araçlarını öğretmeyi planlayan eğitim programı, yüz yüze ve online eğitimler olarak ikiye ayrılıyor. Proje, özel yetenekli çocukların içindeki üreticiliğini ve potansiyeli ortaya çıkarmayı amaç ediniyor. A’dan Z’ye Turkcell tarafından kurulan Zeka Gücü Laboratuvarları’nda öğrencilerin üretim ve tasarım süreçlerine destek olacak elektronik setler ve alet takımları bulunuyor. Proje, Türkiye’de ‘Maker Hareketi’ (kendin yap-kodlama) konusunda atılan ilk adımlardan biri olarak da dikkat çekiyor. Projenin 2020 hedefi 50 bin öğrenciye ulaşmak.

Frasb.com ile dünya online

Frasb.com ile dünya online

frasb.com, kurucu ortağı Ali Geylan’ın daha mutlu bir yaşam için fırsatların eşit olduğu ve değer üreten herkesin sesini duyurabildiği bir dünya hayaliyle başladı.

frasb.com, bireyin gerçek dünyadaki üç temel ihtiyacını online olarak karşılayan yeni bir sosyal platform olarak benzerlerinden farklılaşıyor. Frasb’de karşılanan ihtiyaçlar şunlar:

“Sesini duyurmak: Frasb’de kullanıcılar, büyük bir network’ün içinde, benzer ilgi alanlarına sahip kullanıcılarla bağlantı kurabiliyor ve mesajını geniş kitlelere iletebiliyor. Kaliteli içerik yayınlayarak aktif olan kullanıcılar, Frasb öneri sistemine dahil oluyor ve diğer kullanıcılara öneriliyor, keşfediliyor.

Üretilen değerleri dünya markası yapabilmek: Firma sahipleri, platform üzerinden tüm pazarlama faaliyetlerini yürütebiliyor; markalarını yaşadıkları bölgeden başlayarak geniş kitlelere tanıtabiliyor. Frasb’de firma sayfası ve online mağaza kurarak, ürünlerini sergileyebiliyor ve satabiliyor.

Bölge ile iletişim kurmak: Kullanıcı, yaşadığı bölge üzerinden üye olarak, çevresi ile yakın iletişim kurabiliyor. Frasb’deki bölgesel iletişim araçlarıyla bölgesindeki gelişmelerden ve bölgesi için neler yapabileceğinden haberdar olabiliyor.

frasb.com’un farklı özelliklerini bir arada kullanmak kullanıcıya; yetenek, bilgi, deneyim, uzmanlık ya da ürünleri hakkında farkındalık yaratma, kendini ya da firmasını tanıtma ve marka yaratma imkanı sağlanıyor. Frasb, 2013 yılında İngilizce versiyonu ile Amerika Birleşik Devletlerinden dünya lansmanını gerçekleştirmeye ve kullanıcılarına dünyanın kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Facebook’tan ortalığı karıştıracak yenilik!

Facebook’tan ortalığı karıştıracak yenilik!

Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, siteye beğenilmeyen iletiler için ‘beğenmedim’ butonunu koymayı düşündüklerini açıkladı.

Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, sitede, ‘like’ butonunun tersi olarak işlev görecek ‘dislike’ butonuna yer vermeyi düşündüklerini açıkladı.

ABD’nin California eyaletinde katıldığı bir oturumda Facebook için kullanıcılardan en fazla gelen talebin “beğenmedim” butonu olduğunu belirten Zuckerberg, Facebook’a ‘dislike’ butonu eklenmesinin sitenin kullanıcılarından gelen en yoğun istek olduğunun ve bunu hayata geçirmek için uygun bir yol bulunması gerektiğini söyledi.

