CHP İstanbul İl Kongresinde gerginlik! Kürsüden indirildi


CHP’nin Kadıköy Bostancı Kültür Merkezi’nde gerçekleşen İstanbul İl Kongresi sırasında gerginlik yaşandı. CHP İstanbul İl Yöneticisi Muharrem Aktaş’ın Sarıyer ilçe kongresiyle ilgili kürsüden yaptığı eleştirilere bir grup tepki gösterince çıkan gerginlik, partililerin araya girmesiyle son buldu.

Kürsüye gelerek konuşma yapan CHP İstanbul İl yöneticilerinden Muharrem Aktaş’ın konuşması sırasında gerginlik yaşandı. Aktaş’ın Sarıyer’de yapılan ilçe seçimi sırasında yaşanan gerginliğe değinmesi Sarıyer’den gelen partili grubun tepkisine neden oldu.

Salonda bir süre tartışma yaşanırken gerilim divan başkanı tarafından kontrol altına alınmaya çalışıldı. Bazı üyeler kürsüye doğru yöneldi. Bu sırada ufak çaplı arbede çıktı. İl yöneticisi, Muharrem Aktaş’ın kongrede konuşma yetkisinin olmadığını belirterek Aktaş’ın konuşmasını sonlandırdı. Aktaş’ın konuşmasının bitmesi ile gerilim sona erdi.

Başbakan Yıldırım: Bizim kongrelerimizde masalar sandalyeler havada uçuşmaz


BAŞBAKAN Binali Yıldırım, AK Parti kongrelerinde başka partilerde olduğu gibi masaların sandalyelerin havada uçuşmadığını belirterek, “Ayyıldız bayrak dalgalanır, sevgi olur, birlik, kardeşlik olur” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Niğde İl Kongresi’ne katıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki,  Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın eşlik ettiği Başbakan Yıldırım, kongre öncesi Süleyman Fethi Caddesi’nde toplanan yaklaşık 2 bin kişiye hitap etti. Niğdeliler ile bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu belirten Yıldırım, “Bizim kongrelerimiz işte böyle bayram yeri gibidir. Bizim kongrelerimizde başkalarındaki gibi masalar sandalyeler havada uçuşmaz. Ay yıldızlı bayraklar dalgalanır, sevgi olur, birlik olur kardeşlik olur. 2019’a hazırlanıyoruz. AK kadrolar 2019′ hazır mı?” diye konuştu.

Niğde’nin Ömer Halisdemir’in memleketi olduğunu hatırlatan Başbakan Yıldırım şöyle devam etti:

“Niğde, 15 Temmuz alçak darbe girişiminde şehitlerimizin adeta sembolü oldu. Alçaklara karşı o gece gösterdiği vatan severliğiyle göğsünü siper ederek amaçlarına ulaşmalarına, o girişiminin akamete uğramasında çok büyük fedakarlık, kahramanlık yaptı, bedelini de şehit olarak ödedi. O şimdi peygamberimizin yanında. Allah bütün şehitlerimize, Ömer Halisdemir’e bütün 15 Temmuz şehitlerimize, İstiklal mücadelesindeki, terörle verdiğimiz mücadelede kaybettiğimiz bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Onlar bizim bu ülkede, bu topraklarda hür ve bağımsız yaşamamız için hayatlarını ortaya koydu. Bize düşen görev de bu ülkeyi daha ileri götürmek, bu milletin yüzünü daha da güldürmektir.”

Başbakan Yıldırım ile bakanlar ardından 5 Şubat Spor Salonu’ndaki kongreye katıldı.

Kongredeki konuşmasından satır başları söyle…

Türkiye, milli mutabakatla, ittifakla gücünü birleştirmeye, büyümeye devam edecektir. Başkalarının yıkıcı ve eleştiri dolu eylemleri, bizi asla yolumuzdan çevirmeyecek.

“Maalesef Kılıçdaroğlu’nda yalan gani. 25 bin kilometre bölünmüş yol yaptık o bile bundan daha fazla. Benim sözüm var adaları geri alacağım diyor. Adalar bizim mi Yunanistan’ın mı diye soruyor Sen o soruyu bize soracağına zamanında bu adaları teslim edenlere sor. Onun hesabını onlara teslim edenlere sor. Yolları böleriz ama milleti böldürtmeyiz. “

Bekir Bozdağ: AYM’nin beraat kararı verme yetkisi yoktur


Başbakan Yardımcısı Bozdağ: “(AYM’nin kararı) Bu karar, bir beraat kararıdır. AYM’nin beraat kararı verme hak ve yetkisi yoktur.”

