‘Türkiye barışın tarafı olmalı’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Türkiye’de insanların yarı açık cezaevinde yaşadığını’ söyledi, son dönemlerde yargıda yaşanan gelişmeleri örnek göstererek ‘Türkiye’nin Hitler dönemi Almanyası haline geldiğini’ öne sürdü. Gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle dün bir araya gelen Kılıçdaroğlu, ABD’nin kimyasal silah kullanımına misilleme olarak Suriye’ye füze saldırısı konusunda “Kimyasal silah kullananlara karşı bombalanarak geçiştirilemez; asıl faillerin bulunup cezalandırılması gerekir” dedi.

GEÇİŞTİRMEYELİM
Kimyasal silah kullanmanın bir insanlık suçu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Asıl faillerin ortaya çıkarılması, yargılanması ve cezalandırılması hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Burada asıl failleri belirleyecekler; bu işin uzmanları, bağımsız otoritelerdir. Bir yeri bombalamanın ötesinde kimyasal silah üretimine karar verenlerin yargılanması gerekir. Bombalayarak bu olayı geçiştirmeyelim. Faillerin yargılanması bir daha başka kişi grup ya da devletlerin bu tür bir şeye tevessül etmemesi açısından önemli” diye konuştu.

Türkiye barışın tarafı olmalı

NEDİR ÜZERİMİZE DÜŞEN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı’ndan Suriye’ye dönük olarak gelen sert sözler üzerine “Üzerimize düşeni yaparız” şeklindeki açıklamasının doğru bir ifade olmadığını belirten Kılıçdaroğlu; “Nedir üzerimize düşen, bir yerden talimat alındıktan sonra mı hareket edeceğiz? Ortadoğu’daki ağırlığımız büyük ölçüde kayboldu. Türkiye tarafları bir araya getirip barışı sağlamak için öne çıksaydı ağırlığımız olurdu. Biz Türkiye’nin bölgede savaşın tarafı olmasını asla istemeyiz; Türkiye’nin barışı inşa etmek için aktif rol üstlenmesi lazım” dedi. CHP Lideri, bölgede büyük güçler arasında çıkacak savaşın olumsuz etkilerini Türkiye’yi yönetenlerin tarafları itidale çağırması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye ve Irak’ta olası ek askeri operasyonlara dair açıklamalarını ise Kılıçdaroğlu şöyle değerlendirdi:

İKİ GÜÇ DE DIŞLADI
“Türkiye’yi yönetenler çok şey söylüyor ama söylediklerinin hiçbirisini gerçekleştirme şansları olmuyor. Örneğin Münbiç’e gireceğiz dediler. Girdiler mi? Hayır. İzin verdiler mi? İzin de verilmedi. Rakka’ya gideceklerdi. Oldu mu, olmadı. Bir büyük gücün arkasında olup da nasıl o bölgelere gireriz; onun arayışı var ama bölgedeki iki güç de istemiyor. İki güç de Türkiye’yi dışlamış durumda.”

Kılıçdaroğlu, toplantı sonunda basına yaptığı açıklamada da “Suriye’de kullanılan kimyasal silahlarla ilgili olarak; kimyasal silahların kullanılması insanlığa karşı bir suçtur. Bu konuda Suriye’deki rejimin rolünün belirlenmesi hepimizin ortak görevidir” diye konuştu. 

SANKİ BEN İSTEMİŞİM REFERANDUMU
16 Nisan’daki referandumda bütün sandıklara sahip çıkacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, Güneydoğu’da yerlerinden edilenlerin nasıl oy kullanacakları konusunda endişeli olduklarını söyledi. Ana muhalefet lideri, anayasa değişikliklerinin yeterince tartışılmadığını vurgularken de iktidarın meydanlarda neden evet denilmesini gerektiğini anlatmadığını belirterek, “Miting meydanlarında referandum konusu Kemal Kılıçdaroğlu. Sanki ben referandum istemişim de benimle ilgili anayasada bir konu var, biz bunu tartışıyoruz” dedi.

