Yeni başlayanlar için otizm

Her şey harika giderken 3 yaşındaki kızına otizm tanısı konan bir annenin gözünden otizm hastalığı.

3 yaşındaki kızına otizm tanısı konan annenin en büyük dileği, küçük kızıyla birlikte yaşamaya başladığı bu farklı deneyimi buradan paylaşarak birçok kişiye ulaşabilmek. Şimdiye kadar bu başlık altında yazdığı 14 blog yazısını aşağıda bulabilirsiniz.

Bedensel hiçbir farklılığı olmayan bu çocukların otizmli olduğunu anlamak neredeyse imkansız. Bu yüzden anne ve babalar özellikle bebeklerinin ilk 3 yılı boyunca yolunda gitmediğini düşündükleri bazı durumlardan şüpheleniyorlarsa mutlaka ve mutlaka çocuk doktorlarının yönlendireceği psikologa gitmeliler.

Bu annenin hikayesi de böyle başlıyor. Kız çocuğu demeye bin şahit isteyecek yaramazlık, babasını ve annesini her fırsatta mest eden sıra dışı zekası, küçük yaşta olmasına rağmen kendi başına saatlerce oyun oynayarak oyalanabilmesi ve daha nice pozitif durum. Ama tek kelime konuşma yok. Etraftaki insanlarla iletişim kurmak gibi bir huyu da yok. Göz temasından sürekli kaçıyor. Adı seslenildiğinde çoğu zaman dönüp bakmıyor. Bu ve benzeri özellikleri pek çok şeye bağlayabilirsiniz, hani konduramazsınız ya, türlü bahaneler bulabilir insan kendini kandırmak için. Çünkü küçük kız çok mutlu, sürekli yaşının üzerinde lego, resim ve buna benzer harikulade çalışmaları var. Bir de arada damarının tuttuğu inat krizleri! Aslında pek çok anne babanın sorun olduğunu anlaması imkansız durumlar.

Aynen söylendiği gibi ama… “Yaşamayan bilemez”

İş yerinde stres nedir?

Stresli bir iş hayatınız mı var? Peki iş stresiyle baş etme yolları nelerdir?

İşyerinde çalışma şartlarından kaynaklanan kimi sorunlar, ruh sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. İş hayatı ile özel hayatta, yöneticiler ve çalışma arkadaşları arasında kurulacak dengeli ilişki ve doğru iletişim, stresle başa çıkmada etkili olabiliyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, günümüzde işyerindeki çalışma şartlarından kaynaklanan başta depresyon, stres, kaygı olmak üzere çeşitli psikolojik sorunlar ortaya çıktığını belirterek “Bu tür sorunlar yaşamadığını düşünen insanlar bile zaman zaman çalışma ortamının olumsuz etkilerinden uzaklaşmak ihtiyacı duymaktadır” dedi.


İş yerinde stresi önlemenin yolları nelerdir?

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, çalışma ortamında ruh sağlığınızı korumak için yapılacaklar konusunda önemli tavsiyelerde bulundu:


Çalışma zamanını en uygun şekilde kullanabilmek

İşini çok sevmek, aşırı sorumluluk duygusu, bulunduğu konumu sağlamlaştırmak, kendini ispat etmek gibi birçok sebeplerden dolayı uzun süreli çalışma ya da zamanın iyi kullanılamaması bitkinlik, yorgunluk, tükenmişlik hissi, depresif duygu durumu gibi sorunlar oluşturabilir. Çalışan kişi zamanı kontrol edebilmeli ve uygun şekilde yönetebilmelidir. Tabii bunu yapabilmek içinde çalışma şartlarının uygun olması, bu özgürlüğe sahip olunması gerekir.


Çalışanlarla sağlıklı iletişim kurmak

İşyerindeki herkesle çok iyi iletişiminiz olmayabilir. Ancak, çalışma ortamı içerisinde birlikte iş yapmaktan, serbest zamanlarınızda sohbet etmekten hoşlanacağınız, güvenebileceğiniz, sorunlarını paylaşabileceğiniz, dışarıda birlikte olabileceğiniz arkadaşlarınızla aynı çalışma ortamında olmanız size iyi gelecektir.


Yönetici-çalışan ilişkisi

Çalışılan işyerinin yöneticisi konumundaki işyeri sahibi, patron, müdür gibi yöneticilerle ilişkinizin özellikleri sizin ruh sağlığınızı etkiler. Yöneticinin, çalışanların düşünce ve fikirlerine saygı göstermesi, desteklemesi, yeri geldiğinde alt-üst ilişkisi gözetmeden iltifat etmesi, olumlu geri bildirimlerde bulunması, çalışanda kendisine değer verildiği hissini oluşturur. Çalışan da yöneticisine daha fazla değer verir ve güvenir. Mutluluk duygusu artar.