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ,  Anayasa Mahkemesinin (AYM) Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkındaki kararına  ilişkin, “Bu karar, bir beraat kararıdır. AYM’nin beraat kararı verme hak ve  yetkisi yoktur.” dedi.

Bozdağ, partisinin Boğazlıyan İlçe Kadın Kolları 5. Olağan  Kongresi’nde yaptığı konuşmada, AYM’nin bireysel başvurular hakkında karar verme  hakkına sahip olduğunu ancak bu konuda karar verirken ilk derece, istinaf, temyiz  veya süper temyiz mahkemesi gibi hareket edemeyeceğini belirtti.

Anayasa Mahkemesi’nin, ilk derece mahkemesi, istinaf mahkemesi, temyiz  mahkemesi veya süper temiz mahkemesi olmadığını vurgulayan Bozdağ, şunları  söyledi:

“Anayasayla sınırları belirlenmiş bir yetki ve görev alanı vardır.  Anayasanın 148. maddesi çok açık diyor ki ‘Bireysel başvuruda kanun yolunda  gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapamaz, yapılamaz’. Anayasa Mahkemesinin  Şahin Alpay ve Mehmet Altan kararının açıklanan gerekçesi incelendiği zaman kanun  yollarında gözetilmesi gereken hususların fazlası gözetildiği gibi onun da  ötesine geçilerek ilk derece mahkemesi gibi inceleme yapılmıştır. Anayasa  Mahkemesi bir davanın esasına girecek şekilde bireysel başvuru incelemesi  yapabilir mi, yapamaz mı? Vaka incelemesi yapabilir mi, yapamaz mı? Burada suç  var mı, yok mu diye değerlendirme yapabilir mi, yapamaz mı? Delillerin  yeterliliğini, niteliğini değerlendirebilir mi, değerlendiremez mi?

Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruyla kendisine gelen bir konu da vaka  incelemesi yapamaz. Delillerin yeterliliğini değerlendiremez. Böyle bir yetkisi  yoktur. Can Dündar kararında delillerin yeterliliğini değerlendirdi, vaka  incelemesi yaptı. Şimdi de aynı kötü ve yanlış uygulamayı Alpay ve Altan  kararında da verdi. Gerekçeyi okuduğun zaman insan diyor ki ‘İlk dereceli  mahkemesine ne gerek var ki. İstinafa ne gerek var. Yargıtay’a ne gerek var.’  Anayasa Mahkemesi sadece hak ihlali olup olmadığını tespitle yetinir. Onun  ötesine geçemez.”

AYM’nin hak ihlali olduğuna karar vermesi durumunda ilk derece  mahkemesinin yargılanmanın yenilenmesi yoluna gidebileceğine ya da bu imkan yoksa  tazminata hükmedebileceğine ya da genel mahkemelere müracaat yolunu göstereceğine  işaret eden Bekir Bozdağ, “Ama şimdi bakın, ben okuduğum zaman gerekçeyi  soruyorum Anayasa Mahkemesinin saygın hukukçularına; Siz hak ihlali kararı mı  verdiniz yoksa beraat kararı mı verdiniz. Şimdi ilk derece mahkemesi sizin ortaya  koyduğunuz Anayasanın çizdiği sınırı aşan bu irade ve kararınız karşısında ne  yapacak? Bu kararlar, Anayasa Mahkemesinin bu kararı hak ihlali kararı değil, bir  beraat kararıdır. Anayasa Mahkemesinin beraat kararı verme hak ve yetkisi  yoktur.” ifadelerini kullandı.

MHP’den sert tepki: ‘Kürt seçmen’ kavramı üzerinden…


MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Milli  mutabakat arayışının ürünü olan cumhur ittifakına zarar vermek için ‘Kürt  seçmeni’ kavramı üzerinden siyaset algısı yaratmak, hakikatte MHP düşmanlığının  bir başka kripto versiyonudur.” ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, kuvvetli bir vatandaşlık tanımına dayanan “milli devlet” olgusunun önemine dikkati çekerek, MHP çatısı altında her inançtan, her etnik kökenden Türk vatandaşının dayanışma ve ahenk içinde  bulunduğunu bildirdi.

