“Seksi iç çamaşırlarımı sakladım!”

Sandra Bullock hayatında Bardo’dan başka erkek olmadığını itiraf etti.

Hayatımdaki tek erkek
The Blind Side filmiyle 2010 yılında en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazanan Sandra Bullock, ödülü kazandıktan sonra eşi Jesse James tarafından aldatıldığını öğrenmiş ve boşanma davası açmıştı.

Boşanmanın ardından evlat edinme kararı alan Bullock, Mart 2010’da evlat edindiği oğluna Bardo Bullock ismini vermişti. Bullock geçtiğimiz günlerde IO Donna Dergisi’ne verdiği röportajda hayatında Bardo’dan başka erkek olmadığını itiraf etti.

Tek önceliği oğlu
Güzel oyuncu “Bazen kendimi çok yorgun hissediyorum. Annelik zor bir iş. Her gece leopar desenli pijamalarımı giymek zorunda kalıyorum çünkü bu oğlumun çok hoşuna gidiyor. Seksi iç çamaşırlarımı uzun bir süreliğine sakladım. Tek önceliğim oğlum” şeklinde konuşurken, oğlunu video oyunlarından uzak tutmak için her gün birlikte spor yaptıklarını ifade etti. Bullock son olarak merakla beklenen Gravity adlı bilimkurguda rol almıştı.

Kalsiyum ve fosfor deposu incirin faydaları…

Yaz meyvesi olan incirin içinde yüksek oranda kalsiyum ve fosfor bulunuyor. Dayanıklı bir meyve olmayan inciri mümkün olduğunca bekletemeden tüketin.


– Taze ve kuru incir hücrelerin yenilenmesini sağlar.
– İncir A, C ve B vitaminleri içermesinin yanı sıra sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve demir mineralleri açısından da oldukça zengindir.


– Kemik ve dişlerin güçlenmesine yardımcı olur.
– Yüksek orandaki liflerle, bedene giren kolesterolün kana karışmadan atılmasını sağlar.


– Vücudunuzu bakterilerden koruyan incir aynı zamanda sindirimi kolaylaştırır.
– Vücuda kuvvet ve enerji verir.


– Öksürük ve boğaz ağrılarına iyi gelir.
– Bakteri ve virüslerin çoğalmasını önleyerek hastalıklara karşı direnci arttırır.


– İncir, içerdiği ‘benzaldehit’ adlı Maddeyle kanserli hücrelerin büyümesini önler, kansere karşı etkili olur.
– Kuru incirde ise Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri ile protein de var.

Elma çayının faydaları nelerdir?

Hastalıklara karşı koruyan, öksürükten halsizliğe pek çok rahatsızlığa iyi gelen elma çayı, aynı zamanda zayıflamaya da yardımcı. Farklı elma çayı tarifleri deneyerek siz de bu muhteşem meyveden faydalanabilirsiniz!

Ülkemizde onlarca çeşidi yetişen ve en sık tüketilen meyvelerden biri olan elma, birçok şifalı etkisi nedeniyle de dünyanın pek çok yerinde sıklıkla kullanılıyor. Taze olarak tüketilmesinin de sağlığa birçok faydası bulunan elma, çay olarak demlenip tüketildiğinde de hem keyifli içimi, hem de hastalıklara karşı koruyucu etkisi ile faydalı olabiliyor.

Zayıflamak için elma çayı tüketmek de yaygın bir uygulama, ancak elma çayının zayıflamanın yanında birçok faydası bulunuyor.


Elma çayında bulunan vitamin ve mineraller

Elma çayının içerisinde A, D, E, B6 ve C vitamini bulunmaktadır. Ayrıca sodyum, potasyum ve magnezyum mineralleri de içermektedir.

Elma çayının faydaları nelerdir?

İçerdiği antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanı sıra, elma çayının vücuttaki toksinleri uzaklaştırma (detoks) etkisi de bulunmaktadır. Bu özelliği sayesinde hem hastalıklara karşı koruma sağlar, hem de zayıflamaya yardımcı olur. Antioksidan özelliği, aynı zamanda cildi de güzelleştirir.

Elma çayı, kalp sağlığını korumada ve çeşitli kalp-damar rahatsızlıklarına karşı korunmada etkilidir.

Kötü kolesterolü azaltmaya yardımcı olur.