KOLEKTİF SUÇ YARATILDI
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet iddianamesi sonrasında gazeteden yeni kişilerin gözaltına alınması ve FETÖ/PDY medya yapılanması soruşturmasından tutuklu, aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da bulunduğu bir grup sanığın tahliye kararının ardından cezaevinden çıkar çıkmaz yeniden gözaltına alınmalarıyla ilgili bir soru üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de insanlarımız yarı açık cezaevinde yaşıyor. Bunu kanıtlayan yüzlerce örnek gösterebiliriz. Evrensel hukukta bile olmayan kolektif suç kavramı yaratıldı. Savcının; bir kişiyi suçladığı zaman, o kişinin eşinin ve çocuklarının pasaportunu elinden alan, onları da suçlu gibi gören bir hukuk düzeni oluşmaya başladı.”

Serbest bırakma kararının ardından yeniden gözaltı kararının, ‘siyasi otoritenin izni olmadan hiçbir hâkimin gözaltına alınanları ve tutukluları bırakamayacağı anlamına geldiğini’ savunan Kılıçdaroğlu “Bu ne anlama geliyor, Hitler döneminin Almanyası. Bunun Türkçesi bu” dedi. Tahliye kararı veren hâkim ile savcının kamuoyundan gelen tepki ileri sürülerek açığa alındığını hatırlatan muhalefet lideri, “Kamuoyundan gelen tepki üzerine mi adalet dağıtılıyor yoksa hukukun üstünlüğü kuralına göre mi? Hukukun üstünlüğü geçerli olmalıdır” diye konuştu.

Dünyanın konuştuğu ikizlerin babası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı alnından öptü

Erdoğan, İtfaiye Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninin ardından, Adana’daki toplu açılış törenine katılmak üzere Hatay Havalimanı’na geçti.

Burada, Beşşar Esed rejiminin İdlib’de düzenlediği kimyasal silah saldırısında 9 aylık Aya ve Ahmed isimli ikiz bebeklerini, eşini ve ailesinden 13 üyeyi kaybeden Suriyeli Abdülhamid el-Yusuf ile görüştü.

Abdülhamid el-Yusuf, dün gece Türkiye’ye yola çıkmasının hemen öncesinde AA’ya konuştu. Yusuf, “Tek ümidimiz, bizim büyük ağabeyimiz Recep Tayyip Erdoğan” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle Türkiye’ye gelen Yusuf, dün gece yola çıkmak için hazırlık yaptığı sırada evinde, AA muhabirine konuştu.

Yusuf, “Tek ümidimiz, bizim büyük ağabeyimiz Recep Tayyip Erdoğan. Umarız ki mesajımız, tüm dünyaya ulaşır.” diyerek, cep telefonundan bebeklerinin fotoğraflarını gösterdi.

 

Dünyanın konuştuğu ikizlerin babası Cumhurbaşkanı Erdoğanı alnından öptü

Vahşet! 140 sivili öldürüp elektrik direklerine astılar

Rudaw’ın haberine göre, DEAŞ’ın, geçen Pazartesi ve Salı günleri Musul’un batı yakasından Irak güvenlik güçlerinin bulunduğu yerlere kaçmaya çalışan 140 sivili öldürdüğü belirtildi.

Açıklamada, öldürülen sivillerin cesetlerinin bir kısmının Musul’un batı yakasında yer alan İslah Zirai ve Tenek bölgelerindeki elektrik direklerine asılı halde, diğer bir kısmının ise çatışma hattı yakınlarında bulunduğu kaydedildi.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Musul’un batı yakasındaki eski yerleşim merkezinde yaklaşık 600 bin sivil mahsur kalmış durumda.

Bu siviller, DEAŞ’ın öldürme tehdidinden dolayı evlerini terkedip güvenli bölgelere geçemiyor.

