2018 yaz düğün trendleri

En romantik gününüzü rengarenk çiçeklerin, sımsıcak bir gökyüzünün altında planlamaya ne dersiniz? O halde yaz düğünleri tam size göre… 2018 yaz düğün trendlerinde neler var, bu yılın modası neler sizler için hazırladığımız yazıya göz atmadan sakın karar vermeyin.

ABONE OL

Çiçeklere yer açın

Yaz düğünü dendiğinde herkesin aklına gelen ilk şey, çiçekler. Pekala, bu trendi biraz daha abartmaya ne dersiniz? 2018 yaz düğünlerinde her yerde çiçekler göze çarpmalı. Hangi çiçekleri mi seçeceksiniz? Bu yılın öne çıkan çiçek modelleri arasında kırmızı ve beyaz güller, bohem stil ile bezeli çiçek demetleri ve canlı yeşil otlar ilk sıralarda yer alıyor.

Şık mekanları geride bırakın

En büyük hayaliniz şık ve pahalı bir mekanda evlenmek ise bunu bir daha düşünün! Bu yıl düğün mekanı seçiminde çok daha rahat ve sade mekanlar öne çıkıyor. Ferah bir bahçe, sahil kenarları ideal düğün mekanınıza dönüşebilir.

Gelinliklerde sadelik ön planda

Düğün hazırlıklarının belki de en zor kısmı gelinlik seçmek. 2018 yaz düğün trendlerinde sadelik hiç olmadığı kadar öne çıkıyor. Sade, minimalist detayların ön plana çıktığı bir gelinlik modeli ile trendleri yakından takip edebilirsiniz. Omzu açık, dantel detaylı ya da geniş kollu gelinlik modelleri bu yılın öne çıkan parçaları arasında yer alıyor.

Doğal saçlara ne dersiniz?

Uygun bir gelinlik buldunuz peki ya saçlar? Sıkı yapılmış topuzlar bu yıl geride kalıyor. Dağınık topuzlar, salaş bırakılmış saçlar bu yılın gelinliklerini süsleyen trend saç modelleri arasında yer alıyor.

Düğün pastası nasıl olmalı?

Yaz aylarının ferah ve sıcak havasını pastalarınıza da yansıtabilirsiniz. Son yıllarda düğün pastalarında öne çıkan sade modeller bu yıl da hükmünü sürdürmeye devam ediyor. Beyaz ağırlıklı, çiçeklerle süslü, hafif tadı olan bir düğün pastası ile trendleri yakalayın.

Davetiye seçiminizle öne çıkın

Düğün detayları ile ilgili düşüneceğiniz çok şey var. Peki, o özel günü simgeleyen davetiyeler nasıl olmalı? 2018 yaz düğün trendlerini yakından takip etmek istiyorsanız davetiye seçiminize de çok önem vermelisiniz. Bu yılın davetiyelerinde düğünün genel temasına uygun renkler seçebilirsiniz. Çiçeklerinizi pembe renkte düşünüyorsanız davetiyelerinizi de bu renkte seçerek güzel bir uyum yakalayabilirsiniz.

Kahverengi ile sonbahar dekorasyonu yapmanın ipuçları

Sonbahar dekorasyonu denilince akla gelen ilk renklerden biri kahverengidir. Kahverengi ile yapılan ev dekorasyonları, diğer renklere oranla daha çok dikkat isteyen bir dekorasyon stilidir. Peki kahverengi ile sonbahar ev dekorasyonu nasıl yapılır? İşte öneriler…

ABONE OL

Salon dekorasyonu

Bu bakımdan ilk önce salonlara yönelelim. Evlerin hakimiyet alanı olan salonlar, kahverengi ile dekore edildiği zaman daha ağır bir kimlik kazanabilir. Ancak uygun tonlarla dekore edildiği zaman bu karanlık ton kırılabilir.

Objelere dikkat!