Elmanın içeriğindeki fitokimyasallar, elma çayının kemik sağlığını korumasına da yardımcı olur.

Hafızayı güçlendirir, konsantrasyonu artırır. Dikkat eksikliği sorunu yaşayan kişiler günde 1-2 fincan elma çayı tüketebilirler.

İçerdiği vitaminler sayesinde göz sağlığı, boşaltım sistemi ve dolaşım sistemi üzerinde olumlu etkisi vardır.

Baş ağrıları ve vücuttaki ağrılara iyi gelir.

Tarçın ile birlikte tüketildiğinde kan şekerini ve kolestrolü düzenler.

İçerdiğin B6 vitamini sayesinde kandaki beyaz hücre oluşumunu destekler.

Bağırsaklardaki parazitleri temizler ve zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar.


Elma çayı nasıl yapılır?

Sade elma çayı demlemek için, bir bütün elma soyulur, çekirdekleri çıkarılır. İnce ince dilimlenerek kabuklarıyla birlikte demliğe alınır ve üzerine iki su bardağı soğuk su ilave edilir. Orta ateşte kaynatıldıktan sonra altı kapatılarak 10 dakika kadar demlenir.

Elma çayını daha lezzetli ve daha şifalı hale getirmek için başka bitkilerle karıştırarak da demleyebilirsiniz:

Tarçınlı ballı elma çayı: Bir su bardağı kaynamış suyun içine yarım elma doğranır, bir kabuk tarçın ilave edilir. Ağzı kapalı halde 10 dakika kadar demlendikten sonra içerisine 1 çay kaşığı bal ilave edilir. Soğuk algınlığına karşı tüketilebilir.

Limonlu baharatlı elma çayı: İki elma kabuklarıyla beraber dilimlenir, bir bütün limonun dilimleriyle beraber 3 su bardağı soğuk suda 15 dakika boyunca kaynatılır. Karışım kaynadıktan sonra ocaktan alınır ve içine 5-6 karanfil, yarım çay kaşığı karabiber ve bir kabuk tarçın eklenerek 5 dakika daha demlenir. Karışım süzüldükten sonra sıcak veya soğuk olarak tüketilebilir. Bu karışım, içerisindeki diğer malzemelerle birlikte yağ yakımını hızlandırmaya yardımcı olur.

Naneli elma çayı: Yarım elma dilimlenir, üç dal taze nane ile birlikte bir su bardağı kaynamış suya ilave edilir. 10 dakika demlendikten sonra süzülerek tüketilir. Özellikle hazımsızlık gibi sorunlara iyi gelen bu çay, yemeklerden sonra içilebilir.

Çilekli elma çayı: Bir adet yeşil ve bir adet kırmızı elmayı iyice yıkayıp ince yarım ay şeklinde doğrayın. Kabuk ve çekirdekleriyle beraber bir tencereye koyun ve üzerine 1 çubuk tarçın, yarım çay bardağı kuru çilek, 1 çay kaşığı karanfil koyun. 3 su bardağı soğuk suyu üzerine ilave edin ve kaynatın. Kaynadıktan sonra 10 dakika demlenmesini bekleyin.

Elma çayı yaparken ekleyebileceğin diğer malzemeler de şunlar olabilir; zencefil, zerdeçal, yeşil çay, adaçayı, ıhlamur, ayva.

Metabolizma hızlandıracak bitkiler ve çaylar



Biberiye: Birçok sağlık probleminin çözülmesinde yardımcı olan bir bitkidir. Yapılan deneysel çalışmalarda pankreatik lipaz enzimini baskılayarak bağırsaklardan yağın emilmesini azalttığı ve dolayısıyla kilo almayı önleyici bir etkisi olduğu belirtiliyor. Ayrıca safra salgısını artırarak bilhassa yağlı besinlerin sindirimini kolaylaştırmaktadır. Diğer taraftan, biberiye yapraklarının idrar söktürücü özelliği vücuttan ödemin atılmasına yardımcı olmaktadır.
Kan dolaşımını hızlandırabileceği için tansiyonu olanların dikkatli kullanması gerekmektedir.



Dut Yaprağı: Besinlerdeki kompleks şekerlerin (oligo- ve nişasta gibi polisakaritler) bağırsaklarda basit şekerlere dönüşümünü sağlayan enzimleri (alfa-glikozidaz) baskılayarak emilimlerini engellemekte ve bu suretle şekerin vücutta yağ şeklinde depolanmasını engellemektedir.



