Evdeki nem kokusu nasıl gider?

Evinizde küften ve tozdan kaynaklanan nem kokuları, gelen misafirlerinizi ve özellikle sağlığınızıtetikleyebilir. Bu kokunun rahatsız edici yanlarından biri de eve girdiğiniz andan itibaren ya da kıyafetlerinize bulaşabildiği gibi bir anda dolabı açtığınızda bu kokuyu almanızdır. Peki, evdeki nem kokusu nasıl gider?İşte püf noktaları…

Evinizde oluşan nem kokusu çoğunlukla rahatsız edici olabiliyor. Bu kokular genellikle ilk anda fark edilmeyen toz ve küften kaynaklanıyor. Oluşan nem kokusunun rahatsız edici yanlarından biri de, eve girdiğiniz andan itibaren bu kokuyu alabilmeniz…

Bunun dışında evdeki nem kokusu kıyafetlerinize de bulaşabilir ve dolabınızın kapağını açtınız an bile bu kokuyu almak sinir bozucu olabilir. Evdeki nem kokuları bazen alerjiye ya da solunum sistemi problemlerine de sebep olabilir. Genelde dikkate almasakta, bu durumlar küfün ve kokunun sağlığınız için zararlı olan diğer mikroorganizmaların yayılmasına sebep olabilir. Ancak bunun bir çözümü olduğunu hatırlatalım. Sizlerle evinizdeki nem kokusundan kurtulmanız için püf noktalar paylaştık. İşte evde deneyebileceğiniz basit çözümler…

Kahve çekirdekleri

Kavrulmuş ya da çekilmiş kahve çekirdeğinin nem kokusundan kurtulmak için kolaylıkla kullanılabilecek güçlü bir kokusu vardır. Hatta, çöp kokusunu, elbise dolabındaki kokuları ve diğer az havalandırılmış alanlardaki kokuları bastırmak için de kullanmanızı öneririz.

Nasıl kullanılır?

-Kahve çekirdeklerini küçük bir kaseye koyun ve koku yayan yerlere yerleştirin.
-Eğer çekilmiş kahve kullanmayı tercih ederseniz kumaştan çantalara koyup nemli bölgelere yerleştirin.

Limon suyu

Limon suyu oldukça faydalı ekolojik bir temizleme ürünü olarak popüler bir üründür. Bu özel durumda da, sitrik aroması mutfak ya da banyodaki nem kokusundan kurtulmanız için işinize yarayabilir.

Nasıl kullanılır?

-Limonun suyunu sıkın ve eşit miktarda sıcak su ile karıştırın.
-Oluşturduğunuz içeriği sprey şişesine koyun ve nem kokusunun olduğu alanlara sıkın.
-Eğer ihtiyaç duyarsanız, kalıntıları temiz bir kumaşla temizleyin.

Tarçın

Bu harika aromatik baharat birçok mikroorganizmadan kurtulunmasını sağlayan anti-mikrobik esansiyel yağlar içerir. Bunun yanı sıra, güçlü kokusu hızlıca yayılır ve az havalandırılan alanlardaki havanın iyileşmesini sağlar.

Nasıl kullanılır?

-Bir miktar çekilmiş tarçını küçük bir bez çantaya koyun ve kötü kokudan kurtulmak için gerekli alanlara yerleştirin.
-Eğer isterseniz, biraz tarçın çubuğu alıp kurdele ile bağlayarak gerekli yerlere asabilirsiniz.

Deniz tuzu

Deniz tuzunun diğer bahsettiğimiz maddeler gibi bir kokusu bulunmaz. Fakat emici gücünden dolayı nem kokusundan kurtulmak için gerçekten enteresan bir yöntemdir. En iyi çözümü elde etmek için, küf oluşan bölgelere yerleştirin.

Nasıl kullanılır?

-Deniz tuzu dolu bir tabağı odanın köşelerine ya da nem problemi yaşadığınız mobilyalara yerleştirin.

Vanilya

Vanilya nem kokusundan kurtulmak için en iyi yöntemlerden biridir. Dolap, lavabo, çöp ya da depolama kutuları gibi yerlerin kokularını bastırabilecek güçlü bir kokusu vardır.

Nasıl kullanılır?

-Biraz vanilya esansını gerekli yüzeylere uygulayıp bir bez parçasıyla ovun.
-Etkinin devam edebilmesi için haftanın en az üç günü bu yöntemi kullanın.

Bu maddeler dışında evinizi sık sık havalandırmayı ve temiz tutmayı ihmal etmeyin.