Çalışma yaşamı-duygusal yaşam ilişkisi

Özel hayatınızda sağlayamadığınız duygusal ihtiyaçlarınızı profesyonel çalışma ortamında almaya çalışmak mutsuzluğa yol açabilir. Çünkü çalışma ortamı duygusal ihtiyaçların karşılanmasını sağlayan bir yapı değildir. Aile ve sosyal yaşamdan farklı bir özellik gösterir.


Özel hayatın duygusal yaşama etkisi

Özel hayatınızdaki sorunlarınızla ilgili olumsuz duygu ve düşüncelerle işinize giderseniz işyerinde “bugün iyi görünmüyorsun, bir şeyin mi var, hasta mısın” gibi sorulara muhatap olabilirsiniz. Gün boyunca mutsuz ve verimsiz bir şekilde çalışmaktansa iş ortamını, dikkatinizi işinize yoğunlaştırarak ve arkadaşlarınızla kısa paylaşımlarda bulunarak dışarıdaki sorunlarınızdan kurtulabileceğiniz bir ortama çevirebilirsiniz.


Açık ve net olun

İstekleriniz, beklentiniz, yapıp yapamayacaklarınız, kabulleriniz, onaylamadığınız konularda net olun. Uygun ortam ve zamanda bunları dile getirin. Açık bir şekilde dile getirmediğinizde beni anlamıyorlar duygusuna kapılabilirsiniz ya da içinizde biriktirdiğiniz olumsuz duygu ve düşünceler uygun olmayan bir zamanda aşırı tepkiler şeklinde ortaya çıkabilir.


Aşırı hırs yorar ve yıpratır

Rekabet ortamının oluştuğu iş yaşamında rekabet geliştirici ve motivasyonu arttırıcı bir rol oynasa da dozunu aşan bir rekabet, diğer insanların değerini düşürmeye çalışan tavırlar, iş ortamındaki dengeleri bozan aşırı hırslı tutumlar iş ortamında huzursuzluğa sebep olur. Huzursuz ortam ve bozulan ilişkiler de kişiyi mutsuz eder.


İşyeri psikoloğu

Çalışma ortamlarında psikolojik ve sosyal iyilik halini korumak ve güçlendirmek için “işyeri psikoloğu”na ihtiyaç duyulabilmektedir. İşyerlerinde mutlu ve verimli çalışanların olması hem “ülke kalkınması”nda katma değer sağlar, hem de “toplum ruh sağlığı korunması” alanında kazanım sağlar.


Kurumsal destek

Çalışılan kurumdaki genel psikososyal problemlerin ölçümlenerek çalışanlara stres ile baş etme / stres azaltma eğitim seminerleri, çalışanların kurum içi sorunları aktarabileceği ve çözümlerin önerilebileceği toplantılar yapmak, çalışanlara psikolojik destek sağlama açısından son derece etkili yöntemlerdir.


Ruh Sağlığı-Beden sağlığı dengesini korumak

Ruh sağlığı beden sağlığından uzak tutulamaz. Özellikle fiziki olarak uygun olmayan ortamlarda ve ofis ortamında oturarak ve hareketsiz çalışılan durumlarda beden sağlığının olumsuz etkilendiği bilinmektedir. Dışarıda yapacağınız düzenli spor ve işyerinde yapacağınız basit egzersizlerle çalışma ortamınızda hem beden sağlığınızı ve hem de ruh sağlığınızı korumak daha kolay olacaktır.

Meditasyonun yeni bir faydası bulundu

Aceleyle bir şeylerle uğraşırken hatalar yapıyorsanız meditasyon size yardımcı olabilir. “Farkındalık meditasyonu”, beynin hataları fark etme süresini kısaltıyor.

Aceleyle bir şeylerle uğraşırken hatalar yapıyorsanız meditasyon size yardımcı olabilir. “Farkındalık meditasyonu”, beynin hataları fark etme süresini kısaltıyor.
Michigan Eyalet Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde yapılan bir araştırma, meditasyonun daha az hata yapmaya yardımcı olabileceğini ortaya koydu. Brain Sciences dergisinde yayınlanan araştırma, “farkındalık meditasyonu” türündeki meditasyonun beyin aktivitesini değiştirdiğini tespit etti.
 
Meditasyon türlerinin beyin yapısına ve fonksiyonlarına olan etkileri yeni araştırmalarla ortaya konuyor. Mindfulness meditasyonu yani bir diğer adıyla “Bilinçli farkındalık meditasyonu” türünü inceleyen araştırma, meditasyon yapanlarla yapmayanlar arasındaki farkları ortaya koydu. Farkındalık meditasyonu en basit tanımıyla; dikkati bir nesne, kelime, nefes veya ses gibi içsel veya dışsal bir odağa getiren meditasyon türünün tersine, yönlendirme olmadan dikkati olan biten şeylere getirmekle uygulanıyor. Dikkatin bir nesneye odaklanmasının tersi olarak, etrafta olanlara açık halde ve gözlemci olmaya yönelik bir meditasyon pratiği olarak uygulanıyor. Meditasyona oturulduktan itibaren farkına varılan düşünceler, duygular, hatıralar, sesler, kokular ve beden hislerini gözlemlemek ancak beliren her yeni düşünceye tekrar farkındalığı getirmek ve gözlemci kalmak yoluyla yapılıyor. Bir düşünce veya duyguya kapılmak yerine, fark edip gözlemlemek ve bunlar olurken mevcut olmak bu meditasyon türünün en temel noktalarını oluşturuyor.  
 