Barut Ağacı: Kabızlığa karşı etkilidir. Bağırsakların hızlı boşaltılmasına yardımcı olur.



Kekik: Uçucu yağının mide asidi ve safra artırıcı etkisi bulunmaktadır. Bu etkisiyle sindirimi kolaylaştırır.



Kiraz Sapı: İdrar artırıcı özelliğinin yanı sıra zengin potasyum içeriği nedeniyle vücutta idrar ile atılan potasyum dengesinin bozulmasını önlemektedir.



Tarçın: Şeker metabolizmasının düzenlenmesi ve insülin direncinin kontrol altında tutulması konusunda etkileri ortaya konulmuş bitkiler arasında yer alıyor.



Yeşil Çay: İçinde bulunan kafein türevleri nedeniyle fiziksel halsizliği giderici ve enerji verici (analeptik ) bir içecek olarak bilinmektedir. Kafein türevleri idrar artırıcı etkisi ile yine vücutta ödemin sökülmesine yardımcı olur. Yeşil çay, yağ yakıcı (lipolitik) ve glikojenolitik özelliktedir. Yağ yakıcı etkisi klinik çalışmalar ile de ortaya konulmuştur.



Funda Yaprağı: İdrar artırıcı etkisi ile vücutta ödemin atılmasını sağlar.

Vazelinin ilginç kullanım alanları

Vazelini sadece cildinizde mi kullanıyorsunuz? Aşağıdaki yöntemleri öğrenince vazelini yanınızdan eksik etmeyeceksiniz.

Vazelini sadece cildinizde mi kullanıyorsunuz? Aşağıdaki yöntemleri öğrenince vazelini yanınızdan eksik etmeyeceksiniz.
Sertleşmiş noktaları yumuşatır
Kurumuş ve çatlamış durumdaki dudak bölgesine, dirseklere, ayaklardaki topuk bölgesine sürerseniz yumuşak bir cilde sahip olursunuz. 
 
Makyaj temizler
Bir pamuğun üstüne biraz vazelin sürerek, maskara ve göz kaleminizi kolay bir şekilde çıkartabilirsiniz. 
 
Kaşları şekillendirir
Dağınık bir halde duran kaşlarınızın üstüne vazelin sürün, kaş kalemiyle tarayın ve kaşlarınız dağınıklıktan kurtulsun! 
 
Kırıklı saç uçlarını onarır
Az miktarda vazelini saç uçlarınıza yedirirseniz, saç uçlarınız elektriklenmeden kurtulur ve düzleşir.  
 
Tırnakları besler
Tırnaklarınıza vazelin ile masaj yaptığınızda, hem tırnaklarınız beslenir hem de tırnaklarınızı rahatlatır. Daha parlak olmalarını sağlar.
 

 
Kısa kısa vazelinin kullanım alanları…
 
Makyaj pamuğunuza vazelin sürerek göz makyajınızı kolayca temizleyebilirsiniz.

 
Vazelini gözünüzün altına sürerek gözaltınızı aydınlatabilirsiniz.

 
Oje sürmeden önce tırnaklarınıza vazelin sürmek ojenizin daha kalıcı olmasını sağlar.

 
Tıraş yapacağınız yere ince bir tabaka vazelin sürmeniz tıraşınızı daha kolay yapmanızı sağlar.

 
Vazelin ve deniz tuzunu karıştırarak peeling hazırlayabilirsiniz.

 
Vazelinle dudaklarınızı nemlendirebilirsiniz.

 
Parfüm sıkmadan önce ince bir katman vazelini bileğinize, boynunuza sürerseniz kokunuzun daha kalıcı olmasını sağlayabilirsiniz.

 
Vazelin kıyafetlerinizdeki makyaj lekelerini çıkarabilir.

 
Kirpiklerinize az bir miktar vazelin sürmeniz, kirpiklerinizin daha gür olmasını sağlar.

 
Yatağa girmeden önce ayaklarınıza vazelin sürün ve üzerine ince bir çorap giyin. Sabah uyandığınızda ayaklarınızın yumuşacık olduğunu göreceksiniz.