Uzmanlara göre yaz aylarında gözenek problemleri nasıl kontrol altına alınır?

Gözenek problemi zaman ile gelişen ve geri dönüşü mümkün olmayan bir cilt sorunudur. Peki görünüşlerini kontrol altına almak mümkün mü? İşte uzmanlarından güzellik sırları…

ABONE OL

Bu faktörlerin her biri gözenek büyüklüğünün görünümünü etkileyebilse de, gözeneklerin yapısı küçülmeye ve eskiye dönmeye izin vermez.

Peki gözeneklerimizin belirli günlerde daha büyük görünmesini nasıl durdurabiliriz? Uzmanlar anahtarın genel olarak cilt tonunu ve yoğunluğunu arttırmak olduğunu söylüyor.

Ciltteki kolajen ve elastikiyet ne kadar az olursa, gözenek o kadar gerilir ve görünür hale gelir. A ve/veya C vitaminleri içeren topikal cilt bakımı ile esnekliği artırmaya yardımcı olabilirsiniz.

Güneş durumu kötüleştiriyor

Yüzümüzde yaklaşık 20.000 gözenek var. Daha yüksek bir sebum aktivitesi, daha büyük bir gözenek boyutuyla ilişkili olma eğiliminde…

Yaz aylarında üretilen fazla yağ ve sebum, var olan gözenekleri tıkayarak daha belirgin hale gelmelerini sağlar.

Daha da önemlisi, yaz aylarında güneşe maruz kalmanın cildimize zarar vermesi ve bu nedenle gözeneklerimizin görünümünü etkilemesidir.

Güneşe maruz kalma, kolajeni parçalayan ve elastini sıkılaştıran ve gözenekleri genişleten yıkıcı enzimlerin seviyesini artırır

Temizlik önemlidir ancak sert asitler yardımcı olmaz

Gözenekleri temiz tutmak ve tıkanıklığı önlemek, gözeneklerin çevresindeki cildin uzun vadede gerilmesini ve hasar görmesini de engelleyecektir.

Uzmanlar, jel bazlı temizleyicilerin tıkanıklığı yenmede ve gözeneklerin tıkanmasını önlemede en iyisi olduğunu söylüyor.

Daha derin bir temizlik ve tıkanıklıkla mücadele etmek için peeling asitleri içeren ürünleri tercih edebilirsiniz.

Salisilik asit gibi beta hidroksi asitler, gözenek içinde derinlemesine temizlik yapmak için harika bileşenlerdir.

Ancak cildi doğal neminden arındıran ve iltihaplanmaya neden olan sert asitlerin aşırı kullanımı, yağlı T bölgesinin ve kuru yanakların ana nedenlerinden biri olabilir.

Nemlendirici seçimi

Nemlendiricilerinizin durumu kötüleştirmediğinden emin olmak için, gözenek tıkanıklığına neden olmayan komedojenik olmayan formülleri seçtiğinizden emin olun.

Şok diyetler ile zayıflamanın vücuda verdiği 12 önemli zarar

Covid-19 salgını sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi bizler de evlere kapnadık. Kimi zaman stres kimi zaman da can sıkıntısı sebebiyle mutfağa girip yaptıklarımız ise bize bir hayli kilo aldırdı. Normalleşme sürecine girilmesi ve sıcak havaların da bastırması sebebiyle pek çok kişi kendine “Aldığım kiloları nasıl hızlı verebilirim?” diye soruyor. Peki, bu süreçte kilo vermek için başvurulan şok diyetlerin vücutta yaratacağı tahribatı biliyor musunuz? Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz, şok diyetlerin yol açtığı 12 sağlık sorununu sıraladı

ABONE OL

2-Metabolizmayı yavaşlatıyor

Düşük kalorili diyetler nedeniyle azalan kaslar sonucunda vücudun metabolik hızı (istirahatte yaktığınız kalori sayısı) otomatik olarak düşüyor. Bu da yürürken hatta egzersiz yaparken daha az kalori yaktığınız anlamına geliyor. Zamanla metabolizmanız nihayetinde kilo vermeyi bırakacak kadar yavaşlıyor. Üstelik çok düşük kalorili diyeti bıraktığınızda, çok hızlı olarak verdiğiniz kiloları, hatta daha fazlasını geriye alıyorsunuz.

