Tüm Güzellikleri ile izmit escort Sitesi Sizlerle

Siz erkeklerin seksi gecelere olan merakı her zaman en çok konuşulan konularının başında gelir ve sizlerde seks yapmayı ve sihirli dokunuşları her zaman çok seven kişilik sahibi olmuşsunuzdur. ama bazen aradığınız bulamaz ve bu da sizleri hali ile biraz sinirli ve hassas yapabilir oysa izmit escort bayanları ile tanışmış olsanız ve onların güzelliklerini ve seksi dokunuşların keşfetseniz inanı artık sizlerde onların bu tatlı hallerinden uzaklaşmaz ve her zaman yanınızda olmalarını beklersiniz. kocaeli escort bayanları her zaman işlerinin ehli ve kendiişlerine düşkün bayanlar olmuşlardır. Sizden talep edeceğim ücretleri sonuna kadar hak edeceğimden emin olabilirsiniz. Sınırsız ve sorunsuz seks için ben hazırım, ne pozisyonda isterseniz sizinle sevişirim. Belki ben de size bazı şeyler öğretirim, ne dersiniz? Fizikleri ile her zaman baş döndürücü olayı becerebilen ve gördüğünüz zaman mankenleri aratmayacak kadar düzgün fizikleri ve çok hoş yüz yapıları ile sizlerin gözünde çakmak gibi yanan sevinci görebiliyoruz.

Olcay Şahan’dan Trabzonspor’a veda

Olcay Şahan’dan Trabzonspor’a veda

Trabzonspor’un tecrübeli oyuncusu Olcay Şahan, bordo-mavili kulübe veda etti.

Olcay Şahan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla Trabzonspor’a veda etti. Şahan, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kulandı:

“Geldiğim ilk günden bu güne Trabzonspor formasını onur ve gururla taşıdım. Süre aldığım her dakika büyük Trabzonspor taraftarını mutlu etmek için terimin son damlasına kadar savaştım. Feda olması gerektiğinde feda deyip elimden geleni yaptım. Beni iyi günde, kötü günde destekleyen, yanımda olan bütün herkese teşekkür etmek istiyorum. Burada çok güzel anılarım oldu. Şimdi veda zamanı. Hakkınızı helal edin, hoşça kalın…”

Batman’da terör operasyonunda 5 tutuklama

Batman’da terör operasyonunda 5 tutuklama

Batman’da terör örgütü PKK/KCK’ya yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen 7 şahıstan 5’i tutuklanırken, 2’si adli kontrolle serbest bırakıldı.

Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesince terör örgütü PKK/KCK’ya yönelik operasyonda gözaltına alınan 30 şüpheliden 7’si emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edildi. Savcılıktaki ifadelerinin ardından mahkemeye çıkarılan zanlılardan eski HDP Batman il başkanı Fatma Kapalıgöz, DBP Merkez ilçe eş başkanı Mehmet Salih Turmuş, S.T., V.A, ile S.Y, “örgüt üyesi olmak” suçundan tutuklanırken, 2 kişi adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

Osman Arslan

Pozitif psikoloji metotları kadın şiddetini engelleyebilir

Pozitif psikoloji metotları kadın şiddetini engelleyebilir

1. Ulusal Psikoloji Sempozyumunda bir araya gelen uzmanlar son zamanlarda artan kadın şiddeti için pozitif psikoloji yöntemlerinin olumlu sonuçlar verebileceğini söyledi.

Beykent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinin düzenlediği 1. Ulusal Psikoloji Sempozyumu Beylikdüzü Yerleşkesinde gerçekleştirildi. “Pozitif Psikolojide Güncel Konular” ana teması ile işlenen sempozyum üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akile Gürsoy ve Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Ebadi’nin açılış konuşmaları ile başladı. Sempozyuma aynı zamanda Beykent Üniversitesinden Doç. Dr. Pervin Nedim Bal ve Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, İbn Haldun Üniversitesinden Prof. Dr. Sefa Bulut, Esenyurt Üniversitesinden Dr. İbrahim Davutoğlu, Işık Üniversitesinden Dr. Rükiye Hayran, Kültür Üniversitesinden Prof. Dr. Önder Kavakçı gibi alanında uzman kişiler de katılım sağlayarak farklı konularda psikoloji bölümü öğrencileri ile deneyimlerini paylaştılar.

