Kuzey Yıldızı oyuncuları can dostlarla

Kuzey Yıldızı oyuncuları can dostlarla

Ekranlarda yayınlanan ve çekimleri Ordu’da yapılan ‘Kuzey Yıldızı İlk Aşk’ dizisinin sevilen oyuncuları dizi çekiminden fırsat buldukça sosyal faaliyetlerde bulunuyorlar. Dizi oyuncuları Ordu hayvan Barınağı’nı ziyaret ederek can dostlarla bir araya geldi.

Ordu Büyükşehir Belediyesine ait olan barınağı ziyaret eden dizi oyuncuları Berfin Nilsu Aktaş (Gökçe), Zeynep Koltuk (Şule), Emrah Özdilek (Doktor Cihan) ve Güzin Usta (Hadiye), uzun köpek ve kedilerin bulunduğu bölümleri gezdi.

Zeynep Koltuk, sıkı hayvansever çıktı

Barınağın konfor ve düzenine hayran kaldığını belirten ve dizide Şule karakterini canlandıran sanatçı Zeynep Koltuk, “Şu ana kadar gittiğim hiçbir barınağa benzemiyor. Ortam pırıl pırıl, hayvanlarımız mutlu olduklarını da bize gösteriyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız gerçekten özenerek ve hayvanları düşünerek çalışmalar gerçekleştiriyor. Başkanımızın dili olmayan, bizlere muhtaç olan bu canlılara el uzatması muazzam bir şey. Ben bir hayvansever olarak kendisine çok teşekkür ediyorum. Çok güzel işler yapmış ve daha da muhteşem başka projeleri de var. Bu canlar bizlere emanet” dedi.

Güzin Usta Ordu’ya yerleşecek

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler’in başarılarını takdir eden ve Hadiye karakterini oynayan Güzin Usta, “Sokak köpekleri bu şekilde bakımlı olduğu zaman çok mutlu oluyorum. Hilmi Güler’in başarılarını çok takdir ediyorum. Ordu için mutluluk verici bir durum. Ordu’ya yerleşmeyi düşünüyordum, şimdi daha çok istiyorum ve ben de buraya yardım etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

Kenafir gözlük kız’ın köpeği sağlıklı

Canlıların barınakta sağlıklı bir şekilde yaşayabileceğini söyleyen Berfin Nilsu Aktaş ise (Gökçe), “Burada bir sürü can var, bir sürü hayvanımız var. Buraya kendimiz bir köpek getirmiştik, şimdi onun burada iyi ve sağlıklı olduğunu gördüm. Bu beni çok mutlu etti” diye konuştu.
Diğer belediyelere örnek bir barınak olduğunu aktaran oyuncu Emrah Özdilek (Doktor Cihan), “Türkiye ne durumda bilmiyorum ama buradaki yapılan çalışmalarla barınak çok iyi durumda. Diğer belediyelere de örnek olacak bir barınak. Sokakta yardıma muhtaç bir köpek gördüğümüzde ilk olarak belediyeye ulaşıyoruz. Belediye de çok ilgileniyor gerekli her şeyi yapıyor. Bu özeni gösterenleri ve ortamı görmek için buraya geldik. Çalışmalar için tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

Metin Akyürek
 

Modern şehir Eskişehir’de su kuyruğu bitmiyor

Modern şehir Eskişehir’de su kuyruğu bitmiyor

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne (ESKİ) bağlı ‘Kalabak’ suyunda yaşanan sıkıntı sürerken, vatandaşların kavurucu sıcakta bir damacana su almak için bekleyişi sürüyor.

 Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesi tarafından dolumu yapılan ‘Kalabak’ içme suyunda yaşanan sıkıntı her geçen gün büyüyor. Tatilden dönen Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in isteği üzerine ESKİ Genel Müdürü Suat Balcı’nın istifasının ardından konuyla ilgili beklenen açıklama henüz yapılmadı. Mahallelerde susuz kalan vatandaşlar ellerindeki damacanalarla dolum tesisinin önüne gelmeye devam ediyor. Kavurucu sıcakta metrelerce uzayan kuyrukta su almak için adeta birbiri ile yarışan vatandaşlar bu çilenin Eskişehir’e yakışmadığını belirtiyor. Her geçen gün uzayan kuyruğun ne zaman son bulacağı merak ediliyor.