 

Sonbaharın rengi gri…

2014 – 2015 sonbahar/kış koleksiyonlarında ağırlıklı olarak gri renge rastlayacaksınız çünkü bu senenin rengi gri…


Zuhair Murad


Zuhair Murad


Zuhair Murad


Alexander Wang


DKNY


Elie Saab


Emilia Wickstead


Ermanno Scervino


Ermanno Scervino


Gloria Coelho


Haider Ackermann


Halston Heritage


Herve Leger


Rachale


Ralph Lauren


Tony Ward

Kalp çarpıntısı nedenleri nelerdir?

Günümüzde trafik ve yoğun iş temposunun yarattığı strese; düzensiz ve sağlıksız beslenme, spordan uzak hareketsiz yaşam da eklenince özellikle büyükşehirlerde yaşayanlar, kalp çarpıntısı sorunuyla giderek daha sık karşılaşıyor.

Günümüzde trafik ve yoğun iş temposunun yarattığı strese; düzensiz ve sağlıksız beslenme, spordan uzak hareketsiz yaşam da eklenince özellikle büyükşehirlerde yaşayanlar, kalp çarpıntısı sorunuyla giderek daha sık karşılaşıyor.
Kalp atışlarının hissedilmesinin verdiği rahatsızlık hissi veya kalbin çok hızlı ve çok dolgun atması olarak tanımlanan çarpıntı, ciddi kalp hastalıklarının göstergesi olarak da karşımıza çıkabiliyor. Buna karşın çarpıntının eskiden beri olması, günlük sohbetlerimizde ‘kalbim yine çarpmaya başladı” sözleriyle dile getirilirken, bu söylemler sorunu adeta sıradan hale getiriyor, kanıksatıyor. Oysa çarpıntının ciddi bir sorun olduğunu belirten Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Güliz Erdem, “Özellikle daha önceden kalp krizi geçirenlerde, kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği, kalp kası ve kalp kapak hastalığı olanlarda çarpıntının, ritm bozukluğuna bağlı olması ihtimali çok yüksektir. Çarpıntı ile birlikte baş dönmesi, bayılma, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi başka şikayetler olursa, acil olarak duruma müdahale edilmelidir” dedi.
 
Çarpıntının nedenini bulmak için kişinin mutlaka kardiyoloji uzmanına görünmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Güliz Erdem konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Kalp hastalıklarının yanı sıra tiroit bezinin fazla çalışması, kansızlık gibi bir sağlık sorunu çarpıntıya sebep olabileceği gibi, bunlar olmaksızın hayat şartlarının yol açtığı çarpıntının nedenleri de mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Örneğin günümüzde sınav stresinin gençlerde çarpıntıya giderek daha fazla yol açtığını görüyoruz.” Doç. Dr. Güliz Erdem, hayat şartlarının tetiklediği ve çarpıntıya yol açan, önde gelen nedenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
 
İş hayatındaki yoğunluk
Özellikle 30- 50 yaşlarındaki çalışan kesimde, hafta içi çarpıntı yakınmaları daha sık oluyor. İş stresi, ofiste çok fazla kafein tüketimi, yorgunluk, uykusuzluk, yemek düzeninde bozulma ve yeterli zamanın olmamasından fast food beslenme; kadınların aile ve iş hayatını aynı anda ideal şekilde devam ettirmeye çalışmasının stresi birçok kişide çarpıntının ilk ortaya çıkan şikayet olmasına sebep oluyor. Bu durumda, çarpıntının nasıl bir kardiyak problem sonucu ortaya çıktığının değerlendirilmesi, çarpıntıyı artıran bu faktörlerin de hasta ve yakınları tarafından farkedilip, mümkün olduğunca engellenmesi için yaşam tarzına yönelik değişiklikler yapılması gerekiyor.
 

 
Fiziksel yorgunluk
Aşırı fiziksel yorgunluk çarpıntıyı tetikleyen en önemli etkenlerden biri. Bu fiziksel yorgunluk bazen günlük hayattaki yoğunluk nedeni ile olabilirken, bazen de normalde hareketsiz olan kişilerin, kontrolsüz olarak aniden yoğun egzersize başlaması nedeni ile de olabiliyor. Egzersizin düzenli olarak yapılması ve kademeli olarak artırılmasına dikkat edilmesi, özellikle kalp hastalığı riski ya da kalple ilgili yakınması olan kişilerin egzersiz programlarına başlamadan önce kardiyoloji uzmanlarına danışmaları gerekiyor.
 