3-Kalp kaslarını yıpratabiliyor

Kilo kaybı son derece hızlıysa kalbin kasları atrofi (kalp kaslarının yavaş yavaş yıpranması ve azalması ) yapabiliyor. Ayrıca aşırı düşük kalorili diyetler hem sıvı hem de sodyum ve potasyum gibi mineral kayıplarına sebep olduğu için ventriküler aritmiler, bir başka deyişle ritim bozukluğuna da yol açabiliyor.

4-Depresyona girme riskini yükseltiyor

Düşük kalorili diyetlerde, özellikle yeterli karbonhidrat tüketimi olmadığında, beynin stres hormonu seviyeleri artıyor ve vücut strese karşı daha duyarlı hale geliyor. Bunun sonucunda depresyon riski yükseliyor. Aynı zamanda sizi kısıtlı bir diyet sonrası aşırı yeme davranışlarına yatkın hale getiriyor.

Ayrıca Nörobilim Dergisi’nde yayınlanan araştırmalara göre; düşük karbonhidratlı diyetler hipoglisemiye sebep olarak beynin çalışması için yeterli enerjinin sağlanamamasına ve beraberinde unutkanlık, dikkat dağınıklığı ile konsantrasyon bozukluğuna yol açabiliyor.

5-Bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor

Düşük kalorili veya tek tip gıdaların olduğu diyetlerde, beslenmenizden yağları veya karbonhidratları çıkardığınızda vücudunuzun ihtiyacı olan besin öğelerini, vitamin veya mineralleri yeterli miktarda alamıyorsunuz. Özellikle yağ alımını çok kıstığınızda vücudunuz A, D, E ve K gibi yağda çözünen vitaminleri ememiyor.

Bu vitaminler güçlü antioksidanlar olarak işlev görüyor ve enfeksiyonu önlemek için serbest radikallerle savaşıyorlar. Dolayısıyla eksikliklerinde, bağışıklık sisteminizin zayıflaması sonucu hastalıklara yakalanma riskiniz daha da artıyor.

6-Düzensiz bağırsak hareketlerine sebep olabiliyor

Yeterli ve dengeli beslenmediğinizde günlük almanız gereken posa miktarını tamamlayamazsınız. Diyetinizde yetersiz posa tüketimi de bağırsak hareketlerinizi yavaşlatarak kabızlık problemlerine sebep olabiliyor. Ayrıca bağırsak florası için gerekli olan probiyotik veya prebiyotik gıda tüketimi şok diyetlerle sağlanamadığı için bağırsak florası bozulabiliyor ve bunun sonucunda kimi zaman ishal, kimi zaman kabızlık gibi düzensiz bağırsak hareketleri görülebiliyor.

7-Baş ağrısına sebep olabiliyor

Vücudumuzun kullandığı ilk enerji kaynağı olan karbonhidratlar şok diyetlerde genellikle sıfıra yakın tüketildiği için enerji üretiminde kullanılması amacıyla vücutta keton cisimcikleri oluşuyor. Bu moleküller beyin bariyerinden geçerken baş ağrısına yol açabiliyor.

8-Safra kesesinde taş oluşumunu tetikleyebiliyor

Hızlı ve sağlıksız kilo kaybı safra taşının oluşma riskini de önemli ölçüde artırabiliyor. Yapılan çalışmalara göre; kalorisi çok düşük olan (800kcal veya daha az) diyetleri uygulayan kişilerin yüzde 25’inde safra taşı gelişiyor. Ayrıca düşük kalorili diyetlerin bırakılması sonucunda tekrar kilo alma döngüsü de safra taşı oluşumu riskini yükseltebiliyor.

9-İnsülin direncini artırabiliyor

Şok diyet programlarıyla düzensiz olarak zayıfladığınızda kalıcı beslenme alışkanlıkları kazanamadığınız için verdiğiniz kiloyu fazlasıyla geri alırsınız.Bu durum özellikle pankreasın normal çalışma düzenini bozup, insülin hormonunun salınımında veya hücrelerde insülin hormonuna karşı duyarlılıkta azalmalara sebep olabiliyor. Bu tabloya da ‘insülin direnci’ deniyor. Metabolizmanızda insülin direnci geliştiğinde ise kilo vermeniz daha da zorlaşıyor.

10-Halsizlik, yorgunluk yapabiliyor

Vücudun ihtiyacı olan enerji döngüsünde kullanılan vitamin ve minerallerin ( B vitaminleri, demir gibi ) eksiklikleri sonucu halsizlik ve yorgunluk gibi sorunlar da gelişebiliyor.

