Enfes yemek tarifleri (Köfteli yemekler)

Enfes yemek tarifleri serisi ile bugün köfteli yemekler yapıyoruz. Birbirinden lezzetli köfteli yemekler sunular Enfes yemek tarifleri hem çocuklar hem de yetişkinler için oldukça sevilen yemeklerden oluşuyor. İşte Enfes yemek tarifleri ve köfteli yemekler…

Enfes yemek tarifleri köfteli yemekler ile sofralarınıza geliyor. Birbirinden lezzetli birbirinden güzel köfteli Enfes yemek tarifleri hem çocukların hem de yetişkinlerin bayılacağı cinsten. İster tek başına köfte olsun ister köftenin değişik lezzetlerle birleşimi ile yapılan bir yemek olsun hepside damak tadımıza hitap ediyor.

Köfte ve köfteli Enfes yemek tarifleri yapımının kolay olmasıyla da tercih sebeplerinden biridir. Bu nedenle özellikle de mutfaktan sorumlu kişi için oldukça sevilir. Küçük bir püf noktası vermek gerekirse, önceden aldığınız kıymayı köfte haline getirip buzdolabı poşetiyle buzluğa atarsanız dilediğiniz zaman çıkarıp yemeğinizi yapabilirsiniz.

Patatesli Sulu Köfte

Kadınbudu köfte

Domates soslu köfte

Malzemeler:
*Domates
* ½ köftelik kıyma
*Zeytinyağı
* Bayat ekmek içi
*Tuz
*Baharat
*Sarımsak
*Biber ve domates salçası

Yapılışı:
Öncelikle sosu yapalım. Geniş bir tencerenin içine küp küp doğradığınız domatesleri zeytinyağı, salçalar, sarımsak ve tuz ile kavurun.

Köftenin yapımı ise, bayat ekmek içerini derin bir kabın içinde kıyma baharat ve bir miktar yağ ile iyice yoğrulur. Daha sonra kıyma hamuru yarım saat kadar buzdolabında dinlendirilir.

Fırın tepsisine şekil vererek dizdiğiniz köfteler 220 derecede pişirilir. Daha sonra tabaklara üzerine sos gezdirilerek servis edilir.
Afiyet olsun

Et Pişirirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hayır, gözenekler küçülmüyor!

Bu güzellik efsanesini artık açığa kavuşturmanın zamanı kaldı. Yüzünüzü buhara tutabilir; üzerine buz gibi soğuk su sıçratabilir veya sıcak bir kompres uygulayabilirsiniz. Ancak bilmeniz gereken şu ki; gözenekleriniz yine de açılıp, kapanmaz. İşte detaylar…

ABONE OL

Yüzümüzün her yerinde gözenekler bulur. Ancak T bölgenizin etrafında ve yüzünüzün merkezinde daha yüksek bir konsantrasyon olması yaygındır.

Gözenek boyutunu etkileyen bazı faktörler var. Genetik, güneş hasarı ya da gözenek etrafındaki kolajenin eksilmesi cildin gevşemesine ve gözeneklerin büyümesine neden olabilir.

Cildinizdeki kolajen zayıflar ve hasar görürse gözenekleriniz boyut olarak büyüyebilirler. Ayrıca daha büyük veya daha belirgin gözenekler yanılsamasına neden olabilecek gözenek tıkanıklıkları da cildinizde görülebilir.

Gözeneklerinizin aniden daha büyük görünmesinin nedeni kollajen kaybı ise, hiçbir soğuk su size yardımcı olmaz. Bunun yerine, hücre döngüsünü ve kollajen üretimini artıran A vitamininin bir türevi olan retinole dönüş yapın.

Güneş hasarı aynı zamanda kollajen kaybına da katkıda bulunur, bu nedenle her gün SPF 30 veya daha yüksek dereceli güneş koruyucuları mutlaka kullanmalısınız.

Güneşe maruz kalma ve yaşlanma süreci nedeniyle zamanla gözeneklerinizin daha belirgin görünebileceği doğru bir bilgi.

Yani sıcak su ve buhar gözeneklerinizi açmayacak. Sıcak su ve buharın etkisi, yüzünüzdeki sebumu (yağı) gevşetmek ve temizleyiciyle yıkadığınızda gözeneklerden kolayca çıkmasını sağlamaktır.