Farklı meditasyon türleri, farklı bilişsel işlevlere etki ediyor. Meditasyonun bu etkileri nasıl sağladığı henüz tam olarak bilinmese de çalışmalar farklı meditasyon türlerinin beynin sinir yapıları ve elektriksel aktiviteleri ile bağlantılı olduğunu kanıtladı. Araştırmaya konu olan meditasyon tekniği, sessizce oturarak içe yönelmek, zihinde ve bedende olan her şeyin farkına varmak, gözlemlemek ile uygulanıyor. Michigan Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu tür meditasyon yapan kişilerin hataları nasıl algıladıkları ve hatalara nasıl yanıt verdiklerini test etmek için bir araştırma tasarlandı.
 
Daha önce hiç meditasyon yapmayan katılımcıların, 20 dakika süren meditasyon esnasında beyin aktiviteleri ölçüldü. Meditasyon esnasında yapılan beyin taramasında, beynin hatayı tanıma yeteneklerinin daha yüksek olduğu görüldü. Başka bir deyişle, beynin hataları tespit etme yeteneğinin meditasyon yapanlarda daha yüksek olduğu tespit edildi. Üstelik bunun için 20 dakikalık bir meditasyon yeterli. Farkındalık meditasyonunun beyin performansını arttırdığı ile ilgili bilimsel çalışmalara bir yenisi eklenmiş oldu. Meditasyonun, beynin hafıza gibi işlevlerine olan etkisi ve beyinde yaptığı olumlu yöndeki değişikler içinse çalışmalar sürüyor.  
 
Çalışma ortaklarından Yanli Lin, meditasyonun psikolojik ve beyin performansı yönünden etkilerini incelemek için nörobilim yaklaşımı sergileyen bir araştırmacı. Meditasyonun beyin aktivitesinde yaptığı değişikliklerin, uzun süre meditasyon yapan kişilerde davranışsal değişikliklere sebep olup olmadığını araştırmak yeni hedefleri arasında.
 
Derleyen ve çeviren: Senem Tahmaz
 
 
Referanslar: 
 

 

 
 
 

Papatya çayının faydaları nelerdir?

Hem rahatlatıcı, hem antibakteriyel… Bir fincan papatya çayı içmek için çok sebebiniz var!

Molecular Medicine Reports’da yayınlanan bir araştırmaya göre, papatyanın hazımsızlıktan strese, sinüzitten vajinite pek çok rahatsızlık için inanılmaz faydaları var. İşte bu harika çiçeğin medikal kullanımları hakkında birkaç bilgi…


Gözler için papatya kompresi

Göz yorgunluğu nedeniyle göz çevresi kararabilir, göz kapakları şişebilir hatta baş ağrıları çekebiliriz. Bir tutam papatyayı bir kase kaynamış suda biraz demledikten sonra bir bezle veya biraz pamukla gözlerin üzerine koyup 10 dakika kadar dinlenmek, göz yorgunluğunun olumsuz etkilerini azaltacağı gibi gözlerin daha sağlıklı görünmesini sağlayacaktır.


Hazımsızlık

Yemeklerden sonra içeceğiniz bir fincan papatya çayı mideyi ve bağırsakları rahatlatarak hazımsızlık ve gaz sorununu ortadan kaldırmanıza yardımcı olacaktır. Küçük çocuklarda oluşabilecek gaz problemleri için de kendi çayınızdan bir iki tatlı kaşığı içmelerine izin verebilirsiniz. Küçük bebeklerdeki gaz problemi içinse emziren annenin papatya çayı içmesi öneriliyor. Annenin gaz sorunu olmadığında bebeklerin de daha rahat ettiği biliniyor…


Uykusuzluk – Stres

Papatyanın en çok bilinen özelliklerinden biri iyi bir sakinleştirici olması… Kendinizi aşırı gergin hissettiğinizde ya da uykusuzluk çektiğinizde bir – iki fincan papatya çayı içmek gevşemenize yardımcı olacaktır. Bazı kişilerde etkisini daha fazla gösterebildiğinden uyanık kalmanızı gerektirecek işlerden önce papatya çayı içmemeniz tavsiye ediliyor. Uykusuzluk problemi için papatya çayı içecekseniz, en iyi zaman yatmadan bir saat öncesi olacaktır. Ilık bir duştan sonra içeceğiniz bir fincan papatya çayının bütün vücudunuzun gevşemesine nasıl da yardımcı olacağını göreceksiniz!