Kişinin olumsuz, eksik ya da problemli özelliklerinden ziyade olumlu ve güçlü özelikleri ile çalışmanın önemli ve değerli olduğunu savunan pozitif psikolojinin ele alındığı sempozyumda bu yöntemlerle birlikte aslında mevcut sorunları çözmede alternatif bir yol izlenebileceği konuşuldu. Bu anlamda şiddet konusunda da pozitif psikolojinin faydalı olabileceği görüşünde bulunan Dr. Hüseyin Ebadi, şiddet eğilimin öncelikle aileden geldiğini söyleyerek, ailesinde şiddet görmüş her çocuğun ileride muhakkak şiddet uygulayacağını dile getirdi. Hüseyin Ebadi bu anlamda pozitif psikoloji ile insanların iyi hal oluşunu ortaya koyarak hastalanmadan sorunlar ile nasıl mücadele etmesi gerektiğini gösterilebileceklerini dile getirerek, “Hem bireysel hem sosyal hem de toplumsal olarak insanlarda faydalı olumlu düşünceler oluşturmak gayesindeyiz. İnsanların psikolojik anlamda rahatsız olması birçok sebebe bağlı olabilir bunlar; ekonomik, politik, sağlık, güvensizlik gibi. Fakat biz eğer bundan sonra pozitif psikolojiyi daha iyi bir şekilde ilerletebilirsek o zaman insanlar olumlu düşünerek negatif enerjilerini atacaklardır ve hastalıklar azalacaktır. İnsanlar birbirine tebessüm ederek iletişim kuracaktır, empati daha fazla olacaktır. Bunlar zaten toplumun en önemli konularından bir tanesidir” dedi.

“Rehabilitasyon merkezleri açılmalı”

Şiddetin sebeplerinden ve yapılması gerekenler hakkında da konuşan Ebadi, “Kadına şiddet bir toplumun eğitimsizliğine bağlıdır. Kadın haklarının yeterince yerine getirilmemesinden kaynaklanır. Dolayısıyla insanları bilinçlendirerek cezai yaptırımlarla müdahale edilmesi gerekir. Yani bir kadına şiddet uyguladığı takdirde onu yakalayıp hemen serbest bırakmak sorunları çözmez. Şiddet kullanan kişi ruh sağlığı bozuktur. Bazı anti sosyal davranışlar, ekonomik sorunlar, işsizlik problemler olabilir. Genel sosyal durumu temel alarak bu insanlar için rehabilitasyon merkezleri kurulması lazım. Şiddetin temelinde anti sosyal davranışlar ve sağlık bozukluğu yatmaktadır. O yüzden muhakkak rehabilitasyon şart. Bu insanları eğiterek şiddetin ne kadar yanlış bir şey olduğunu hem örf adetlerimize hem dinimize aykırı bir olay olduğunu bilhassa kadınlara olan şiddeti anlatarak ilerleyebiliriz” şeklinde konuştu.

“Birbirleri ile uygun olmayan kişilerin evlenmemeleri lazım”

Şiddetin eğitimsizlikten dolayı ortaya çıktığını çocuklardan daha çok ailelerin eğitilmesi gerektiğini de vurgulayan Ebadi aynı zamanda uygun olmayan kişilerin evlenmemeleri gerektiğini de söyledi. Ebadi sözlerine şu şekilde devam etti;

“Çocuklar ailede gördüklerini uygular. Eğer şiddet içerisinde bir çocuk büyüyorsa o da ileride muhakkak şiddete başvurur. Biz çocuktan ziyade aileleri eğitmemiz gerekiyor ve uygun olmayan eşlerin birbiri ile evlenmemeleri lazım. Bir- iki kişiyle bu sorunların karşısında durmamızın bir manası yok. Bu konuda genel bir seferberlik içerisinde olmalıyız.”