Her gün binlerce insanın Facebook’ta hayatlarındaki mutlu ve mutsuz anlarına yönelik paylaşımlar yaptığını ifade eden Zuckerberg, insanların sitedeki paylaşımlar hakkındaki görüşlerini daha geniş bir yelpazede ifade edebilmeleri için çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

Her gün ortalama 4,5 milyar paylaşımın beğenildiği sitenin bu sayede kullanıcıları hakkında bilgi topladığı ise iddialar arasında.
 

İLGİLİ HABER

Facebook, iş hayatında kullanılacak yeni site hazırlıyor

İLGİLİ HABER

Facebook’tan gelen bu mesaja dikkat!

İLGİLİ HABER

Facebook’ta otomatik video oynatma nasıl kapatılır?

İLGİLİ HABER

Facebook, WhatsApp’ı satın alıyor

Riad Bajic: ‘Teknik anlamda eski günlere dönmek istiyorum’

Riad Bajic: ‘Teknik anlamda eski günlere dönmek istiyorum’

Konyaspor’un yeni transferi forvet oyuncusu Riad Bajic, 2 yıl aradan sonra tekrar Konyaspor’da olmaktan mutlu olduğunu belirterek, “Teknik anlamda eski günlerime dönmek istiyorum” dedi.

Spor Toto Süper Lig takımlarından Konyaspor, Teknik Direktör Aykut Kocaman yönetiminde Bolu kampını sürdürüyor. Bolu’da ikinci gününü geçiren yeşil-beyazlı ekip, akşam antrenmanında düz koşu, ısınma, pas çalışması ve 5’e 2 çalışmalarını yaptı.

Konyaspor’un Udinese’den transfer ettiği, geçen sezon Başakşehir’de kiralık olarak forma giyen forvet oyuncusu Riad Bajic, antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bajic, “Yaklaşık 2 sene sonra tekrar Konyaspor’a döndüm. Gerçekten mutluyum. Çünkü burada iyi bir çıkış yakaladım. Sonuçta tanıdığımız oyuncu grubu da var. Aynı zamanda daha önce teknik heyetle beraber çalıştığım için mutluyum” dedi.

Geçen sezonu da değerlendiren Bajic, “Zaten ilk Konyaspor’daki dönemim çok başarılı geçti. Aynı zamanda sonuçtan da belli oldu. Hem kendi adıma hem de takım adına öbür tarafa geçtiğimiz zaman Başakşehir’e geçince farklı bir ortama girdim zaten, daha yüksek bir rekabet içerisine aynı zamanda ciddi bir sakatlık geçirdim. Onun için çok da kötü değil ama benim düşündüğüm gibi olmadı. Onun için önümüzdeki sezon daha teknik anlamda eski günlere dönmek istiyorum. Konyaspor seyircisi ile zaten iyi bir ilişkim var. Başarı geldikten sonra o da daha üst seviyeye çıktı. Bunun için çok mutluyum. Çünkü Konyaspor Türkiye’nin belki en iyi seyircisine sahip bir kulübü. Burada olduğum için mutluyum. İnanıyorum ki tekrar onlarla birlikte iyi bir sezon geçireceğiz. Buradaki atmosferi çok özlemiştim. Onun için tercih Konyaspor oldu” ifadelerini kullandı.

Faruk Çidem

Türk mutfağının 700 yıllık eşsiz lezzeti: Gelibolu peynir helvası

Türk mutfağının 700 yıllık eşsiz lezzeti: Gelibolu peynir helvası

Geçmişi 1300’lü yıllara kadar uzanan ve lezzeti ile namı il sınırlarını aşan Gelibolu peynir helvası, eşsiz damak tadı ile müşterilerini kendine hayran bırakıyor.

Yaklaşık 700 yıllık bir geçmişe sahip olduğu rivayet edilen ve Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde akla ilk gelen tatlı olma özelliğini taşıyan Gelibolu peynir helvası, yüzyıllar geçmesine rağmen her dönemde tüketilmeye devam ediyor. Tuzsuz beyaz peynir, un ve şeker ile yapılan lezzetli helva, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmayı da sürdürüyor. Gelibolu’da yaklaşık 70 yıldır peynir helvası satışı yapan tarihi işletmenin 5. kuşak ustası olan Süleyman Burak Batır, meşhur tatlı hakkında görüşlerini aktararak bilgilendirmelerde bulundu.