11-Ciltte kuruma ve sarkmaya yol açabiliyor

Vücudun gereksinimi olan vitamin ve mineral eksikliği cilt üzerinde de sorunlar yaratıyor. Bu maddelerin eksikliği ve vücudun susuz kalması nedeniyle ciltte kuruma ile akne gibi problemler oluşabiliyor.

Bunların yanı sıra hızlı kilo kaybı sonucu ciltte sarkmalar ve aynı hızla alınan kilolar sürecinde ciltteki kolajen dokusunun aşırı gerilmesi sonucu çatlaklar gelişebiliyor. Cildin soluklaşması ve tırnakların kırılması da, şok diyetlerin yol açtığı diğer zararlar olarak karşımıza çıkabiliyor.

12-Saçları döküyor, matlaştırıyor

Düşük kalorili şok diyetler yeterli besin öğelerini içermedikleri için vücutta oluşan vitamin ve mineral eksiklikleri saçlarınıza da yansıyor. Şok diyetler saçlarınızın cansız görünmesine ve dökülmeye sebep olabiliyor.

49 İnç En Boy Olarak Kaç Cm Ve Kaç Ekran Eder? 49 İnç Smart Tv (Televizyon) Ölçüleri

Pek çok insan alacağı televizyon üzerinden boyutlarının ne olduğunu anlamak için ölçüleri öğrenmeye çalışıyor. Genel olarak inç üzerinden öne çıkan LCD LED ekran televizyonlar için, aynı zamanda ekran boyutu ve cm üzerinden de hesaplamak mümkün. Peki, 49 inç en boy olarak kaç cm ve kaç ekran eder? 49 inç Smart TV (televizyon) ölçüleri.

Televizyonlar günümüzde amaca ve kullanılacak yere göre birçok değişik boyut üzerinden üretilmektedir. Dünyayı insanların ayağına kadar getiren ve net bir çözünürlük sunan bu teknolojik ürünler, aynı zamanda değişik ölçümler üzerinden de ele alınmaktadır.

49 İnç En Boy Olarak Kaç Cm ve Kaç Ekran Eder?

49 inç televizyonları en ve boy olarak cm üzerinden hesaplamak mümkün. Aynı zamanda kaç ekran olduğu da yine verilen karşılık üzerinden elde edilebilir.

49 inç televizyon boy ve en sırasıyla = 108 cm x 61 cm

49 inç ekran boyutu = 124,46 cm

Diğer bir değişle 49 inç ekran boyutu 125 ekran şeklinde ele alınmaktadır. Virgüllü bir yapı altında kullanılmak istenmediğinden dolayı, 125 ekran biçiminde ifade edilmektedir. Böylece televizyon alırken eğer 49 inç tercih ediliyorsa bu boyutlara bakmak suretiyle seçim gerçekleştirilebilir.

49 İnç Smart TV (Televizyon) Ölçüleri

49 inch smart TV televizyon ölçüleri genel olarak ekran boyutu açısından 125 ekran olarak ifade edilir. Aynı zamanda boy 108 cm iken en ise 61 cm olarak öne çıkıyor. Bu şekilde açıklayıcı ve detaylı ölçüleri eşliğinde 49 inç televizyonu elde edebilirsiniz. Akıllı televizyon olarak da tabir edilen Smart TV, günümüzde artık hem internet hem de tüm kanalları bir araya toplamış durumda. Böylece mekana bağlı olarak 49 inç televizyon seçmek suretiyle yukarıda verilen boyutları üzerinden hesaplama yapabilirsiniz.

Saçların uzamasını hızlandırmak mümkün mü?

Saçlarınızın yavaş uzadığını düşünüyorsanız, sağlıklı bir görünüm kazanarak daha hızlı uzamasına yardımcı olabilirsiniz…

Geçmişte olduğu gibi bugün de adından sıkça bahsettiren Biotin yani B7 vitamini, vücuttaki birçok dokunun oluşumunda görev alır. Bu önemli görevinden dolayı adını Antik Yunan’da yaşam ve besleyici gıda anlamına gelen “Biotos” kelimesinden alsa da, son dönemde artık “Güzellik Vitamini” olarak anılır.

Başta saçlar, cilt ve tırnaklar olmak üzere vücuttaki pek çok doku daha sağlıklı görünmek için Biotin’e ihtiyaç duyar. Özellikle de saçlar…

Biotin yıpranan saçların kendini onarmasına ve yenilenmesine yardımcı olur. Onarılan ve yenilenen saçlar ise hem daha hızlı uzar hem de sağlıklı bir görünüme kavuşur. Saç dökülmesini gözle görülür şekilde azaltır.