“Bizi bu hale getirenler utansın”

Su kuyruğundaki vatandaşlardan Hasan Pınar, kendilerini bu hale getirenlerin utanması gerektiğini belirterek, “Biz alışkınız böyle yaşamaya. Biz ihtiyaç duyuyoruz böyle şeylere. Bizi bu hale getirenler utansın. Maalesef durum böyle. Damacana konusunda bilgimiz yok. Sadece bir söylenti. Kesin bir cevap yok” dedi.
Su almak için gelen vatandaşlardan Cihan Çandalgir, “Günlerdir suyumuz yok. Su kuyruğuna girdik. Yine susuz kalmıyoruz burada hallediyorlar” diye konuştu.

“Yönetimin hatası bu”

İnsanların bu şekilde zor durumda bırakılmasının doğru olmadığını söyleyen Hacı Kılınç, “Eskişehir’de susuzluk çekiyoruz. Ben 5 gündür su alamıyorum. Arabayla geldim bugün. Alabilirsek su alacağız. Yönetimin hatası bu. Böyle bir şey yapılmaması lazım. Bu kadar insanı zor durumda bırakmak doğru değil” ifadelerini kullandı.
Su kuyruğunda rezillik çektiklerini söyleyen başka bir vatandaş ise “Görüyorsunuz işte rezillik kepazelik. Görüyorsunuz işte milletin halini. Bidon değişecekse mahalle mahalle değişsin. Öyle bir söylenti var. Şimdiye kadar böyle bir sıkıntı olmadı. Madem damacana değiştirecek, hangi firmaya yaptırdıysa mahalle mahalle değiştirsin. Şu 70 yaşında her türlü hastalığım var, rezillik kepazelik çekiyoruz” diye belirtti.

Aydın Sarıoğlu – Burak Tekin
 

450 metre yükseklikteki Çatak Kanyonu cam terası ziyaretçilerinin nefesini kesiyor

450 metre yükseklikteki Çatak Kanyonu cam terası ziyaretçilerinin nefesini kesiyor

Kastamonu’nun Azdavay ilçesindeki Çatak Kanyonu’nda 450 metre yükseklikte kurulan cam teras, ziyaretçilerine sonbaharın renkleriyle bezenen doğanın güzelliğini seyretme imkanı sunuyor.

Şehitler Diyarı ve Evliyalar Şehri olarak bilinen Kastamonu, kültür turizminde olduğu kadar yapılan yatırımlar sayesinde doğa ve tabiat turizminden de adından sıkça söz ettirmeye başladı. Son yıllarda doğa ve tabiat turizminin öne çıkan adreslerinden olan Kastamonu’da, Küre Dağları Milli Parkı içinde yer alan Çatak Kanyonunda 450 metre yüksekliğe inşa edilen Azdavay Cam Teras, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Azdavay Belediyesi tarafından işletilen cam teras, 450 metre yükseklikten adeta ziyaretçilerine hem adrenalin hem de görsel şölen sunuyor. İl Özel İdaresi tarafından yolu da asfaltlanarak daha kullanışlı hale getirilen Azdavay Cam Terası görmek isteyenler terasın önünde adeta kuyruk oluşturuyor.

“Nefes kesici bir güzelliği var”

Ziyaretçilerden Ercan Contay, İstanbul’dan geldiğini ve cam terasa ilk defa çıktığını belirtti. Cam Teras hakkında internetten araştırma yaptığını söyleyen Contay, “Buraya gelip gelmemekte tereddütte kaldım. Fakat gelmeye karar verdik, iyi ki de çıkıp buraları görmeye gelmişiz. Buradaki güzellikler hakikaten nefes kesici, bu cam terası yapanlardan, emeği geçenlerden Allah bin kere razı olsun. Gerçekten burada çok büyük bir emek var. Harikulade bir güzelliği var kanyonun. Orman olsun kanyon olsun, buradan geçerseniz ya da buralara gelirseniz mutlaka cam terasa da uğrayın derim. Mutlaka cam terasa gelip buralara görmenizi isterim. Yaptığım araştırmalar sonucunda burasını çok beğendim ve İstanbul’dan gelmeye karar verdim. Çok hoşuma gitti, iyi ki de buraya gelmişim. Nefes kesici bir güzelliği var” dedi.