Adet dönemlerinizde rahatlayın…

Papatyanın rahatlatıcı etkisi aynı zamanda ‘kas gevşetici’ işlevi görmesini de sağlıyor. Adet öncesinde ya da adetin ilk günlerinde kramplar, stres, huzursuzluk gibi şikayetlerini yoğun yaşıyorsanız, papatya çayı yine imdadınıza yetişiyor. Papatya çayı kaslarınızı gevşetmenize yardımcı olduğu gibi, östrojen hormonunun dengelenmesine de yardım ederek adet dönemlerinizde daha sağlıklı olmanızı sağlar.


Menopoz

Yine içeriğindeki östrojen hormonunu tetikleyen maddeler sayesinde menopoz dönemlerindeki kadınlar için papatya çayı çok etkili bir yardımcı olabilir. Aynı şekilde menopoza bağlı stres durumlarında etkili…


Cildinizi iyileştirin

Antimikrobiyal özelliği sayesinde papatya, çok eski çağlardan beri yaraların iyileştirilmesinde kullanılan bir bitki olmuştur… Demlediğiniz papatya çayını bir pamuk yardımıyla iyileşmekte olan yaralarınıza haricen uyguladığınızda derinin kendisini yenilemesi sürecine destek olmuş olursunuz. Ayrıca yüzdeki sivilce izleri ve diğer problemler için de etkilidir, papatya çayını tonik gibi kullanarak birkaç gün üst üste yüzünüzü papatyayla silin: Etkisini hemen göreceksiniz.


Kış hastalıklarına papatya!

Papatya iyi bir antibakteriyeldir. Hazırladığınız karışık kış çayına eklediğinizde ya da tek başına, soğuk algınlığı ve boğaz ağrısı gibi şikayetlerin giderilmesinde yardımcı olur. Özellikle sinüzitten şikayetçiyseniz, papatya çayı içmek, sıcak papatya çayının buğusunu koklamak, ılık bezle kompres şeklinde yüze uygulamak burun tıkanıklığı şikayetlerinizi azaltacak ve rahat bir uyku çekmenize çok yardımcı olacaktır.


Kadınların korkulu rüyası: Vajinit

Papatya, kadınların en çok şikayet ettiği rahatsızlıklardan biri olan vajinitle ilgili sıkıntıların giderilmesinde de yardımcı. Papatya çayı içmek kadar, papatya banyosu da vajinal akıntıları azaltmada etkili. Büyük bir kaba dolduracağınız sıcak suda bir avuç papatyayı demledikten sonra bu su ile oturma banyosu uygulayabilir ya da bir havluyu bu ılık suya batırarak bölgeye kompres yapabilirsiniz.


Bağışıklık sisteminizi güçlendirin.

Araştırmacılar 2 hafta boyunca her gün 5 fincan papatya çayı içen deneklerin idrarlarını incelediğinde, vücuttaki antibakteriyel özelliği olan maddelerin oranlarında artış olduğunu gözlemlediler. Papatya çayının soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı gibi şikayetleri azalmada yardımcı olduğu kadar bağışıklık sistemini güçlendirmek için de, özellikle kış aylarında içilmesinin faydalı olduğu düşünülüyor.


Papatya çayı nasıl demlenir?

Bir fincan kaynamış su için bir tatlı kaşığı papatya yeterli olacaktır. Kaynatıp altını kapattığınız suyun içine papatyaları atın ve 3-5 dakika kadar demledikten sonra süzün.


Papatya çayı ile oturma banyosu veya ılık kompres için:

Bir litre suyu kaynatın, su kaynadıktan hemen sonra içine bir avuç papatya atın. 10 dakika kadar demlendiğinde süzün ve uygulamadan önce biraz ılımasını bekleyin.

Bir fincan papatya çayı alır mısınız?

Uzman Diyetisyen Olcay Barış, ister kuru ister taze papatyadan hazırlayabileceğiniz çayın faydalarını sizin için derledi.


Karın kramplarına iyi gelir

Papatya çiçeğinde bulunan güçlü antispazmodik ve anti-inflamatuar özellikler mide krampları için etkili bir ilaçtır. Gaz ve ağrıyı gidermek için sabah ve akşam, günde iki kez çaydan içilir.


Uykuya yardım eder

Sizin de milyonlarca insan gibi uyku sorununuz mu var? Eğer öyleyse yatmadan yaklaşık 30 dakika önce bir fincan papatya çayı için. Moleküler tıp raporlarına göre, papatya yaygın olarak hafif bir sakinleştirici ve uyku indüksiyonu olarak kabul edilmektedir. Sedatif etkiler beyindeki benzodiazepin reseptörlerine bağlanan apigenin flavonoid kaynaklı olabilir. Preklinik modellerdeki çalışmalar sırasıyla antikonvülsan ve CNS [merkezi sinir sistemi] depresan etkilerini gösteriyor. Hastalar üzerindeki araştırmada, hastaların 90 dakika içinde derin uykuya geçtikleri belirtiliyor.