“Süperegosu olan erkekler kadına şiddet uygulamaz”

Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat da pozitif psikoloji konusunun neden önemli olduğunu ve kadın şiddetinde bu yöntemin etkili olabileceğine değindi. Pozitif psikoloji türünde meditasyon, kendini iyi hissetme, nefes alma ve benzeri tekniklerin uygulandığına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, “Şiddet kabul edilecek bir şey değil. Aklı başında olan bir erkek, süperegosu varsa kadına şiddet göstermemelidir. Pozitif psikoloji, son senelerde çok ivme kazanan yeni bir terapi yöntemi. İnsanları bilinçlendirmek, devletin bu konuda gerekli yaptırımları ortaya koyması ve en önemlisi insanın insan olduğunu, kadının da şiddet gösterilmeyecek kadar narin bir varlık olduğunu, kadına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamak gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Şiddetin altında yatan sebepler

Doksat, kadına şiddetin nedenleri arasında bastırılan öfke, bilinç dışına atılmış yansıtılan öfke ve insanlara karşı düşmanlığın olduğunun altını çizerek, “Bunlar tabi süperego, ego, id gibi klasik modelle de evrensel kodla da izah edilebilir. Evrimsel açıdan biz zaten doğuştan gelen çoğalma ve saldırma içgüdülerine sahibiz. Bunları denetim altına aldığımız ölçüde insan oluruz. İnsanlar kötü bir geçmişe sahip olsalar da hiçbir zaman geç kalmış sayılmazlar. İnsanları insan yapan en büyük özellik, prefrontal korteks dediğimiz bölgenin çok evrimleşmiş olması. Bu yüzden bir insan başka bir insana vahşet uygulamamalı. Bunu kontrol etmede de pozitif psikoloji işe yarayacaktır” ifadelerini kullanarak sözlerine son verdi.
 

Giray Bulak: ‘Önümüzdeki günlerde çok daha tempolu oynayacağız’

Giray Bulak: ‘Önümüzdeki günlerde çok daha tempolu oynayacağız’

Fatih Karagümrük Teknik Direktörü Giray Bulak, “İnşallah önümüzdeki günlerde çok daha tempolu oynayan bir Karagümrük izlettireceğiz” diye konuştu.

TFF 1. Lig’in 14. haftasında Fatih Karagümrük evinde Balıkesirspor ile 0-0 berabere kaldı. Müsabaka sonrası basın toplantısında konuşan Fatih Karagümrük Teknik Direktörü Giray Bulak, ilk oynadıkları iki maça oranla daha tempolu oynadıklarını ifade ederek, “Kenar ataklarından çok sert ortalarla gol amaçlı bir oyun tarzı benimsedik. İstediklerimiz zaman zaman oldu.

Ama gol vuruşu beceresi veya asisti olmadı. Rakibe az pozisyon verdik. Çok döndürmedik. İstediğimiz oyunun bir bölümünü zaman zaman oynadık. Bu şekilde çalışmaya devam edeceğiz. İlk yarıyı ne kadar puan alırsak o kadar avantajla kapatmak istiyoruz. Ama şu bir gerçek gol bölgelerinde sıkıntı yaşıyoruz. Bunları geliştirici antrenmanlar yapıyoruz. Hareketsiz toplarda rakibe çok pozisyon veriyorduk, bu maçta vermedik.

Rakibin amacı 1 puana oynayıp bizi kalabalık oyuncu grubuyla karşılayıp durdurmaktı. İstedikleri amaca vardılar. Ama ben oyuncularıma bugün arzu isteklerinden dolayı tebrik ediyorum. Böyle olmayacak daha da üzerine katarak devam edeceğiz. Bugün 1 puan aldık, cebimizde dün bu yoktu. Amacımız 1 puan değildi. Onun için haftaya bunun telafisini yapma şansını yakalarız diye düşünüyorum. İki tarafın oyuncularını tebrik ediyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde çok daha tempolu oynayan bir Karagümrük izlettireceğiz” dedi.