“Cam teras, güzel ve heyecan verici”

İstanbul’dan cam terası görmeye geldiklerini anlatan Nisa Nur Contay ise, “Babam izlen ayrıldı, bizlerde buraya gezmeye geldik. Cam teras bir hayli güzel, heyecan verici. Camın üzerinde yürümek baya heyecan katıyor, güzel oluyor. Beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Zaten tatil için buraya geldik. Bir hayli kalabalık ve büyük ilgi gören bir yer” diye konuştu.

“Terasa ilk girerken biraz korktum ama daha sonra alıştım”

Cam terası çok beğendiğini söyleyen Zeynep Kara adlı ziyaretçi de, “Burası benim memleketim. Burada cam terasa geldim. Çok güzeldi, çok beğendim. Herkese buraya gelmeye tavsiye ediyorum. Cam terası çok güzel buldum, çok heyecanlandım. İlk girerken biraz korktum ama daha sonra alıştım” şeklinde konuştu.

“Üzerinde dolaşırken insanı ürkütüyor”

Azdavay Cam Terası gezmek için geldiğini anlatan Ali Kara, “Daha önceden haberlerde gördüm burayı, televizyonlarda izlemiştim ama buraya bir türlü gelmek nasip olmamıştı. Burası muhteşem bir yer, herkese tavsiye ediyorum. Gelip görülmesi gereken bir yer diye düşünüyorum. Harika bir doğası var. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. On numara bir yer olmuş. Ama üzerinde yürümek gayet güzel ve heyecan verici. Çok beğendim, çok güzel olmuş” ifadelerini kullandı.

Kimileri fotoğraf çekerken kimileri de tedirginlik yaşıyor

Öte yandan, terası gezmeye gelen yerli ve yabancı turistler, fotoğraf çekerek görsel şöleni izliyor. Ziyaretçilerden bazıları yükseklik nedeniyle cam terasa çıkmakta tedirginlik yaşıyor.

Vedat Yunus İkizoğlu

Kilis’in 75 mahallesinin 61’inde korona vakası var

Kilis’in 75 mahallesinin 61’inde korona vakası var

Suriye sınırında bulunan Kilis’te, 75 mahalleden 61’inde korona vakası bulunuyor.

Son bir ayda korona virüsün tavan yaptığı Kilis’te bugüne kadar bin 944 vakaya rastlanırken, 21 kişi korona virüsten hayatını kaybetti. 75 mahallenin bulunduğu Kilis kent merkezinde 61 mahallede korona vakasına rastlanırken, 14 mahallede vakaya rastlanmadığı bildirildi.

Büyükkütah Mahallesi Muhtarı Şengül Sabuncuoğlu, vatandaşları hijyen, maske ve sosyal mesafe konusunda sürekli uyardıklarını ifade ederek, “Mahalle sakinlerini sürekli korona virüs konusunda uyarıyoruz. İlimizde 75 mahalle bulunuyor. 61’inde korona virüse rastlanırken, mahallemizinde bulunduğu Büyükkütah’ında bulunduğu Abdioymağı, Akpınar, Çaylak, Hacı İlyas, Ketenciler, Nacaroğlu, Nurettin, Osman Gazi, Şıh Ahmet, Şıhlar; Tekye, Tırıklı ile Vaiz Mahallelerinda korona virüs vakası yoktur. Sık sık mahalle sakinlerimizi evlerinde iş yerlerinde ziyaret ederek, korona virüs konusunda uyarıyorum. Herkesi daha duyarlı olmaya çağırıyorum” dedi.
Büyükkütah Mahallesi Muhtarı Şengül Sabuncuoğlu, iş yerleri ile evleri ziyaret ederek korona tedbirlerini anlattıktan sonra maske dağıtıyor.

Mehmet Ali Dağ
 

Vinç köprüye çarptı

Vinç köprüye çarptı

Samsun’un Çarşamba ilçesinde vinç, köprüye çarptı. Yaşanan kaza maddi hasarla atlatıldı.