Anksiyete
Huzursuzluk, korku ve stres çarpıntıyı tetikliyor. Bu duygular özellikle panik atak sırasında sıklıkla görülüyor. Panik atağın da neden olduğu aşırı çarpıntı hissi kişide yoğun bir korkuya neden olmakla birlikte, ayırımın yapılması için öncelikle uzman hekim tarafından kardiyak tetkiklerin yapılması, gereği halinde psikiyatri uzmanının görüşünün alınması gerekiyor. Kardiyoloji ve psikiyatri uzmanları birlikte çalışarak, hastaların fiziksel ve psikolojik iyilik halini tekrar sağlayabilirken, önemli olan hastanın ilk adımı atarak, yakınmaların geçmesini beklemek yerine kardiyoloji polikliniğine başvurmasıdır.
 
Susuzluk
Sağlıklı bir kişinin vücudunun üçte ikisi sudan oluşuyor. Vücudun normal su miktarı azaldığında, tuz ve şeker dengesi de bozuluyor. Aşırı egzersiz ve yaz sıcağında terleme, vücudumuzdaki suyun hızla azalmasına sebep oluyor. Yeterince su içilmemesi, kaybedilen suyun yerine konulmaması, vücudumuzun susuz kalmasına yol açıyor; bu durum vücuttaki elektrolitleri azaltıyor, tansiyonu düşürüyor ve çarpıntıya yol açıyor. Günlük su alımı; aşırı egzersiz, enfeksiyon, sıcak hava gibi diğer etkenler olmadığı durumda, genellikle kadınlar için günde 2 litre, erkeklerde 2 buçuk litre olmalıdır.
 

 
Enfeksiyon
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Güliz Erdem “Enfeksiyon her yaşta insanda çarpıntıyı arttırabiliyor. Kış aylarında soğuk algınlıkları, akciğer enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, yaz aylarında ise besin zehirlenmelerine bağlı sindirim sistemi enfeksiyonları daha sık görülüyor. Ancak özellikle yaşlı hastalar ritm bozukluklarına daha duyarlı oldukları için çoğu zaman enfeksiyonla ilgili belirtiler henüz başlamadan ilk şikayet çarpıntı olabiliyor” dedi.
 
Alkol, sigara ve aşırı kafein alımı
Alkol ve sigara çarpıntıyı artırıyor. Düzenli alkol kullanımı ritm bozukluğu riskini artırdığı gibi, özellikle tatil zamanlarında ani ve yoğun alkol kullanımı sonrasında da ritm bozuklukları tetikleniyor. ‘Tatil kalbi sendromu’ olarak tanımlanmış olan bu durum, özellikle kış aylarında hafta sonunun bitiminde daha çok görülüyor. Aynı zamanda aşırı kafein alımının da özellikle diğer sebeplerle birlikte olduğunda çarpıntıyı artırdığı görülebiliyor.
 
Bazı ilaçlar
Özellikle soğuk algınlığı ve öksürük ilaçlarının bazıları ve bazı bitkisel ilaçlar çarpıntıyı tetikleyebilir. Bu nedenle özellikle daha önceden çarpıntı şikayetleri olanların bu ilaçları doktorlarının gerekli görmediği halde almaktan kaçınmaları gerekiyor.
 
Sınav stresi
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Güliz Erdem “Özellikle lise ve üniversite çağındaki gençler, sıklıkla çarpıntı şikayeti ile polikliniklerimize başvuruyorlar. Kiminde sadece sınav öncesi huzursuzluğun verdiği kalbin hızlanması tespit edilirken, kimilerinde ise stresin ritm bozukluklarını tetiklediğini görüyoruz. Sınav öncesi uykusuzluk, fazla kafein alımı, yeterli su içmemek de, bu şikayetlerin daha fazla artmasına sebep olabiliyor. Unutmayalım ki, hepimiz için en başta sağlığımız gelmelidir. Çocuklarımıza da bizler için en önemli şeyin onun sağlığı ve mutluluğu olduğunu belirtmeliyiz. Bunu hissetmeleri, stresle mücadele etmelerinde en önemli adımlardan biri olacaktır” şeklinde konuştu.
 

 

Bebek fotoğrafları çekmek için öneriler

Bebeğinizin en güzel, en sevimli yılları sadece anılarınızda kalmasın. Vakit kaybetmeden fotoğraf kareleriyle o güzel anlarınızı ölümsüzleştirin.