Milli bütünlüğün devamının MHP için son derece hassas bir konu olduğuna işaret eden Yalçın, seçim ittifakı konusunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sergilediği tavırdan ve çerçevesini çizdiği cumhur ittifakının  başarısından rahatsız olan çevrelerin, demokrasi gemisini çok tehlikeli sulara  sürükleme çabasına girdiklerini belirtti.

Bu çevrelerin MHP’nin siyasette oynadığı yapıcı rolü etkisizleştirmek için Türk milletinin en hassas sinir uçlarına dokunmaktan çekinmediklerinin  altını çizen Yalçın, “Bahse konu çevrelerce 2019 seçimleri üzerinde sürdürülen  tartışmalarda, maksatlı bir ayrımcılıkla ‘Kürt seçmen’ tabiri kullanılmakta ve  2019 seçimlerinde bu oyların belirleyici olacağı öne sürülmektedir. Milli  mutabakat arayışının ürünü olan cumhur ittifakına zarar vermek için ‘Kürt  seçmeni’ kavramı üzerinden siyaset algısı yaratmak, hakikatte MHP düşmanlığının  bir başka kripto versiyonudur.” açıklamasında bulundu.

“HDP TARAFINDAN BİLE KINANIRKEN…”

Yalçın, Türkiye’nin hemen her bölgesinde çeşitli etnik kökene sahip vatandaşların barış içinde yaşadığını, Türk seçmen kitlesinin de bunların  birlikteliğinden oluştuğunu aktardı.

Seçmenlerin etnik kökenine göre ayrılmasının yasalara ve anayasaya  aykırı olduğunu belirten Yalçın, şöyle devam etti:

“Siyasi partilerin ırkçı, bölücü slogan ve ideolojiler üzerinden  siyaset yapması ne kadar zararlı ve kanun dışıysa, niyeti birlik ve bütünlük olan  bir partiyi etnik köken karşıtı göstermek de o kadar yakışıksız ve mesnetsizdir.  MHP aleyhinde algı yaratayım derken bölücülüğe hizmet eden bu tür maksatlı  değerlendirme ve yorumlar, fevkalade tehlikelidir. Seçmen yelpazesindeki ahenkli  ve renkli birlikteliği prizma gibi kırmaya çalışan zihniyet, Türk milletinin  bekasına değil, düşmanlarımızın emellerine hizmet etmektedir. Eski milletvekili  Hasip Kaplan’ın eş başkan adaylığı konusundaki bölücü tutumu HDP tarafından bile  kınanırken, ırk ve etnik köken üzerinden siyaset algısı oluşturma çabası ateşle  oynamaktır. ”

Bütün vatandaşların sandık literatüründeki adının “Türk seçmeni”  olduğunu hatırlatan Yalçın, Türk seçmeninin siyasal ve ideolojik eğilimine göre  sosyolojik bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Semih Yalçın, ayrıca bazı siyasilerin, eski tartışmalar üzerinden  partileri aleyhinde algı yaratmaya gayret ettiğini savunarak, “Bu algı çabaları  paralelinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin cumhur ittifakı konusundaki  çıkışı da malum muhalif çevrelerce baraj kaygısı, iktidara destek gibi sudan  gerekçelerle saptırılmaya çalışılmaktadır. Söz konusu MHP muarızları, Türkiye hiç  15 Temmuz’u yaşamamış, bölgesinde çetin bir imtihandan geçmiyormuş, her şey  güllük gülistanlıkmış gibi yorum yapmaktadır. Bu arada sanki OHAL, Anayasal dayanağı olan meşru bir uygulama değilmiş, yasa dışı bir dayatmaymış gibi algı  oluşturulmaya çabalanmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.