Olay, Çarşamba ilçesi Ali Fuat Başgil Köprüsü’nün alt yolunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, 55 RZ 560 plakalı vinç, köprüye çarptı. Çarpmanın şiddetiyle vincin bomu köprünün altında sıkışırken, kaza sonucu can kaybı veya yaralanan olmadı.

Vinç, ekiplerin müdahalesinin ardından köprü altında sıkıştığı yerden çıkarıldı.

Nuri Oğuzhan Şeker

Teröristlerin saldırısı sonucu yıkılan çevik kuvvet binası alanı, Şehitler Anıtı ve Parkına dönüştürülüyor

Teröristlerin saldırısı sonucu yıkılan çevik kuvvet binası alanı, Şehitler Anıtı ve Parkına dönüştürülüyor

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaklaşık 4 yıl önce PKK’lı teröristlerin bomba yüklü araçla gerçekleştirdiği ve 13 polisin şehit olduğu saldırı sonucu yıkılan Cizre Çevik Kuvvet Grup Amirliği binasının olduğu alanın, Şehitler Anıtı ve Parkına dönüştürülmesi için çalışma başlatıldı.

Cizre’de 26 Ağustos 2016’da PKK’lı teröristlerin bomba yüklü araçla gerçekleştirdiği ve 13 polisin şehit olduğu saldırıda yıkılan Çevik Kuvvet Grup Amirliği binasının bulunduğu alanın, Cizre Belediyesi tarafından Şehitler Anıtı ve Parkına dönüştürülmesi için ilk çalışma başlatıldı. Park yapımı için düzenlenen temel atma törenine Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan, Cizre Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Davut Sinanoğlu, İl Emniyet Müdürü Mustafa Emre Başbuğ, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali İhsan Ersoy, Çakır Söğüt Tugay Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Temel atma töreninde konuşan Vali Pehlivan, 4 yıl önce yine amacı yıkmak, bölmek, kargaşa ve huzursuzluk oluşturmak olan bölücü terör örgütünün alçakça gerçekleştirmiş olduğu saldırı neticesinde 13 vatan evladını şehit verdiklerini söyledi. Vali Pehlivan, “Bugün burada bu temelin atılması ile hem aziz şehitlerimizi anıyoruz hem da bu anıt, park ve bahçe düzenlemesi ile burayı ziyaret edenler tarafından şehitlerimiz hatırlansın, anılsın ve ruhlarına her gelen, geçen ziyaretçi birer Fatiha okusun. Tabi bu çalışmayı gerçekleştirecek olan, hayata geçirecek olan Cizre Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekilimize, emeği geçen bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bugün temelini atacağımız bu anlamlı yerin, 3 ay sonra tekrardan toplanıp açılışını gerçekleştireceğiz” dedi.

“Teröre karşı yoğun bir mücadele veriliyor”

Terörle mücadelenin yoğun bir şekilde devam ettiğini kaydeden Vali Pehlivan, “Cumhurbaşkanımızın riyasetlerinde bütün kamu ve kuruluşlarının başta güvenlik birimleri olmak üzere ilimizde ve bölgemizde de teröre karşı yoğun bir mücadele verilmeye devam ediyor. Çok şükür geldiğimiz nokta itibari ile ilimiz de bölgemiz de geçmişe oranla çok daha güvenli, çok daha huzurlu. Bu huzurun daim olması için hepimize görevler düşüyor. Vatandaşlarımızla, hemşehrilerimizle el ele, omuz omuza, gönül gönüle memleketimizin geleceği için çalışmak ve mücadele etmek hiçbir şekilde hiçbir şer gücünün aramıza nifak sokmasına müsaade etmeden yolumuza devam etme kararlılığımızı sürdürmemiz gerekiyor. Her geçen gün çocuklarımız için, gençlerimiz için çok daha huzurlu, çok daha güzel, çok daha aydınlık yarınlara hep birlikte tanıklık edeceğiz” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Vali Pehlivan, Şehitler Anıtı ve Parkının ilk harcını Cizre Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Davut Sinanoğlu, İl Emniyet Müdürü Mustafa Emre Başbuğ, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali İhsan Ersoy, Çakır Söğüt Tugay Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur birlikte attı.
Cizre Belediyesi tarafından 3 ayda tamamlanması planlanan alanda şehitler için anıt, sanatsal görseller ve yeşil alan yer alacak.