Fotoğra?arı ister planlı ister plansız çekin şüphesiz çok güzel pozlar yakalayacaksınız. Ancak tüyolarımızla çok daha güzel kareler yakalamanız mümkün!


Işığa dikkat

Güzel bir fotoğraf çekebilmenin en önemli püf noktası tabii ki ışıktır. Özellikle hafif bulutlu bir gün tercih edilirse en ideal ışık elde edilir. Işık ne az ne de fazla olmalıdır. Dengelenmelidir. Çok parlak ışıkta çekilen fotoğraflarda gölgelenmelerin olması ya da gözlerinizin kısık çıkması kaçınılmazdır. Aynı şekilde çok karanlık ya da kapalı havada çekilen fotoğraflarda renkler soluk çıkar. Ne kadar photoshop kullanırsanız kullanın net, güzel bir görüntü elde edemezsiniz! İç mekanda bir fotoğraf çekmek zorundaysanız gündüz saatlerini ya da ışık için büyük pencerelerin yanını tercih edin. Güneşi bebeğinizin arkasına almayın yoksa fotoğraf karanlık çıkar. Flash kullanmak zorundaysanız makinenizi, kırmızı göz engelleme moduna getirin. Aksi halde photoshop kullanmak zorunda kalırsınız ve bebeğinizin güzel gözleri orijinali gibi güzel durmaz!

Bir değişiklik yapın, siyah beyaz fotoğraflar çekin. Şüphesiz en artistik fotoğraflar siyah beyaz olanlar. Çektiklerinizi bastırdığınız zaman bize hak vereceksiniz!Elinizi korkak alıştırmayın! Profesyonel fotoğrafçılar tek poz fotoğraf çekmezler. Nasılsa dijital makineler çıktı, film bitti derdi yok, çekin çekebildiğiniz kadar. Yüzlerce fotoğraf içinde muhakkak birkaç adet mükemmel poz çıkacaktır. Beğenmediklerinizi isterseniz silme şansınız da var. Bebeğinizin düzenli fotoğrafını çekmek için bir program hazırlayın. Örneğin sabah saatleri bebeklerin en mutlu olduğu zamanlardır. Bu saatleri fotoğraf çekimine ayırabilirsiniz.

Kim ne derse desin, en güzel fotoğrafları anne-babalar çeker. Ne de olsa bebeğiniz en güzel gülümsemesini size saklar!

Poz vermeye ilişkin birçok ipucu var. Her zaman güzel bebek pozları yakalayamadığımız bir gerçek. Ama uygun zamanı kollamak gerekir. Ya da ‘tam fotoğraflık’ diye düşündüğünüz anları hemen görüntüleyebilirsiniz. Örneğin bebeğinizin çok mutlu olduğu anlar iyi bir fotoğraf çekimi için güzel bir zamanlamadır. Gözlerindeki neşe fotoğrafa yansır. Basit bir poz olsa bile fotoğraf çok içten ve güzel çıkar. Kısacası, ona poz verdirmek yerine, siz onun pozunu yakalayın.

Yakın plan fotoğraf çekmeyi deneyin. Genelde fotoğraflarda klasik pozlar verilir ve ifadelerin, arka planın nasıl çıktığına pek önem verilmez. Değişik ve güzel bir kare oluşturmak istiyorsanız bebeğinizin yüzüne odaklanmanızı öneririz. Hatta bazen yalnızca ellerini ve ayaklarını çekin. Göreceksiniz farklı ama bir o kadar anlamlı fotoğraflar olacak.

“Benzer fotoğraflar çekmekten bıktım” diyorsanız farklı açılardan bebeğinizin değişik pozlarını yakalamayı deneyin.

Bebeğiniz hareketliyse tek başınıza fotoğrafını çekmek kolay olmayabilir. Onu güldürmek gerektiğinde pozunu ayarlayabilmek için birilerinin size yardım etmesi gerekebilir. Sabırlı bir arkadaş bulmanızda fayda var.

Minik afacanı güldürmek için elinizden geleni yapmaya çalışın. Örneğin hapşırmış gibi yapabilirsiniz ya da yüzünüzü bir açıp bir kapayarak o meşhur “Ce ee” oyununu deneyebilirsiniz. Emin olun bu oyuna gülmeyen bebek yoktur.