Ozan Buğra Koşar – Uygar Aydın

Bakan Soylu: ‘İstanbul bir ideolojik kavganın merkezi haline getirilmesin’

Bakan Soylu: ‘İstanbul bir ideolojik kavganın merkezi haline getirilmesin’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İmamoğlu’nun mazbatasını almasının ardından yaşanan İBB’nin verilerinin kopyalanması olayına değinerek, “İBB’nin verileri kopyalayacak. Böyle bir çiğlik olamaz. Bu kabul edilebilir değil. Yapamaz kanuna, hukuka aykırı. Eğer götürüyorsun senin başka bir fikrin başka bir kavgan vardır. Benim endişem İstanbul’un siyasi kavga haline getirilmesi ve oradan Türkiye’ye bir istikrarsızlık kapısı açılması. İstanbul bir ideolojik kavganın merkezi haline getirilmesin” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sultangazi’de muhtarlarla bir araya geldi. Burada konuşan Soylu, “Oyların ancak yüzde 10’unu açtırabildik. Biz oyların tamamının açılması için müracaat ettik ama olumlu cevap alamadık. Eğer sayılsaydı kim kazanırsa başımızın üzerinde yeri var. Biz Ankara’yı kaybettik, Antalya’yı kaybettik bu kaybettiğimiz yerlerle ilgili başımızın üstünde yeri var dedik. Sayım döküm cetvellerinde mühür yok. Oy sayım cetvellerinin altında imza yok. Eğer yüzde 90’ı açılsaydı biz Kadıköy’de ne yapıldığını bilirdik, Maltepe’de ne yapıldığını bilirdik. Sonuç değişmezse başımızın yeri var derdik. Haksızlık yapıldığını fark ettik. Biz kendi hakkımızı muhafaza edemiyorsak milletin hakkını nasıl muhafaza edeceğiz millet bunu sormaz mı?” ifadelerini kullandı.

“BİRİNDEN BELEDİYE BAŞKANLIĞI ALINIP BAŞKA BİRİNE VERİLMİŞ DEĞİL”

kimsenin hakkının gasp edilmediğini söyleyen Soylu, “Biz kimsenin hakkını gasp etmiş değiliz tam tersi bir mağduriyetimizi seslendirdik. Birinden belediye başkanlığı alınıp başka birine verilmiş değil. Emanet millette, bu emanet milletimiz hür kararıyla belirlenecek” diye konuştu.

“İstanbul’a emanet alındığı gibi bu emanete hıyanet edilmeden hizmet edilmiştir”

Soylu sözlerine şöyle devam etti: “Herkes kadar benimde bu sonuçlar neden böyle oldu bilmeye de biliyorsam anlatmaya da sorumluluğum var. İstanbul önemi bir güç merkezidir. Bayramlar gelirdi mezarlıklarımıza giderdik. Topkapı mezarlığı bir diken bahçesiydi. Dikenlerden yolu açmak için keserek giderdik. Orman gibiydi. Top oynardık çamurda. Leğenlerde yıkanırdık, su akmazdı çünkü. Eskiden Haliç tarafından gitme derlerdi çünkü kokuyordu, Eyüp’te durabilmek mümkün değildi. İETT otobüs şoförleri maaşlarını alamadıkları için araçları yavaş sürerlerdi. Belediye otobüsten İstanbul’a önümüzdeki 50 yıl yetebilecek su yatırımlarına kadar yapıldı. Hepsi daha da artacak. İstanbul Cumhurbaşkanımızın gelmesinden itibaren dünya kenti olma konusunda sürekli olarak yatırımlarla büyüyen ve sürekli olarak standardını geliştiren bir şehir haline geldi. İstanbul’a emanet alındığı gibi bu emanete hıyanet edilmeden hizmet edilmiştir.”

“BEYLİKDÜZÜ’NDE NE YAPILDI DA BİZ DUYMADIK”

İmamoğlu’nun belediye başkanlığı döneminde Beylikdüzü’ne hizmet götürülmediğini söyleyen Soylu, “Binali ağabey 17 yıldır bu ülkede bilinen İstanbul’da çalışan başbakanlık yapmış, ulaştırma bakanlığı yapmış, meclis başkanlığı yapmış kimseyi ötekileştirmemiş, bir çok önemli projenin altına imza atmış.. Bir tarafta böyle bir yapı var, seçmen olarak oy vereceğiz. Yapılan güzel işleri herkes duyar. Keşke imkanınız olsa da Çukurca’ya gitseniz, keşke imkanınız olsa da Tunceli’ye gitseniz. Herkes yepyeni yani tam anlamıyla gıcır gıcır bir şehirde oturuyor. Bu duyuluyor. Bir tarafta da şöyle bir yapı var; Beylikdüzü’nde ne oldu da biz duymadık. Ne yapıldı da biz duymadık. Bir tane vadi yapılmış, vadiyi yapan da bizim arkadaşımız Yusuf Uzun. Bunlar cilasını atmışlar. Bizim duymadığımız ne yapmışlar” şeklinde konuştu.