Ne olmuştu

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 26 Ağustos 2016 tarihinde terör örgütü PKK mensuplarınca 15 ton bomba yüklü araçla Çevik Kuvvet Gurup Amirliği binasına yönelik düzenlenen saldırıda polis memurları Burak Mart, Beytullah Melih Işık, Erhan Öztürk, Ferhat Bozkurt, Mehmet Dama, Harun Maytalman, Halil İbrahim Eriç, Gökhan Kıncak, Osman Budak, Ali Mülazimoğlu, Tayfun Doğan, Abdulhamit Kaya, Sefa Altınsoy şehit olmuş ve çok sayıda polis memuru yaralanmıştı. Saldırıda hasar gören ve kullanılmaz hale gelen Çevik Kuvvet Gurup Amirliği Binası, daha sonra yıkılmıştı.

Abidin Yel

Barajda kaybolan gencin cansız bedenine ulaşıldı

Barajda kaybolan gencin cansız bedenine ulaşıldı

Nevşehir’in Avanos ilçesine bağlı Bozca köyünde baraj gölünde kaybolan gencin cansız bedenine ulaşıldı.

Avanos ilçesine bağlı Bozca köyünde bulunan Bayram Hacı Barajı’na ailesi ile birlikte pikniğe gelen Adem Avut abisi ile birlikte serinlemek amacıyla baraja girdi. Baraja girmesinin ardından kısa süre içerisinde gözden kaybolan 25 yaşındaki Adem Avut’u AFAD ve jandarma ekipleri gün boyunca barajda aradı.

Akşam saatlerinde AFAD ve balık adam tarafından yapılan arama çalışmaları sonrasında 25 yaşındaki Adem Avut’un cansız bedeni barajdan çıkartıldı. Yakınlarının sinir krizi geçirdiği Adem Avut’un cenazesi Nevşehir Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Mustafa Avut’un hastanede tedavisinin sürdüğü öğrenildi.

Coşkun Sağlamdin
 

Hidransefali hastası minik Sercan hayırseverlerin yardımını bekliyor!

Hidransefali hastası minik Sercan hayırseverlerin yardımını bekliyor!

Manisa’da hidransefali rahatsızlığıyla doğan 2 yaşındaki Sercan Gezenler’in hayata tutunabilmesi için gerekli olan 240 bin lira bulunamazsa minik çocuk yaşam savaşını kaybedecek. Baba Ferdi Gezenler, dünyada çok nadir görülen hastalık nedeniyle oğlunun kafasının sürekli büyüdüğünü ve tek isteğinin oğlunun kurtarılması olduğunu söyledi.

Manisa’nın Yunusemre ilçesi Muradiye Mahallesi’nde yaşayan Hanife-Ferdi Gezenler çiftinin iki çocuğundan küçüğü olan 2 yaşındaki Sercan Gezenler, doğuştan hidransefali hastalığıyla mücadele ediyor. Su topladığı için sürekli büyüyen bir kafatası nedeniyle yaşıtlarından çok geride olan minik Sercan ne yürüyebiliyor ne de konuşabiliyor. Minik Sercan’ı hayata bağlayacak olan ameliyatın yapılması için 240 bin TL’ye ihtiyaç olduğunu kaydeden baba Ferdi Gezenler, oğlunun bakımı için işten ayrıldığını ve tek isteğinin evladının sağlığına kavuşması olduğunu belirterek yetkililerden yardım istedi.

“Çocuğum bu şekilde kaldı”

Baba Ferdi Gezenler, “İki çocuğum var biri 5 yaşında diğeri 2 yaşında. Küçük oğlum maalesef doğuştan hidransefali hastası olarak doğdu. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesinde anne karnında 8 buçuk aylıkken belli oldu. Doktorlar bize ‘İsterseniz doğumu durduralım, çocuğun kalbine iğne vuralım bu çocuk yaşamaz’ dediler. Ben de bu durumu kabul etmedim. Doğumdan sonra bir saat bilemedin 16 saat yaşar dediler.