Fotoğraf süper çıktı ama arka plan bozuk. Şimdi ne yapacaksınız? Yine bilgisayar programları imdadımıza yetişiyor. Arka planı silip fotoğrafı kurtarabilirsiniz. Bilmiyorsanız fotoğraf stüdyolarından bu konu için de yardım alabilirsiniz.

Eminiz çocuğunuz halı üstünde yatarken ya da oynarken çekilmiş bilindik fotoğrafları vardır. Ama nedense yaramazlık yaparken çekilmiş fotoğraflarına pek rastlanmaz. Ufak tefek afacanlıkları değerlendirmekte yarar var. Sıkıcı olmaktansa eğlenceli, komik pozlara sahip olmayı siz de istemez misiniz? Bebeğiniz gülerken çektiğiniz fotoğraflar her zaman güzel çıkar. Bu nedenle onu, komik hareketler yaparak güldürmeye çalışın. Mesela başınıza şapka takarak komik şekilde sesler çıkarın, elinize bir oyuncak alın ve onun ağzından konuşuyormuş gibi yapın ya da komik yüz ifadeleri takınabilirsiniz. Hatta bebeğinizdeki etkileşimi artırmak için yavru köpeğiniz varsa onu da fotoğraf karenize dahil edebilirsiniz.

Ayrıca
Sürekli siz fotoğraf çekecek değilsiniz. Bırakın başkaları sizi, çocuğunuzla birlikte çeksin. Emin olun hastanede, yeni dünyaya gelmiş bebeğinizle çekilmiş sabahlıklı pozlarınızdan daha fazlasını isteyeceksiniz. Biliyoruz çocuklar biraz büyüyünce onları sabit tutmak zor oluyor. Bu yüzden bebeklerin emeklemeye başlamadan önceki zamanları fotoğraf çekilmek için en uygun zamandır! Kaçırmayın. Çektiğiniz fotoğrafları akrabalarınıza ve arkadaşlarınıza da yollayın. Böylece seneler sonra en yakınlarınızın elinde de bebeğinizin ufak bir fotoğraf arşivi olacaktır. Her ay bebeğinizi aynı mekanda aynı oyuncakla çekin. Yılın sonunda çekilen fotoğrafları karşılaştırdığınızda çocuğunuzun büyüme hızına şahit olacaksınız. Belki de çocuğunuz okula gidene kadar bu metoda devam etmek isteyebilirsiniz.

Bebeğinizden uzun olduğunuza göre onun göz hizasına eğilerek fotoğrafını çekebilirsiniz. Bu yöntem sayesinde fotoğrafta bebek odaklanır. Kaymalar ve bulanıklık ortadan kalkar. Ayrıca doğal pozlar yakalamak istiyorsanız bebeğinize görünmeden gizli bir şekilde çekmeyi deneyin. Hala güzel ve net çıkan bir fotoğraf çekmeyi başaramadıysanız üzülmeyin. Makineniz elinizde, bebeğinizin her hareketini takip ettiğiniz için her an gelebilecek güzel bir poza karşı hazırlıklı olun. Poz nihayet geldiğinde hafifçe çekim düğmesine basın ve pozu yakalayın. (hızlıca basmayın) Bu sayede makinenin titremesini engeller, fotoğrafta oluşabilecek bulanıklığı önlemiş olursunuz. Tekrar tekrar fotoğraf çekmenize de gerek kalmaz.

Geçmişten gelen ilginç fotoğraflar



Abraham Lincoln’un köpeği, tarihte fotoğraflanan ilk başkan köpeği 1861



Turist ve rehberleri Mısır piramitlerini tırmanırken, 1800 sonları



Mick ve Bianca Jagger düğün günlerinde, 1971



Japon güreşçiler taraftarlarla akrobatik bir performans sergiliyor



Niagara şelalesi, su yokken 1969



Sovyet askerleri tanklardan kutup ayılarını besliyor, 1950



Albert Einstein, Grand Kanyon’u ziyaret ediyor 1931



Bozulan yangın musluğunda oyun oynayan çocuklar, New York 1950’ler



Eyfel kulesinin inşaatı, 1880’ler



Muhammed Ali, Cleveland William’ı yere seriyor, Teksas 1966



Venedik kanalı boşaltılıp temizlenirken, 1956



Microsoft ekibi, 1978



Putin 18 yaşında, 1971



Fidel Castro, Polonya ziyareti sırasında Krakow öğrencileriyle basketbol oynarken, 1972