“MHP’NİN BUGÜNKÜ TAVRININ ARKASINDA…”

Açıklamasında, 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünün Türkiye’nin gözünü açtığını ve ülkenin kendi dinamiklerini ve zayıf noktalarını fark edip dünyayı ve  bölgesini yeniden bilinçli şekilde okumaya başladığına dikkati çeken Yalçın,  böyle bir evrede MHP’nin icra ettiği yapıcı, birleştirici fonksiyonun “çok  anlamlı” olduğunu bildirdi.

MHP’nin neden birlik ve beraberlik, milli mutabakat vurgusu yaptığının  bu kapsamda tahlil edilmesi gerektiğini de belirten Yalçın, MHP’nin bugünkü  tavrının arkasında, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile adım atılacak yeni  sürece kazasız geçişi sağlama amacı yattığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sürecinin sağlıklı tamamlanması ve  zamanla normalleşmenin temin edilmesi açısından, sürecin aktörü olan MHP’nin  müspet tutumunun önem taşıdığını vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:

“MHP, Türkiye’nin temel meseleleriyle ilgili devletin duruşunu  şekillendiren, tayin eden ve ona yön verip belirleyen milli iradeyi daima doğru  algılamış bir siyasi partidir. O bakımdan, MHP’nin kuruluşundan bu yana savunduğu  ilke ve değerlerin bir yansıması olan bugünkü siyasi duruşu, normal  karşılanmalıdır. MHP’nin cumhur ittifakı kavramıyla özetlenen tercihi ve kararı,  hiçbir siyasi hesaba ve oy kaygısına dayanmamakta, doğrudan milli mutabakata ve  milli tesanüte yaslanmaktadır. MHP, bu konuda samimi ve ahlaki davranmakta, bu  tavrının da Türk siyasetine egemen olmasını beklemektedir.”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Teslim olmazlarsa orayı başlarına yıkacağız


Partisinin Elazığ 6. il kongresinde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Afrin’deki teröristler teslim olmazsa orayı da başlarına yıkacağız. Münbiç’te bize verilen sözler tutulmazsa kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bir haftaya kalmaz ne yapacağımızı görecekler.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Elazığ 6. il kongresinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Elazığ sözünü tutarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine evet dedi. Bu güzel sonuçlar için sizlere gönülden teşekkür ediyorum. Elazığ’a yakışan böyle bir netice Rabbim birliğimizi daim eylesin.

Elazığ, tarihinin her döneminde cesaretli kahramanlar çıkarmıştır.  Bunun son örneği bir yıl önce 5 Ocak’ta İzmir adliyesindeki teröristleri engelleyen ve şehit olan Fethi Sekin kardeşimizdir.

Türkiye 1984 yılından bu yana terörle mücadele yürüten bir ülkedir. En vahşi örgüt PKK’nın milletimize musallat oluşunun üzerinden 34 yıl geçti.

Talimatı Erdoğan verdi! Yerel sistem de değişiyor


51 il bütünşehir kapsamına alınacak ve mülki sınırlarına geçecek. O ilin belediye başkanı ilin mülki sınırlarının tamamından sorumlu olacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süre önce il belediyeleri ile ilçe belediyelerinin verdiği hizmetlerde yaşanan yetki karmaşası nedeniyle, nüfus sınırı şartı olmadan 30 büyükşehrin dışında kalan 51 ilin ‘bütünşehir’ sayılmasına yönelik çalışma yapılması talimatını vermişti.

İçişleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığının ortak yürüttüğü çalışmanın tamamlandığı ve Erdoğan’a ya yapılacak sunumdan sonra Meclis’e geleceği öğrenildi. Hazırlanan taslakta, yerel yönetimlerin ‘Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne uyumunu’ içerecek bazı yeni adımlar da atılacak.

SEZER VETO ETMİŞTİ

AK Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre, belediye başkanı aynı zamanda o ilin belediye meclisinin başkanı olamayacak. Meclis içinden başka biri başkan seçilecek. AK Parti kurmayları, düzenlemenin gerekçesini “Türkiye’de artık hükûmetler parlamentodan çıkmayacak. Ama belediyelerde hâlen belediye başkanı belediye meclisinin de başkanı. Bu yapısal bir sorun. Yeni sistemde, meclis başkanı meclis içinden seçilebilir. Belediye başkanı aynı zamanda meclis başkanı olmamalı. Buna karar vereceğiz. Bunu 2004’te de tartışmıştık. O gün yapılamadı. Doğru olan, kendini denetleyen bir yapının başında başkan olmamalı. Yine 2014’te merkez-yerel yetki paylaşımında da yerele yetki verildi. Ancak merkezin sahadan çekilmesi düzenlemesi o dönem Sezer tarafından veto edildi. Bunlar da yapısal sorun. Müzakere ediyoruz. Merkezin yetkileri ile ilgili de bir uyum düzenlemesi yapılabilir” şeklinde açıkladı.