AHA ve BHA asitleri içeren ürünleri kullanmak gözeneklerinizi temiz tutmak için hücresel yenilenmeye yardımcı olacaktır.

Mikrodermabrazyon, mikroiğneleme ve diğer ısı temelli teknolojik tedavi prosedürleri, cildinizde daha fazla ödem veya şişme oluşturduğu için gözeneklerinizin daha küçük görünmesine neden olur. Yani travmaya tepki olarak cilt dolu gözükecektir. Gözenekleriniz bu prosedürlerden sonra daha sıkı görünüyor olabilir ama aslında değiller.

Lüks görünen bir yaz gardırobu için 5 anahtar renk

Hayatın tamamıyla olmasa da normale dönmesiyle gardırobumuzu biraz olsun sergilemeye başladık. Sweatshirtler, pijamalar, eşofman altları ve yoga taytlarıyla geçen bir baharın ardından hepimiz modaya açız. Yaz bitmeden sizinle gardırobunuzu zengin gösterecek 5 anahtar rengi paylaşıyoruz.

ABONE OL

Kum beji

Pantone’un sezon renkleri arasında saydığı kum bejine, doğal ve çabasız lüks bir yaz kombini için gardırobunuzda mutlaka yer açmalısınız.

Fotoğraf: Brittany Bathgate

Açık mavi

Gökyüzü mavisini Instagram starlarının zaman tünelinde, dünyaca ünlü modaevlerinin koleksiyonlarında o kadar sık gördük ki artık lüks bir gardırobun olmazsa olmaz rengi olduğunu biliyoruz.

Fotoğraf: Lucy Williams, Blair Eadie / Atlantic-Pacific

Beyaz

Sadece bu yazın değil her yazın vazgeçilmez rengi beyazı lüks görünümler için baştan ayağa beyaz bir kombinle değerlendirebilirsiniz. Beyaz elbiseler de oldukça revaçta.

Fotoğraf: Aylin Koenig, Büşra Yurtgül

Lime yeşili

Bu yazın favori renklerinden bahsederken lime yeşilinin ilk 5’te olması kulağa şaşırtıcı gelebilir ancak biz buna influencer etkisi diyoruz.

Fotoğraf: Sasha Mei, Maria Bernad

Bu kebap tüm kebaplardan farklı! Çatal ve bıçaksız yeniliyor

Geleneksel yöntemlerle taş fırınlarda pişirilip çatal ve bıçaksız servis edilen Denizli kebabı, kentin en önemli lezzetlerinin başında yer alıyor.

Taş fırınlarda odun ateşinde pişen ve çatalsız ve bıçaksız servis edilen Denizli kebabı, kente gelenlerin tatmadan dönmediği lezzetlerin başında yer alıyor. Kebap ustası Dursun Göçenoğlu: “Denizli’ye gelen yerli ve yabancı misafirler ile kent sakinlerine ikram ettiğimiz Denizli kebabı, dünyada eşi ve benzeri olmayan eşsiz lezzet haline gelmiştir”

Kente özgü adıyla 1920’lerden bu yana ün yapan Denizli kebabı, kuzu etinden hazırlanıyor. Önce ikiye, ardından da sekiz parçaya ayrılan kuzu, paslanmaz demir şişlere dizilip fırına özenle sıralandıktan sonra pişmeye bırakılıyor.

Pişen etler, çift kefeli oturak terazi ile tartıldıktan sonra tahta üzerindeki pidenin üstünde satırla kesilip pide ile birlikte servis ediliyor.

Ustaların çatalsız servis etmesiyle başlayan ve onlara saygı için devam ettirilen gelenekte, Denizli kebabının elle yenilmesi, kebabın bir özelliği olarak kabul ediliyor.

Yeni tip corona virüs (covid-19) sürecinde bir süre damaklardan uzak kalan Denizli kebabı, 1 Haziran’dan itibaren başlayan normalleşme süreciyle birlikte işletmelerin aldıkları önlemlerle müşterilere ikram ediliyor.