Siz de saçlarınızın sağlıklı görünümünü yitirdiğini ve yavaş uzadığını düşünüyorsanız saç bakımınızı her adımında Biotin ile destekleyin. Kolay ve düzenli bir uygulama olması için Biotin içeren şampuan ve saç kremlerini tercih edebilirsiniz. Küçük bir hatırlatma yapalım… Şampuan ve saç kremi seçerken saçınızın ne istediğini bilin ve doğal güzelliğini korumak için daima sülfatsız ürünler tercih etmeyi unutmayın.

Saçınıza uygun Biotinli şampuanı bulmak için tıklayın.

Bu bir ilandır.

Tırnaklarınızdaki beyaz noktalar ne anlama geliyor?

Tırnaklarınızdaki bu küçük beyaz lekelerinin sebebini merak ediyorsanız, yalnız değilsiniz. İster yerinde sıkı bir rutininiz olsun ister tırnak bakımında düşük bakım gerektiren bir yaklaşımı tercih edin, bu beyaz lekeler yine de ortaya çıkabilir. Sağlığınız hakkında endişelenmeye başlamadan veya tırnak salonu ziyaretlerini azaltmaya başlamadan önce, bu tuhaf beyaz lekeler hakkında bildiğimiz her şeyi sizinle paylaşıyoruz.

ABONE OL

Uzmanlara göre, lökonychia altta yatan tırnak matrisinin anormal keratinizasyonudur. Bu durum tırnağın tamamını veya bir kısmını etkileyebilir ve tek veya çoklu tırnaklarda ortaya çıkabilir.

Birçok sağlıklı yetişkin hayatlarının bir döneminde bu beyaz noktalara sahip olur. Bu nedenle onlara sahip olmak ciddi bir tıbbi durumun işareti değildir.

Lökonychianın en yaygın nedeni tırnak yatağının yaralanmasıdır. Sık sık manikür ve pedikür veya jel veya akrilik tırnak kullanımı da tırnak yataklarına zarar verebilir.

Bazı mineral veya vitamin eksikliğiniz varsa tırnaklarınız boyunca beyaz lekeler veya noktalar fark edebilirsiniz. Bu konuyla en yaygın olarak bağlantılı eksiklikler çinko eksikliği ve kalsiyum eksikliğidir.

Tırnağınızdaki beyaz lekelerin nedeni, lekelerin nasıl göründüğünü belirleyebilir. Tırnak yaralanması, tırnağın ortasında büyük beyaz bir noktaya neden olabilir.

Alerjik reaksiyon, tırnağın üzerinde birkaç noktaya neden olabilir. Beyaz noktaların veya çizgilerin görünümü her tırnakta farklılık gösterebilir.

Manikür ve pedikür lösonyaya neden olmaz. Genel tırnak bakımından kaynaklanabilecek başka tırnak koşulları olsa da, beyaz lekeler bunlardan biri değildir.

Yine de el ve tırnak sağlığınıza dikkat edin

Tırnaklarınızı ısırmak, kızarıklık ve şişlikten irin dolu tırnaklara (genellikle paronişi olarak bilinir) bir dizi sağlık sorununa neden olabilir.

Uzmanlar, paronişinin altı haftaya kadar sürebileceğini ve hatta kütikülün tırnak plağından ayrılmasına neden olabileceğini söylüyor.

Günlük olarak karşılaştığımız bakteri miktarı ile ellerinizi yıkamak en öncelikli konu olmalıdır. Ellerinizi gün boyunca sık sık yıkamak ve kurutmak, bakterilerin yayılma ve enfeksiyonların ortaya çıkma şansını azaltır.

Kirli aletler bakteriler için bir üreme alanıdır. Bu nedenle tırnak makası ve tırnak törpüsü de dahil olmak üzere bakım aletlerinizi temiz tutmanızı öneririz.

Mutfak aletlerinden nasıl daha fazla yararlanırsınız?

Çekmecelere tam olarak uymayan büyük boy merdanelerden, neredeyse her gün kullandığımız kaşık ve tabaklara kadar aslında tek bir işlev gördüğünü düşündüğümüz mutfak aletlerini kullanmanın birçok alternatif yolu var. İşte mutfak aletlerinden daha fazla yararlanmanın yolları…

ABONE OL

Çelik evye

Çelik evye… Çelik evyenin kullanım alanını nasıl genişleteceğiniz konusunda bir fikriniz olmayabilir ancak bu alet elinizden soğan ve sarımsak kokusunu çıkarmak için büyük bir iş görüyor. Ellerinizi evyenin kenarlarına sürerek yıkarsanız, ellerinize sinen kokudan kurtulacaksınız.