Migreni rahatlatır

Baş ağrısı geldiğinde bir bardak papatya çayı içmeye başlayın. Baş ağrınız çok kötüye gitmeden önce içmeniz önemli.


İrritabl bağırsak sendromunu (IBS) azaltır

Mideniz ve bağırsaklarınız kötü ise bir fincan papatya çayı için. IBS’ye eşlik eden kramp ve ağrıları azaltabilir, ayrıca aşırı gaz ve şişkinlikten kurtulabilirsiniz.


Bağışıklık artırır

Eğer sık sık soğuk algınlığı veya grip geçiriyorsanız günlük olarak bir fincan veya iki papatya çayı içmenizden fayda olabilir.


Yanık ve sıyırıkları iyileştirir

Papatya etkili bir bitki infüzyonu olarak değil, aynı zamanda topikal olarak da kullanılabilir. Mısırlılar, Romalılar ve Yunanlılar, papatya çiçeklerinden yapılmış merhemleri yaraları iyileştirmek için kullanırlarmış. Papatyayı çay olarak demleyin. Soğuduktan sonra çay suyunu yara veya sıyrıkların üzerine sürün.


Koyu renk halkaları azaltır

Göz çevresindeki koyu renk halkalardan nefret ediyorsanız papatya çayı denemek isteyebilirsiniz. Çay iltihaplanmayı azaltır ve cildi sıkılaştırır, sizi yenilenmiş ve canlı bir görüntüye kavuşturur. İki çay torbasını ılık suya batırın ve beş dakika boyunca orada bırakın. Serinledikten sonra, yatıştırıcı bir sıkıştırma için onları gece gözlerinize yerleştirin.


Cildinizi parlatır

Yaş ilerledikçe cilt lekelenebilir. Pürüzlü lekeleri nemlendirmek ve yok etmek için papatya çayı kullanın. Sadece 2 papatya çayı ile 2 bardak su kaynatın. Bir kaba dökün ve yüzünüzü buhara dikkatlice yerleştirin. Tedaviyi yoğunlaştırmak için başınıza bir havlu koyun. Cildinizi iyileştirirken sizi de rahatlatacaktır.


Akneleri önler

Papatya, serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olan yararlı antioksidanlarla yüklüdür. Bu nedenle sivilceye yol açan bakterilerin önlenmesinde faydalı olmaktadır. Gözeneklerinizi temiz tutmak ve bakterileri yok etmek için haftada birkaç kez yukarıda belirtildiği gibi buhar yöntemini kullanın.


Şişkinlik ve ağrıları azaltır

Aşırı kullanımdan veya yaralanmadan dolayı meydana gelen şişme çok acı vericidir. Ciddi yan etkilere neden olabilecek anti-inflamatuar ilaçlar almak yerine papatya çayı deneyin. Çay, vücudunuzun şişmesini azaltmak için çalışacak doğal anti-inflamatuar özelliklerle yüklüdür.


Kan şekerini ve diyabet hastalarındaki hasarı azaltır

Araştırmaya göre, yemekten sonra bir fincan veya iki papatya çayı içmek, şeker hastalarının kan şekerini düşürme, görme, sinir ve böbrek hasar riskini azaltmanın etkili bir yoludur.


Tiroid ve meme kanseri riskini azaltır

Yunanistan’daki birçok kişi bitki çayı ve ağırlıklı olarak papatya çayı içiyor. Araştırmacılar, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Yunanistan’daki tiroid kanseri oranının Amerika Birleşik Devletleri’nde veya Avrupa’da bulunandan çok daha düşük olduğunu keşfettiler. Haftada altı kez papatyayı çayı içen kişilerin tiroid kanseri gelişme olasılığı yüzde 70 daha düşük ve otuz yıldır çaydan düzenli tüketenler ise yüzde 80’den daha düşük risk altında.

Papatyada kereviz, meyveler ve maydanozda bulunan apigenin gibi flavonoidlerin anti-kanser potansiyeline katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Hayvan çalışmalarında apigeninin kanserli tümörleri küçülttüğü tespit edilmiştir. 2011 yılında yapılan bir araştırma, apigeninin meme kanseri olan sıçanlarda tümör oluşumunu geciktirdiğini göstermiştir. 2013 yılında yapılan bir başka çalışma da apigeninin meme kanseri hücrelerinin kendi ölümlerini durdurma kabiliyetlerini engellediğini ortaya koymuştur.


Cilt tahrişini azaltır

Güneş yanığı, kızarıklıklar, egzama ve böcek ısırıkları can sıkıcı ve acı verici olabilir. Papatya, antienflamatuar özelliklerinden dolayı ağrı ve tahrişi azaltabilir.