Salonlar için kesinlikle daha minimalize objeler tercih edilmelidir. Bu objelerde kullanacağınız renkler de, salon mobilyasının renklerine uygun olan tonlar olmalıdır. Yani kahverengi objelerle yapacağınız bir salon dekorasyonunda, kahverengi ile uyumlu renkleri tercih etmelisiniz.

Retro dekorasyon

Kahverengi ile sadece klasik yapıda bir ev dekorasyonu yapılır durumundan uzaklaşın. Kahverengi ile retro dekorasyonları da çok rahatlıkla yapabilirsiniz.

Kahverengi ile uyumlu tonlar

Kahverengi koyu bir ton olduğu için ona en uygun renk açık renkli tonlar olacaktır. Bu renkler ise; turkuaz, krem,yeşil, pembe ve bej tonları olacaktır.

‘Yeni normal’de mutlaka dikkat edilmesi gereken kurallar

Tüm dünyada olduğu gibi mart ayının başından itibaren hayatımızı kökten değiştiren Covid-19 sürecinde farklı bir döneme giriyoruz; yeni normal. Şehirlerarası seyahat kısıtlaması kalkıyor; yeme-içme, gezi ve tatil merkezleri açılıyor. Yine de aklımızda bir soru işareti… Peki, nasıl olacak? Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Çağlar Çuhadaroğlu evde, arabada, toplu taşımada, uçakta, işte, alışverişte ve tatilde kısacası hayatın her alanında özellikle dikkat etmemiz gereken noktaları sıraladı

ABONE OL

Bu nedenle sokağa çıkarken cebinizde dezenfektan ya da kolonya taşıyın. Toplu taşıma araçlarında sosyal mesafeye dikkat edin. Aksırma, hapşırma gibi durumlarda dezenfektan kullanın. En önemlisi, kalabalık araçlara binmeyin.

2-Evde hijyen kurallarını değiştirmeyin

Evimizin ailemizle birlikte olduğumuz en güvenli yer olması için Covid-19 pandemisinin bu yeni döneminde de uzmanların tüm önerilerini harfiyen uygulamamız büyük önem taşıyor.

Dışarıdan her geldiğimizde ellerimizi virüsten arındırmak için etkili bir dezenfektan kullanmamız ya da en az 20 saniye sabunlayarak yıkamamız gerekiyor.

Pandemi sürecinde uyguladığınız hijyen kurallarına devam edin. Ayakkabı ile eve girmemek, giysileri hemen değiştirmek de diğer önemli kurallar.

Ayrıca evin genel temizliğinin de virüsün tutunmasını engelleyici malzemeler kullanılarak yapılması önemli. Çamaşır suyu ya da dezenfektan kullanabilirsiniz. Evinizi sık sık havalandırmayı da ihmal etmeyin.

3-Araba içinde de olsa maske takın

Evimizden adım attığımız an maskeli hayatımızın başlaması gerekiyor. Bu nedenle arabanıza giderken araçta birden fazla kişi olacaksa maske kullanmayı ihmal etmemeniz önemli. İ

İster kısa mesafe olsun ister uzun arabayla yapılan tüm yolculuklarda maske kullanın. Eğer arabaya birden fazla kişi binecekse mümkün olduğunca ayrı oturmalı. Hasta olan, aksıran kişileri de mecbur kalmadıkça arabanıza almayın

4-Check-in işlemlerinizi online yaptırın

Uçak yolculuğu yapmanız gerektiğinde evden adım attığınızda uymanız gereken tüm önlemlere, check-in işlemlerini uçuşunuzdan önce online olarak yapmak, havaalanına tam zamanında giderek gereksiz yere orada beklememek gibi maddeleri de ekleyebilirsiniz.

Maske ve dezenfektan kullanımı olmazsa olmazlardan. Koltuğunuzun kolçaklarını ve servis tablanızı dezenfekte edin. Seyahat boyunca elinizi yüzünüze, gözünüze götürmemeye çalışın. Uzun yolculuklarda bağışıklığınızı olumsuz etkileyen aşırı alkol tüketimi ve uykusuz kalmak gibi davranışlardan kaçının.