Kebap ustası 49 yaşındaki Dursun Göçenoğlu, ailesinin ekonomik zorlukları ve babasının ölümünün ardından iş hayatına 1982 yılında bir kebapçı dükkanında çırak ve bulaşıkçı olarak başladığını ifade etti. Göçenoğlu, şunları söyledi:

“Çırak olarak başladığım meslekte 28 yıl önce kendi iş yerimi açtım. Bir yandan işlerimi büyütmek için çalışmalar yaparken bir taraftan da ‘Kebapçı Dursun’ markasını dünyaya tanıtmak için yurt dışındaki birçok fuara katılarak bu tadı tanıtma girişiminde bulundum. Bu sayede her yıl 2 milyonun üzerinde yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Pamukkale’ye gelen turistlerden bir kısmını her gün dükkanımda ağırlamaya başladım ancak corona virüs nedeniyle sadece yerli misafirlerimize hizmet veriyoruz. Yeni normalleşme süreciyle birlikte iş yerimizde gerekli tedbirler eşliğinde müşterilerimizi ağırlıyoruz.”

Kebabı tüketen herkesin ikinci defa muhakkak yine geldiğini anlatan Göçenoğlu, “Kebabımızı çatal ve bıçakla servis etmiyoruz. Bazen müşterilerimiz yanlış algılayabiliyor. Çatal vermediğimiz için tepki gördüğümüz kişilere çatal veriyoruz. Diyoruz ki ‘Kebabın yarısını elle, yarısını da çatalla devam edin, bu tadı, bu değişik lezzeti siz burada görebileceksiniz.’ diye. Yarısına kadar yediğinde bakıyor ki elle daha lezzetli olduğu için çatalı bırakıp elleriyle yemeye başlıyorlar. Denizli’ye gelen yerli ve yabancı misafirler ile kent sakinlerine ikram ettiğimiz Denizli kebabı, dünyada eşi ve benzeri olmayan eşsiz lezzet haline gelmiştir.” dedi.

Sizin İçin SeçtiklerimizTotal Battle: Online Strateji OyunuAdvertisement Eğer bir bilgisayar sahibiyseniz bu strateji oyununu mutlaka denemelisiniz!Total Battle: Online Strateji OyunuiParaE-Ticaret Firmanız için Olmazsa Olmaz AvantajlariParaVikings: Free Online GameBu oyunu 1 dakika oynayın ve neden herkesin hayran olduğunu görünVikings: Free Online GameTaboola’danTaboola’dan

Maskeli eğitimde doğru iletişim nasıl kurulmalı?

Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Mine Elagöz Yüksel, yüz yüze eğitime başlayan çocukların maske kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Öğretmenler duygularını konuşarak ifade etmeli

Yüz yüze eğitimin başlamasıyla beraber çocuklarda maske kullanımının önemi bir kez daha gündeme geldi. Çocuklara maske kullanımının anne ve baba tarafından anlatılması gerektiğini belirten uzmanlar, önlem almanın endişeyi azalttığına dikkat çekiyor. Maske nedeniyle yüz ifadesinin doğru anlaşılamayabileceğine dikkat çeken uzmanlar, öğretmenlere duygularını daha çok konuşarak ifade etmelerini tavsiye ediyor.

Yeni alışkanlık kazanmalarına yardımcı olmalıyız

Erişkinler için olduğu kadar çocuklar için de daha önce deneyimlenmeyen bir dönemden geçildiğini belirten Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Çocukların da alışkanlıklarını değiştirmelerini bekliyoruz. Çocuklar için alışkanlıklarının ne kadar önemli olduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle bu değişim döneminde yeni alışkanlıklar kazanmalarına ve yeni rutinler oluşturarak endişelerini azaltmalarına yardımcı olmalıyız. Bu yeni alışkanlıklardan biri de ev dışında maske takmaları olmaktadır. Çocuklar için sosyal mesafeye uymak zor olduğu için maske takmaları daha bir önem kazanmaktadır. Ancak çocuklarının maske takacak olması, belki de onlardan çok ebeveynlerini endişelendiriyor. Ailelerin endişeleri, çocukların herkesi maskeli görerek korkacak olmaları gibi ihtimallerden oluşuyor” dedi.

Çocukla mutlaka konuşulmalı

Çocuk hangi yaşta olursa olsun neden maske taktığı hakkında kendisiyle konuşulması gerektiğini vurgulayan Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Bu şekilde hem kendisinin güvende olacağı hem diğer arkadaşlarının kendini güvende hissetmesine yardımcı olacağı ifade edilmelidir” dedi.