Kas spazmlarını giderir

Papatya çayı, kas spazmlarını sakinleştiren glisin seviyesi yükseltir. Glisin bilinen bir sinir gevşetici olup, aynı zamanda papatya çayını etkili bir kaygı ve stres yardımcısı haline getirir.

Kaynak: Molecular Medicine Reports

Nedir bu meşhur Dukan diyeti? Diyet hakkında her şey burada!

Jennifer Lopez’den Gisele Bündchen’e kadar birçok ünlü bu diyeti yaptı.Hatta diyet hakkında blog tutanlar bile var? Peki nedir bu Dukan diyeti?

Son dönemlerin Atkins diyetinden sonra en çok tartışmaya neden olan diyetlerinden biri olan Dukan diyeti, Fransız beslenme uzmanı Pierre Dukan tarafından hazırlandı. 30 yıldır uygulanan diyet, ününü 2000’li yıllarda kazandı.

Dukan, diyet programı hakkında “Bu diyet sayesinde insanlara yeniden sağlıklı beslenmeyi hatırlatacağız” diyor.

Herşey 1975’te genel pratisyen olan Dukan’ın obezite ile ilgilenmesi ile başlar. Dukan, o zamanlar obezitenin üstesinden düşük kalorili diyetler ve küçük öğünler ile gelinebilineceği görüşünün hakim olduğunu söylüyor. Dukan da bunun üzerine hastalarının yeniden kilo alımının önüne geçmek için 4 aşamadan oluşan bir diyet planı tasarlar. Plana diğer diyetlerden farklı olarak güçlendirme ve korumayı ekler.

Dukan’ın kaleme aldığı “The Dukan Diet” kitabı Fransa’da uzun süre en çok satanlar listesinin birinci sırasında kaldı ve dünya çapında 10 milyon kopyadan fazla sattı. Kitap 14 dile çevrildi ve 32 ülkede satıldı.

Dukan’ın internet sitesinde yer alan diyeti uygulayanlardan gelen yorumlar arasında “Bunu diyet gibi görmüyorum.”, “Kendimi daha genç hissediyorum” gibi açıklamalar var.

Fakat milyonlar tarafından takip edilen bu diyetin, son günlerde kalp rahatsızlıklarına ve göğüs kanserine neden olduğu iddiaları var. Geçtiğimiz seneden beri eleştirilen Dukan’ın, mesleğinin elinden alması bile gündemde!
Peki, bu diyet nasıl yapılıyor?

Bu soruyu soranlar önce kitabı alıp, diyet hakkında bir fikir ediniyorlar. Fakat diyeti yapmaya gönüllü olanlar, Dr. Dukan’ın koçluğundan yararlanarak internet sitelerinden diyeti yapıyorlar.

Diyet programının internet sitesine adınızı, cinsiyetinizi ve hedeflediğiniz kiloyu yazarak olmanız gereken kiloyu gösteren bir bölüme yönlendiriliyorsunuz. Daha sonra açılan bölümde size ait sağlık ve beslenme bilgileri soruluyor. Tüm bilgilerinizi girip devam ettikten sonra ise, sizden kendinize uygun bir program seçmeniz öneriliyor ve her bir aşamada ödemeniz gereken miktar belirtiliyor.

Ayrıca sitede günlük olarak, Dukan diyetine uygun tarifler de, diyeti uygulayanlarla paylaşılıyor.

Diyetin aşamaları

Diyet, yenmesine izin verilen 100’ün üstünde besinle yapılıyor. Dukan’ın ortaya koyduğu diyetin 4 aşaması sırasıyla; atak, seyir, güçlendirme ve koruma.

Atağa geçin!

Bu aşama diyeti uygulayanların metabolizmalarını harekete geçirerek 2 ile 7 gün arasında hızlı bir şekilde 2-3 kilo verdiriyor. Ayrıca atak aşamasında protein açısından yüksek besin değerine sahip 72 besin istenildiği kadar tüketilebiliyor.

Yol alın!

Diyetin bu aşamasında kademeli olarak istenilen kiloya inme işlemi gerçekleştiriliyor. Bu da, protein açısından besin değeri yüksek 28 sebze ile sağlanıyor. Bu aşama süresince hedeflenen haftada bir kilo verilmesi.

Pekiştirin!

Üçüncü aşama olan pekiştirme aşamasında, diyeti uygulayanların bir daha çok kilo almalarının önüne geçilmesi hedefleniyor. Bu aşamada, meyve, ekmek ve karbonhidratlı yiyecekleri tekrar tüketmeye başlayabiliyorsunuz.

İstikrar sağlayın!

Son aşama olan stabilizasyonda, diyeti uygulayanlar istediklerini kilo almadan yiyebiliyorlar. Fakat bunun da belli kuralları var; haftanın bir günü protein, hergün kepekli yulaf tüketilmesi ve merdivenleri çıkmak öneriliyor. Dukan’a göre diyetin son aşamasına kadar başarı ile gelenler, bir daha kilo almamak için son aşama olan stabilizasyonu hayatları boyunca sürdürmeliler.