“İBB’NİN VERİLERİ KOPYALAYACAK, BÖYLE BİR ÇİĞLİK OLAMAZ”

İmamoğlu’nun mazbatasını almasının ardından yaşanan İBB’nin verilerinin kopyalanması olayına değinen Soylu, “İBB’nin verileri kopyalayacak. Böyle bir çiğlik olamaz. Bu kabul edilebilir değil. Yapamaz kanuna, hukuka aykırı. O verilere kimlerin dokunabileceği kanunlarla bellidir. Eğer götürüyorsun senin başka bir fikrin başka bir kavgan vardır. Bir tahribatın önünü açacaksın demektir” dedi.
Suyla ilgili alınan karar hakkında konuşan Soylu sözlerine, “Suyla ilgili Belediye meclisi karar alırken İmamoğlu orada mıydı? Bu kararı meclis başkanı aldı. ‘Bunu yaptık hayırlı olsun demek’ doğru bir şey mi? Bunu üstlenmek doğru bir şey mi? Bu ancak taktir edilir. ‘Meclisin aldığı bu kararı taktir ediyorum’ dersin herkes ‘Başımızı üzerinde yeri var’ der geçer” şeklinde devam etti.

“İstanbul bir ideolojik kavganın merkezi haline getirilmesin”

Endişesinin İstanbul’un ideolojik kavganın merkezi haline getirilmesi olduğunu vurgulayan Soylu sözlerini şöyle bitirdi: “Benim endişem İstanbul’un siyasi kavga haline getirilmesi ve oradan Türkiye’ye bir istikrarsızlık kapısı açılması. Binali Ağabey kime ne yaptı da gittiği yerde aynı 28 Şubat sürecindeki gibi bir muameleyle karşı karşıya kaldı. İstanbul bir ideolojik kavganın merkezi haline getirilmesin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’li senatör Lindsey Graham’ı kabul etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’li senatör Lindsey Graham’ı kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’li senatör Lindsey Graham ile görüştü.

Birleşmiş Milletler 74’üncü Genel Kurul görüşmeleri için ABD’nin New York kentinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’li senatör Lindsey Graham ile kaldığı Peninsula Otel’de görüştü. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen görüşmede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da hazır bulundu.

Graham görüşmenin ardından yaptığı açıklamasında, “Türkiye’nin, Suriye’nin bir arada tutulması noktasında, Suriye’nin kuzeydoğusunda DEAŞ’a karşı ve Beşar Esad’in askeri olarak kazanmaması için sağladığı destek vazgeçilmezdir. En önemlisi ise Türkiye, İdlib’de insanların katledilmesini engelliyor. Türkiye ile daha stratejik bir ilişki kurma noktasında umutluyum; ayrıca Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi ve belki serbest ticaret anlaşması yapılması oldukça önemli. Türkiye sadece Suriye değil, tüm bölge için çok önemli bir müttefik” ifadelerini kullandı.

Candemir Sarı – Hasan Çelik

Gizli fıtığa dikkat

Gizli fıtığa dikkat

Uzmanlar kişilerin elle anlayamayacağı, doktor muayenesi ve ultrasonla anlaşılan gizli fıtığa karşı uyarıyor.