Buzdolabı poşeti

Buzdolabı poşetlerini, kremayı kolayca sıkmak için bir sıkma torbası haline dönüştürebilirsiniz. Kremayı torbanın içine doldurduktan sonra makas yardımı ile köşesine ufak bir delik açın ve kremayı dikkatlice zemine uygulayın.

Merdane

Merdanelerinizi, yemeğinize katacağınız malzemeleri ezmekte kullanabilirsiniz. Böylece hiç zorlanmadan ceviz, fındık ya da bisküvi gibi ürünleri ezebileceksiniz.

Döküm tava

Karabiberi öğütmek için bir mutfak aracı: Döküm tavalar! Karabiber tanelerini kesim tahtanızın üzerine yerleştirdikten sonra üstlerine tavanız ile bastırın. Toz haline gelene kadar devam edin.

Muffin tepsisi

Muffin tepsisinin kullanım alanı oldukça geniş! Tartlarınız için tabanlar oluşturabilir, pancakelerinize güzel bir şekil verebilir ya da omletlerinizi güzel yuvarlak bölmeler içinde pişirebilirsiniz!

Yamuk çatallar

Yamuk çatallarınızı sakın atmayın. Bunun yerine onları meyvelerin çekirdeklerini çıkarmak için kullanın.

Toksik bir ilişki yaşadığınızı gösteren belirtiler

Bir adım bile ileri gidemediğiniz, kendinizi sürekli kötü hissettiğiniz, sağlığınızı, sosyal hayatınızı, iş hayatınızı, hatta belki psikolojinizi kötü etkileyen ilişkilere toksik ilişki deniliyor. Peki, toksik ilişkide olduğunuzu nasıl anlarsınız? İşte toksik ilişki yaşadığınızı gösteren belirtiler…

Toksik ilişki kötü hissettirir ve hayatınızı her anlamda olumsuz etkiler. Bir kere böyle bir ilişkinin içine çekildiğinizde, durumunuzu fark etmek ve sonlandırmak hiç kolay değildir. Eğer böyle bir ilişkinin içinde olduğunuzu düşünüyorsanız, emin olmak için, bazı belirtilere dikkat etmeniz gerekir.

Pasif-agresif davranışlar

Bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyorsunuz, ancak partnerinize “Ne oluyor?” diye sorduğunuzda hiçbir sorun olmadığını söyledikten sonra size soğuk davranmaya devam ederek sizi cezalandırıyorsa buna pasif agresif saldırganlık denir. Bu durumun en büyük sorunu ise size sebeplerin sunulmamasıdır. Tam olarak neyin yanlış olduğunu bilmediğiniz için de çözüm üretemezsiniz. Sürekli olarak üstü kapalı bir sorunun olduğunu hissediyor ancak, partnerinizle konuşmaya çalıştığınızda, kapalı bir kutuyla karşılaşıyorsanız toksik bir ilişkide olabilirsiniz.

Sürekli bir şeyleri açıklama gereği duyuyorsanız…

Kendinizi ifade etmekte, açıklamakta elbette bir sakınca yok; fakat bunu suçlandığınız için yapıp yapmadığınıza dikkat edin. Devamlı olarak karşınızdaki kişiye neyi neden yaptığınızı, suçsuz olduğunuzu, düşündüğü gibi olmadığını veya haklı olanın siz olduğunuzu ispatlama gereği duyuyorsanız, sağlıklı bir ilişki yürütmeniz mümkün olmayacaktır. Kendinizi ifade etmekle hesap vermek arasındaki ince çizgiye iyi bakın. Sürekli hesap verdiğiniz, yanlış anlaşıldığınız veya anlaşılmadığınız bir ilişkide oldukça dar bir hareket alanına sahipsiniz demektir. Bu da kendiniz olamamanıza yol açar.

Aşırı iniş-çıkışlar

Fazla iniş çıkışların olduğu, uçlarda yaşanan ilişkiler genellikle toksik ilişkilerdir. Toksik oluşun en büyük göstergesi partnerinizin ne zaman kızgın ne zaman mutlu olacağını asla kestirememenizdir.