51 il bütünşehir kapsamına alınacak ve mülki sınırlarına geçecek. Yani o il belediyesinin sınırları mülki sınırları ile aynı olacak. İlin belediye başkanı mülki sınırın tamamından sorumlu olacak. AK Parti kaynakları, doğru olanın şehrin tek elden planlanması olduğunu belirterek, “Belediyelerde farklı sorumluluk alanları var. Bu sorumluluk alanlarının çerçevesi tam çizilmeli. Tek elden plan yapılmalı” görüşünü dile getirdi. İl özel idareleri de kapatılacağı için buralardaki tüm kaynaklar il belediyelerine devredilecek.

PERSONEL GİDERİ HİZMETE…

Yeni düzenleme ile sınırlardaki stratejik olan beldeler hariç, 51 ildeki tüm belde belediyeleri ya en yakın ilçe ile birleşecek, ya da kapatılacak. AK Parti kurmayları, daha önce de yüzde 90’ı belde belediyesi olmak üzere bin 800 civarında belediyenin kapatıldığını hatırlatarak “Bir belde belediyesinde en az 9 personel var. Başkan ve şoförü ile birlikte 11 oluyor. Yıllık gideri bir buçuk milyon lira. Bu parayı oraya hizmet için götürmek daha doğru olur” değerlendirmesini yaptı. Bütünşehir uygulamasına geçildikten sonra 51 ildeki binlerce köydeki yapılarda yaşanan ruhsat ve iskân problemi de çözülmüş olacak.

CHP’nin İstanbul İl Kongresi başladı


Cumhuriyet Halk Partisi ( CHP) İstanbul 36. Olağan İl Kongresi başladı. Bostancı Gösteri Merkezi’nde yapılan kongrede, 645 il delegesi oy kullanarak İstanbul İl Başkanı’nı seçecek. Kongre öncesi Cemal Canpolat ve Canan Kaftancıoğlu adaylıklarını açıkladı. Kongreye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılacak.

Kongrenin yapıldığı salona Türk bayrakları, Atatürk ve Kılıçdaroğlu fotoğrafları asıldı. Enis Berberoğlu’nun fotoğrafının bulunduğu “Buluşacağız Özgürlükte Yarınlar Bizim” yazılı pankart dikkat çekti.

CHP’NİN İLK KONGRELERİ TAMAMLANIYOR

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, CHP’de 3-4 Şubat’ta Ankara’da yapılacak 36’ncı Olağan Kurultay öncesi, ilçe kongreleri tamamlandı

Adıyaman il kongresi, partiye üye olmayan delegelerin oy kullandığı gerekçesiyle iptal edilmiş ve ileri bir tarihte ertelenmişti. Dolayısıyla Adıyaman 36. Olağan Kurultay’da temsil edilmeyecek.

KRİTİK SEÇİM İSTANBUL’DA

En fazla delegeye sahip üç büyük ilden Ankara ve İzmir’de seçimler tamamlanırken, 178 delegenin belirleneceği İstanbul il kongresi ise Bostancı Gösteri Merkezi’nde başladı. Kongrede, doğal delegelerle beraber 645 delege yeni başkanı belirleyecek. Adaylar, toplam delegenin bir fazla oyunu arayacak.

İstanbul il kongresi 38 ilçede seçilen il delegeleriyle yapılacak. Bahçelievler ilçe kongresi yapılamadığından il kongresinde temsil edilemeyecek.