Konya Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlhami Beyaztaş, kasık bölgesinde ağrının fıtığa işaret olduğunu belirterek, “Fıtıkta genellikle kasık bölgesinde, karnın ön duvarında şişkinlikle başvurulur. Biz bu şişkinliği, ilk bulguları bildiğimiz için hastalar bu oluştuğu zaman genellikle doktora gelir. Tabii bu önem arz etmekte. Bir de hasta, hiçbir şişkinlik olmadan, sadece kasık bölgesinde ağrı veyahut da karın alt bölgesinde ağrıdan şikayet ettiğinde de geliyor. Sadece ağrıyla gelen hastada bu nasıl fıtık oluyor? İşte biz burada gizli fıtıktan bahsediyoruz. Yani gizli fıtık, diğer bir tabiriyle çok küçük, kişinin dışarıdan elle anlayamayacağı ancak bir doktor muayenesiyle belli olabilen veyahut da bir ultrason tetkikiyle ortaya konabilen fıtıklar, bunlar özellik arz etmekte. Bize gelen hastaların özellikle gençlerde yüzde 80-90’ı kasık bölgesi ağrısıyla, hiçbir şişlik, hiçbir orada bir kabarıklık görmüyor, hasta sadece bununla geliyor. Ama bizim muayenemizde ve de ultrason tetkiklerimizde bunu tespit ediyoruz ve hasta şaşırıyor. Bize belirti olarak sadece şişlik değil, ağrı yakınması bile bir fıtık belirtisi olabiliyor” dedi.

“Hastalığın ihmal edilmesi, tedavileri zorlaştırmakta“

Hastalığın ötelenmesinin telafisi zor sıkıntılara sebep olabileceğini belirten Op. Dr. Beyaztaş, “Bizim için çok önemli olan, kişi fıtığını bilir, fıtık olduğunu bilir, şişliği bilir önemsemez. Her hastalıkta olduğu gibi toplumuzda da en yaygın kanı bana bir şey olmaz, biraz daha hayatımı bununla geçireyim gibi öteleme, ihmal gibi durumlar ileride gerçekten telafisi zor sıkıntılara sebep oluyor. Hasta günün birinde ani bir öksürme, ani bir kabızlık hareketi, ani bir basınç arttırmak, ağır kaldırma sırasında bu bildiği fıtık biranda çıkmakta ve sıkışmakta… İçine tabii organ girmekte ve sıkışmakta. Bu sıkışma sonrasında ani kangren, dolaşım bozukluğu, bağırsağın kangren olması ve acil şartlarda ameliyatlar, bağırsak rezeksiyonu dediğimiz bağırsağın kesilmesi yani tedavisi çok zor ve komplikasyonları kötü pozisyonlara gidebiliyor. İşte o yüzden hastalarımızdan istediğimiz bu tür belirtiler oluştuğu anda bir an önce diğer hastalıklarda olduğu gibi, hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi erken teşhis özellikle tedavi de çok kolaylıklar oluşturuyor. Ama geç gelinmesi, ihmal edilmesi tedavileri maalesef zorlaştırmakta, komplikasyonları, hastanede uzun kalışları arttırmakta” şeklinde konuştu.

“Hastalığın nüksetmemesi için iyi ameliyatın iyi yapılması gerekiyor“

Uygulanacak ameliyat hakkında bilgi veren Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlhami Beyaztaş, “Ameliyatı da, fıtık bölgesinin yırtılan alanın tamiri. Tabii bu değişik yöntemlerle olmakta. Cerrahi teknik var ama biz de genellikle yamalı yöntem (prolen mesh takviye) oraya sentetik materyaller yerleştiriyoruz. Tabii kişiden kişiye bazı zaman prolen meshin reaksiyon yapması veyahut da hastada rahatsızlık, ağrılara sebep olması nedeniyle normal takviye dediğimiz normal ipliklerle yaptığımız pronen veyahut da vikril materyallerle yaptığımız tamir işlemleri de var. Bu şekilde hasta ömür boyu rahat bir şekilde hayatını geçirmekte. Zaman zaman ameliyattan sonra ağrılar oradaki sinirlerin kesilmesinden dolayı zaman zaman hastalar duyu sinirini keçeleşme, uyuşukluk, hafif ağrı, kasılma gibi ufak şikayetler belirtebilirler. Bunlar ameliyatın iyileşmesi periyodunda 6 ay 1 sene içerisinde kaybolabilen belirtiler ama çoğunlukla hasta memnun kalıyor. Bizim cerrahi açıdan önem arz ettiğimiz bir nokta da tedavinin, fıtık onarımının iyi yapılması, iyi yerlerde yapılması. Çünkü fıtık eğer iyi onarılmazsa, iyi tedavisi yapılmazsa tekrar oluşmakta, bu bizim hiç istemediğimiz bir durum. Çünkü ikinci cerrahi operasyonlar her zaman hem risk açısından hem de oradaki dokuların anatomik özelliğini kaybetmesinden dolayı, onarımlarının güçleşmesi, yumurtalığa giden kanallar var o kanalların zarar görmesi, yumurtanın alınmak zorunda kalınması gibi daha ileri bulgulara sebep olmakta. Bunları engellemek için iyi bir teknik, iyi bir ameliyat yapılması gerekir” ifadelerini kullandı.