Aynı yerde dönüp durduğunuzu hissediyorsanız…

Devamlı aynı tartışma konuları gündeme geliyorsa, hiçbir çözüme veya sonuca ulaşamayıp olduğunuz yerde dönüp duruyorsanız bu durum sizi git gide yıpratacaktır. Birliktelik, genel olarak iki kişinin de keyif aldığı, sizi ileri taşıyan bir durumdur. Sürekli aşağı çekiliyorsanız, bu ilişkiye neden başladığınızı biraz düşünmeniz gerekebilir. Hallettiğinizi düşündüğünüz bir problem sonraki günlerde tekrar ve tekrar önünüze geliyorsa, halletmek yerine halının altına süpürmüş olabilirsiniz.

Şakayla karışık söylemler

Partneriniz sizi neredeyse aşağılayan bir şey söyleyip sonra da bunun şaka olduğunu ve ciddiye almamanız gerektiğini ekliyorsa ve hatta bunu sürekli yapıyorsa ortada bir problem var demektir. Duygusal baskı kuran bu tipteki insanlar genelde bir sorun yokmuş gibi davranarak sizin durumu abarttığınızı iddia ederek kendinizden şüphe etmenize sebep olurlar. Komik bir şakalaşma sizi de güldürebilmelidir ancak toksik bir şakalaşmada kendinizi küçük düşmüş, kızgın ve zavallı hissedersiniz.

Her daim tedirginseniz…

Maalesef hayatımızdaki ögeler bir zincirin halkası gibi; bu halkalardan bir tanesi yıprandığında geri kalanlarına yansıtmamız çok olası. İnsanız; kendimizi her daim motive tutup, elmayla armutu karıştırmama konusunda yeterince profesyonel olamayabiliyoruz. Sürekli tedirgin olduğunuz bir ilişkinin sizi, hayatınızın her alanında yıpratması kaçınılmazdır. Unutmayın ki gerçekten sağlıklı bir ilişkinin içinde kendinizi huzurlu, rahat ve güvende hissedersiniz.

İzin alma gereği hissetmek

Normal ilişkilerde iki yetişkinin birbirinden izin alması gerekmez çünkü iki taraf da mantıklı hareket edecek olgunluğa sahiptir. Tabii ki her ilişkide iki tarafın da mutlu olması için bazı önemli durumlarda orta yolu bulmak gerekir ancak sürekli partnerinizden yapmak istediğiniz şeyler için izin almak zorunda kalıyorsanız bu sağlıklı olmayan bir ilişkide olduğunuzu işaret eder. En ufak konuda bile partnerinizden onay almak zorundaysanız toksik bir ilişkide olabilirsiniz.

Yorgun düşmek

Karşınızdaki kişinin sürekli değişen ruh durumuna ayak uydurmaya çalışmak gerçekten de çok yorucu olabilir. Aylar ve hatta yıllarca bu şekilde yaşamak kişiyi bitkin düşürür. Sağlıklı bir ilişkide her iki taraf da genel olarak tatmin olmuş ve rahat hissetmelidir. Toksik ilişkilerde ise “iyi günlerin” sayısı zaman ilerledikçe azalır ve kötü günler artar. Eğer ilişkinizde sürekli olarak yorulmuş ve bitkin hissediyorsanız ilişkiyi sonlandırmanın vakti gelmiş demektir.

Birbirinizi sıkı sıkıya tutuyor, değişimlere tahammül edemiyorsanız…

Hayat ilerledikçe biz de değişeceğiz. Zaman içerisinde hayatımıza yeni insanlar girecek, içinde bulunduğumuz ortamlar değişecek, tercihlerimiz farklılaşacaktır. Eğer birbirinizi sıkı sıkıya tutuyor ve bu tür değişimlerden hoşlanmıyorsanız sağlıklı bir ilişki yürütmeniz mümkün değil.

İzole olmak

Yorgun düşmenin sebep olduğu durumlardan biri de aile ve arkadaşlar da dahil sevdiklerinize vakit ayıramamanızdır. Partneriniz sizi sevdiklerinizle vakit geçirmekten kasıtlı olarak alıkoyuyorsa ve hayatınızı yalnızca ona bağlı yaşamanızı istiyorsa bu durum toksik ilişkinin en büyük göstergesidir. Öte yandan ilişkinizde fazlasıyla yorulduğunuz için kimseyle görüşecek enerjiyi kendinizde bulamıyorsanız bu da ilişkiyi gözden geçirmeniz için bir işarettir.

Banyodaki küf nasıl çıkarılır?