Ebeveynler sakinse endişe azalıyor

Çocukların korkuyu ebeveynlerinden de öğrenebileceği, dolayısıyla onları sakin gördükçe endişelerinin de azalacağının unutulmaması gerektiğini kaydeden Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Bununla beraber çocuklar için arkadaş ortamı çok önemli olup sık sık birbirlerinden birçok şeyi öğrendiklerini görüyoruz. Çocukların diğer tüm arkadaşlarını da maske içinde görmeleri bunun kişisel bir durum değil, normal olduğunu hissettirecektir. Maske takımının düzenli olmasının sağlanması, bu kuralın sık sık bozulmaması da çocukların itiraz etmelerini azaltacaktır” dedi.

Önlem almak, endişeyi azaltmaya yardımcı oluyor

Maske takmanın ya da farklı önlemler almanın aslında kontrolün azaldığı salgın döneminde bir korunma yöntemi olarak süreç üzerinde bir “kontrol edilebilir” hissi yarattığını, böylece endişelerin de azaltmaya yardımcı olduğunu belirten Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Bu nedenle çocuklara da yapabilecekleri bir şey olduğunu göstermek, bunu sebepleriyle açıklamak onların da daha sakin kalmalarına neden oluyor” dedi.

Maske takmayı, bütünün parçası olmak gibi hissediyorlar

Maske kullanma konusunda çocuğa örnek olmanın önemine işaret eden Yüksel, “Ebeveynlerinin, tanıdıklarının ya da yabancıların da maske taktığını gören çocuk, kendisi de takarak bir bütünün parçası olduğunu ve kendisinin de yapabilecekleri olduğunu hisseder” diye konuştu.

Resimli maskeleri daha çok benimseyebilirler

Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Desenli, resimli maskeler, daha büyük çocuklar için yazılı, mesaj içerikli maskeler maskeyi daha kolay benimsemelerine yol açar. Bununla beraber maskenin rahatsızlık vermemesi, çocuğun içinde rahat edeceği bir kumaştan olması, büyüklüğünün yüzüne uygun olması da süreci kolaylaştırır” dedi.

Öğretmenler duygularından daha çok bahsetmeli

Özellikle çok küçük çocukların maskeli birini gördüklerinde korkmalarının mümkün olabildiğini belirten Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Bu durum çoğunlukla onların maskenin ardındaki yüz ifadelerini okumakta zorlanmalarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle özellikle küçük çocuklarla maskeli olarak çalışan örneğin öğretmenlerin daha fazla bedensel dışa vurum kullanmaları, seslerini duygularını daha fazla yansıtacak şekilde tonlamaları ve duygularını ifade etmek için sözcükleri kullanmaları yani duygularından daha fazla bahsetmeleri faydalı olacaktır” tavsiyesinde bulundu.

Maskenin neden zorunluluk olduğu anlatılmalıdır

Maskeyi ev ortamında tanıtmanın, ne işe yarayacağını ve neden takmak zorunda olduğunu en güvendiği ebeveynlerinden öğrenmenin çocuk için doğru ve önemli olduğunu kaydeden Dr. Mine Elagöz Yüksel, şunları söyledi:

“Maskesini takabildiği süre içinde olumlu söylemlerle çocuk teşvik edilmelidir. Çocuğu maskeye alıştırmak için örneğin evde oyunlar içinde maske kullanılabilir. Maske takılarak oynanan ce-e oyunu ya da bir pelüş hayvana / bebeğe takılacak maske ile oyun kurulması küçük çocuklar için kabullenmeyi arttıracaktır. Özellikle büyük çocuklar maske takmak istemediğinde bunun arkasında bir neden olup olmadığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Örneğin çocuk yeteri kadar oksijen alamadığını ya da maskenin sivilcelerini arttırdığını düşünüyor olabilir. Bu durumda kendisi dinlenerek yanlış düşünceleri için doğru açıklanmalar yapılmalıdır. Çocukların özellikle küçük yaşlarda kurallara uymaya meyilli olduğu ve pek çok konuda yetişkinlerden daha kolay adapte oldukları da bir gerçektir.”

Melisa Otunun Faydaları Nelerdir? Melisa (Limon Otu) Bitkisi Nerelerde Kullanılır?