5-Ortak kullanılan cihazları iyi temizleyin

Corona virüs çalışma düzenimizi değiştirerek evden çalışma sistemine hızlı bir geçiş yapmamıza neden olduysa da birçok meslek sahibi çalışmak için ofise, fabrikaya gitmek zorunda. Bu nedenle yeni normalde iş alanlarında da önlemlerin uygulanması salgından daha kısa sürede kurtulmamıza destek olabilir.

Ofiste ortak kullanılan telefon, bilgisayar gibi cihazların yanı sıra masa ve sandalyelerin de sık sık dezenfekte edilmesi, tuvalet temizliğine önem verilmesi; ateş, öksürük ve aşırı halsizlik, ishal yakınması olanların işten önce sağlık kuruluşuna gitmeleri salık verilmeli.

Maske kullanımı ve sosyal mesafeye dikkat edilmesi de unutulmaması gerekenler arasında.

6-Deneme kabinlerini kullanmayın

Corona virüs süreci tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamamıza yol açtı. Ancak yine de alışveriş yapmamız gerekiyor. Yiyecek ihtiyacınızı karşılamak için gittiğiniz markette maske ve sosyal mesafe kurallarını aklınızdan çıkarmayın.

Alışveriş merkezleri açılmış olsa da çok fazla kişinin bulunduğu ortamlardan uzak durmakta fayda var. Giysi alacağınız zaman özellikle deneme kabinlerinde çok dikkatli olun.

Yapılan araştırmalar mağazalarda bulaşma riskinin en yüksek olduğu alanın bu kabinler olduğunu gösteriyor. Mümkünse deneme kabinlerini kullanmadan alışveriş yapın.

7-Tatil mekanını iyi araştırın

Kalabalık ve yoğun otellerden uzak durmanızda yarar var. Açık büfe gibi uygulamaların bu yaz olacağını düşünmüyoruz. Ancak yine de çok fazla kişinin yemek yediği alanlar bulaşma riskinin arttığı yerler.

Tatil yapacağınız otelin ya da tesisin her türlü hijyenik önlemi hakkında bilgi sahibi olun, yapılanları öğrenmek için yetkililerle konuşun. Havuz ve denizde sosyal mesafe kurallarına uymanız çok önemli.

Bu yaz karavan ya da çadır kampını tercih edenlerin artacağına dair haberler var. Bu tatil türünde de ortak kullanılan tuvalet, banyo ve yemek alanlarında çok dikkatli olmak gerekiyor.

Koltuk takımı seçerken dikkat edilmesi gerekenler

İyi bir koltuk takımı evinize yapacağınız en büyük mobilya yatırımlarından biridir. Gerçekten iyi bir mobilya almak istiyorsanız bu önerilerimizi göz önünde bulundurmanızda fayda var.

Yaşam alanlarında en dikkat çekici ürünlerden biri olan koltuk takımları, uygulamak istediğiniz ev dekorasyonu stilini hayata geçirmeniz konusunda katkı sağlamanın yanı sıra evinizde konforlu zaman geçirmenize de yardımcı oluyor. Peki; koltuk takımı nasıl seçilir ve oturma grubu alırken nelere dikkat edilmeli?

Kumaşının kaliteli olduğuna dikkat edin

Birkaç yıl içinde deforme olacak kumaşa sahip bir koltuk takımını kesinlikle almayın. Ne yazık ki iyi olmayan bir kumaş sizi uzun yıllar mutlu edemez. Koltuk takımlarınız aynı zamanda iyi bir finansal yatırım olduğu için iyi bir kumaşa sahip olduğuna dikkat edin.