“Bu zamana kadar tarifi değişmemiş bir tatlı”

Gelibolu peynir helvasının, geçmişi yaklaşık 700 yıl öncesine kadar dayanan tarihi bir Türk tatlısı olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan 30 yaşındaki Süleyman Burak Batır, “Tuzsuz beyaz peynir, az miktarda un ve şekerden imal edilen yöresel bir lezzet. Bunu Gelibolu peynir helvası olarak belirtmemizin özel bir nedeni var. Çevremizdeki Balıkesir, Çanakkale veya Tekirdağ, Malkara gibi yerlerde bu tatlı ‘peynir helvası’ adı ile satılıyor ancak bizim onlardan farkımız şu; içeriğinde sadece tuzsuz beyaz peynir, az miktarda un ve şeker kullanıyoruz. Diğerlerinde irmik kullanan var, nişasta kullanan var, yumurta kullanan da var. O yüzden temel farkımız açıkçası bu. Bunu kimisi kızartarak servis ediyor, kimisi başka şekillerde servis ediyor ama bizim araştırmalarımıza gerçek peynir helvası bizim yaptığımız peynir helvasıdır. Çünkü dünyada bunun benzerini yapan başka bir mutfak yok. Türk mutfağının temel özelliklerini sergileyen de bir tatlı. Çünkü içeriğinde peynir, un ve şeker var. Yani Osmanlı zamanından beri mutfakta olan malzemelerle yapılan ve bu zamana kadar da tarifi değişmemiş bir tatlı” ifadelerini kullandı.

Selahattin Murathan Yıldırım – Cenk İşver
 

Boşanma durumlarında çocuk psikolojisine dikkat

Boşanma durumlarında çocuk psikolojisine dikkat

Aile: çocuğun hayata ilk adım attığı, beslenme, korunma gibi temel ihtiyaçlarının karşılandığı, güven ve sevgiyi ilk hissettiği ve toplumsal kuralları öğrendiği, bu sebeple de çocuğun duygusal gelişimini en çok etkileyen toplumsal birim olduğunu belirten Psikolog Merve Demir, ailede meydana gelen ayrılık, boşanma gibi değişimlerden çocuklarında etkilendiğini söyledi.

Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Çocuk-Ergen Psikoterapisi Uzman Klinik Psikolog Merve Demir, “Ailede ki ayrılıklarda çocuklar çok etkilenmekte. Bu sebeple aileler bu dönemde çocukları ile kurdukları ilişkide daha özenli olmalıdır. Çiftin çocuklarıyla ilgili dikkat etmesi gereken hususlar vardır. Bunların ilki çocuğa dürüst bir açıklama yapmak. Anne-babalar boşanma ile ilgili kesin bir karar verdiklerinde, çocuğa boşanma ile ilgili basit bir açıklama yapmalıdır. Bu konuşma sırasında çocuğu hiçbir şekilde kandırmamaya, gereksiz detaylardan bahsetmemeye dikkat edilmelidir. Boşanma ile ilgili konuşmayı, eğer mümkünse anne baba beraber yapmalıdır. Fakat anne ve babanın ayrı ayrı konuşması gerekiyorsa, benzer şekilde konuşmaları önemlidir. Anne babalar sadece eş ilişkisinin bittiğini ama anne babalık rollerinin değişmediğini ve boşanmanın onun suçu olmadığını çocuğa açıklamalıdır” dedi.