Günümüzde melisa otu kullanan kişilere pek çok fayda sağlamaktadır. Melisa otu yoğun olarak kullanılan değerli bitkiler arasında yer almaktadır. Bununla birlikte kullanımı sağlık açısından da çok önemlidir. Melisa otu nedir? Melisa otunun faydaları nelerdir? Melisa otu bitkisi nerelerde kullanılır? Sizler için ayrıntılı bir şekilde araştırdık ve sizler için derledik.

Melisa otu, günümüzde tüketildiği zaman genellikle sakinleştirici özelliği ile bilinmekte olan limon gibi kokusu olan şifalı bir bitkidir. Bu ot tarihler boyunca kişilerin özellikle ruhsal problemlerimin yatıştırılması amacı ile kullanılmaktadır.

Melisa Otunun Faydaları Nelerdir?

Melisa otu, günümüzde Akdeniz ve Batı Asya’ya özgü olan ve nanegiller ailesine bağlı bir ottur. Bu ot antioksidan, antiviral ve de antimikrobiyal özelliklere ev sahipliği yapan oldukça şifalı bir bitkidir. Melisa otunun faydalarına bakılacak olur ise:
Öncelikle melisa otu içeriği itibari ile kişide bulunan stres ve kaygıyı oldukça azaltır, kişilerde oluşabilecek herhangi cinsel isteksizliği önleyerek
eşlerin mutlu olmasını sağlar. Ayrıca özellikle kadınlar üzerinde görülen cinsel isteksizlik probleminin tedavisinde çok büyük etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Melisa otu uykusuzluğa ve huzursuzluğa çok iyi gelmektedir. Diğer bir yandan ise uçuk tedavisine de yardımcı olarak çözüm sunmaktadır. Uçuğun ilk çıktığı zaman melisa yağını bölgesel olarak sürmek çok avantaj sağlamaktadır. Dileyen kişiler dudak bakımı içinde kullanılabilirler.
Ciltte kullanımı mümkün olan melisa otunun yağı pamuk yardımı ile cilt bakımı amacı ile kullanılmaktadır. Ayrıca buna ek olarak saç dökülmesi ya da kellik yaşayan kişiler bu problemleri için melisa otu kullanmalıdır. Çünkü solgun ya da yıpranmış saçları güçlendirdiği gibi yeni saçların çıkmasını da sağlamaktadır.

Melisa Otu Bitkisi Nerelerde Kullanılır?

Melisa otu günümüzde hemen hemen her şekilde kullanılmaktadır. Tek başına ve ya papatya ve sarı kantaron gibi bitkiler ile beraber çayı yapılarak kullanılabildiği gibi bitkinin taze yaprakları yaz mevsiminde serinletici olan soğuk içeceklerde kullanılabilir. Melisa otunun yaprakları günümüzde çorbalara ve balık ya da yemeklerine eklenerek farklı aromalar ve lezzetler sağlayabilir.

Diğer bir yandan melisa otu esans gibi kullanılarak banyo suyuna koyulup rahatlatıcı etkisinden yararlanılabilir.

Yaprakları ezilerek macun haline getirildiği zaman melisa otunu böcek ısırıklarına karşı dayanıklı bir tedavi edici aracı olarak kullanmak mümkündür. Ayrıca aromatik tedaviler içinde kullanılabilmektedir. Eğer melisa otunun yağı çıkardıysanız bu yağın kokusu kişideki ruhsal ve de zihinsel denge açısından büyük bir rahatlama sağlayarak bulunduğu ortamın da oldukça hoş kokmasını sağlamaktadır.

Melisa otunun yağını yoga ya da meditasyon gibi rahatlatıcı aktiviteler esnasında da kullanmak mümkündür bu kullanım şekli sayesinde kişinin konsantrasyonu yükselmektedir. Ayrıca melisa otu yağı ile bazı otların yağları karıştırılarak güzel bir oda kokusu ya da parfüm elde edilebilmektedir. Mesela melisa otu yağı ile badem, lavanta, bergamot, papatya, gül ya da biberiye yağları karıştırılarak hoş kokulu karışımlar oluşturulur ve oda parfümü şeklinde kullanılabilir.

Ülkemizde gıda sektöründe ise alkollü ya da alkolsüz içecekler sanayisinde, şekerleme sanayisinde, fırınlanmış ürünler ya da dondurulmuş süt tatlıları gibi ürünleri tatlandırmak ve güzel bir koku vermek için melisa yağı ve melisa özü kullanılabilir.