Odanızın büyüklüğü doğrultusunda seçim yapın

Oturma odası ya da salonunuz için bir takım alacaksınız. Peki, bu takım kaç kanepeden ve berjerden oluşacak? Bu soru ailenizdeki kişi sayısı yani ihtiyaçlarınız ile bağlantılı olsa da aslında evinizin genişliği ile de ilgili. Bu nedenle eğer yeni evlenecekseniz ya da yeni taşınacağınız bir ev için oturma grubu almaya karar verecekseniz evin genişliği doğrultusunda karar vermenizde yarar var. Koltuk takımlarına 2, 3 ya da 4 kişilik kanepeler dâhil edilebiliyor. Eğer küçük salon için koltuk takımlarına göz atıyorsanız bu noktada köşe takımlarını değerlendirebilirsiniz. “L koltuk” olarak da bilinen bu koltukları da berjerler ve puflarla kombinleyebilirsiniz.

Bir şeyleri göstermez diye koru renkli mobilya tercih etmeyin

Bu madde tamamen tarzınızla alakalı bir detay. İçeceğim dökülürse çok belli olur, kedimin veya köpeğimin kılları görünür diye beyaz mobilya yerine koyu renkli mobilya almayı düşünüyorsanız bundan vazgeçin. Önemli olan sizin tarzınıza uygun bir mobilyaya sahip olmanız.

Garanti süresine dikkat edin

Mobilya almadan önce koltuk takımınızın iskeletine mi yoksa kumaşına mı garanti verdiğine ve kaç yıl garantili olduklarına dikkat edin.

İhtiyaçlarınızı göz önünde bulundurun

Koltuk takımı renk seçimi konusunda da odanın büyüklüğü doğrultusunda karar verebilirsiniz. Eğer küçük bir odanız varsa odayı daha büyük göstermek için açık renkli ve minimal tasarımlara sahip ürünleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca kanepe ve berjerleri farklı fakat birbirine uyumlu renklerde tercih edebilir, alanın dekorasyonunu hareketlendirebilirsiniz.Duvarlarınızı da koltuk renginden birkaç ton açık ya da koyu tonlarda seçebilirsiniz. Tek duvara duvar kâğıdı uygulamak ya da duvarı farklı bir renge boyamak ise evinize şık bir hava katabilir.

Yastıklara dikkat edin

Yastıklarınızın kaliteli olmasına özen gösterin. İçerisinde hemen deforme olacak malzemeler bulunan yastıklar iyi değildir.

Les Benjamins, yeni tasarladığı yüz koruma tasarımlarını sundu

Les Benjamins, pamuklu yıkanabilir yeni yüz koruma tasarımlarını sundu.

Marka kurucusu ve kreatif direktörü Bünyamin Aydın, hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelen yüz koruyucu tasarımlarında markanın DNA’sını yansıtırken rahat ve kullanışlı olmasına önem verdi. Üç kat koruyucu filtre ve %100 mikro fiber pamuklu kumaştan üretilen yüz koruyucular maksimum 4 saat kullanıma uygun, aynı zamanda soğuk su ile yıkanarak yeniden kullanılabilir.

Les Benjamins yüz koruma tasarımları kırmızı, siyah, sarı, mor ve bej renk seçenekleri ile kullanıcılar ile buluşuyor.

Les Benjamins daha önce Stay Home Stay Cozy kapsül koleksiyonundan elde ettiği gelirin tamamını corona virüs ile mücadele için bağışlamış aynı zamanda süreçte evde kalmanın ve sosyal izolasyonun öneminin altını çizmişti.

Sizin İçin SeçtiklerimizVikings: Free Online GameBu oyunu 1 dakika oynayın ve neden herkesin hayran olduğunu görünVikings: Free Online GameArticles StoneMakyajsız halini görenler tanıyamadı!!Articles StoneSurvey CompareKucukcekmece: Ülkedeki 1941 ve 1981 arası doğumlu kişiler yüksek ücretli aSurvey CompareTaboola’danTaboola’dan