Hazırlayan: Müge Keçeci

Çocuklarda susuzluk anksiyeteye neden oluyor

Özellikle sıcak günlerde yeterince su içmeyen çocuklarda kaygı bozukluğu belirtileri görülebiliyor.


Suyun rahatlatıcı gücü

Suyun vücudumuzdaki en önemli işlevlerinden biri, hormonları ve kimyasal iletileri gerekli hayati organlara iletmede rol alıyor olması. Sadece sindirim ve boşaltım işlevleri için bile su, en önemli faktörlerden biri. Aynı şekilde sinir sisteminin de doğru çalışabilmesi için metabolizmada yeterince su bulunması gerekiyor. Bu yüzden yeterince su içmediğimizde, anksiyete semptomlarına benzer belirtiler ortaya çıkıyor. Özellikle çocukların susuz kalmamasının önemine dikkat çeken uzmanlar, yetişkinlerin çocuklara yeterince su içmeyi alışkanlık haline getirmeleri konusunda destek olmaları gerektiği konusunda uyarıyor. Çocuklar gerçekten susuz kaldıklarında bunu hisseder ve su içmeye yönelirler ancak önemli olan, çok fazla susuz kalmadan da vücutlarındaki su dengesini sağlayabilmeleri.



Sıcak havalara dikkat

Çocukların bir günde alması gereken su miktarı yaşına, kilosuna, genel sağlığına ve cinsiyetine göre değişebilir ancak 8 yaşından büyük çocukların günde en az ortalama 10 bardak su tüketmesi gerekiyor. Sıcak yaz günlerinde daha aktif olan, açık havada zaman geçiren ve yorulan çocukların yeterli su alımına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Susuz kalan çocuklarda cilt ve ağız kuruluğu, yorgunluk gibi belirtilerin yanı sıra kaygı bozukluğu belirtileri de ortaya çıkabilir. Kendini gergin hisseden çocuklar huysuz davranabilir, nedensiz ağlamalara yönelir. Yetişkinler kendini kaygılı hissettiğinde bunu tolere etmek için neler yapmaları gerektiğini çoğu zaman bilirler ancak çocuklar sinirli ve gergin olduğunda bizler gibi kendilerini iyi etmeye çalışmaya yönelmezler. Eğer özellikle sıcak yaz günlerinde çocuğunuzun huysuz davrandığını fark ediyorsanız, öncelikle yeterince su aldığından emin olun. Eğer idrarının koyu renkli ve kokulu olduğunu fark ediyorsanız, bu da susuz kalmanın önemli belirtilerinden biridir. Yeterince su içen bir çocukta veya yetişkinde idrar daima açık renkli ve kokusuz olmalıdır. Bezlenen bebeklerde 6 ila 8 saat boyunca hiç çiş görülmemesi veya bezde çok az miktarda koyu sarı çiş görülmesi de susuz kalındığının belirtisidir. Ağlarken gözyaşlarının akmaması da ciddi bir susuzluk belirtisi olabilir.

DB Berdan Sonbahar Kış 2017-2018

DB BERDAN, “Bu gerçek hayat mı yoksa sanal mı?” diye sordurduğu 2017-2018 Sonbahar-Kış koleksiyonunu Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında Grand Pera Cercle D’Orient’de Mercedes-Benz presents DB BERDAN defilesiyle tanıttı.

Burası gerçek hayat mı yoksa virtüel mi? Virtüel hayatlara hoş geldiniz. Hangisi gerçek hangisi sahte yaşam? Herkesin merak ettiği soru aynı: Hangimizin ne kadar takipçisi var ve ne kadar beğeni alıyoruz?


DB BERDAN, 2017-2018 Sonbahar-Kış koleksiyonu için sosyal medyanın içine balıklama daldı ve 16. yüzyıl entrikaları ile sosyal medyayı birleştirdi. Güçlü kraliçeler, büyük dedikodular, sahte hayatlar, hayaller ve gerçekler! Gerçekler fark edildiğinde yaşanan büyük depresyonlar… Ama merak etmeyin; depresyonu atlatmak ve istediğiniz kadar takipçi kazanmak için mutluluk haplarınızı kullanabilirsiniz. 


Özgürlük için kurulan bariyerlerin kafese dönüşmesi, iletişim çağındaki büyük iletişimsizlik ve teknolojiyle pasifize edilmiş hayatlar dönemimizin adeta büyük salgını haline geldi. DB BERDAN, her zaman gerçeküstü performanslarıyla bilinirken bu kez aslında gayet realist bir bakış açısıyla izleyiciye bilinen gerçekleri sunuyor.


Koleksiyon kalıplarında 16. yüzyıl Elizabethan (Kraliçe 1. Elizabeth dönemi) dönemi ile 2000’ler Nu metal bir araya geliyor. Ultra bol silüetler dramatik detaylarla buluşuyor.