Ben de çocuğum dünyaya gelsin ister bir saat isterse 16 saat yaşasın, ölürse cenazesini alır memleketime köyüme gömerim dedim. Öylelikle doğumuna kadar bekledik. Çocuğum normal şekilde doğdu. Şu andaki kafatasındaki gibi bir şey yoktu. Sonra beyin cerrahları baktı. ‘Çocuğa müdahale edilecek bir durum yok’ dediler. Çocuğun hidrosefali değil, hidransefali olduğunu söylediler yani kafatası tamamen boş. En sonunda ben umudu kesince İzmir’de özel bir doktora götürdüm. Orada da hidransefali ismi verildi hastalığa. ‘Herhangi bir müdahale yapamayız. Bizim branşımızın çok çok üstünde bu durum’ dedi.

Dünyada çok nadir görülen bir hastalık olduğunu söyledi. 10 bin çocukta bir görülen bir hastalık olduğunu söyledi. Daha sonra bir doktorla tanıştım. O bana bir ışık yaktı, ‘Biz bu çocuğu kurtarırız, buna şant takarız ama çocuğun yüzde yüz yürüyemez, yüzde yüz konuşamaz. 2 yaşındayken 1 yaşında gibi olur. Gelişimi geriden gelir’ diye bir ışık yaktı ve benden 240 bin lira istedi. ‘Ben bu parayı bulamam’ dedim. O da, ‘Valilikten bir yardım kampanyası başlatırsak, bu parayı toplar çocuğu kurtarırız’ dedi. Manisa Vakıflar Müdürlüğüne geldim, dilekçemi yazdım ancak Manisa Valiliği bunu onaylamadı.

Beni Sağlık Bakanlığı aracılığıyla Ege Üniversitesine gönderdiler. Ege Üniversitesindeki doktorlar çocuğuma şant takılabileceğini ancak şantın bir faydası olmayacağını, takıldığı takdirde bağırsakların iltihap kaparak kanser gibi hastalıklara yol açabileceğini söylediler. Onlar da bana kapıyı kapattı. Bunun çaresini nerede bulurum dediğimde oradaki doktor bu branşın ancak daha büyükşehirlerde olabileceğini ve İstanbul Marmara Üniversitesine götürmemi tavsiye etti. Benim de maddi gücüm ve satacak bir şeyim olmadığı için götürüp ameliyat yaptıramadım ve çocuğum bu şekilde kaldı” dedi.

“Tedavi olmazsa kaybedeceğim”

“Eğer çocuğum tedavi olmazsa ya kucağımda ya yatağında kaybedeceğim” diyen Gezenler, “Kafatası şiştiği zaman patlar ve ölür dediler. Bunun sonu ölüm. Bu tür hastalıklar 3 çeşitmiş. Hidrosefali, hidransefali ve anensefali. Bizimkisi ikinci kademe. Hidrosefali olsaydı çocuğumun buralarda kurtulma şansı yüzde yüzdü ama hidransefali olduğu için kurtulma şansı olmuyor. Çünkü beyin dokuları fazla oluşmamış, beyin gelişmemiş, ameliyatlarda da ölüm riski çok yüksek o yüzden de buralardaki doktorlar ameliyata girmiyorlar. Bu ameliyatı yapacak doktor genellikle hidransefali, hidrosefali demiyorum bakın hidransefaliye bakacak kişi olması gerekir ki benim çocuğumu kurtarsın.

Hidrosefali denen hastalıkta beynin içinde su oluyor. Benim çocuğumda kafatası tamamen su. Boş kafa yani beyni gelişmemiş. Tam ensesinde kuş beyni kadar az bir beyin parçacığı var. O beyni geliştirecekler ki çocuğum kurtulsun. Herkesten yardım bekliyorum. Büyük doktorlarımızdan, devletimizden özellikle yardım bekliyorum. Bu zamana kadar kimse kapımı açmadı. Ben hiçbir şey istemiyorum tek isteğim birisi çocuğumu tutsun ve kurtarsın” diyerek yetkililerden oğlunun kurtarılması için yardım istedi.