Irak Ordusu’na bağlı güvenlik güçleri, 24 Ocak’ta uluslararası koalisyon güçlerinin desteğiyle kentin doğu yakasında kontrolü sağlamıştı.

5’nci kattan düştü, su borusuna tutunarak hayatta kaldı

Olay, dün saat 18.50 sıralarında Ahmet Yesevi Mahallesi Şehit Ferlat Şarlak caddesi üzerinde bulunan bir sitede meydana geldi. Annesi ve babası bir bisküvi fabrikasında işçi olarak çalışan 10 yaşındaki Mühremen Kuş, okuldan geldikten sonra 5inci kattaki dairelerinin balkonuna çıkarak dışarıyı izlemeye başladı. Aşağıdaki arkadaşlarına bakmak için balkondan sarkan küçük kız dengesini kaybetti. Aşağıya düşerken son anda balkon demirleri ve su tahliye borusuna tutunan Mühremen Kuş, bağırarak yardım istedi.

5nci kattan düştü, su borusuna tutunarak hayatta kaldı
Aynı sitede oturan lise son sınıf öğrencisi Yunus Emre Akbaş, okuldan eve dönerken site içerisinde Mühremen Kuş’un yardım çığlıklarını duydu. Hemen 4üncü kattaki amcasının evinin balkonuna çıkan Yunus Emre Akbaş, balkonun kenarına çıkarak elleriyle küçük kızın ayaklarından tutup düşmemesi için destek verirken, diğer site sakinleri de itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verdi.

Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri sepetli merdiven uzatarak Mühremen Kuş’u ve itfaiye gelene kadar küçük kızı orada tutmayı başaran Yunus Emre Akbaş’ı indirdi. Yaklaşık 15 dakika boyunca ecel terleri döken Mühremen Kuş, olay yerinde bekletilen ambulansa alındı.

Ambulansta sağlık kontrolleri yapılan küçük kız, işten gelen annesi Emine Kuş’a teslim edildi. Birbirlerine sarılan anne kız göz yaşlarına boğuldu. Sağlık görevlileri de korkan anne ve kızı teselli etti.

5nci kattan düştü, su borusuna tutunarak hayatta kaldı

YGS’den sevindiren haber geldi… Sınavı geçerli!

Tokat’ta Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına (YGS) nefes açıcı tüp ilaçla giren Zehra Betül Baş’ın, sınavının iptal edilmesi kamuoyunda geniş yankı bulmuştu. Alerjik astım hastası Baş’ın tüp ilaçla salona girdiği gerekçesiyle sınavının iptal edilmesine ilişkin KDK’ya müracaatı sonrasında sevindiren haber geldi. Sınavı geçerli sayılan Baş, gelen mesajla birlikte hayatının en büyük sevincini yaşadı. ÖSYM sorgu ekranına baktığında derecesini ve puanlarını gören Baş, emeklerinin boşa gitmeyecek olması nedeniyle farklı duygular yaşadı.

“İNANILMAZ BİR DUYGU”