Korona virüs sürecinde çocuklarda obezite ve D vitamini eksikliği arttı

Korona virüs salgınından hem ruhsal hem fiziksel açıdan etkilenen çocuklarda bazı hastalıkların arttığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Miraç Ergen, “Sırt, omuz, boyun ağrısı, hareketsizliğin yol açtığı obezite ve D vitamini eksikliği görüyoruz” diyerek konu hakkında bilgi verdi. İşte detaylar…

ABONE OL

Çocukların evde, dar bir alanda, oyun oynayamadan ve arkadaşlarını göremeden kalmasının psikolojik bazı sorunlara da yol açabiliyor.

Okul, çocuğun fiziksel hareketlerinin yerine getirildiği bir yer. Bu nedenle okuldan uzak kalmaları onları oldukça etkiliyor. Aileler de bu durumdan psikolojik olarak etkilendiğinden çocuklarına olan ilgi ve davranışları değişiyor. Çocuklarla geçirdikleri vakit de bir şekilde bu durumdan etkileniyor. Ama en büyük sorun, çocukların rahatça dışarı çıkıp akranlarıyla vakit geçirememesi.

Hem bedensel hem ruhsal sağlık için hareket çok önemlidir. Hareketsiz bir yaşam biçimi sağlıklı olmaz. Çocuklar doğal olarak evde hareket edip enerjilerini atacak bir ortam bulamadıklarından ekran maruziyeti ile karşı karşıya kalıyorlar.

Pandemi döneminde çocukların internet üzerinden oynanan oyunlara yöneldiği gözlemlenmektedir. Bu durum ciddi anlamda çocukların bilişsel fonksiyonlarını olumsuz etkiliyor. Fiziksel olarak çok fazla ekran karşısında durmaları sırt, omuz, boyun ağrısı yaşamalarına yol açıyor. Oturuş ve duruş bozukluklarına sık rastlanıyor. Gözlerde ise kuruluk olabiliyor.

Çocuklar enerjilerini harcayamadıklarından obezite de çok fazla artıyor. Önceki yıllara göre bu yıl çocukların çok fazla kilo aldığını, obezite sorunu ile karşılaştıklarını gözlemliyoruz. Hareketsizlik obeziteye yol açıyor, ilerleyen zamanda ise diyabet, kalp hastalığı gibi erişkin dönemde yaşanacak hastalıkların temellerini atıyor.

Korona virüs döneminde kış aylarında çocuktaki D vitamini düzeyi normal dahi olsa takviye alınması gerekiyor. Ama mutlaka mümkünse test yapılıp doz hekim kararına göre ayarlanmalıdır. Çünkü D vitamini, fazlası da zararlı olan bir vitamindir.

Hareketsizlik ‘bir saatten uzun süren oturma hali’ olarak tanımlanıyor. Çocukların mümkün olduğunca hareketsiz bırakılmaması gerekiyor. Özellikle 1-4 yaş arası çocukların günde 3 saat, 4-11 yaş arasında günde 1 saat, 11-18 yaş arasında ise en az bir saat fiziksel aktivite yapması gerekiyor.

4 yaş üzerinin mümkünse orta ve yüksek şiddette fiziksel aktiviteyi günde bir saat hem fiziksel hem ruhsal gelişimleri için yapmaları gerekiyor.

Yazın da bitki çayı tüketin

Bitki çayları denince aklınıza kış günleri gelmesin. Kışın hem içimizi ısıtan hem de şifa veren bitki çaylarını, soğuk olarak yaz aylarında da tüketmek mümkün.

Sıvı tüketiminin fazlasıyla önem kazandığı yaz aylarında yeşil çay ve bitki çaylarını soğuk tüketmeyi öneren Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, hem şifa veren hem de serinlik katan bu çayların nasıl hazırlanacağına dair önerilerini paylaştı.

Soğuk bitki çayı nasıl hazırlanır?

Prof. Dr. Sezik’in tarifine göre; büyük bir bardak veya kupa içine, kışın içmekten zevk aldığınız bitki çayından bir poşet koyun ve üzerine bardak veya kupa tam dolmayacak miktarda sıcak su ilâve edin. 5 dakika kadar bekletip poşeti çıkarın. Bir süre daha bekledikten sonra bardağın üzerini örtüp buzdolabına koyarak, soğumaya bırakın. İçine 1-2 parça buz ekleyerek de tüketebilirsiniz.