İkinci olarak ailelerin değişimlerden bahsetmeleri gerektiğini kaydeden Demir, “Çocuklar boşanmayı öğrendiklerinde hayatlarında nelerin değişeceğini merak ederler. Gelecek yaşamları ile ilgili belirsizlik, çocuğun kaygılanmasına sebep olabilir. Bu sebeple anne babalar çocuğa boşanma ile yaşamında nelerin değişeceğini açıklamalıdır. Ancak bu dönemde; çocuğun yaşamındaki değişimleri mümkün olduğunca aza indirmek, mümkünse okulunu, günlük aktivitelerini değiştirmemek faydalı olacaktır. Bir diğer husus da çocuğun duygularını ve düşüncelerini dinlemeye hazır olmaktır. Anne babalar bu durumun çocuklar için zor olduğunu, çocuğun üzüntü, öfke, suçluluk, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamasının normal olduğunu bilmelidirler. Çocuklarını duygularını anlatmaya cesaretlendirmelidirler. Anne babalar çocuğun anlattıklarını, düşüncelerini ve duygularını kabul edici bir tutumla, sonuna kadar dinlenmelidir” açıklamalarında bulundu.

“Bu dönemde çocuklar anne-baba sevgisini kaybetmekten korkar”
Sevgi, şefkat göstermek, özel vakit ayırmak ve tutarlı davranmak, düzenli görüşmeler ayarlamak, ortak kurallar oluşturmanın da çocuklar üzerinde dikkat edilmesi gereken hususlardan olduğunu ifade eden Demir, “Çocuklar boşanma sürecinde anne ve babaları ile birlikte olmaya, her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyarlar. Bu dönemde çocuklar anne babalarının sevgisini kaybetmekten korkarlar. Bu sebeple anne-babalar çocuğa; onu sevdiklerini sık sık söylemeli, çocukla birebir vakit geçirmelidir. Çocuklar bu dönemde kaygılı olabilirler ve bebek gibi konuşma, yatak ıslatma, parmak emme gibi bebeksi davranışlarda bulunabilirler. Anne babalar bu davranışların geçici olduğunu ve çocuklarının daha fazla şefkat ve rahatlatılmaya ihtiyaç duyduğunu unutmamalıdır. Boşanan anne babalar çocukları ile düzenli bir görüşme takvimi oluşturmalıdır. Çocuklar ne zaman ve ne sıklıkta ziyaretler olacağını bilirlerse, kendilerini daha güvende hissederler. Ancak çocukla beraber yaşamayan ebeveynin her görüşme için özel oyuncaklar, kıyafetler vb. almasına gerek yoktur. Çünkü çocuklar yeni oyuncaklardan çok ebeveynleri ile geçirecekleri zamana ihtiyaç duyarlar. Boşanmadan sonra anne ya da babanın çocuktan uzakta yaşaması gerekiyorsa telefon, görüntülü konuşma aracılığıyla çocukla düzenli bağlantı kurması; çocuğun kendisini değerli hissetmesi açısından önemlidir. Çocuğa koyulan kurallar boşanmadan sonra değişmemelidir. Anne ve baba bu kuralları tutarlı bir şekilde devam ettirmelidir. Tutarsız davranışlar, çocuğun bu süreçte daha kaygılı olmasına sebep olabilmektedir” diye konuştu.

“Çocuk, taraf seçmek durumunda bırakılmamalı”
Son hususun anne-baba arasındaki çatışmayı çocuğa yansıtmamak olduğunu ifade eden Demir, “Bu süreçte anne babalar birbirlerine karşı öfke duyabilirler. Ancak çocuğun önünde yaşanan tartışmalar çocukların boşanma ile baş edebilmelerini zorlaştırmaktadır. Bu sebeple anne babalar çocuğun önünde tartışmamaya, nafaka, mal paylaşımı vb. konuları onun yanında konuşmamaya, eski eşi çocuğun önünde eleştirmemeye dikkat etmelidir. Anne babalar çocuğu diğer ebeveynle iletişim kurmak veya diğer ebeveynin ne yaptığını öğrenmek için kullanmamalıdır. Ayrıca eski eşine kızgınlığı nedeniyle, çocukla görüşmesini engellememelidir. Çocuk diğer ebeveynle ilgili şikayetlerde bulunduğunda, çocuğun anlattıklarını tarafsız bir şekilde dinlemek, aralarındaki ilişkiye müdahale etmemek gerekmektedir. Çocuklar, hem annelerini hem de babalarını çok severler. Herhangi bir anlaşmazlıkta, taraf seçmek durumunda kalmak çocuk için çok yıpratıcıdır. Bu sebeple çocuk taraf seçmesi için zorlanmamalıdır” ifadelerini kaydetti.
 