Çalışma masanızda asla bulundurmamanız gereken 6 şey

Çalışırken en büyük problemimiz dikkatimizi işe verememek oluyor. Bu noktada motivasyonumuzu düşürecek ve dikkatimizi dağıtacak nesneler de verimli çalışmayı büyük oranda etkiliyor. İster evde çalışın ister ofiste fakat çalışma masanızda asla bu 6 nesneyi bulundurmayın. Peki, çalışma masanızda asla bulundurmamanız gereken o nesneler neler? İşte motivasyonu düşüren, masanızdan uzak tutmanız gereken 6 şey…

Çalışma masanızda bulunan bazı nesnelerin motivasyonunuzu düşürdüğünü biliyor musunuz? Temiz bir masa, daha organize ve üretken hissetmenize yardımcı olabilir. Masanız, üretkenliği en üst düzeye çıkaracak motivasyonu sağlamalı ve işinizi en etkili bir şekilde yapabileceğiniz düzende bulunmalıdır. Dağınık bir masa işinizi etkili yapabilmeniz adına olumsuz bir etkiye sahip olacaktır. İster evde çalışın ister ofiste fakat çalışma masanızda asla bu 6 nesneyi bulundurmayın. İşte çalışma masanızda asla bulundurmamanız gereken 6 şey…

Kişisel bakım ürünleri

Çalışırken kişisel bakım ürünlerinize ihtiyaç duyuyorsanız onları mutlaka çekmecenizde saklayın. Masanızda bulunan cımbız, tırnak makası, kremler veya makyaj malzemeleri dikkatinizi büyük ölçüde dağıtacaktır.

Oda parfümü

Çalıştığınız ortamda ağır kokulardan uzak durmaya çalışın. Alerjik durumların yanı sıra kokunun sizde yarattığı his beyninizi başka şeyler düşünmeye itebilir. Bu da çalışmanızı engelleyecektir.

Kirli kahve bardakları

Fazla dağınıklığı engellemek için öncelikli olarak boş kahve fincanlarınızı masadan kaldırın. Çünkü bu bardakları sürekli görmek sizi olumsuz etkiler. AW Media’nın dijital PR yöneticisi Valli Vishnubhotla, Business Insider’a verdiği röportajda, ”Bir dakika ayırıp kahve kupalarını mutfağa kaldırmak motivasyonunuzu artıracaktır.” diyor.

Şeker veya abur cuburlar

İster ofisinizde çalışıyor olur ister evinizde, çalışma masanızda yüksek kalorili atıştırmalıklar bulundurmayın. Çünkü bunları bulundurmanız sürekli yemenize neden olacaktır.

Cep telefonu

Çalışma esnasında bildirimleriniz kapalı olsa bile telefonunuz sizi rahatsız edebilir. Bu durum çalışırken dikkatinizi dağıtabilir ve toparlanmakta güçlük çekebilirsiniz. Sosyal medyada biraz dolaşmanın ne zararı olabilir diye düşünürken saatlerce işinizi boşladığınızı fark edebilirsiniz.

Öğle yemeğiniz

Öğle yemeğini masanızda yemenin akıllıca olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu üretkenliğinize zarar veren bir durum. Kaliforniya Üniversitesi’nden Profesör Kimberly Elsbach, bir kişinin yemek yediği yer ile çalıştığı yerin aynı olmasının onun motivasyonuna zarar vereceğini dile getiriyor. Çalışma zamanının yemek arası ile bölünmesi, masadan kısa süreliğine ayrılınması, döndüğünüzde işinize tekrar başlama isteğinizi uyandıracaktır.

Dış gebelik nedir?

Dış gebelik döllenmiş bir yumurtanın rahim içi dışında bir yere yerleşmesidir. En sık tüplerde görülür (%90-95). İlk 3 ayda yaşanan anne ölümlerinin en sık sebebidir ve gebeliklerin yaklaşık % 1inde görülür. Kadın Hastalıkları Doğum Ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr.Suzan Gençsoy dış gebelik nedir, nasıl tedavi edilir sorusunun cevaplarını açıkladı.