Sam amca posterinin modeli Walter Botts, 1970



Time Square meydanında durup, Seinfeld dizisinin finalini izleyen New Yorklular, 1998



1981 yılındaki hard diskler



Paris’te ilk kadın taksi şoförü, Mme Decourcelle 1909



John F. Kennedy ve Jacqueline Bouvier evlenirken, 1953



Uma Thurman ve Lucy Lui, Kill Bill setinde



Celalabad, Afganistan, 1988



SSCB devlet başkanı Leonid Brezhnev ve Doğu Almanya başkanı Erich Honecker



Rusya, 1983



Michael Jackson, Charlie Chaplin kılığında, 1970’ler



İki ayağını da İkinci Dünya Savaşı’nda kaybeden Anatoly Golimbievsky, genç askerler tarafından selamlanırken, 1989



Martin Luther King’in ünlü “benim bir hayalim var” konuşması, Washington DC 1963



Amerika’da beyzbol oynayan gençler, 1860



Mekke, 1910



Siyahi kölelerin çalıştığı market, 1864



Elton John’ın Dodger Stadyumu’nda verdiği konser, Los Angeles 1975



Vietnam Savaşı’nda kız arkadaşını unutmamak için kaskına fotoğraflarını yapıştıran asker, 1968



Gerçek insanlarla oynanan satranç, 1924



Moskova’da Gorky Parkı, 1954



Bağdat, Irak 1965



14 yaşındaki Gwen Stefani, Sting’den imza alırken, 1983



Bill Gates ve Steve Jobs gençken, 1973



Meşhur Antinous heykelinin bulunuş anı, 1894



Kabil Afganistan’da yürüyen kadınlar, 1972



İkinci Dünya Savaşı’ndan dönen Amerikan askerleri, 1945



1979 Devrimi sonrası zorunlu başörtüsüne karşı çıkan İranlı kadınlar



Harry Potter, Harry Potter setinde Harry Potter kitabını okurken



Saipan Savaşı’nda düşürülen Japon uçağı, 1944



Hitler’in, Amerika’ya karşı savaş açtığını açıkladığı konuşma, 1941 renklendirilmiş



1967’de yaratılan portatif televizyon konsepti



Bill Clinton’ın kedisini fotoğraflayan paparaziler, 1992



Hiroşima’dan sağ kurtulan Shigeki Tanaka, Boston Maratonu’nu kazanırken, 1951



Einstein’ın öldüğü gün fotoğraflanan ofisi, New Jersey 1955



1911 yılında soğuktan donan Niagara Şelaleleri



Berlin duvarı yıkılırken, 1989



John F Kennedy’nin suikastinden dakikalar öncesi, 1963



Pandayla futbol oynayan minik çocuk, 1939



Nazi Almanyasında altın madalya kazanan Jesse Owens, 1936



Mısır Prensesi Fevziye Fuad, 1940’lar



Moskova’da açılan ilk McDonald’s ve giriş kuyruğu, 1990



İnşaat aşamasındaki Disney Land



1936’da soyu tükenen Tasmanya kaplanları, 1930



Barack ve Michelle Obama, 1992



Bir milyon doları elinde tutan Donald Trump, 1990



Gelibolu Savaşı’nda çarpışan mermiler, 1915-1916

burç yorumları

Hande Kazanova, bugün başımıza neler geleceğini anlatıyor.

Bugün oluşan Güneş – Satürn olumlu açısıyla üstlerimizden, patron ve otorite figürlerinden istediğimiz desteği görmek zor olmayacak. Sorumluluklarımızı bilecek ve kalıcı adımlar için harekete geçeceğiz. Hayat girişimlerimiz adına bizi sonuna kadar destekliyor. İşlerimiz için bugün harekete geçelim.

Gazoz kapağından kardan adam!

Yılbaşı süsleri için geri dönüşüm fikirlerinden faydalanın.

Malzemeler:
Gazoz kapağı
Kurdele
Keçeli kalem
Düğme

Yapılışı:

Gazoz kapaklarının içine kardan adam suratları çizin. Gazoz kapaklarını kurdele üstüne dizin. Yapıştırıcıyla sabitleyin. Düğmeler ve renkli iplerle süsleyeceğiniz süsleri yılbaşı ağacına ya da evinizin çeşitli yerlerine asabilirsiniz.