Farklı tatlarla serinleyin

•1 poşet yeşil çay üzerine sıcak su ilâve ettikten sonra 5 dakika kadar bekletip, poşeti çıkarın. Oda ısısına gelince buzdolabına koyup üzerini kapatın ve soğutun. İçine 1-2 parça buz, 1-2 dilim limon veya taze nane yaprağı koyup değişik bir lezzet verebilirsiniz.
•1 poşet papatya çayı üzerine sıcak su ilâve edip, üzerini kapalı olarak 10 dakika bekletin. 1-2 parça buz ve taze nane yaprağı koyup içebilirsiniz.
•1 poşet ıhlamur, 1-2 küçük parça tarçın ve 3-4 adet biraz ezilmiş karanfilin üzerine sıcak su ilâve edip 5-10 dakika bekletin. Buzdolabında soğutun. 1-2 parça buz ekleyerek tüketebilirsiniz.
•1 poşet kuşburnu üzerine ılık su ilâve edip, 5 dakika bekletin. Üzerini bir çay tabağı ile kapatıp buzdolabında bekletin. Soğuyunca 2-3 parça buz ilâve ederek içebilirsiniz.

Bal ilave edilebilir

Bitki çaylarının gün boyu, gönül rahatlığıyla şekersiz olarak tüketilebileceğini belirten Prof. Dr. Ekrem Sezik, biraz tat ihtiyacı duyanların da bitki çayını bal ilavesiyle tatlandırmasını tavsiye ediyor.

Doğal gübre yapmanın 5 yolu

Bahar mevsiminde bahçenizdeki bitkilerinizi yeniden canlandırmak istiyorsanız, paranızı endüstriyel gübrelere harcamayın. Bahçe bitkilerinizi doğal olarak gübrelemek için birçok yol bulunmaktadır. Sizin için doğal maddelerle gübre yapıp toprağınızı yenidenhayata döndürmenin 5 yolunu anlattık.

ABONE OL

Muz kabuğu gübresi nasıl yapılır?

Muz kabuklarını parçalara ayırıp su dolu bir kapta 15 dakika boyunca kaynatın. 15 dakika sonra, altını kapatın ve soğumaya bırakın. Son olarak, gübreyi bitkilerin etrafına sıkın. Eğer isterseniz, kabukları suyun içinde bırakabilirsiniz.

Elma sirkesi gübresi

Elma sirkesinin içinde bulunan asetik asit, bitkileriniz için iyi bir gübre görevi üstlenebilir. Bu besin sayesinde, bitkileriniz sağlıklı bir şekilde büyür ve yapraklarının yanıksı bir görünümü engeller.Elma sirkesi gübresi nasıl yapılır?Bitkilerinizi sulamak için kullanacağınız suyun içerisine bir kaşık kadar elma sirkesi ekleyin. Bu karışım ile bitkilerinizi sulayın ve bunu en az haftada bir kez tekrar edin.

Yumurta kabuğu gübresi

Yumurtanın içinde bulunan fazla kalsiyum sayesinde yumurta kabukları domates, biber ve patlıcan gibi bitkilerde çiçeklerin çürümesini  engeller. Yumurta kabuğu gübresi nasıl yapılır?Birkaç yumurta kabuğunu ezip bitkinizin kök kısmına yerleştirin. Yumurta kabuklarını kurutup ezerek toz haline getirerek de buişlemi yapabilirsiniz. Sonrasına ise bu tozu bitkinizin etrafına serpin.

Yosun gübresi

Kuru ve taze olarak bulunabilen yosun, yetiştikleri topraklarda “yararlı” mikropların yaşadığı güçlü iz elementlerini içerir. Yosun gübresi sayesinde bitkileriniz daha sağlıklı bir görünüm kazanacak ve solmaktan kurtulacaktır.

Yosun gübresi nasıl yapılır?

-Yosunları doğrayıp bir kova suya koyun.-Kovanın üzerini kapatın ve gübreleri 2-3 hafta bekletin.-2-3 hafta sonra bu suyu bitkilerinizin üzerine püskürtün.-Küçük bir bitkiye 2 bardak su püskürtmek yetecektir.-Eğer bitki orta -boy ya da büyük boy ise 4-6 bardak su püskürtebilirsiniz.