Tokat Milli Piyango İhya Balak Fen Lisesi 4’üncü sınıf öğrencisi Zehra Betül Baş (18) sınavnın geçerli sayılması için emek veren herkese teşekkür etti. Sevincini ailesi ve öğretmenleri ile paylaşan Baş, “Bu mutluluk gerçekten kelimelerle anlatılabilecek gibi değil. Sınav sonuç ekranımda sınavımın geçersiz sayıldığını gördüğümde gerçekten çok büyük bir yıkım yaşamıştım dün akşam mesaj geldi sınav sonucunuzu kontrol edin diye. Belgem var ve LYS’ye girebilir yazıyor. Defalarca kontrol ettim gerçekten inanılmaz bir duygu” dedi. Sınav sonuçlarının iyi geldiğini ifade eden Baş, “İstediğim hedefe ulaşacağım inşallah. 48 binlerde geldi. LYS’de daha çok çalışarak istediğim yere gideceğim inşallah. Herkese çok teşekkür ediyorum. Hiç umuduum yoktu ümidimi kesmiştim. Seneye kaldı derken bir mesaj geldi. Tam umudumu kestiğim anda. Ben mutluluktan ağladım, ailem de benimle birlikte sevinç gözyaşları döktü. Herkes çok sevindi. Tanımadığım insanlar bile benim adıma mutlu oldu” diye konuştu. Genç kızın babası Osman Baş da konuya duyarlılık gösteren herkese teşekkür ederek kızının emeklerinin boşa gitmeyeceği için mutlu olduklarını kaydetti. Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına (YGS) iddiasına göre görevlilerin izni ile nefes açıcı tüp ilaçla giren Baş, 28 Mart’ta ise ÖSYM ekranında ‘Sınav kurallarına uymadığınız için sınavının geçersiz sayılmıştır’ yazısını görünce hayatının şokunu yaşamıştı.

CHP Kadın Kolları eski Genel Başkanı: Yeni anayasaya ‘evet’ diyeceğiz

CHP Kadın Kolları eski Genel Başkanı Deniz Pınar Atılgan, yurt genelinde yeni anayasaya ‘evet’ programları düzenleyen Avrasya Yerel Yönetimler Birliği Genel Başkanı Hasan Cengiz’i, Keçiören’de bulunan merkezlerinde ziyaret etti. CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un “Evet çıkarsa hepinizi denize dökeriz” sözlerini eleştiren Atılgan, “Ülkenin ve Türk milletinin geçirdiği bu zor günlerde, ayrıştırıcı ve nefret dili kullanan Sayın Bozkurt, Türkiye Cumhuriyetinin kurucu iradesine ters düşmektedir” ifadelerini kullandı.

“Atatürk, küresel güçler ile savaşmış, emperyalist ve işgalci kuvvetleri, ülkemizden kovmuştur” diyen Atılgan, ”Onların taşeron kölelerini de ait olduğu yere gömmüştür” şeklinde konuştu. Türkiye’nin bir önceki yüzyılda mücadele ettiği Kurtuluş Savaşı’nın, içinde yaşanılan bu süreçte de verildiğinin altını çizen Atılgan, Atatürkçü ve devletçi kadroların Kuvayı Milliye ruhunda bir duruş sergilemesi gerektiğini kaydetti.

“Yeni anayasaya ‘evet’ diyeceğiz”

Avrasya Yerel Yönetimler Birliği Genel Başkanı Hasan Cengiz’in yurt genelinde düzenlediği “yeni anayasaya evet” programlarına destek vereceğinin altını çizen Atılgan,”Cumhuriyet kadını olarak, ekibim ile birlikte yeni anayasaya ‘evet’ diyeceğiz” dedi.

11 Dönem CHP Parti Meclisi üyeliği yaptığını hatırlatan Atılgan, geçen dönem ise partisinin kadın kolları başkanlığı yaptığını ifade etti. 1970’li yıllardan beri aralıksız CHP‘de siyaset yaptığını dile getiren Atılgan, CHP’nin Atatürk’ün çizgisinden uzaklaştığını savundu.

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında olmalıyız”

Atılgan, şunları kaydetti:
“Atatürk, iç ve dış tehditlerin olduğu bir dönemde halkımızı örgütledi ve işgalci kuvvetler ile mücadele etti. Böyle bir dönemde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında olmalıyız ve desteklerimizi esirgememeliyiz.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş ve AYYB Genel Başkanı Cengiz’e de görüşlerini aktardığını söyleyen Atılgan, Ataş’ın birleştirici ve kucaklaştırıcı üslubu ile örnek bir davranış sergilediğini anlattı. Atılgan, bu süreçten sonra milli iradeden yana olacağını da sözlerine ekledi.