Selami Şahin’den şarkılı türkülü ağaç dikimi

Selami Şahin’den şarkılı türkülü ağaç dikimi

Şarkıcı ve söz yazarı Selami Şahin, EXPO 2016 Antalya sergi alanındaki ünlüler ormanına ‘Gülibrişim akasyası’ dikti. Türkiye’nin ilk EXPO’su için yapılan projeyi ‘Ölümsüz bir proje’ olarak nitelendiren Şahin, sanatçı dostlarını alana ağaç dikmeye davet etti. Şahin, diktiği ağaca can suyu verdikten sonra, şarkı söyledi.

‘Sabır Taşı’ albümüyle 1968 yıllarında üne kavuşan ve bugüne kadar onlarca ödül alan şarkıcı, besteci ve söz yazarı Selami Şahin, Türkiye’nin ilk EXPO’su olan EXPO 2016 Antalya sergi alanındaki ünlüler ormanına ağaç diken 29’ncü sanatçı oldu. EXPO 2016 Antalya projesine katılmayı kabul eden Şahin, Aksu İlçesi’ndeki sergi alanına geldi. EXPO 2016 Antalya Ajansı Genel Sekreter Yardımcısı Levent Murat Danışman tarafından karşılanan sanatçı, yönetim binası toplantı salonunda proje sunumunu izledi.

Proje sunumunda detaylar hakkında bilgi veren Genel Sekreter Yardımcısı Danışman’ı dikkatle dinleyen Selami Şahin, “Bu proje bir gurur ve yalnız Türkiye’yi değil bütün dünya ülkelerini ilgilendirecek bir adımdır” dedi. Danışman da, EXPO 2016 Antalya’nın ülkenin prestij projesi olduğunu, diğer EXPO’lardan farklı olarak ülke bahçeleri ve projenin yüzyıllar boyunca yaşatılacağını belirtti.

EXPO 2016 gönüllüleri tarafından hazırlanan ve bugüne kadar bin 121 dönümlük alanın farklı noktalarına ağaç diken 28 ünlünün yer aldığı video klibini izleyen Şahin, ‘Sanal Gerçekler’ gözlüğünü de denedi. Şahin, “Sanki alanın içinde geziyorum” diye konuştu. Ünlü sanatçı daha sonra araçla sergi alanına geçip, ‘Gülibrişim Akasyası’nı (Albizzia Güllibrissin) dikti. Adını ağacın gövdesine takan Şahin, ilk can suyunu da verdi. Anlık yazdığı şarkı ve besteleri ile tanınan ünlü sanatçı, diktiği ağaca bakıp şarkı söylemeyi de ihmal etmedi.

Şahin, “Türkiyemiz için ve Antalya için bence ölümsüz bir proje. Göreceksiniz ki bu proje tam bittiği zaman artık bütün Türkiye’den değil bütün dünya ülkelerinden merak edip gelen çok turistlerimiz olacak. Burayı ziyaret etmeye çok kişi gelecek. Büyük bir proje bu. Türkiyemiz için hayırlı olsun. Alan, yer inanılmaz güzel projeye uygun bir yer bulmuşlar. Çok iyi tahlil edip öyle yola çıkmışlar. Onları kutluyorum gerçekten her şey çok güzel.”
Şahin, sanatçı dostlarına da seslendi, “Böyle anlamlı, böyle güzel bir projeyi yalnız bırakmayalım. Bütün sanatçı dostlarımı sesleniyorum davet olduğu zaman lütfen hiç düşünmeden burada hep beraber olalım. Sizleri bekliyoruz” dedi.