Banyo, nemli olması sebebiyle küf oluşumu için elverişlidir.

Banyo, nemli olması sebebiyle küf oluşumu için elverişlidir. Bu sebeple banyolarda küf oluşumu görülebilmektedir. Oluşan küf hızlıca yayılır.

Küflenme genellikle duşakabin ve küvet içinde oluşur. Küflenmeye zamanında müdahale edilmezse diğer yüzeylere de yayılır. Küflenme sorununu çözmek için öncelikle sebebinin araştırılması gerekir. Küflenmeye sebep olan bir araç varsa (su borusu çatlağı gibi) öncelikle o araç değiştirilmelidir. Sonrasında küflü bölgeye müdahale edilmelidir.

Yüzeyleri kuru tutarak küf oluşumunu büyük ölçüde engelleyebilirsiniz.

Dikkat edilmesi gerekenler:Küf; nemli, sıcak ortamı sever.
Kullandıktan sonra banyoyu havalandırın.
Banyodaki nemin bir an evvel kurutulması gerekir.
Küf nasıl temizlenir?

Duşakabin ya da küvet içinde oluşan küfleri, üzerinde çamaşır suyu ya da temizleyiciler döküp silerek temizleyebilirsiniz.

Kimyasal temizleyici kullanmak istemiyorsanız beyaz sirke ve karbonat da kullanabilirsiniz. Küflü yüzeye bir miktar beyaz sirke dökün ve kurumasını bekleyin. Ardından tekrar sirke dökün ve süngerle silin. Sonrasında suyla durulayın. Aynı yüzeye karbonat döküp eski bir diş fırçasıyla fırçalayın. Ardından bol su ile durulayın ve kurulayın. Yüzeyin tamamen kuruduğundan emin olun.

Banyo perdesindeki küften kurtulmak için öncelikle perdeyi çıkarın. Bir kova ılık suya birkaç damla çamaşır duyu dökün. Perdeyi bu kovaya koyup bir süre bekletin. Ardından perdeyi çamaşır makinesine atın ve duru suyla yıkayın ve kurutun

Küvet, duş ve lavabo kenarlarında kullanılan silikonda küf oluşabilir. Bu durumda silikonu kazıyıp tekrar yapmalısınız. Tekrar silikon yaparken uçucu gaz içermeyen antibakteriyel silikonları tercih ediniz.

Uygulamadan önce silikonun sıkılacağı yerin kuru olduğundan emin olun.

EvHayat.com

Siyah noktalardan kurtulmanın bir yolu var mı?

Evde siyah noktaların tedavi edilmesi, göründüğü kadar zor değildir. Birkaç kolay adım ve istikrar ile bu sorundan tamamen kurtulmanız mümkün. İşte cildinize iyi gelecek ve sizi siyah noktalardan kurtaracak o yöntemler…

ABONE OL

Bu can sıkıcı siyah görünümlü noktalar ölü deri hücreleri ve yağın oksitlenmiş bir karışımıdır.

Ölü deri hücreleri ve yağdan oluşan bu karışım havaya maruz kaldığında oksitlenir ve siyah görünümünü alır.

Cilt temizliği

Ölü cilt hücrelerini yok etmek ve gözeneklerin tıkanmasını önlemek için salisilik asit içeren bir yüz yıkama ürününden faydalanın.

Akne üzerinde çalışmak için salisilik asitli bir yüz maskesi de kullanabilirsiniz.

Peeling

Siyah noktaları etkili bir şekilde çıkarmak için peeling kullanabilirsiniz.

AHA’lar veya alfa hidroksi asitler ve BHAS veya beta hidroksi asitler peeling için etkili olacaktır.

Yüz maskesi kullanma

Sivilcelerden kurtulmak ve gözenekleri temizlemek için kullanabileceğiniz tonlarca farklı maske vardır.

Özellikle siyah noktalar için üretilen yüz maskeleri bile var.

İşte bu maskeler, siyah noktalara veda etmek için rutininize entegre etmenizi önerdiğimiz maskeler arasında yer alıyor.

Kil maskesi

Kil formüllü maskeler cildinizin altındaki yağ, kir ve diğer bileşenleri temizler.

Kükürt içeren bir yüz maskeleri tıkanmış gözenekleri temizlemeye ve ölü cilt hücrelerini parçalamaya yardımcı olabilir.

Komedojenik ürünler kullanmayın. Komedojenik ürünler gözeneklerinizi tıkayacak ve ciltteki siyah nokta oluşumlarını arttıracaktır.