Çocuğunun hastalığından dolayı çalışamıyor

Bir yıl öncesine kadar çalıştığını ancak çocuğunun durumundan dolayı çalışmadığını anlatan baba Gezenler, “Çocuğumun ani nöbetleri olduğundan dolayı çalışamıyorum. Eşim çocuğuma bir şey olacak diye korkuyor. Ben de eşimin, çocuğumun başındayım. Aniden, anlamadan nöbetleri oluyor. Ateş, kusma gibi nöbetlerle karşılaşıyoruz hiç anlamadan. O yüzden çalışamıyorum. Evde çalışanım yok. Benim bir saatim evdeyse ikinci saatim Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesinin acilinde oluyor. Bir gün evdeysem 3. gün Celal Bayar Hastanesindeyim. Manisa bölgesindeki hiçbir hastane beni kabul etmiyor. Celal Bayar Hastanesinde de sadece acilde müdahale edebiliyorlar” dedi.

Sadık Cangel – Aykut Yeniçağ
 

Bilişim 500’de Teknosa’ya 2 ödül birden

Bilişim 500’de Teknosa’ya 2 ödül birden

Teknosa, Türkiye’de bilişim alanında yapılan kapsamlı araştırmalardan biri olan ve bu yıl 21’inci kez düzenlenen Bilişim 500 araştırmasının sonucunda Donanım ile Görüntü ve Ses Sistemleri kategorilerinde birincilik ödüllerinin sahibi oldu.

Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, BThaber tarafından 21’inci kez düzenlenen Bilişim 500 araştırması sonucunda 2 ödüle birden layık görüldü. Türkiye’nin gelişimine önemli katkılar sağlayan bilişim sektörünün ilk 500 şirketinin belirlendiği araştırmanın sonuçları dijital ortamda gerçekleşen ödül tören ile açıklandı.

‘Yeni Neslin Teknosa’sı mottosuyla dijitalleşme altyapısına yapılan yatırımlar ve müşteri odaklı dönüşüm çalışmalarıyla sektördeki varlığını sürdüren Teknosa, Türkiye bilişim sektörünün gelişimi ile ilgili birçok veriyi içeren, araştırmanın sonucunda hem ‘Yılın Donanım Kategori Birincisi’ hem de ‘Görüntü ve Ses Sistemleri Kategori Birincisi’ olarak 2 ödül kazandı.

Ödülü alan Teknosa Kategori Yönetimi ve Tedarik Zinciri Genel Müdür Yardımcısı Doğa Oran şöyle konuştu: “Teknolojiye yön veren kurumları, şirketleri bir araya getiren bu önemli organizasyonda olmak ve ödül almak çok değerli. 20 yıl önce Türkiye’ye teknoloji market zinciri kavramını kazandıran marka olduk. Bugün ise yaptığımız dijitalleşme ve çoklu kanal yatırımlarımızla yeni nesil teknoloji perakendeciliğinde liderliğimizi pekiştiriyoruz. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte teknolojiye erişimin Türkiye’de eğitim, ekonomi ve sosyal hayatı ayakta tuttuğunu gördük. Dijital dönüşümün her alanda daha da hız kazanacağı bir döneme girdik. Sektörün, herkesin katkısı ve iş birliğiyle değişimi yöneterek yeni sahalarda da büyüyeceğine inanıyorum.”

HAVELSAN dünya devleriyle aynı listede yer aldı

HAVELSAN dünya devleriyle aynı listede yer aldı

HAVELSAN Telekom Bulut Platformu, Haziran ayında Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü’nün (ETSI) ağ fonksiyonlarını sanallaştırma ve mobil kenar bilişim birlikte çalışabilirlik testlerinden başarıyla geçmesinin ardından şimdi de dünya devleri ile aynı listeye girdi.

Open Source NFV Management and Orchestration MANO (OSM) ekosistemi listesine girmeyi başaran HAVELSAN, bu listede Amazon, Red Hat, VMware, Whitestack ve Wind River gibi dünya devleri ile birlikte yer aldı.

HAVELSAN Telekom Bulut Platformu nedir?

OpenStack ve Kubernetes altyapısını tek bir noktada birleştiren, hem buluta özgü ağ fonksiyonu (CNF) hem de sanal ağ fonksiyonunu (VNF) destekleyen bir sanallaştırma platformudur. 5G, Mobil Kenar Bilişim (MEC), Radyo Erişim Şebekesi (RAN), Araç-Her Şey Haberleşmesi (V2X), Yapay Zeka, Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IoT), Otomasyon ve Robotik gibi teknolojilerin hayata geçebilmesi için bu platform büyük önem taşımaktadır.

Emin Kuvat