Kongre öncesinde Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul’un 39 ilçe başkanıyla bir araya geldiği toplantıdan il başkanlığı için mevcut başkan Cemal Canpolat, PM üyesi Canan Kaftancıoğlu ve Gökhan Zeybek’in isimleri öne çıkmıştı. Adaylardan Zeybek, sosyal medyadan Kaftancıoğlu’nu destekleyeceğini açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ünlü çorbacıda


Cumhurbaşkanı Erdoğan, akşam saatlerinde Ak Parti İl Başkanlığı’nda toplantıya katıldı. Erdoğan ardından Etiler Nispetiye Caddesi üzerinde bulunan Sarıhan Gusto adlı ünlü çorbacıya geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İBB Başkanı Mevlüt Uysal, milletvekilleri ve Ak Parti İl Başkanlığından yöneticiler katıldı.

Yaklaşık 1 saat kalan Erdoğan buradan ayrıldı. Restoran çıkışında Erdoğan çalışanlarla fotoğraf çektirdi. Erdoğan daha sonra Kısıklı’daki evine geçti.

Sarıhan Gusto’nun sahibi Cemal Sarıhan’ın, Boğaziçi Üniversitesi mezunları programı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çorba içmeye davet ettiği öğrenildi.

Bu arada, Erdoğan çorbacıda olduğu sırada çevrede geniş güvenlik önlemi alındı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Türkiye, ABD’den çok daha güvenli bir ülkedir


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan ABD’nin Türkiye’ye seyehat uyarısına sert tepki geldi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’nin  Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısına ilişkin, “Son seyahat uyarısı gibi, bir müttefike ve olgunluğa yakışmayan gereksiz tavırlarla uğraşmamamız lazım.” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Los Angeles’ta eski Başkonsolos Kemal Arıkan’ın  Ermeni teröristlerce şehit edildiği yeri ziyaretinin ardından basın mensuplarının  sorularını yanıtladı.

Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile yapacağı görüşmede,  ABD’nin Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının ele alınıp alınmayacağı sorusuna  ilişkin, Tillerson ile her görüşmede ikili konuları ele aldıklarını ifade etti.

Esasen iki ilişkilere, pozitif gündeme ve bölgesel sorunlardaki iş  birliğine odaklanmak istediklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Dolayısıyla vize sürecini  durdurmak gibi şimdi de seyahat uyarısı gibi son derece gereksiz ve bir müttefike  ve olgunluğa yakışmayan tavırlarla bizim uğraşmamamız gerekiyor, enerjimizi  bunlara harcamamız gerekiyor.” dedi.

‘TÜRKİYE ABD’DEN DAHA GÜVENLİ BİR ÜLKEDİR’

Çavuşoğlu, ABD’nin yaptığı seyahat uyarısından sonra Türkiye’nin de  seyahat uyarısı yaptığını hatırlatarak, “Türkiye, ABD’den daha az güvenli bir  ülke değildir. Tersinden söyleyecek olursak Türkiye, ABD’den çok daha güvenli bir  ülkedir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin terörle mücadele ettiğini, hala etmekte olduğunu ve başarı  da elde ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, ABD’de de yaşanan saldırılardan mutluluk  duymadıklarını ve üzüldüklerini kaydetti.

Çavuşoğlu, “ABD’de günlük olaylar ve saldırılara baktığımız ve değişik  şehirlerde günde öldürülen insan sayısına baktığımız zaman buna turist de dahil  Türkiye’nin ABD’den çok daha güvenli bir ülke olduğunu görüyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Amerikalılar da dahil 2017’de 32 milyon turist  ağırladığının ve bu turistlerin tamamının güven içinde ülkelerine döndüğünün  altını çizen Çavuşoğlu, “Bu senede ABD’den turist olarak gelmek isteyenlerin  sayısında ciddi bir artış var. Rezervasyonlardan da görüyoruz. Bunu durdurmak mı  istediler, ne yapmak istediler onu anlamadık ama Tillerson ile görüşeceğiz.” diye  konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye’de yabancı düşmanlığı olmadığına ve Türkiye’nin  daima bu kişilere kucak açtığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Şimdi ABD’de bakıyoruz yabancı düşmanlığı hat safhada. Bizzat  Amerikan yönetiminin, Trump yönetimi ve Başkanı’nın bizzat kendisinin başka  ülkeleri nasıl aşağıladığı, hakaret ettiği ortada. Şimdi böyle bir durumda  seyahat bakımından Amerika mı daha az güvenli yoksa Türkiye mi daha az güvenli?  Dolayısıyla Türkiye gibi bir ülkeye müttefikimizin basit yöntemlerle seyahat  uyarısı yapması doğrusu ciddi bir iş değildir. Biz ona karşılık verdik. Böyle bir  şey yapmak istemeyiz normal şartlarda. Vancouver’da tabii Tillerson ile bu konuyu  konuşacağız.”