Sımsıkı tam balenli ve yarı balenli korseler, kollarda bolca volümler, spor giyimde kullanılan büzgülü ip geçmeli detaylarla birlikte sunuluyor. 16. Yüzyılın couture niteliğindeki detayları 2000’lerin sokak kıyafetleri ile birleşiyor.


Kumaşlarda naylon ve yumuşacık koton bir araya gelirken, desenlerde 2000’ler Nu metal akımının olmazsa olmazı tribal dövmeler adeta 16. yüzyıl oymaları gibi tasarımları dekore ediyor. Dönemimizde en çok kullanılan ve neredeyse yeni alfabemiz olmuş elektronik işaretlerden, her girdiğimiz ortamda aradığımız “Wi-fi” simgesi, şarjda tutmaya çalıştığımız telefonumuzun açma-kapama düğmesi ve pil işaretleri; gül gibi organik görsellerle birleşiyor.


Yaşayanın sıcaklığı, teknolojinin soğukluğuyla birleşiyor. Güllerle açma kapama düğmelerinin bir arada olduğu, Wi-fi kraliçelerinin “Are we in future yet?” (Geleceğe geldik mi artık?) dediği, 0 takipçisi, 0 like ve 0 mesajının olduğu insanların mutluluk hapı aldığı bir dünya -yani gerçek dünya- izleyiciyi büyüledi. DB BERDAN, izleyiciye fazlasıyla tanıdık gelen karakterlerle ve ironik mesajlarla dolu bir şovla şaşırttı.


Mercedes-Benz presents DB BERDAN defilesi, şov için yola çıktıkları sahte hayatlar temasına yönelik hazırlanmış aksesuarları, müziği ve özel giriş videosuyla çok konuşuldu. Yetenekli, hazırcevap, sosyal medyayı çok iyi gözlemleme zekasına sahip oyuncu Aslı İnandık defilenin içeriğine yönelik karakterleriyle şovda yer aldı.


Hepimizin kendini içinde bulduğu bu karakterler eğlendirirken sorgulattı. Defilenin bir diğer bomba ismi Fatih Ürek oldu. Sosyal medyanın alt yapısının oluşturulduğu dönem 2000’ler. Instagram’dan önce “Biri Bizi Gözetliyor” dönemi vardı. Kimin ne yaptığını, nasıl uyandığını, ne yediğini merak etmeyi reality show’larla öğrendik. Fatih Ürek de o dönemde çıkış yapmış 2000’ler popular kültürünün ikonik karakterlerinden. Showlarında şaşırtmayı ve ironi yapmayı seven DB BERDAN o dönemin popular çevresi tarafından çok sevilen Fatih’i podyumda yürüttü.




























Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuar

Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarlarını moda takipçileriyle paylaştı.


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…


Balenciaga 2012 – 2013 Sonbahar Kış Aksesuarları…

Twitter’da en çok takipçisi olan ünlüler

Twitter’da, 2014’te en çok takipçi kazanan ünlüler…


Katy Perry, 2014 yılında 13 milyon 1 bin takipçi kazandı. Katy Perry’nin toplam 61 milyon 2 bin takipçisi bulunuyor.


Justin Bieber, 2014 yılında 11 milyon 1 bin takipçi kazandı. Justin Bieber’ın şuan 57 milyon 6 bin takipçisi bulunuyor.


Ellen Degeneres, 2014 yılında 10 milyon 9 bin yeni takipçi kazandı. Ellen Degeneres’in toplam 35 milyon 8 bin takipçisi bulunuyor.


Taylor Swift, 2014 yılında 10 milyon 6 bin takipçi kazandı. Taylor Swift’in toplam 48 milyon 2 bin takipçisi bulunuyor.


Ariana Grande, 2014 yılında 9 milyon 6 bin yeni takipçi kazandı. Ariana Grande’nin toplam 21 milyon 9 bin takipçisi bulunuyor.


Justin Timberlake, 2014 yılında 9 milyon 1 bin yeni takipçi kazandı. Justin Timberlake’nin toplam 38 milyon 6 bin takipçisi bulunuyor.


Selena Gomez, 2014 yılında 8 milyon takipçi kazandı. Selena Gomez’in toplam 25 milyon 1 bin takipçisi bulunuyor.


Kim Kardashian, 2014 yılında 7 milyon 2 bin takipçi kazandı. Kim Kardashian’ın toplam 26 milyon 3 bin takipçisi bulunuyor.


Demi Lovato, 2014 yılında 6 milyon 3 bin takipçi kazandı. Demi Lovato’nun şuan toplam 25 milyon 8 bin takipçisi bulunuyor.


Rihanna, 2014 yılında 6 milyon 2 bin yeni takipçi kazandı. Rihanna’nın toplam 25 milyon 8 bin takipçisi bulunuyor.

Şık ve modern koltuk modelleri

Oturma odanıza şıklık katacak farklı tasarımlarda koltuklar…


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri


Şık ve modern koltuk modelleri