35 yıllık eşine yeniden hayat verdi

35 yıllık eşine yeniden hayat verdi

Yıllardır böbrek nakli bekleyen Türkan Top, tam umutlarını kaybederken 35 yıllık kocasının böbreği ile yeniden hayata tutundu. Eşine böbreğini veren Naim Top, “Bana lazım olsa kalıbını söker bana verir, buna da eminim. Böbreğimi verdim, çok mutluyuz” dedi.

Düzce’nin Akçakoca ilçesinde oturan 53 yaşındaki Türkan Top, 10 yıl önce yüksek tansiyon şikayeti ile hastaneye gitti. Yapılan kontroller sırasında böbrek yetmezliği olduğunu öğrenen Türkan Top, bu haberle yıkıldı. Doktorların tavsiyeleri ile tedaviye başlayan Türkan Top, bir süre sonra vücut değerlerinin daha da kötüye gitmesi üzerine diyalize girmeye başladı. Bu sırada eşi ve yakınları da Türkan Top’a böbrek bulmak için seferber oldu. Ancak Türkan Top’un yaşadığı bu süreç diyaliz makinasına bağlı olarak beş buçuk yıl sürdü. Böbrek nakli için birçok hastaneye başvuran Türkan Top, son olarak İstanbul Ataşehir’de özel bir hastaneye başvurdu. Doktorlar eşi Naim Top’dan da test için örnekler aldı ve aileyi evine gönderdi. Bu bekleyiş yaklaşık 3 gün sürerken, aileye mutlu haber telefonla verildi. Geçtiğimiz Pazartesi günü hastaneye yatan Naim Top, eşi Türkan Top’a böbreğini verdi.

Yaşadığı süreci anlatan 4 çocuk annesi Türkan Top, ”Ben yıllardır bu sorunu yaşıyorum. Beş buçuk yıldır diyalize giriyordum. Eşimin böbreğinin uyduğunu bilmiyordum. Kendisi vermek istedi, ben de kabul ettim. Her şey 3 günün içinde oldu. 35 yıldır evliyim. Çok mutlu oldum. Allah razı olsun kendisinden. Yani yeni bir hayat verdi bana” şeklinde konuştu.

Eşine böbreğini veren Naim Top ise, “Eşim bundan 10 sene önce yüksek tansiyon şikayeti ile hastaneye gitti. Doktorun ilk muayenesinde böbrek yetmezliği olduğunu söyledi. Yaklaşık 3 yıl süren bir tedavi gördü. 3 yıl sonra vücuttaki bütün değerler yükselmeye başladı. Artık dayanamayacak hale geldi. Daha sonra da diyalize girmeye başladı. Tabi biz bu arada çare ararken, bir bekar kızım var. O böbreğini vermek istedi ama sen bekarsın dedi, ben senden almam dedi. Çünkü toplum yadırgar diye kabul etmedi. Diyaliz süreci devam ederken, çare aramaya devam ederken son aşamada buraya geldik. Buraya kadavraya başvurmak için geldik. Hocamızla konuşurken siz niye düşünmüyorsunuz dedi, bizim bildiğimiz kadarı ile değerlerimiz uymuyor dedik. Hayır sizin bildiğiniz gibi değil dedi ve bizim için 3 tane değer var, onlar uyarsa olur dedi. Bir test verin dedi, olmazsa olmaz. Biz de testi verdik” dedi.