ŞEHİT ÜÇ TÜRK DİPOMAT ANISINA ÇELENK BIRAKTI

ABD temasları kapsamında Los Angeles’ı ziyaret eden  Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin eski Los Angeles Başkonsolosu  Kemal Arıkan’ın şehit edildiği yerde, Kaliforniya’da şehit edilen üç Türk  diplomat anısına çelenk bıraktı.

Bakan Çavuşoğlu, burada yaptığı açıklamada, şehit diplomatları rahmet  ve minnetle andıklarını dile getirdi.

Santa Barbara’da 27 Ocak 1973 tarihinde Başkonsolos Mehmet Baydar ve  Konsolos Bahadır Demir’in, Ermeni asıllı Amerikalı bir terörist tarafından şehit  edildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Mehmet Baydar ve Bahadır Demir, ırkçı teröre  kurban verdiğimiz ilk şehit diplomatlarımız oldu.” dedi.

“Böyle bir katilin serbest bırakılmasına müsaade etmeyiz”

28 Ocak 1982’de de eski Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan’ın  trafikte kırmızı ışıkta beklerken Ermeni teröristler tarafından şehit edildiğini  kaydeden Çavuşoğlu, şunları söyledi:

“Kemal Arıkan’ın katillerinden biri olan Hampig Sasunyan’ın şartlı  tahliyesi yönünde geçen yıl mahkemeden bir karar çıkmıştı. Biz bu süreçte yoğun  bir temas içinde olduk, gerek büyükelçiliğimiz gerek başkonsolosluğumuz ve  gerekse bizler yoğun bir diplomasi yürüttük. Bir de mektup göndermiştik.  Kaliforniya Valisi bu kararı iptal etti ve Sasunyan’ın tutukluluğu devam ediyor.  Böyle bir katilin serbest bırakılmasına biz müsaade etmeyiz.”

“ŞEHİTLERİMİZİ HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ”

Çavuşoğlu, Asala’ya, PKK’ya ve FETÖ’ye pek çok şehit verildiğini  anımsatarak, “Tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Onları hiçbir zaman  unutmayacağız. Onlara layık olmak için daha fazla çalışacağız.” dedi.

ABD Başkanı Trump ilk kez “başkanlık muayenesi”nden geçti


ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk resmi sağlık muayenesinin sonuçlarının “mükemmel” olduğu bildirildi.

Beyaz Saray’daki bir yılına ilişkin henüz yayımlanan ve Michael Wolff tarafından kaleme alınan “Ateş ve Öfke” başlıklı kitapta akli sağlığının iyi olmadığının iddia edilmesi üzerine Trump ilk kez “başkanlık muayenesi”nden geçti.

Virginia eyaletinde bulunan Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi’ndeki muayenenin ardından Dr. Ronny Jackson yazılı olarak kısa bir açıklama yaptı.

Beyaz Saray tarafından yayımlanan açıklamada Dr. Jackson, “Başkanın Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi’ndeki muayenesi mükemmel geçti. Başkanın sağlığı mükemmel ve salı günü muayenenin bazı detayları hakkında brifing vermeyi dört gözle bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Trump’ın hangi konularda muayene bilinmiyor ancak fizyolojik sağlığından ziyade psikolojik sağlığının incelenmesi gerektiği tartışılıyor.

Wolff’un “Ateş ve Öfke” kitabında Trump’ın zehirlenmekten korktuğu için genellikle fast-food zinciri McDonalds’tan hamburger sipariş ettirdiği yazıyor. Amerikan medyasına göre Trump’ın hamburgerin yanı sıra pizza ile çok pişmiş biftek de yediği ve bir öğünde iki porsiyon tatlı tükettiği iddia ediliyor.

Beyaz Saray muayeneye ilişkin bulguların tamamını duyurmak zorunda değil ancak Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders eski başkanların paylaştığı sonuçların aynısını yayımlayacaklarını ifade etmişti.