Dış gebelik nadiren tüpler dışında bölgelerde de yerleşebilir. Bazen tüp içinde yerleşen gebelik bir süre sonra düşükle sonuçlanır ve materyal karın boşluğu içine düşer. Canlılığını henüz kaybetmediği için burada yeniden yerleşir ve gelişmeyi sürdürür.
Literatürde karın boşluğuna yerleşen ve miada kadar ulaşan gebelikler mevcuttur. Tüpler dışında yumurtalıklarda, rahim ağzında da dış gebelik görülebilir.

Dış gebeliğin en talihsiz şekli heterotopik gebelik adı verilen durumdur. Burada aynı anda hem bir dış gebelik hem de normal rahim içi gebelik aynı anda bulunur. Ultrasonografide rahim içinde normal gelişmekte olan bir gebelik görüldüğünden ektopik çok rahat bir şekilde atlanabilir. Bu durumda ise Laparaskopi yöntemi ile dışarıda olan gebelik sonlandırılıp, rahim içinde oluşan gebelik takip edilir.

Dış Gebelik, erken dönem normal gebelik bulgularını taklit eder. Adet gecikmesi, gebelik testlerinin pozitif olması, bulantı, kusmalar, memelerde hassasiyet normal gebelikte olduğu gibi dış gebelikte de görülür. Tüplere yerleşen gebelik büyümeye başlar ve belirli bir noktaya geldikten sonra tüpleri germesi neticesinde burada bir yırtılmaya ve kanamaya neden olur. Bu durum fark edilmez ve tedavi edilmez ise iç kanama sonucu anne ölümü ile sonlanabilir. Ektopik gebeliğin önemi buradan kaynaklanır.

Dış gebelik belirtileri nelerdir?

Tanı gebelik testleri pozitif olmasına rağmen ultrasonda gebeliğin rahim içerisinde görülmemesi ile konabilir. Kanama belirtilerinin olmadığı hallerde ise kanda bhCG değerlerinin değişimine bakılarak tanıya varılmaya çalışılır. bhCG değerlerinin yüksek olmasına rağmen vajinal ultrasonografide kesenin saptanamaması teşhisi kuvvetlendirir.

Erken gebeliğin bütün belirtileri dış gebelikte de görülür. Adet gecikmesi, mide bulantıları, kan ve idrarda yapılan gebelik testlerinin olumlu olması hep normal gebelik ile aynıdır ve ektopik gebeliğin fark edilmesini engeller. Bunları daha sonra en sık alt karın bölgesinde ağrı, anormal vajinal kanama, omuz ağrısı, baygınlık hissi izler.

Dış gebeliğin tedavisi nedir?

Eğer tüpde yırtılma meydana gelmişse ve iç kanama mevcutsa tek tedavi cerrahi girişimdir. Laparoskopi ile yada açık cerrahi ile var olan dış gebelik temizlenir. Uygun vakalarda gebeliğin yerleştiği tüp korunabilir ancak bazen dış gebeliğin geliştiği tüp alınmak durumunda kalınabilir.

Erken dönemde fark edilen dış gebelikler tüpleri yırtacak ve kanamaya neden olacak büyüklüğe ulaşamadan ilaç ile durdurulabilmektedir. Bu tür vakalarda beklemek hastayı cerrahi bir girişimden kurtarmakta, bu sayede hem operasyona bağlı gelişebilecek yapışıklık riski ortadan kaldırılmakta hem de tüpün alınması gibi bir komplikasyon yaşanmamaktadır. Bu tedavi grubundaki hastalar her gün ya da gün aşırı kontrollere çağırılmalı, her seferinde ultrason ve bhCG testi ile takip edilmelidir. Ektopik gebeliğinin tehlikelerinden korunmanın en kolay yolu adet gecikmesi olduğunda vakit kaybetmeden doktora gitmektir. Bu sayede en erken zamanda saptanan dış gebelik kadına ve tüplere zarar vermeden tedavi edilebilir.