Daha sonra eve gittiklerini ve haber beklediklerini ifade eden Naim Top, “Evde yemek yiyorduk. Eşim Cuma günü diyalize girecekti. Ona dedim ki, bu cuma senin diyalizin son diyaliz olacak. Artık diyalize girmeyeceksin, güzel haber gelecek dedim. Eşime de diyalizdeyken haber verdim. Keşke 5 sene önce verseydik. 35 senelik evlilik hayatımızda bir gün kırılmamız, darılmamız olmamıştır. Eşim gerçekten çok anlayışlı bir insan. Belki çok büyük hatalar da yaptım ama hep anlayışla karşıladı. Ama bana lazım olsa kalıbını söker bana verir, buna da eminim. Böbreğimi verdim, çok mutluyuz” diye konuştu.

Organ bağışının önemine de dikkat çeken Naim Top, “Şu saatten sonra bilsem benim 3 tane böbreğim olacak. Geri kalan 2 tanesini de bağışlarım. Yani o kadar çok önemli. Buralara geldikçe, bu işler başına geldikçe daha iyi anlıyorsunuz. O yüzden tüm vatandaşlarımızı çekinmeden organ bağışında bulunmalarını tavsiye ediyorum” dedi.

Tedavi süreci hakkında bilgi veren Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Tuncer ise, “Türkan Hanım aslında bu konuda çok güzel örneklerden bir tanesi. Tedavi süreci son derece başarılı geçti. Eşi böbreğini verdi Türkan Hanıma. Yani canından bir parça verdi. Böylece uzun yıllardır diyalize giren ve aslında diyalize girmesi gerekmeyen eşinin uzun yaşaması konusunda bir adım atmış oldu. Diyaliz tabi ki kötü bir şey değil ama organ nakli diyalizden daha iyidir. Çünkü organ nakli olan hastalar diyalizdeki hastalara göre dört kat daha uzun yaşar. Bu bağlamda tüm vatandaşlarımızı yakınlarının ömürlerini kurtarmaya veya ömürlerini uzatmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Mustafa Esen

DG Sivasspor, Marcelo Goiano ile anlaştı

DG Sivasspor, Marcelo Goiano ile anlaştı

DG Sivasspor’un Marcelo Goiano ile prensipte anlaştığı öğrenildi.

DG Sivasspor’un, transfer komitesinin bir süredir takip ettiği, Portekiz takımlarından Braga’da forma giyen sağ bek oyuncusu Marcelo Goiano ile prensipte anlaştığı öğrenildi. İstanbul’a gelen futbolcunun sağlık kontrolünden geçtikten sonra imza atması bekleniyor.

Oğuzhan Sarzep

ZTE yeni tabletini türkiye’de Turkcell ile satışa sunuyor

ZTE yeni tabletini türkiye’de Turkcell ile satışa sunuyor

Küresel düzeyde lider bir mobil cihaz üreticisi olan ZTE, Turkcell işbirliğiyle yeni tableti ZTE S7L’yi Türkiye’de satışa sunmaya başladı. Kullanışlı 7 inç ekran boyutuyla dikkat çeken ZTE S7L kullanıcılar için taşıma kolaylığı sağlıyor.

ZTE Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü Murat Sungur Özkan, ZTE’ nin telekomünikasyon çözümleri tedarikçisi olarak dünya lideri konumunda bulunduğunu, bu doğrultuda tüketici elektroniği açısından dikkat çekici bir ülke olan Türkiye’nin kendileri için çok önemli ve ağırlık verdikleri bir pazar olduğunun altını çizdi. Özkan ”Kendi markamızla Turkcell işbirliği ile tablet satışlarımıza başlamış bulunmaktayız. Önümüzdeki dönemlerde ise ZTE Blade V6 ve ZTE Blade V7 Türkiye’de satışa çıkarmayı planladığımız ürünler arasında yer alıyor” dedi.