Ağaç kabuğu gübresi

Ağaç kabuğu çok fazla potasyum ve fosfor içerir. Bu bakımdan toprağın zenginleşmesi için oldukça gerekli maddedir. Diğer yandan, içerdiği maddeler sayesinde karınca ve böcekleri uzaklaştırır. Ancak bu maddeyi asidik toprakta yetişen bitkilerde kullanmamalısınız. Çünkü toprağın pH dengesini değiştirebilir.

Ağaç kabuğu gübresi nasıl yapılır?

Bolca odun külü alıp suda seyreltin. Daha sonra sıvıyı istediğiniz bitkilere dökün. Eğer tercih ederseniz, külleri de köklerden 2 ya da 3 santimetre öteye serpin.

Ev yapımı lavaş tarifi – Evde lavaş nasıl yapılır?

Her öğünde tüketebileceğiniz ev yapımı lavaş tarifi hazırlamak göründüğü kadar zor değil! Evde kolayca mayasız lavaş tarifi, sağlıklı lavaş tarifi yapabilirsiniz. Lavaşı sadece dürüm olarak değil, aynı zamanda meksika mutfağından quesadilla ve yaratıcı tariflerden omlet pizza gibi tariflerde de kullanabilirsiniz. Peki, evde lavaş nasıl yapılır? İşte ev yapımı mayasız yumuşak lavaş tarifi, evde lavaş yapımı…

Ocakta
6+ Kişilik
20 dk (Hazırlanma Süresi)
10 dk (Pişirme Süresi)
Yapımı için malzemeler

2 su bardağı ılık süt
1 tatlı kaşığı tuz
4,5 su bardağı un (kontrollü ekleyin)

Ara katlar için:

1/2 çay bardağı sıvı yağ

Hazırlanışı

Nefis yassı ekmek olarak bilinen lavaş, neredeyse her öğünde sofralarımıza konuk oluyor. Bu mükemmel lezzetin tadını evinizde yaşamak istiyorsanız sizin için ev yapımı lavaş tarifi paylaştık. Kahvaltıların gözdesi ya da kebap ağırlıklı bir akşam yemeği için ev usulü lavaş harika bir seçim olacaktır. Lavaşı sadece dürüm olarak değil, aynı zamanda meksika mutfağından quesadilla ve yaratıcı tariflerden omlet pizza gibi tariflerde de kullanabilirsiniz. Evde kolay malzemelerle hazırlayabileceğiniz mayasız lavaş tarifi, sağlıklıklı lavaş tarifi için ev yapımı lavaş tarifi sizi bekliyor.Peki, evde lavaş nasıl yapılır? İşte ev yapımı mayasız yumuşak lavaş tarifi, evde lavaş yapımı…

Kaçırılmayacak indirim fırsatlarından yararlanmak için tıklayın.

Evde lavaş nasıl yapılır? Evde kolay mayasız lavaş tarifi

Birinci adım: Derin bir kaba ılık süt, tuzu ekleyin. Daha sonra içerisine unu kontrollü şekilde ekleyip yoğurun.

İkinci adım: Hamurunuzu tezgaha alıp pürüzsüz olana kadar yoğurun. (Sakız kıvamında ele yapışmayan bir kıvamda olacak.)

Üçüncü adım: Hiç beklemenize gerek kalmadan hamurunuzu bezelere ayırın.

Dördüncü adım: Bezelerin her birini 10 cm büyüklüğünde açın ve 15 adet bezenize sıvı yağ sürün. Geri kalan 15 adet bezenizi yağladığınız bezelerin üzerine koyun.

Beşinci adım: Çift kat oluşmuş bezelerinizi birer birer açın.Kızmış tavaya lavaşınızı koyun.

Altıncı adım: Lavaşınız göz göz olup kabarmaya başlayınca ters çevirin. Çok fazla pişirmemeye dikkat edin aksi halde lavaşınız kurur.

Son adım: İki kat pişirdiğiniz lavaşınızı ortadan ikiye ayırın.Pişirdiğiniz lavaşları tepsiye dizip üzerini bez yardımıyla örtün. İster sade ister içine istediğinizi koyarak afiyetle yiyin.