Uzun süre hareketsiz kalırsanız kısalıp eriyor! Sakın…

Corona virüsün beraberinde getirdiği sosyal izolasyon süreci sosyal yaşamımızı da sekteye uğrattı. Günlük rutin hareketlerimiz ciddi şekilde kısıtlandı. Normalleşme sürecinde özellikle 65 yaş üzerindekilerin, vücutlarında meydana gelecek sıkıntılara karşı düzenli yürüyüş ve yoga egzersizleri yapmaları gerekiyor. Bunun yanı sıra kemik sağlığı için büyük bir öneme sahip D vitamininin de vücutta yeterli düzeyde bulunması şart. Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Nurten Korkmaz, hareketsizlik sonucu oluşabilecek kas sorunlarının önüne geçebilmek için çok önemli tavsiyelerde bulundu

ABONE OL

Özellikle ileri yaşta eklemlerde dejenerasyona bağlı değişiklikler olduğu için bu eklemleri korumak için kas desteği çok önemlidir.

Hareketsizliğe bağlı kilo alımı da bu eklemlerdeki dejenerasyonları artıracaktır.

Kasların yanı sıra kemik yapısında da eğer dik pozisyonda durma ve yük verme olmazsa zayıflık meydana gelir ve osteoproz dediğimiz kemik erimesi artar.

Hareketsizliğin bir diğer sonucu kan dolaşımındaki azalma ve varis oluşumuna yatkınlıktır.

Hareketsizlik ayrıca kasların zedelenme riskini artırır, sakatlıklar artar, kişinin dayanıklılığı düşer ve bir işi bitirebilme kapasitesi azalır.

Hareketsizliğin fiziksel olduğu kadar, ruh hali üzerinde de olumsuz etkileri olduğu unutulmamalı” dedi.

Haftada en az 3 kez, 20-30 dakika yürüyün

Dayanıklılığı artırmak, kemik kitlesini korumak, kilo alımını engellemek ve modu artırmak için en uygun egzersizin aerobik egzersiz olduğunu kaydeden Dr. Nurten Korkmaz, “Aerobik egzersiz yürüme ile yapılabilir.

Haftada en az 3 gün, kişinin kondüsyonuna bağlı olarak 20 – 30 dakika aralığında yapılan yürüme egzersizi 65 yaş üzerindeki kişilerde vücut ihtiyacını karşılar.

Evde bir güzergah belirleyip yürüyebilirler veya yürüme bandı kullanılabilir. Evde yapılıyorsa eğer, önemli olan yürüme egzersizinin en az 12 dakika sürekli şekilde olmasıdır” diye konuştu.

Germe egzersizleri kas boyunu uzatıyor

Yürüme egzersizi dışında haftada 3 gün, gün aşırı olacak şekilde eklem çevresindeki kaslara, bant veya ağırlık ile güçlendirme egzersizleri uygulanabileceğini kaydeden Dr. Nurten Korkmaz, “Ağırlık aşamalı olarak artırılmalı ve en fazla 8 – 10 tekrar yapılmalı. İleri yaşta denge ve koordinasyon azaldığı için yoga egzersizleri çok uygundur.

İnternetten basit yoga hareketlerine ulaşılabilir. Tüm eklemlere her gün yapılan germe egzersizleri, kasların boyunu uzatmak için yapılabilir” tavsiyesinde bulundu.

Her gün balkon ve pencereye çıkıp yarım saat…

Yeterince güneş ışınından yararlanılamadığında vücuttaki D vitamini oranının düştüğüne dikkat çeken Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Nurten Korkmaz, “İleri yaşlardaki bireylerde zaten düşük olan D vitamini, eve kapanma ile daha da düşer.

O nedenle kol ve bacaklardan güneş ışını almak önemli. Tabii aşırı güneşte kalıp hipertansiyonu olan hastaların şikayetlerini artırmamaya dikkat etmeleri de gerekir.

Her gün balkondan veya pencereden yarım saat süre ile alınan güneş ışını yeterli olabilir veya vitamin D düzeylerini ölçtürülerek takviye şeklinde alabilirler.”