Genel Sekreter Yardımcısı Danışman, ünlü sanatçı Şahin’e, EXPO 2016 Antalya’nın sembol çiçeği şakayık ile çeşitli hediyeler takdim etti.

4. İstanbul Tasarım Bienali’nde “Akdeniz ve Göç” ele alındı

4. İstanbul Tasarım Bienali’nde “Akdeniz ve Göç” ele alındı

Sanatseverlerin büyük bir sabırsızlıkla beklediği 4. İstanbul Tasarım Bienali dün başladı. İstanbul Kültür Üniversitesi, Bienal’in ilk gününde Göçün Kültürü/Kültürün Göçü temasıyla “Akdeniz ve Göç” konusunu ele aldı.

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 22 Eylül – 4 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin altı temasından biri olan Dünya Okulu’nun tema sponsorluğunu üstlenen İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ), “2018-2019 Sanat Yılı ve İstanbul Tasarım Bienali Etkinlikleri Açılışı”nı “Göçün Kültürü/Kültürün Göçü” başlıklı panelle gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarını İKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver ve İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel’in yaptığı panelde, İGAM İltica ve Göç Çalışmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Öznur Alkan ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. İpek Akpınar yer aldı.

“Dünyayı sınıflarımızda anlatmaya çalıştık”

İstanbul Kültür Üniversitesi’nin 21. yılında Bienal’de bulunmasının kendileri için çok özel bir ayrıcalık olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan İKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, “4. İstanbul Tasarım Bienali, Okullar Okulu ana başlığı ile bizi kalbimizden yakaladı. Okullar Okulu bizim gibi işi gücü eğitim olan bir kurumun ideali. Tema sponsoru olduğumuz ‘Dünya Okulu’, 59 yıldır tutkuyla gerçekleştirdiğimiz işimizin özetidir” dedi. Kültür Koleji olarak 59, İstanbul Kültür Üniversitesi olarak 21 yıldır eğitimde en güçlü öğretmenin yaşam, en donanımlı okulun ise dünya olduğuna inanarak çalıştıklarını dile getiren Dr. Bahar Akıngüç Günver: “Dünyaya, sınıflarımızın içinde yer açtık. Dünyayı, sınıflarımızda anlatmaya çalıştık. Bugün bizi burada buluşturan göç konusu da ancak dünya okulunda tecrübe edilecek bir başlıktır. Göç, bir fiziki alandan başka bir fiziki alana geçmekten çok daha öte bir kavram. Çünkü göç, başka bir coğrafyada kaderin, bazen de kimliğin yeniden tasarımıdır. Göç dalgalarıyla talan edilen insanı, doğayı, kültürü onarmak için bugün Dünya Okulu’nun hafızasına kendi notlarımızı bırakma zamanı” dedi.

“Gururluyuz”

Eğitimde araştırma ve deneyselliğe önem verdiklerini ifade eden İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel ise güncel değişimleri öğrenime dahil eden, üreten, süreç odaklı eğitim ve tasarımı amaçlayan 4.’üncü İstanbul Tasarım Bienali’nin temasından biri olan ‘Dünya Okulu’nun tema sponsorluğunu, İKÜ olarak üstlenmekten duydukları gururu dile getirerek, “Güçlü bir akademik geleneğe sahip yükseköğretim kurumu olarak eğitim-öğretim yaklaşımımızda bilime ve sanata verdiğimiz önem, faaliyetlerimizde somut olarak görülmektedir. Bienal’e verdiğimiz destek de bunun en önemli göstergesidir. Nitekim Dünya Okulu’nun temasıyla ele aldığımız ve tüm dünyada akademinin ve sanatın yoğun bir şekilde işlediği göç, mülteci sorunları dünyaya, ülkemize ve topluma hizmet misyonu gereği üniversitemizin de oldukça üzerine eğildiği başlıklardır. Bu alanda gerçekleştirdiğimiz çalışmaların yanı sıra tasarım Bienali aracılığıyla kültür ve sanat alanında da kendimize yer edinmiş olmaktan dolayı çok mutluyuz” diye konuştu.